Özellikle son yıllarda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın girişkenliği, çalışkanlığı ve talimatları doğrultusunda enerjide dışa bağımlılığı azaltmak içi harekete geçen, bu anlamda da yaptığı yatırımlar, teşvikler ve çalışmalarla büyük ölçüde başarılı olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bakan Albayrak’ın vizyonuyla enerjide deyim yerindeyse çağ atlayacak. Kurulacak olan yeni santrallerle enerjide çok önemli mesafeler kat etmeyi planlayan bakanlık, bu kapsamda yeni ekonomi paketiyle hem vatandaş hem de sanayicinin elektrik faturalarını aşağı çekecek önemli bir hamle daha yaptı.

Yapılan yeni hamle de Nükleer enerji projeleri stratejik yatırım kapsamında teşvik edilirken, düşük fiyatlı üretim elektrik fiyatlarına yansıyacak. Ürettiği elektriği satanlar gelir vergisinden muaf olacak. Nükleer yatırımlar için KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, prim teşviki, yatırım yeri tahsisi gibi başlangıç maliyetlerinin düşürülmesi, faiz desteği gibi finansal kolaylık sağlamaya yönelik destekler sağlanacak. Sigorta prim desteği 7 yıl sürerken, yatırım altıncı bölgede bu süre 10 yıla çıkacak.

Yine aynı bölgedeyse 10 yıl süresince gelir vergisi stopaj desteği sağlanacak. Yatırım kapsamında kullanılan Türk Lirası kredilerin faizlerinin 5 puanı, yabancı para cinsinden kredilerin faizlerinin ise 2 puanı devlet tarafından karşılanacak. Sabit yatırım tutarının yüzde 50’sine ulaşıncaya kadar yüzde 90 uygulanan vergi indirimi yüzde 100’e kadar çıkarılabilecek.

Tüm bu gelişmelerin arından ise KSÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Şekkeli, hükümetin enerjideki yerli ve milli politikasını gazetemize değerlendirdi. Türkiye’nin son 15 yıldaki elektrik santrali kurulu güvünün 31 bin 845 MW’tan 83 bin 138 MW’a yükseldiğine dikkat çeken Şekkeli, bu süreçte yerli enerji kaynaklarına verilen desteklerin arttırıldığını söyledi. Türkiye’deki toplam elektik enerji üretimi içindeki yerli üretim payının yaklaşık 2,5 kat arttığını vurgulayan Şekkeli, Sinop ve Akkuyu’ya yapılacak olan Nükleer Santrallerin enerjideki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltacağını kaydetti.

YERLİ ÜRETİM PAYI YAKLAŞIK 2,5 KAT ARTTI

Şekkeli, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “Ülkelerin büyüme ve refah oranlarıyla enerji tüketimleri arasında doğrudan bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Ülkemiz son 15 yılda her yıl ortalama yüzde 5,7 oranında büyümüştür. Buna bağlı olarak enerji talebi de hızlı bir şekilde artmaktadır. Ülkemizde yenilebilir enerji (güneş, rüzgâr, jeotermal, hidroelektrik), termik ve nükleer santral alanlarında enerji üretimine yönelik yatırımlara devam edilmektedir. Bu üretimlere ciddi oranlarda destek ve teşvikler verilmektedir. Türkiye’nin son 15 yıldaki elektrik santrali kurulu gücü 31 bin 845 MW’tan 83 bin 138 MW’a yükselmiştir. Bu süreçte yerli enerji kaynaklarına (yerli kömür, güneş, rüzgâr, jeotermal ve hidrolik) verilen destekler büyük oranda artmıştır. Bunun sonucu olarak Türkiye’deki toplam elektik enerji üretimi içindeki yerli üretim payı yaklaşık 2,5 kat artmıştır. Bu artışın anlamı aşağıdaki pasta grafiklerde görüldüğü gibi yerli kaynak olmayan ve dışa bağımlı olarak enerji üretiminde kullanılan doğalgaz oranının azalarak yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artmasıdır. 2014 yılında doğalgazın enerji üretimindeki payı yüzde 47,9 iken yenilebilir enerji kaynakları ve yerli kömürün enerji üretimindeki payının artmasıyla birlikte 2017 yılı sonu itibariyle bu oran yüzde 38’e düşmüştür.”

NÜKLEER SANTRALLER ÜRETİM MALİYETİMİZİ DÜŞÜRECEK

Nükleer Enerji santrallerinin Türkiye’de faaliyete geçmesi durumunda enerjideki dışa bağımlılığı azalacağını ifade eden Şekkeli, santrallerin ülkedeki enerji ihtiyacının yüzde 10’nunu karşılayabilecek durumda olduğunu belirtti. Şekkeli, “Türkiye’de yapım aşamasında olan Akkuyu (4800 MW kurulu güç) ve Sinop (4480 MW kurulu güç) nükleer santral projelerinin tamamlanmasıyla ülkemizin enerji ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unun bu santrallerden karşılanması hedeflenmektedir. Bu santrallerin işletme ömrü 60 yıl olarak planlanmıştır. Nükleer enerji santrallerinin Türkiye’de faaliyete geçmesi, yerli ve milli kaynakların üretimde çok daha fazla pay alması sonucunda enerjide dışa bağımlılık oranlarımız azalacak, enerji üretim maliyetlerimiz düşecektir. Buda tüketiciye daha ucuz bir enerjinin sağlanması anlamına gelecektir. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki Türkiye’de yerli ve milli enerji üretimi arttıkça sanayi ve evlerdeki tüketicilerin fatura maliyetleri aşağılara çekilebilecektir” ifadelerini kullandı.

Haber: Emre AKKIŞ

Editör: Mahmut Beyaz