Gelin şu güz günleri bitmeden yıllardır okumak isteyip de okuyamadığımız “Ağır Kitap”ları okuyalım. Kitap’ın ağır’ı olur mu?

Elbette olmalıdır, bazı eserler var ki yazılması yıllar almış, okura ulaştırılması senelere mal olmuş. Böyle kaç kitap biliyorsunuz?

Çok değişiklikler yaptık, kendimizi değiştirdiğimiz gibi düşünce kodlarımızı da yenileriyle değiştirdik.

Yüzyıl öncesinin bilgili, arif insanının okuduğu kitaplarla bu günleri yaşayanlarının okuduğu eserleri karşılaştırsak nelerle karşılaşırız? Önce kitap demeden zaman diyerek farklı bir değerlendirmeyi yazacağım. Zaman, Mekân, Uzay üçlemi Newton fiziğinin vazgeçilmez hareket noktalarıdır. Kitapların da bir zamanı, mevsimi vardır. Buna yayın vakti de dâhildir. Güz mevsiminin kitaplarına gelince. Soğuk, uzun geceler ve düşünceye açık demlerin eğişinden elimize ağır kitaplar alarak geçmeliyiz. Felsefe adını ‘Bilgi Sevgisi’ olarak yumuşatıp her türlü malumatı kendimize sevimli kılalım önce. Matematik sevgisi, Coğrafya sevgisi, Tasavvuf sevgisi, Tarih sevgisi dediğimizde bakın hayatınızda neler farklılaşacak, neler değişecek. İmtihan olunma korkusuyla yük haline getirilen okuma faaliyetlerini ‘Salih Amel’ kategorisine taşıdığımızda oralarda ne gizli hazinelerin olduğuna şaşırıp kalacaksınız. Şöyle bir metni güz mevsiminde okuyun hele, “Hedefine erişemeyecekmiş gibi öğrenmeye çalış. Sanki onu kaybedecekmiş gibi korku içinde ol.” Bunu yazın sıcaklarında okuduğunuzda zihninizde beliren mânâ ile güz mevsiminde ki mânâ arasında fark olacaktır. Okuma mevsimleri vardır. Kış mevsimi tasavvuf kitapları ile sosyal mevzuları ele alan eserler için çok iyidir. Soğuk ve katı mekân okuduğumuz eserlerde yer alan olguları sıkı tutar. Farklı mânâ çağrışımlarını önler. Kelimeleri doğru anlama becerisi okudukça zihin harmanını değerli kılar. Tasavvuf geniş bir deryadır. Bugün ülkemizde yer alan bilgi seviyesi dünün dünyasına ait girift, yer yer zirveleri bulan anlatım dünyasıyla pek de örtüşmez. Yunus’ların dünyasının bugünkü vakitlere taşınması zoru mu zor.

Kadim değerleri diri tutan zeka seviyesinin yüceliğidir. Güz mevsimini öze dönüş vakti bilip Hak hakikat eserlerini yanımıza yoldaş edersek diriliş cemreleri düştüğünde gönül dünyamızda mor menekşeler göğerir inşaallah.