TOKİ Duran Karabuğaş Anadolu Lisesi’nde okuyan 17 yaşındaki 12. sınıf öğrencisi Ömer Faruk Göl, geleceğini dedesinin yolundan gitmekle kurtaracağını düşünerek kendisini çiftçiliğe yöneltti. Diğer yaşıtlarının düşüncesinden farklı şekilde hayatına yön veren Göl, hem okulunda hem de normal hayatında parmakla gösterilen örnek bir genç oldu. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gençlere yönelik yaptığı “Gençler, memur değil, girişimci olmaya çalışın” sözlerinin kendisi içinde önemli bir yer tuttuğunu belirten Göl, dedesinin de bu hayale kapılmasında önemli bir yer tuttuğunu anlattı. En yakınlarının bile, “Senin yaşın kaç? Yapamazsın, herkes o işe girişiyor, sana mı bırakacaklar” sözlerine rağmen bir an olsun hayallerinden ödün vermeden doğru bildiği yolda ilerleyen Göl, ailesini de zor durumda bırakmadan kendi harçlıklarının yanı sıra hamallık yaparak, solucan gübresi üretmek için ihtiyacı olan 3 bin lirayı biriktirdi. Biriktirdiği para ile hemen işe koyulan Göl, ilk olarak solucan gübresi üretmek için gerekli malzemeleri aldı. Daha sonra aldığı 40 bin solucanla gübre üretimine başlayan Göl, şimdilerde ise solucan sayısını 500 bine çıkarttı. Kendisini çiftçiliğe yönelten en büyük sebeplerden birinin de Türk’ün öz yaşamı olan tarıma dönmek olduğunu söyleyen Göl, 18 yaşını doldurduktan sonra  TKDK’nın IPARD projelerine başvurmak istediğini de belirtti. Çiftçilik için alt yapısının var olduğunu ama maddi yönden yetersiz olduğunu da dile getiren Göl, yardım eli uzatılmaması halinde solucanları gibi toprağa dönmezse kuruyup öleceğini söyledi.

“CUMHURBAŞKANININ SÖZÜ DİKKATİMİ ÇEKTİ”

Solucan gübresi üretme fikrinin temelini anlatan Ömer Faruk Göl, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Tarım Projesi’nde kullandığı sözlerin dikkatini çektiğini ve araştırma içerisine girdiğini söyledi. Göl, “Ben TOKİ Duran Karabuğaş Anadolu Lisesi’nde 12. Sınıfta okuyorum. 17 yaşındayım ve 2017 Ağustos ayında solucan gübresini duydum araştırmaya başladım araştırırken internette yalan yanlış haberlere rastladım yine bir gün gezinirken Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Tarım Projesi’nden söylediği “Şu azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik” sözü dikkatimi çekti. Bu söz düşüncelerimi kat kat artırarak beni iyice araştırma içerisine itti. Araştırmalarıma devam ederken yine Cumhurbaşkanımız gençlere yönelik yaptığı konuşmasında, “gençler memur değil girişimci olun” sözlerini söylemesinin ardından benim tarım ve çiftçilikle ilgili görüşlerim arttı” dedi.

“HAMALLIK YAPTIM, KİMİ ZAMAN EVE MORLUKLARLA GELDİM”

Hayalini gerçekleştirmek için gerekli olan 3 bin lirayı hamallık yaparak kazandığını dile getiren Göl, kimi zaman eve morluklar içerisinde geldiğini belirterek, “Hayalimi gerçekleştirebilmek için 3 bin lira lazımdı ve bunun için hamallığa gittim. Bir yıl boyunca hamallık yaptım kamyonlarda hafta sonları. Yeri geldi vücudumda morluklarla ev geldim, gün geldi paramı az aldım, çok az ücrete çalıştım. Gün geldi 30 ton taşıdım, taşıdığım eşyalar bana zarar verdi. Ama ben bu işi kafama koyduğum ve yapmak istediğim için sürekli çalıştım ve başardım. 40 bin adet solucanla başladım, şuan da 450-500 bin adet solucana yaklaştım. Hedeflerim solucan gübresinden elde ettiğim kazançlarımla kendime büyük bir çiftlik kurmak istiyorum ve bu çiftliği bir sistem haline getirip ziraat ve seracılık la uğraşmak istiyorum. Tarımla uğraşılabilecek bütün alanlarda çalışmak istiyorum” şeklinde konuştu.

“YAPAMAZSIN DEDİLER AMA...”

En yakın akrabalarının bile kendisine yapamazsın şeklinde söylemlerinin olduğunu ve bunlara hiçbir zaman ödün vermediğini ifade eden Göl, “Okulda yemeden içmeden hafta sonları biriktirdiğim paralarımla babamın yanına gittim durumu izah ettim sağ olsun destek oldu bana ama çevremdeki insanlardan hep olumsuz eleştiriler alıyordum. Özellikle, yakınlarım bile bana “Senin yaşın kaç? Yapamazsın, herkes o işe giriyor, sana mı bırakacaklar” diyerek hevesimi kırmaya çalıştılar. Ben bütün bu sözlere güldüm geçtim. Çünkü, güvendiğim bir şey var oda gençliğim. Daha ne olsun, kimin elinde var gençlik, herkes genç olmak istiyor ama ben gencim ve tadını çıkarmak istiyorum. Gerektiğinde risk alarak, öğrenerek, tecrübe kazanarak ve en önemlisi vatanıma faydalı olarak yaşamalıyım. Daha fazla durmak istemedim vakit geçiyordu, 27 Kasım’da evimizin en üst kısmında gerekli yeri temin ederek işe başladım. Gördüğünüz gibi yerim yok ama imkansız diye bir şeyde yok. Kenarlarını briketlerden ördüğümüz sedirimizin altında ve eski lavabomuzun içerisinde yapabiliyorum. Sabah kalktığımda suluyorum, yem veriyorum daha sonra okuluma gidiyorum. Okulumu hiçbir zaman ikinci plana atmadım, daha sonra okuldan geliyorum solucanlarla ilgileniyorum. Ödevlerimi yaptıktan sonra canım sıkılıyor bazen oturup onları izliyorum. Derslerime bile olumlu yönde etkisi oluyor” ifadelerini kullandı.

“DEDEMİN SAYESİNDE TARIMA AŞIK OLDUM”

Çiftçiliğin dede mesleği olduğunu ve tarıma yönelmesinde dedesinin büyük rol oynadığını dile getiren Göl, sözlerine şu şekilde devam etti, “Ben çekirdekten yetme çiftlikle uğraşıyorum. Rahmetli dedemin yanında aşık oldum tarıma diyebilirim, bu yüzden asla bırakmak istemiyorum. Altından değerli toprağımız var bizim şehit kanlarıyla sulanmış analarımızın cennet ayağı basmış üstüne uğruna hatta uğruna şiirler yazılmış. Kendi geleceğimin bu toprakta olduğuna inanıyorum. Bir ülkede tarım demek hayat demek. Ülke tarım olarak bağımsızlığını kazanamazsa dışa bağımlı hale gelebilir bunun sonuçları çok büyük felaketlerle sonuçlanabilir bunu bilmeyen ahmaktır zaten. Çok şükür ülkemizde çok şey düzene giriyor. Tarıma da bu büyük ölçüde yansıyor ümit ediyorum ki daha fazla gelişmeler yaşanacak tarım sektöründe.”

“SOLUCANLARIM GİBİ TOPRAĞA DÖNMEZSEK KURUYUP ÖLÜRÜZ”

Türkiye’de tarım ve hayvancılıkta birçok desteğin olmasına rağmen gençler olarak maddi yönden zorluklar yaşadıklarından bahseden Göl, “Sadece tarım değil hayvancılıkta da zira büyük destekler var. Maalesef yine biz gençlere pek bir şey düşmüyor özellikle benim gibi elinde avucunda bir şey olmayıp girişim yapmak isteyenlere. Hayvancılıkla ilgili araştırmalarımda yaptım yapmaya da devam ediyorum. 18 yaşıma girer girmez TKDK’nın IPARD projesine başvurmak istiyorum ama dediğim gibi elde bir şey olmayınca yapamıyorum alt yapı istiyorlar. Altyapım var ama maddi yönden yok. Buradan yetkililere de seslenmek istiyorum çevremde çok genç var Türk’ün yaşamına dönmek istiyorlar. At binip davar yaymak istiyorlar ki benim en büyük hayalim. Bize yardım eli uzatsınlar. Yoksa solucanlarım gibi toprağıma dönmezsem kuruyup ölürüz” dedi.

“YAŞITLARIM OYUNLARA ÖNEM VERİYOR”

Kendi yaşıtlarının genellikle bilgisayar ve internet oyunlarıyla vakit geçirdiğini ifade eden Göl, “Genellikle insanlar sanal alem üzerindeki oyunlara daha çok önem veriyor. Halbuki ben bunun çok karşısında olan bir insanım. Bu sanal oyunlar için bile çok ciddi paralar harcıyorlar, içlerindeki gerçeğe dökseler, gerçekten tarıma baksalar hem kendilerini geliştirirler hem de tecrübe kazanıp stres atarlar” şeklinde konuştu.

Genç Ömer Faruk, şu ana kadar 200 kilogram solucan gübresi ürettiğini  ve 1 ton olduğu takdirde satmaya başlayacağını da sözlerine ekledi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz