Kahramanmaraş 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu ile avukatla katıldı. Dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici'ye 'Yazıcıoğlu yaşıyor, ayağı kırık' bilgi notunu göndererek arama çalışmalarını sekteye uğrattığı iddiasıyla görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanan ve Ankara'da FETÖ/PDY soruşturtmasında tutuklu bulunan Dursun Özmen'in mazeret bildirerek katılmadığı duruşmada tanıklar dinlendi. İlk olarak dinlenen İzmir'de istihbarat şubede görev yapan polis memuru İ.U.'ya hakim, geçen yıl ki duruşmada tanık İ.K.'nın "İ.U. bana olay yerinin 1.5 kilometre kadar yakınının tespit edildiğini ancak buna rağmen tam yerinin neden bulunamadığına anlam veremediğini söyledi" sözlerini sordu. İ.K., "Ben İ.K.'ya böyle bir cümle kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum. Olayın olduğu günün ertesi günü öğle saatlerinde kendi aramızda kazanın nerede olabileceği yönünde değerlendirmelerde bulunmuş, en yakın verinin Turkcell'den geldiği söylemiştik.  Ve bunu o dönem şube müdürü İ.D. ile konuşmuştuk o da yanımda il emniyet müdürünü aradı. Olay yerine verdiğim bilgilerin daha sonra mevki olarak uyuştuğunu fark ettim ancak orası büyük bir yer olduğu için genel bir bilgi olduğunu söyleyebilirim" dedi.

"NORMALDE BÖYLE BİR BÜYÜK OLAY OLDUĞU ZAMAN İLDE HERKES CANSİPERANE KOŞTURURDU"

Şu an İstihbarat Daire Başkanlığı'nda şube müdürü olarak görev yapan A.S. dinlendi. Olay tarihinde Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde büro amir olarak görev yaptığını daha sonra ise istihbarat gönderildiğini ancak bunun kasıtlı yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyledi. Olay günü kendisine bir görev verilmediğini belirten A.S., "Görev verilse biz hazırdık ama görev verilmedi. Normalde böyle bir büyük olay olduğu zaman ilde herkes cansiperane koştururdu. Benim beklentim olay yerine gitmekti ama öyle bir talep gelmedi. Normal olan benim mesai bitiminden sonra olay yerine gönderilmem ya da bununla ilgili görevlendirilmemdi" dedi.

"ÖZMEN İLE GÖRÜŞMEYE GİDENLER FETÖ İLE İRTİBATLI ÇIKTI"

Hakimin, o dönem şubede personeller arasında ayrım yapılmadığı sorusu üzerine A.S., şöyle devam etti: "Doğrudur hakim bey öyle bir ayrım vardı. Devam eden süreçte onlardan olmadığım için, FETÖ üyesi olmadığım için böyle bir süreçle karşılaştık. Şubede görev yapan şube müdürleri, müdürü yardımcısı ve birim amirleri arsında ayrımcılık vardı. Ben FETÖ üyesi olmadığım için dışlanıyordum. Zaten bir müddet sonra beni istihbarattan ayırdılar. İstihbarat Şube Müdürü M.K. döneminde istihbarattan çıkarıldım. O.Ç. FETÖ'cü değildir ve halen de görevine devam etmektedir. Dursun Özmen'in bilgi notunu hazırlatıp bizzat görmemekle birlikte İ.K.'ya çektirdiğini duydum. Ben o dönemde Dursun Özmen'in FETÖ'cü olup olmadığını bilmiyordum ancak bana ve O.Ç.'ye mobbing uyguluyordu. Dursun Özmen'in bana ve O.Ç.'ye mobbing uygulamasının bir sebebi yok bizce bilinen. Dursun Özmen olaydan bir müddet sonra bu olayla alakalı idari soruşturma kapsamında eğitim şube müdürlüğüne verildi idari tedbir olarak. O dönem Dursun Özmen'in sonradan FETÖ'cü çıkanlarla arası iyiydi, yemeklerini beraber yerler, beraber gezerlerdi. Onlarla birlikte, onlara yakındı. Dursun Özemen şubeden çıkarılıp eğitim şubeye gönderildikten sonra ben kendisiyle hiç görüşmedim, selam dahi vermedim. Ancak onunla görüşmeye gidenler oluyordu ve bu kişilerin sonradan FETÖ ile irtibatlı oldukları ortaya çıktı."

"SANIĞIN EYLEMİ, RSMİ BELGEDE SAHTECİLİK VE SUÇ DELİLLERİNİ KARARTMADIR"

Daha sonra Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz, Dursun Özmen'in olay günü Ankara'dan 38 kez arandığını ve bu aramalardan talimat aldığını öne sürerek şunları söyledi: "Bizce sanığın eyleminin sahtecilik suçunu oluşturduğunu düşünmekteyiz. Aslı olmayan bir bilgiyi gerekçe üretilmek üzere gönderme talimatını daha önce kalem müdürlüğünü yaptığı  o dönem İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek'in talebi üzerine usulsüz ve asılsız olarak gönderildiği sabit hale gelmiştir. Bu belgeleri bizce resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ancak ana dosyada suç delillerini karartma suçuna girmektedir. Bu aşamada suç delillerini karartma ve bu amaçla resmi belgede sahtecilik suçundan sanığa ek savunma verilmesini talep ediyoruz."
Duruşma sonunda mahkeme davayı 7 Ocak 2021 tarihine erteledi.

HABER: BURHAN KARAGÖZ

Editör: Mahmut Beyaz