1983 yılında hayatlarını birleştiren Ahmet ve Hüreybe Kılıç çifti 1986 yılında doğan çocukları İlhan Kılıç’ın hastalığı nedeniyle tarifi olmayan bir acıyı tattılar. Anne Hüreybe Kılıç, oğlunun çocukluğundan bu zamana kadar düzelmesi için yoğun bir çaba harcarken, baba Ahmet Kılıç ise hastaneleri teker teker mesken edindi. Yavrularının sorununa bir türlü çözüm bulamayan Kılıç çifti, Ankara’da bir doktorun oğlunuz ileri derece epilepsi hastalığı tanısını koymasıyla birlikte zorlu bir mücadeleye ilk adımlarını attılar. Sağlık’ta dönüşümle birlikte yeniden bir umut arayan Kılıç çifti, ilk olarak 2009 yılında çocuklarının dışarıya çıkabilmesi için hastaneye başvurdu. Heyetten oğlunun hareket kabiliyetinin kısıtlı olması nedeniyle akülü arabayı alan Kılıç çifti, 2016 yılında akülü arabanın bozulması ile tekrar derin bir çaresizliğin içine düştü. Hastane hastane gezen Kılıç çifti, 2009 yılında verilen olumlu raporun 2017 yılında olumsuz verilmesiyle hak mücadelesini başlattı. Girdiği her heyette oğlunun tekerlekli sandalye kullanabilecek kabiliyette olmadığı raporu alan Kılıç çifti, başından geçenleri Manşet Gazetesi ve Manşet TV’den Mustafa Kılınç ve Ahmet Güneçıkan’a anlattı. İşte baba Ahmet Kılıç’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşacağı kürsüye yatmaya bile karar verdiği acılı hikaye.

2009’DA VERİLEN OLUMLU RAPORU, 2016 YILINDA OLUMSUZ OLDU”

Hastalıklı oğlu İlhan’ı iyileştirmek için büyük bir mücadele içine giren Ahmet Kılıç, 2009 yılında kendilerine verilen olumlu raporunun 2016 yılında tekrar verilmediğini söyledi. Baba Kılıç, “Oğlum tamamen doğuştan hastalıklı, biz tabi ki iyileşmesi için gezdirmediğimiz yer kalmadı. Ankara’sı, Gaziantep’i, Adana’sı her yeri gezdik hastanelerin. Ama bize çare yok dediler, biz Allah’ımıza şükür ettik ve elimizden geldiğince bu şekilde geçinmeye devam ettik. Ama biz en son bu tekerlekli araba için müracaat ettik ve 2009 yılında bize sağ olsun devletimiz hak tanıdı ve arabamızı aldık. Ama şimdi ise yaklaşık bir yıl önce arabamızı bakım için SGK’ya götürdük, üç beş kere gittik geldik ama arabamızın hurdaya çıktığını söylediler. Devlet size bir kısım ücret ödüyor zaten üstüne siz talep edin bir tane alın dediler. Bizde hay hay dedik, baş üstüne alalım, hemen hastanemize müracaat ettik. 20 gün sonra gelin raporunuzu alın, olumsuz dediler. Oradan olumsuz raporu alınca 20 gün sonra itiraz ettik. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gittik. Yaklaşık 600 TL paramız çıktı, orası da olumsuz verince biz tekrar geri itiraz ettik. Kahramanmaraş Valiliğine, belediyelere, Sağlık Müdürlüğü’ne, o zamanki Kamu Hastaneleri Birliği Başkanı Semih Yancar’a en son da üç kere Cumhurbaşkanlığı’na yazı yazdım, yazınız dikkate alındı, gerekli mercilere bildirdik diyorlar ama bizi arayıp soran, siz kimsiniz diyen hiç kimse yok. Biz telefon açıyoruz, tamam efendim diyorlar aynen üst pas oluyor” dedi.

CUMHURBAŞKANI’NIN KÜRSÜSÜNE YATACAKTIM”

Olumlu rapor alamayınca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kahramanmaraş’a geldiği gün kürsüye bile çıkmayı düşündüğünü belirten Ahmet Kılıç, “Cumhurbaşkanımız Kahramanmaraş’a en son geldiğinde ben kendisiyle görüşmek için gittim oraya. Artık kürsüye yatmaya bile karar vermiştim ama günlerden cumaydı, Cuma namazını kıldıktan sonra korumalardan rica ettim. Korumalar bana müsaade etmedi sonra bir kişi ne oluyor amca senin derdin ne dediler. Ben de durumumu anlattım. Sonra o kişinin Kamu Hastaneleri Birliği Başkanı Semih Yancar olduğunu öğrendik. Bu kişi de onu Cumhurbaşkanı yapamaz ben en kısa zamanda yaparım dedi, telefonla filan görüştü en son beni Büyükşehir Belediyesi’ne yönlendirdi. Çaresiz kaldık ne yapacağımızı bilmiyoruz. Gittiğimiz her yer bize olumsuz rapor veriyor” şeklinde konuştu.

İKİMİZDE BEL FITIĞI OLDUK, YARDIM BEKLİYORUZ”

Yetkililerden yardım beklediklerini sözlerine ekleyen Kılıç, “Köyde herhangi bir eşime, dostuma giderken çocuğumu çıkaramıyorum, başka türlü gücüm yok. Arızalı arabanın içinde tavuklar yumurtluyor, araba hiçbir işe yaramıyor. Şehre hastaneye gittiğimiz zaman geri döndüğümüzde otobüsler caminin yanına geliyor oradan yukarı çıkmıyor, ben sonrasında oğlumu taşıyamıyorum ve eşime dostuma gidip gelemiyorum. Annesi bel fıtığı oldu ben bel fıtığı oldum hep sakatlandık bunun yüzünden. 2009 yılında verilen rapor olumlu, ama 2017 yılında verilen rapor ise olumsuz. Yetkililere sesleniyoruz, biz mağduruz yardım edilmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

BİR ANNE OLARAK ÖYLE GÖRMEK ÇOK ZOR”

Engeli oğlu İlhan’ın 6 aylık bebek iken havale geçirdiğini söyleyen anne Hüreybe Kılıç ise, “Çocuğum 6 aylık bebek iken havale geçirdi ve götürdüğümüz zaman öyle bir sıkıntı gelen hastalık denildi sahra olarak. Daha sonra ise devamlı nöbetler geçirmeye başladı, götürdüğümüz zaman bu sahra geçebilir de geçmeyebilir de dediler 4 yıl tedavi yapıldı. 4 yıldan sonra bir psikiyatri doktoruna götürdüm sinirsel mi acaba diye, bunun epilepsi olduğunu ve burada da tedavisinin olmadığını Ankara veya Adana’ya gidilmesi gerektiğini söylediler. Biz de Ankara’ya götürdük orada Hacettepe’de tedavimiz yapıldı ve epilepsi tanısı konuldu selesepral olarak. Beyinden gelen bir oksijensizlikten kaynaklı bir hastalık ve bunun da tedavisinin uzun süreli olduğunu ve neticesinin de olup olmayacağına garanti veremediklerini söylediler. Ama tedavi süreci gerekli dediler. Çocuğum gözümün önünde bayılıyor gidiyor yani öbür dünyaya gidip geliyor. Bayıldığı zaman çocuk bir ölü oluyor. Bir anne olarak da onu o şekilde görmek çok zor bir durum. Çocuğunun gözünün önünde sürünmesi veyahut ta bayılması. Şuan çocuğum 32 yaşayacak ve herkesin çocukları gidip evlenirken bizim ki anne beni taşı diyor. Taşıyamıyorum, hastaneye gidiyorum zorluk yaşıyorum. Babayla gidemediğim yerler oluyor ama mecburen kendim taşımak zorundayım” dedi.

HİÇBİR ENGELLİ HAKKIMI KULLANAMIYORUM”

İlhan’ı evde yalnız bıramadığını ve bir yere giderken mecburen yanında götürmek zorunda kaldığını söyleyen Hüreybe Kılıç, engelli ailesine verilen hakları kullanamadığını da sözlerine ekledi. Kılıç, “Otobüslerde inip binerken zorluk çekiyorum, taşırken çok zorlanıyorum. Baba nereye götürsün, ben anne olarak bir komşuya, bir ablaya, teyzeye götürmek zorunda kalıyorum. Ama şuan çok zorluk yaşıyoruz. 2009 yılında anne tarafından kullanılır diye Devlet Hastanesi’nden rapor verildi ama trafiğe çıkmayacaksın denildi. Çıkmıyorum zaten, benim bölgem burası, ben 10 yıl neredeyse bu arabayla çocuğumu getirdim götürdüm şimdi ise mağdurum. 10 yıl önce verilen rapor tekrarlanamaz mı, diyorlar ki engellilere hak tanınsın, engelli ailesine şu verildi, anneye şu hak verildi diyorlar. Ama ki ben birini bile kullanamıyorum, madem böyle buda engelliyse bakın dört duvar içinde akşama kadar bu bilgisayarla ve kendisiyle uğraşıyorum ben burada. Hastayım ben doktora gittiğim zaman yalnız kalıyor babasıyla evde. Ama bana bağımlı yaşıyor, ben nasıl götüreyim bu çocuğu hastaneye” açıklamalarında bulundu.

YETKİLİLER ELİNİ VİCDANINA KOYSUN”

10 yıl önce verilen hakkın neden ertelendiğini merak ettiğini söyleyen Kılıç, “Madem böyle bir hakkımız varsa bu hak niye ertelendi ve niye yetkililer tarafından göz önüne alınmıyor. Bir engelli hakkım varsa benim bu engelli hakkım neden elimden alındı. Madem öyle 10 yıl önce verilmeseydi bu hak. Ben bu arabayı aldım ama şimdi neymiş çocuğum kullanamıyormuş, zaten bunun epilepsisi yıllardan beri var. Engeli de aynı yüzde yüz değişen bir şeyi olmadı. Yetkililer elini vicdanına koysun, benim yerimde bin anne olarak buna bir çözüm üretilsin. Gezmediğimiz gitmediğimiz yerler kalmadı. Engelliler Şubesi’ne gittim, aileden sorumlu Bakanlık ve Müdürlüklere gittim, herkes diyor ki prosedürler değişti, yürürlükten kalktı. Ben bu çocuğumla Trabzon Caddesi’ne gitmeyeceğim gezmek için, Dereli Mahallesi’nde olacağım. Buradan gidiyorum caminin orada otobüse binip hastaneye götürüyorum başka bir yere zaten gidemiyorum” şeklinde konuştu.

OTOBÜS ŞOFÖRLERİ İLE TARTIŞIYORUZ”

Oğlu İlhan ile birlikte otobüse binmekte zorlandığını da sözlerine ekleyen Kılıç, otobüs şoförleri ile engelli rampasının açılmaması noktasında tartıştıklarını da sözlerine ekledi. Kılıç, “Ben bu çocuğu nasıl kaldıracağım otobüse binerken. Zaten otobüs şoförleri ile zıt gidiyoruz, engelli arabası indirip bindirmek, kaldırmak zor diye bize tepki veriyorlar. Hatta iki kere de mağdur oldum Büyükşehir Toplu Taşıma Şubesi’ne de gittim şikayette bulundum. Şoförlerle aramızda sorunlar çıktı o rayları indirip kaldırmak hususunda. Eşimden çok ben zorluk yaşıyorum bu evde bu çocukla” ifadelerini kullandı.

DIŞARI ÇIKMAYI ÇOK ÖZLÜYORUM”

Engelli İlhan Kılıç da günlerini bilgisayar başında geçirdiğini ve çok sıkıldığını söyledi. Dışarı çıkmak istediğini dile getiren İlhan Kılıç, “Günlerimi, saatlerimi ben bu evde bilgisayar başında geçiriyorum, dışarıya çıkmak istiyorum. Dışarıya çıkmayı özlüyorum, yetkililerden yardım bekliyorum” dedi.

(Haber: Mustafa Kılınç- Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz