Kahramanmaraşlı müzik adamı, araştırmacı ve Bağlama Üstadı Mehmet Bağlar, Kahramanmaraşlı halk ozanı Âşık Meftuni bir diğer adıyla Mustafa Doğan’ı kaleme alarak, gazetemizle paylaştı.

Mehmet Bağlar, Kahramanmaraş’ın tarihini, kültürünü, değerlerini, insanlarını ve bugüne kadar gelmiş geçmiş sanatçılarını anlatan arşivini sadece Manşet Gazetesi ile paylaştı. Bağlar, Arşivinde 7’den 70’e Maraş ile ilgili bilgiler olduğunu söyleyerek, bu özel arşivini sadece bizimle paylaştı. Kahramanmaraş’ın tarihi dokusunu ve kültürünü ele aldığımız bu özel arşivde, şehrin geçmişten bu güne gelen ozanlarını, bestekârlarını ve sanatçılarını ele alıp bu özel kişilikleri tek tek sayfa sütunlarımıza taşımaya devam ediyoruz. Her hafta Pazartesi günü gazetemizde siz değerli okuyucularımız için yazılar yazan ve arşivinde ki tarih kokan notları bizimle paylaşan Bağlar, bu hafta Halk Ozanı Âşık Meftuni’yi kaleme aldı.

Volkan Müzik Galerisi Yöneticisi, araştırmacı ve bağlama üstadı Mehmet Bağlar ’ın kaleminden Halk Ozanı Âşık Meftuni;

ÂŞIK MEFTUNİ ( Mustafa DOĞAN )

<•

Halk ozanı ve besteciyim. 11 Kasım 1949 Kahramanmaraş Merkeze bağlı Öksüzlü Köyüde doğdum. Doğduğum köyün ilkokulu mezunuyum maddi imkânsızlıklardan dolayı ileriye dönük okullara devam edemedim. Çok küçük yaşlarda âşıklık geleneğine büyük merakım vardı. 1960 larda çalıp söylemeye başladım saz çalıp deyiş söylemeyi yöremde çok sevilen tanınan felsefi muhabbetlerde zakirlik yapan amcam ulu Ahmetten öğrendim.

İlk plağımı 1968 de yaptım toplam 22 plağım üç kasetim var elli kadar söz ve müziğimi değişik sanatçılar tarafından okunmaktadır; 1979 da Anadolu Halk ozanları dernek başkanlığına getirildim. 12 Eylül darbesinde sonra konserler veremedim plak kaset yapamadım zor günler yaşadım ancak kendim gibi düşünen Âşık Mahzuni Ruhi Su Âşık Ihsani Âşık Meçhuli gibi ünlü ozanlarla sürekli dialog halindeydim. Daha fazla çekilemez yoksulluk yaşıyordum o nedenle 25 Mart 1987 de bu yana Fransada olup Sanat ve müzik hayatımı Paris de sürdürmekteyim. 3 tane CD çalışmam oldu Halk Ozanlığı Ateşten Gömlek isminde bir şiir kitabım vardır. Bestelerimi sözlerimi başkalarına özenerek hazırlamam ve bütün gerçek ozanlara saygı duyarım. Kimsenin sözünü müziğini kendime mal etmeye asla kalkışmadım. Sözlerimi müziklerimi bir fiil yasadığım olumsuzluklardan uğradığım haksızlıklardan etkilenerek yapmışımdır. Teknik nota bilmem yani do-re-miyi bilmem fakat diramiyi çok iyi bilirim. Kırkbir yıllık sanatçı ve ozansı kimliğimle var olmaya çalıştım sanatımdan dolayı para kazanmadim gücüm oranında periodik aralarla çalışarak ayakta kalmaya çalıştım.

Yunus Emre Şah Hatayı Pir Sultan Abdal Ömer Hayyam Köroğlu Karacaoğlan Dadal Oğlu Aşık Veysel Davut Sulari Aşık Mahzuni Kul Haşan Aşık Daimilbreti Meluli Mücrümi Baba gibi yeri doldurulamaz halk ozanlarımızın yolunda yürümeye çalışıyorum; Babam Durdu annem Hatice den doğmayım evli ve bir çocuk babasıyım. Âşık Meftuni 29 Temmuz 2015 yılında Fransa'da hayatını kaybetti. Memleketi Kahramanmaraş Öksüzlü köyünde toprağa verildi.

CAHİLLERDEN BETER

Doymuşum seyrine dünya ben senin
Nasıl hayret dolu filimlerin var
Kuşkuları artar oldu insanın
Zalımlardan beter zalımların var
Duyulmuyor mazlumların feryadı
Böyle yaşaması neye yaradı
Adı duyulmadık dertler türedi
Ölümlerden beter ölümlerin var
Meftuni diyorlar kime neylermiş
Ahınan vahınan gönlün eylemiş
Yeryüzünü silahlara bağlamış
Cahillerden beter âlimlerin var


DOST DİYECEK DOSTMU KALDI
Birlikte yol yürüyecek dost diyecek dost mu kaldı
Güvenip de sır verecek dost diyecek dost mu kaldı
Dost mu kaldı dost mu kaldı
dost diyecek dost mu kaldı
Art niyetli kanı bozuk vicdan edip demez yazık
Acımadan atar kazık dost diyecek dost mu kaldı
Dost mu kaldı dost mu kaldı dost diyecek dost mu kaldı
Gelmez derdimin gerisi tutmaz elimi birisi
Çoğaldı çakal sürüsü dost diyecek dost mu kaldı
Dost mu kaldı dost mu kaldı dost diyecek dost mu kaldı
Meftuni'yim döndüm kula Allah yardımcımız ola
Ortam olmuş televole dost diyecek dost mu kaldı
Dost mu kaldı dost mu kaldı dost diyecek dost mu kaldı

ŞÜKÜR KARIN DOYURMUYOR

Kimin boynunadır ola bunca mazlumun vebalı vay
Sevdiğimi verin bana sizin olsun dünya malı vay
Bağırıyom duyulmuyor çağırıyom duyulmuyor vay
Ekmek olmasa olmuyor şükür karın doyurmuyor vay
Fakir ölse şaşan olmaz evi yansa koşan olmaz vay
Mezarların deşen olmaz nolacak gassının halı vay
Meftuni'yim gamlı gamlı su içem de demli demli vay
Her nefesim intizarlı buna bir çare bulmalı vay..

BENİ DE DÜŞÜN BENİ DE
Yeter ömrümü yeme beni de düşün beni de
Dediğim dedik deme beni de düşün beni de
Beni de düşün beni de beni de düşün beni de
Hep kendini düşünme gel beni de düşün beni de
Aşkın ile yanarım etrafında dönerim
Yine seni severim beni de düşün beni de
Çağır beni yanına can katayım canına
Elin koy vicdanına beni de düşün beni de
Sevda yüklü yürürüm sabırsızca dururum
Yok mu benim gururum beni de düşün beni de
Meftuni'yim nolayım nolduğumu bileyim
Yapma kurban olayım beni de düşün beni de

EKMEK BULAMAZKEN ( BEYLER )

Ekmek bulamazken fakir fukara
Krallar misali yaşıyor beyler
Taraf tutuluyor göz göre göre
Sefalet mi bize düşüyor beyler
Yetim emeğidir yuttuklarınız
Gökdelende sarhoş yattıklarınız
Yeter artık sizin ettikleriniz
Vallahi sabrımız taşıyor beyler
Allah için söyleyelim gerçeği
Daha düne kadar asker kaçağı
Emrine verilmiş özel uçağı
Çıkarları için koşuyor beyler
Meftuni'yim düşünürüm derince
Ondan söylüyorum yerli yerince
Biri öbürüne haber verince
Bağrımı hançerle deşiyor beyler

SEVGİ ÇEŞMESİ
Sevgi çeşmesidir gönüllerimiz
Ab-ı hayat dolu herkemiz vardır
Deryalar denizler delillerimiz
Her cepheden vuran dalgamız vardır
Ayrılmam bu yoldan oldum olacak
Korka korka yaşasam ki nolacak
En sonunda bir araya gelecek
Uranyuma benzer halkamız vardır
Meftuni'yim açık ayan beyandır
Biz uyuduk dünya alem uyandı
Bu kadar hırsıza iyi dayandı

Kıtalardan zengin ülkemiz vardır

ÜSTÜNE ÜSTÜNE

Bir tanesin yüzlerinde nur akar
Nasıl gül koklarım gülün üstüne
Dertliyim feryadım dağları yakar
Bir türkü söylesem zalim üstüne yar


Üstüne can üstüne
Eksik olmaz yüreğimde kederim
Gurbetten sılaya sitem ederim
Sevdiğimden haber gelmiş giderim
Ordular dizilse yolum üstüne yar
Üstüne can üstüne
Hor görüp de Meftuni'ye kızarsan
İki gönül birliğini bozarsan
Salığınlan beni kırıp üzersen
Ağlamaya gelme ölüm üstüne yar
Üstüne can üstüne...

GÖRÜYOM BEN
Güzel güzel yaşamanın yerine
Neden bir köşede duruyorum ben
Gönül verdim hal bilmezin birine
Ah deyip dizime vuruyorum ben

Herkes gibi yaşamaktı niyetim
Hiç uğruna heder oldu hayatım
Meftuni'yim sürünmektir sanatım
Kusuru kendimde görüyorum ben

TAŞINANLAR VAR

Nerde bizim eski öten horozlar
Sanırım gagası aşınanlar var
Fakir fukaranın kanını emip
Amerika'ya doğru taşınanlar var
Şu dünyada aç perişan ozanlar
Bugününden geleceği sezenler
Aydın ilerici yazan çizenler
Hakkınızda çirkin düşünenler var
Milletin adına konuşan çoktur
Toplum yararına iş yapan yoktur
Hastalık çoğaldı yetmiyor doktor
Uyuz olup sırtı kaşınanlar var
Meftuni'yim her iş birlikte olur
Birliği olmayan yalınız kalır
Kariyer hastası aniden ölür ’
Ölünceye kadar eşinenler var
 

AYIP BİZE ( NE YAPSALAR )

Ne yapsalar sessiz kalıp vurulmamız ayıp bize
Bir tarafken her taraflı görünmemiz ayıp bize
Rahatsızım töresinden yaşıyorum yöresinde
Kanlı düşman sofrasında barınmamız ayıp bize
Biz de çıkalım sandıkta hesap soram bir mantıkla
İsyan ile insanlıkda arınmamız ayıp bize
Ya şahinsin ya da serçe değişmedin bin yıllarca
Meftuni'yim milyonlarca sürünmemiz ayıp bize

Derleyen: Emre Akkış