Genel Başkan Yardımcısı ve AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, katıldığı bir televizyon programında ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. Ünal, darbeyi yapan kişilerin yargılandığını söyleyerek şunları kaydetti: “15 Temmuz’dan bugüne kadar ne değişti? Devletin içinde yapılanmış ve askerde, yargıda, diğer bürokraside kümelenmiş devletin icraatlarını politikalarını manipüle eden şimdi artık devlet içerisinde etkisiz hale getirildi. Bu çok kıymetli bir şeydir. Darbeciler yargılanıyor mu? Evet, darbeciler yargılanıyor. Darbeciler o gece suçüstü yakalandılar. Şuan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Mahkemelerinde türk yargısına hesap veriyorlar. Şöyle bir algı oluşuyor, “Gerçek darbeciler yargılanmıyor” diye. Hayır, gerçek darbeciler yargılanıyor. O gece asker kılığına girmiş bu milletin tankını, topunu, uçağını bu millete karşı kullanan teröristler yargılanıyorlar. Yargının içerisinde daha önce zaten kendini ifşa etmiş HSYK açık bir şekilde bu yapıyla bağını ifşa etmiş olanlarda yargıdan temizlendiler. Bylock, Eagle gibi sosyal medya üzerinden gizli yürüttükleri haberleşmede ifşa edildi.”

STK GÖRÜNÜMLÜ FETÖ”

“AK Partinin yapıyla olan ilişkisi konuşuluyor” diyen Ünal, “Bugün SETA’da sempozyumda Başbakanımız önemli bir şey söyledi. Dedi ki, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan dışında bu yapıyla geçmişte hiçbir siyasi lider mücadele etmedi. Evet, etmedi. Çünkü bu yapı Sivil Toplum Örgütü görünümlü bir yapı ve 40 yıldan beri bir dini kisve altında insanların inançları üzerinden oluşturduğu bir Sivil Toplum Örgütü görünümü vardı. 2013’te bu yapı gerçek yüzünü ortaya koydu ve gerçek yüzünü ortaya koyduktan sonra da devlet bu yapının paralel devlet yapılanması olduğunu ve terör örgütü olduğunu tescilledi ve ondan sonra da mücadeleye başladı. Bunları doğru koyarak gidelim. Şimdide bu yapı hesap veriyor. Böyle bir yapının yani mensuplarının yüzbinlerle ifade edildiği bir yapının yargılanması, devletin içerisinden temizlenmesi bunun toplumda oluşturduğu yaranın tedavisi iyileştirilmesi, bu insanların yakınlarının yaşadığı sorunların bir şekilde çözülmesi yani altı ibadet, ortası ticaret, üst katı ihanet Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle bir yapıdan bahsediyoruz. Bir taraftan da bu yapı yaklaşık 160 ülkede de faaliyetini sürdürüyor. Yani Pensilvanya da ki elebaşı röportaj verebiliyor. Mesajlarını bütün dünyada ki mensuplarına iletebiliyor. Şimdi Türkiye böyle bir yapıyla mücadele ediyor” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE, 4 AYRI TERÖR ÖRGÜTÜYLE MÜCADELE EDİYOR”

Türkiye 15 Temmuz gecesi çok ağır bir tehlikeyi atlattığını dile getiren Ünal, ayrıca 4 ayrı terör örgütüyle mücadele edildiğini söyledi. Ünal, konuşmasının devamın şunları kaydetti: “Mücadeleyi yaparken Türkiye aslında içinde bulunduğu coğrafyada da bir taraftan yangın yeri Suriye bir iç savaş yaşanıyor, Irak’ta yaşananlar, Libya’da, Ukrayna’da, Mısır’da yani Türkiye Finlandiya’nın ya da Norveç’in olduğu bir coğrafyada değil. Bir hükümet düşünün bu hükümet hamd olsun bütün bu belalardan, bütün bu badirelerden, saldırılardan alıyor. Bugün mesela ekonomik veriler açıklandı. Ekonomisini çok iyi derece götürebilen yüzde 5 büyümeleri konuşabiliyoruz. Diğer alanda sağlığında, eğitiminde diğer alanlarında hizmetlerini aksatmadan sürdürebilen ama bir taraftan da 4 tane terör örgütüyle mücadele eden diğer taraftan 15 Temmuz gibi ağır bir travmayı iyileştiren bir durumdayız.”

CHP TEMİZLİK YAPMADI”

Ünal, “2013 yılına kadar Sivil toplum Örgütü görünümlü bu yapı herhangi bir hukuki suç teşkil edecek ve bu suç üzerinden de bu yapıya dönük devletin bir hamlesini gerektirecek bir durum söz konusu olmadı. Ne zaman 2013’ten sonra. 2013’ten sonra paralel devlet yapılanması olarak nitelendirilip bir terör örgütü olarak görülen bu yapıya dönük devletin hamleleri adeta bertaraf edildi. Kemal Kılıçdaroğlu çıktı Samanyolu televizyonuna, zaman gazetesine yapılanlar yanlıştır. Zaman gazetesine dönük gözaltılar basın özgürlüğüne aykırıdır diye 2015 yılında açıklama yaptı. Yani bir yapı düşünün ki bu yapıyla hukuki mücadelenin zorluğu da ancak 15 Temmuz’dan sonra artık, bir suçüstü durumundan sonra bu yapıyla hukuki mücadele netleşti. 2013’ten sonra AK Parti bu yapıyı terör örgütü olarak nitelendirip bu yapıyla ilgisi olan her kim varsa kongrelerinde, yerel seçiminde ve genel seçimlerde bu temizliğini yaptı. Ama CHP bu temizliği yapmadı.

ADİL YARGILAMA İÇİN BİR ÇABA SARF EDİYORUZ”

Yargılamaya ilişkin ise şunu söyleyeyim. Türk yargısı şuanda öyle bir durumla karşı karşıya ki. 40 yıllık bir cerahat patlamış. 15 Temmuz gecesi patlamış. Bu 40 yıllık devletin içerisinde toplanmış cerahatın patlamasıyla birlikte ordunun içerisinde o gece darbe yapmaya kalkışan ve suçüstü yakalananlar yargılanıyor. Diğer taraftan yargının içerisinde bu yapıyla ilgili ve bu örgüte üye olduğu kesinleşmiş olanlar yargılanıyor. Geçen gün medya da Bylock kullanıcılarıyla ilgili bir şeyler yansıdı. Bürokrasinin içerisinde 200’e yakın Bylock kullanıcısı tespit edilmiş ve bunların konuşmaları deşifre edilmiş. Bugün bile gözaltına alınanlar var. Yani yargı bunlara dönük devasa bir çalışma sürdürüyor. Her ülkenin yargısının da altından kalkabileceği bir şey değil. İngiltere’de, Londra’da bir terör saldırısı olduğunda İngiltere Başbakan’ı insan hakları anlaşmasını askıya almayı konuştu. Fransa bugün bir terör saldırısı olduğunda anında olağanüstü hal ilan etti. Şimdi Türkiye insan hakları anlaşmasını askıya almamış, adil bir yargılama yapıyor. Olağanüstü halden kaynaklanan herhangi bir mağduriyet insan hakları ihlali varsa bununla ilgili TBMM’sinde Olağanüstü hal izleme komisyonu kurmuş ve burada ki mağduriyetleri gideriyor. Biz taraftan adil yargılama için insan haklarını sonuna kadar saygı göstermek için bir çaba sarf ediyoruz. Ama bir taraftan bakıyorsunuz siyasi sorumluluk alması gereken Ana muhalefet bu örgütün yurtdışı ayağının kullandığı dili, söylemi birebir içeride kullanıyor. Kontrollü darbe diyor, gerçek darbeciler yargılanmıyor diyor” diye konuştu.

MİLLETİN TAKDİRİNE BIRAKIYORUM”

Türkiye’de Olağanüstü Hal kararının TBMM’nin anayasasına uygun olduğunu ifade eden Ünal, “Kılıçdaroğlu sivil darbesi ifadesini kullanıyor. Bilinçli olarak kullanıyor. Bunu sadece Kılıçdaroğlu kullanmıyor, yurtdışında ki FETÖ Mensupları da kullanıyor. 20 Temmuz’da Olağanüstü hal kararı alması Türkiye büyük Millet Meclisinin anayasaya uygun mudur? Anayasanın amir hükümlerine uygun mudur? TBMM’nin iç tüzüğüne uygun mudur? Ogün AK Parti Grup Başkan Vekili diğer siyasi partinin Grup Başkan Vekillerini arayarak istişare etmiş midir? Evet. Peki, böyle bir durumda 4 tane terör örgütüyle mücadele ederken, 15 Temmuz gibi bir darbe girişimine maruz kalmışken Olağanüstü hal ilan etmenizden daha doğal ne olabilir? Bugün İngiltere, Fransa ve diğer Belçika batılı demokrasiler en ufak tehlike ve tehdit gördüklerinde Olağanüstü hal ilan ediyorlar. Batı demokrasilerinde bu uygun görülüyor da Türkiye gibi dört tarafında şuanda Suriye’sinden Irak’ına kadar iç savaşın yaşandığı 4 tane terör örgütüyle mücadele edildiği 15 Temmuz gibi bir darbe girişimi ve bununla mücadelenin yargının, ordunun, bürokrasinin içerisinde sayılarının 10 binlerle ifade edilen insanların yargılandığı bir ülke de Olağanüstü hal ilan edilmesi niye bir darbe girişimi oluyor? Kemal Kılıçdaroğlu “Eğer 15 Temmuz günü sokağa çıkıldıysa, bugün bu hükümete karşıda sokağa çıkılabilir” diyor. Yani bu hükümeti seçilmiş, milletin kendi iradesiyle seçtiği özgür meşru hükümetle, elinde silah olan darbeciyle aynı kefeye koymak nasıl bir akıldır? Bunu da milletin takdirine bırakıyorum” şeklinde konuştu.


 Haber: Meliha Şeyda Akçakale

Editör: Mahmut Beyaz