Bir dizi Bayram ziyaretlerinde bulunmak üzere memleketi Kahramanmaraş’a gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, İli Yayma Cemiyeti, Saçaklızade Vakfı, Memur-Sen ve Partisinin İl Başkanlığını ziyaret etti. Ünal yaptığı açıklamada, sosyal medya yasasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacak olan CHP’ye tepki göstererek, “Suriye’de siz Esed’in yanında duruyorsunuz, Libya’da Hafter’i destekliyorsunuz, Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan’da Yunan tezlerini savunuyorsunuz, Mısır’da Sisi’yi destekliyorsunuz, şimdi sosyal medya meselesinde de maalesef Twitter’ın, Facebook’un çıkarlarını savunmak yerine onlara dönün ‘Siz gelin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile hukuki, yasal, mali bir muhataplık oluşturun’ deyin ve lütfen TBMM’nin yaptığı bu yasal düzenlemenin yanında durun” ifadesini kullandı.


 

TBMM BU KONUDA BİR HASSASİYET GÖSTERDİ

Almanya ve Fransa'nın da yaptığı düzenlemelerden sonra Türkiye'nin de sosyal medya konusunda bir düzenleme yapma gerekliliğinin ortada olduğunu söyleyen Ünal, “TBMM bu konuda bir hassasiyet gösterdi. Birçok milletvekili bu konuda harekete geçerek sosyal medyayla ilgili bir düzenleme getirilmesini meclis gündemine taşıdı. Her bir milletvekili biliyorsunuz toplumsal hassasiyetleri, toplumsal talepleri TBMM'ye taşımak ve bunların yasalaşması konusunda aynı zamanda sorumluluk sahibidir. Biz de AK Parti olarak Şubat ayında bu çalışmalarımızı başlatmıştık ve bu çerçevede öncelikli olarak AB'nin bu konuda yaptığı çalışmaları inceledik. AB sosyal medyayı nasıl tanımlıyor, AB bu sosyal ağ sağlayıcılarla ilgili ne tür bir yaklaşım sergiliyor biz önce onu inceledik. AB'nin bu konuda yaklaşımını incelediğimizde gördüğümüz şey şuydu. AB, sosyal ağ sağlayıcılarını bilgi toplumunun hizmet sağlayıcıları olarak tanımlıyor. Bu önemli bir tanım. Çünkü sosyal ağ sağlayıcılarını, yani Twitter, Facebook, Instagram, diğer sosyal ağları nasıl tanımlarsanız o şekilde bir kullanım biçimi ortaya çıkıyor. AB bu sosyal ağları bilgi toplumunun hizmet sağlayıcıları olarak tanımlamış. Bu ağlar bilgi toplumunun hizmet sağlayıcıları olarak tanımlandığı için de AB internet ortamı ve sosyal ağlarla ilgili 2 tane kırmızı çizgi koymuş. Bir tanesi dezenformasyonla mücadele, bir tanesi de terörle mücadele. Yani AİHM’de bu konuda alınan kararları onaylamış ve sosyal ağların dezenformasyon oluşturmaması ve herhangi bir şekilde teröre, şiddete, siber zorbalığa meydan vermemesi ve zemin oluşturmaması konusunda da AİHM’nin kararları var. Biz öncelikle Almanya'nın yaptığı düzenlemeyi temel alarak yaklaşık 5 aylık bir çalışma gerçekleştirdik ve bu çalışmanın sonunda da bu sosyal ağlarda ortaya çıkan dezenformasyonun, hakaret, küfür, iftira, yalan, bunlarla nasıl mücadele edilecek? Ve yine bu sosyal ağlarda orya çıkan siber zorbalıkla nasıl mücadele edilecek? Siber zorbalıkla neyi kastediyoruz, taciz, tacizden kaynaklanan diğer mağduriyetler, şiddet. Bu konuda maalesef ceza mahkemelerinde çok ciddi birikmiş soyalar var ve dolayısıyla çok ciddi anlamda siber zorbalığa maruz kalmış mağdurlar var.

SİZ KİMİN TARAFINDASINIZ?

Bizim 55 milyon insanımızın sosyal ağlarda haklarını korumak, temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almak, kişisel verilerinin korunması, özel hayatın gizliliği gibi konularda tabii ki bir düzenlemenin gelmesi gerekiyordu. Bu düzenleme gerçekleştirildi ama maalesef muhalefet yine bu konuda Türkiye'nin ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kendi vatandaşlarıyla ilgili yaptığı özgülükleri güvence altına almak için yaptığı düzenlemede sansürden, yasaktan, fikir özgürlüğün kısıtlanmasından, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasından bahsediyor. Burada şunu sormak gerekiyor. Siz kimin tarafındasınız? Yapılan bu yasal düzenleme öncelikli olarak 55 milyon vatandaşımızın kullanıcı durumda olduğu bu sosyal ağlarla hukuki ve mali bir muhataplık oluşturmayı amaçlıyor. Yani Twitter, Facebook, Instagram ve diğer sosyal ağlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yasal ve mali bir muhataplık oluşturmazsa biz, vatandaşlarımızın sosyal medyadaki haklarını nasıl koruyacağız. Almanya bunu yaptı. Geçtiğimiz günlerden Amerika Kongresi, büyük beşli dediğimiz teknoloji devlerini çağırdı, kongre tam 4.5 saat hesaba çekti. Şimdi bir bırakın hesaba çekmeyi, bırakın soru sormayı biz muhataplık oluşturmak istediğimizde muhalefet bizi sansürcülükle yasakçılıkla, özgürlükleri kısıtlamakla suçluyor. Bizim burada söylediğimiz çok açık ve net. Biz diyoruz ki, öncelikli olarak sosyal ağlarda kullanıcı olan 55 milyon vatandaşımızın hakkını, hukukunu, korumak için bizim bu sosyal ağlarla bir muhataplık oluşturmamamız gerekiyor. Eğer bu muhataplığı oluşturmazlarsa Almanya’nın yaptığı gibi cezai müeyyide uygulayalım. Eğer bu cezai müeyyideye rağmen hala Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile muhatap olmuyorlarsa o zaman reklam yasağı getirelim. Buna rağmen hala muhatap olmuyorlarsa o zaman biz bant daraltmaya gidelim.

TBMM'NİN YAPTIĞI BU YASAL DÜZENLEMENİN YANINDA DURUN

Şimdi bizimle muhatap olmaları için tabii ki bazı yaptırımlar getireceğiz. Bu yaptırımları getirirken de biz müzakerelerimize, görüşmelere devam edeceğiz. Şimdi CHP dönüp Twitter'a, Facebook'a YouTube'a, Instagram'a siz Türkiye'ye neden gelip Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bir muhataplık oluşturmuyorsunuz' demek yerine maalesef Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve hükümeti suçlamaları ve burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanında olmak yerine TBMM'yi yaptığı bu yasal düzenlemeyi sansür, yasak gibi nitelendirmeleri maalesef hoş değil. Biz buradan CHP'ye şunu söylüyoruz. Suriye'de siz Esed'in yanında duruyorsunuz, Libya'da Hafter'i destekliyorsunuz, Doğu Akdeniz'de Mavi Vatan'da Yunan tezlerini savunuyorsunuz, Mısır'da Sisi'yi destekliyorsunuz, şimdi sosyal medya meselesinde de maalesef Twitter'ın, Facebook'un çıkarlarını savunmak yerine onlara dönün 'Siz gelin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile hukuki, yasal, mali bir muhataplık oluşturun' deyin ve lütfen TBMM'nin yaptığı bu yasal düzenlemenin yanında durun. Ama maalesef şimdi diyorlar ki 'Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz.' Peki, Anayasa Mahkemesi'ne hangi gerekçeyle gideceksiniz? 'Efendim bu yapılan düzenleme yasakçı ve sansürcü.' Yani Twitter'la, Facebook’la, YouTube’la Almanya’mın, Fransa'nın, Amerika'nın yaptığı gibi hukuki, mali bir muhataplık oluşturma isteğinin neresi yasakçılık, neresi sansürcülük bunu sormak lazım” şeklinde konuştu.


 

Editör: Mahmut Beyaz