Osmanlı döneminden günümüze kadar ulaşmayı başaran, geçmiş yıllarda özellikle hayvancılık alanında at ve eşek sırtında kullanılan semerler günümüz de yok olma durumuyla karşı karşıya. Yüzlerce yıllardan bu yana hayvancılık alanında kullanılan semerler, tarım sektöründe öncü olan hayvancılık alanında kullanılmaktaydı. Daha çok geçmişte insanların binek aracı olarak kullandıkları atların ve eşeklerin üzerine koyulan semerler, insanların üzerine oturması için işe yarıyordu. Günümüzde ise teknolojinin gelişmesiyle birlikte semerlere duyulan ihtiyaçlar azaldı. Araçların çoğalmasıyla birlikte, köyden merkeze göçlerin artmasıyla birlikte, at ve eşeklerin binek aracı olarak kullanımı yok denecek kadar azaldı. Kahramanmaraş’ın Kapalı Çarşısında ise semercilik mesleğini sürdüren ustalar, mesleğin çağa yenik düştüğünü belirterek, semer yapımının bittiğini ifade ettiler.

EN FAZLA 3-4 YIL DAHA GİDER”
Mesleğin, artık eskisi gibi kalmadığını, o günden bu güne kadar çok şeyler değiştiğini ve hayvancılığın bittiğini öne süren Semerci ustası Ömer Mankır, işlerin eskisi gibi kalmadığını ve yapılan semerlerin dükkânlar da bomboş durarak alıcısını beklediğini belirtti. Konuşmasında işlerin olmadığından yakınan Mankır, “yaklaşık 41 yıldır bu işi yapıyorum. Baba mesleğimdi bu meslek, ilkokuldan bu yana bu meslekte çalışıyorum. O yıllarda aslında popüler mesleklerden biriydi bu meslek, çünkü geçmiş zamanlar da hayvan işiyle uğraşan çoktu. Bağını bahçesini süren ata, eşeğe binen insan çoktu. Artık günümüzde öyle değil teknolojinin gelişmesiyle birlikte hayvana çok bir ihtiyaç kalmadı. Sadece hobi olarak ata, eşeğe biniyorlar. Eskisi gibi at ya da eşekle tarla işinde çalışan da kalmadı. Dolayısıyla bu işinde sonu geldi. Kaç yıl oldu işlerimiz yok satış yapamıyoruz. Yaptığımız semerler boşa gidiyor öylece bekliyor alıcısını. Yani çağın gerisinde kaldı meslek teknolojiye yenik düştü. Bizler bu mesleğin son nesilleriyiz. En fazla yapacağımız 3 ya da 4 yıl ondan sonra kimsenin bu işi yapacağını zannetmiyorum çünkü talep olmuyor. Kahramanmaraş’ta biz 3-4 kişi varız bu mesleği yapan eskisi gibi kimse kalmadı yani. Biz babamızdan gördüğümüz için yöneldik bu mesleğe o dönemlerde ama şimdi bilseydik teknolojinin bizleri bu duruma getireceğine hiç başlamazdık. Yaşımız da geçti artık, bu yaştan sonra başka ne yapabiliriz. Ne diyeyim artık… Umarım bizim bu işimize bir çare bulacak ya da işlerimize iyi bir şeyler getirecek satış yaptıracak, eskisi gibi olsa keşke daha iyi olur. Yetkililer bizim bu işimize yardımcı olsa ne kadar güzel olur ama çok zor çağın getirdiği bir şey bu yapacak bir şey yok. Benim tek temennim işlerimizin biran önce eskisi gibi olması” şeklinde konuştu.

“ESKİSİ GİBİ SEMER YAPAN KİMSE KALMADI”
Önceden kentin çoğu yerinde semer yapan ustaların olduğunu, artık teknolojinin gelişmesiyle kimsenin kalmadığını belirten bir diğer semerci ustası Ali özen, “Çağın getirdiği olumsuz koşullar ve teknolojinin gelişmesi, bu mesleği bitirdi” dedi. Özen, “50 yıldır bu işle uğraşıyorum. O zamanlar da tercih edilen bir meslekti bu iş. Çırakken başladım işe o günden bugüne kadar geldik ve usta olduk. Artık o eski günler de kalmadı mesleğimizle ilgili. Geçmiş dönemler de ben bu işe başlarken babam çok istemişti bu işi yapmamı, babamın sayesinde başladım ve bu yaşa kadar da devam ettirdim. Yani Kahramanmaraş’ta da bu işi yapan kalmadı artık. Mesela eskiden geçmiş seneler de 20-30 yıl önce 150’ye yakın esnaf vardı bu işle uğraşan ama artık çağın getirdiği teknolojinin getirdiği yeniliklerle birlikte bu mesleğe ihtiyaç kalmadı. Yaptığımız, ürettiğimiz semerleri satamıyoruz. Bizim kapalı çarşımız da bu bölümde ki herkes semercilikle uğraşıyordu o yıllarda. Eskisi gibi değil, hayvancılık bitti yani. Önceden her evde hayvancılıkla uğraşan bulunurdu. Şimdi ise vatandaşın hayvancılıkla bir işi kalmadı. Semerleri yapıyoruz ama öylece duruyor dükkânlar da bomboş. Bizim de yaşımızın gereği yıllardan beri bu işle uğraştığımız için başka bir yerde çalışmamız çok zor oluyor. Devletimiz bir çare bulsa bizim işimize gerçekten çok iyi olur” ifadelerine yer verdi” dedi.

Haber: Hakan Aydın

Editör: Mahmut Beyaz