15 Temmuz 2016 gecesi saat 22:00’ı gösterdiğinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) arasına giren Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, güvenlik güçlerini, çoluk çocuk demeden binlerce vatansever Türk milletinin üzerine kurşunlar ve bombalar yağdırarak başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı daha sonra ise ülkeyi ele geçirmeye çalışmışlardı. Bundan tam iki yıl önce asil Türk milleti ve vatansever Türk evlatları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Milletimizi meydanlara davet ediyorum” demesi üzerine kurşunların, bombaların, tankların üzerine atlayarak vatanın bütünlüğünü, ülkenin bağımsızlığını, milletin egemenliğini korumak için canı pahasına vücudunu siper etti. O gece 249 kişi şehadet şerbeti içerek şehitlik makamına ulaşırken, 3 bine yakın kişi ise yaralandı. Hain darbenin ilk anında darbeye tepkisini gösteren ve her fırsatta halkı sokaklara çağıran AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, darbenin ikinci yıl dönümünde gazetemize kapılarını açarak, 15 Temmuz gecesinde ülkede yaşananları bir bir anlattı, önemli açıklamalarda bulundu. Ünal’ı, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Arslan Deveboynu, DEKA Medya Grup Başkanı Abdullah Deveboynu, Gazetemiz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mahmut Beyaz ve muhabirimiz Mustafa Kılınç makamında ziyaret ederek, 15 Temmuz özel sayımız için röportaj gerçekleştirdi. Röportajda, özellikle teşkilat olarak millete bunun bir darbe girişimi olduğunu anlattıklarını ve darbeye karşı çıktıklarını söyleyen Ünal, “O gece herkes üzerine düşeni yaptı ve Allah bize bir sabah hediye etti” dedi.

İşte Mahir Ünal ile gerçekleştirdiğimiz 15 Temmuz özel röportajı;

“O GECE İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY ÖZGÜVEN VE CESARETTİ”

15 Temmuz gecesinde millette özgüven ve büyük bir cesaret olduğunu belirten Ünal, şu ifadeleri kullandı, “Ben o gece Milletvekili arkadaşlarımız ile birlikte akşam toplantımız vardı. İlk haber aldığımızda köprüde bir hareketlilik olduğu söylendi. İçişleri Bakanımızı ve MİT Müsteşarımızı aradım ve bir süre sonra Ankara’da uçaklar alçak uçuşa başladığında bunun bir darbe girişimi olduğu anlaşıldı. Daha sonra teşkilatlarımızla hemen temas kurduk. Cumhurbaşkanımızın özel kalemi ile bir temasımız oldu. Zaten bir süre sonra Başbakanımız televizyonda canlı yayına çıktı ve hemen arkasından Cumhurbaşkanımız canlı yayına çıkması için bir girişimde bulunuldu. Ama Cumhurbaşkanımızın kaldığı bina canlı yayın araçlarının yaklaşmasına müsait değildi. Yani Anadolu Ajansı çekim yaptı ama televizyona çıkamadı. Onun üzerine Cumhurbaşkanımız telefon ile televizyonlara bağlandı. Zaten Başbakanımızın bunun bir paralelci darbe girişimi, paralel devlet yapısının bir kalkışması olduğu söylemesinin ardından teşkilat başkanımız Mustafa Ataş’ın, tüm teşkilatlara mesaj atması ve bizim aynı anda teşkilatlarla yaptığımız görüşmeler, öncü teşkilatlarda toplandık. Sonra halkı meydanlara çağırın dedi Cumhurbaşkanımız ve daha sonra halkımız meydanlara çıktı. Tabi ki orada da Radyo Fresh’ten beni aradılar ve canlı yayına bağlandık. O gece ihtiyacımız olan en temel şey; özgüven ve cesaretti. Herhangi bir şekilde kaygıya, endişeye kapılmadan, o gecenin yüksek bir koordinasyon içerisinde devam etmesiydi. Hem Başbakanımız hem Cumhurbaşkanımız, ben o gece birkaç yayına daha katıldım ve genel olarak FETÖCÜ’lerin yaymaya çalıştıkları bir kara propaganda vardı Cumhurbaşkanımızın Türkiye’den ayrıldığına dair. Cumhurbaşkanımızda hemen telefondan hızlıca televizyonlara bağlanınca bu propagandaları sona erdi. Tabi sabah saatlerine kadar direndiler ama milletimiz o gece gerekeni yaptı. Cumhurbaşkanımızla, Başbakanımızla ve teşkilatlarımızla bütün sivil toplum kuruluşlarıyla, yerli ve milli olarak bu ülkeye sevdalı ne kadar insan varsa, herkes üzerine düşeni yaptı ve hamdolsun o gecenin devamında Allah bize bir sabah hediye etti.”

“16 YILDA BU MİLLET ÖZGÜVENİNE KAVUŞTU”

Özellikle AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte ülkede güçlü bir demokrasi kültürünün oluştuğunu söyleyen Ünal, “16 yıldır güçlü bir demokrasi kültürü, güçlü bir siyasi kültür oluştu. 16 yılda bu millet özgüvenine kavuştu. Kendi iradesine sahip çıkması gerektiği konusunda direndi. Bir de Adnan Menderes’i astı. Adnan Menderes’ten sonra 1960 ile 2002 arasında 42 yılda 36 tane hükümeti devirdiler. Kimisini darbeyle devirdiler, kimisini yargı darbesiyle devirdiler, kimisini gazete ilanı ile devirdiler, kimisini 28 Şubat’ta devirdiler, devirdiler de devirdiler… ve artık millet kendi iradesine sahip çıkması gerektiği konusunda yüksek bir demokrasi bilincine sahipti ve gezi ile birlikte millet ciddi anlamda bilinçlendi, ne yapmak istendiğini gördü. 17-25 Aralıkta oynanan oyunu, yargı darbesi girişimini gördü. 6-7-8 Ekim olaylarıyla ne yapılmak istendiğini gördü ve 15 Temmuz da millet hem iradesini temsil eden liderine, cumhurbaşkanına hem meclisine hem demokrasisine hem devletine, ne varsa hepsine sahip çıktı. Bu aziz millet irfanıyla, ferasetiyle bir şeyi gördü. O gece eğer FETÖ’cüler ve onların işbirlikçileri başarıya ulaşsaydı ortada bir devletimiz kalmayacaktı, bir ülkemiz olmayacaktı, bağımsızlığımız olmayacaktı. Bunu çok net gördük ve canı pahasına ülkesini, bağımsızlığını, demokrasisini, iradesini korudu” diye konuştu.

“15 TEMMUZ’DA MİLLİ BİRLİK OLUŞTU”

15 Temmuz ile ilgili konuşmasını sürdüren Ünal, “15 Temmuzda büyük bir millet bilinci oluştu, birlik beraberlik oluştu. Millet, bayrak, vatan, devlet bu konularda yüksek bir şuur ve toplumsal mutabakat oluştu. Oluşan bu toplumsal mutabakat 7 Ağustosta yeni kapı ruhuna dönüştü ama maalesef ana muhalefet partisi bu yeni kapı ruhunu sürdüremedi. Cumhuriyet Halk Partisi ve HDP özellikle, oluşan bu iklimden, oluşan bu mutabakat düzeneğinden rahatsızlık duydular ve FETÖ’nün de uluslararası arenada gündeme getirdiği kontrollü darbe, tiyatro öngörülmüş darbe gibi bazı kavramlarla 15 Temmuzun rehavetine, 15 Temmuzun oluşturduğu mutabakata zarar verecek bir dil ve söylem oluşturdular” ifadelerini kullandı.

“ASIL İLİŞKİ HDP VE CHP ARASINDA GERÇEKLEŞTİ”

24 Haziran seçimlerine değinen Ünal, “AK Parti, MHP, BBP arasında bir milli mutabakat oluştu. Ama diğer taraftan da Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti, Saadet Partisi bir karşılık bir blok oluşturdu. HDP’de bu bloğun stratejik ortağı haline geldi ama asıl ilişki HDP ile CHP arasında gerçekleşti. CHP HDP’nin barajı aşması için yaklaşık yüzde 5’lik bir katkı sundu. CHP HDP’nin barajı aşmasına bu katkıyı neden sundu? AK Parti’nin mecliste sayısal çoğunluğa ulaşmaması adına böyle vahim bir kendi seçmenine de açıklayamadığı bir girişimde bulundu. Biz HDP’nin meclise girmesine neden karşıyız. Çünkü milletten aldığı temsil yetkisini kullanmıyor. Kandil’den aldığı talimatları yerine getiriyor. Terör örgütünün siyasi uzantısı olarak hareket ediyor. Terör ile arasına mesafe koymuyor. O yüzden biz bu konudaki hassasiyetimizi bugünde ifade ediyoruz” açıklamalarında bulundu.

“DARBELER ARTIK TARİHE GÖMÜLDÜ”

“Bu ülkede 15 Temmuz’la birlikte darbeler artık sonsuza kadar tarihe gömülmüştür” diyen Ünal, Türk milletinin darbecilere ne yapacağını gösterdiğini ve kimsenin buna yeltenemeyeceğini söyledi. Ünal, “Çünkü bu millet darbecilere ne yapacağını göstermiştir. O gece bu millet kendisine silah sıkan kendisine kurşun sıkan kendisine helikopterlerle uçaklarla ateş yağdıran bu hainleri silahlarını ellerinden alıp bunların hepsini infaz edebilirdi. Ama bu aziz millet bunu yapmadı. Ama bir daha böyle bir şeye kalkışılırsa bu millet darbecileri bu defa kesinlikle affetmez. Yani millet o gece her şeyiyle el koydu. Yönetime el koydu. O gece millet devlet benim devletim dedi. Devletine sahip çıktı ve 16 Nisan referandumunda da bu eski sistem darbe üretiyor, muhtıra üretiyor, bunu değiştiriyorum dedi. 24 Haziran’da da değiştirdiği sistemi kendi adamı Recep Tayyip Erdoğan’ı getirdi. Dün külliyede şeref madalyası töreni vardı. Binali Yıldırım’ın çok büyük emekleri hizmetleri oldu. Sonra birinci mecliste orada kabine toplantısı öncesi cumhurbaşkanımız milletvekillerini ve bakanları orada topladı. Bir şeyi doğru görelim. Meclisi de, külliyeyi de, devleti de veren milletin kendisidir. Bundan sonra millet verir, millet alır. Milletin dışında bundan sonra bir gücün var olması Türkiye’de artık mümkün değil. Recep Tayyip Erdoğan’ı kıymetli yapan nedir? Recep Tayyip Erdoğan’ı kıymetli yapan bu milletin tarafından seçilmiş olmasıdır. Şimdi bunlar Recep Tayyip Erdoğan’a niye saldırıyorlar? Millete saldıramadıkları için. Milletin tercihlerine saldıramadıkları için Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyorlar. Gerçi Kemal Kılıçdaroğlu seçimden sonra milletin tercihlerine saygı duymadığını ifade etti. Ama bunlar zaten zamanla marjinalleştiler ve zamanla zaten kaybolacaklar” dedi.

“ALLAH BİR DAHA 15 TEMMUZ YAŞATMASIN”

24 Haziran’da milletin kararı ile uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin etkilerinin hızlı bir şekilde ilerleyen süreçte görüleceğinin altını çizen Ünal, sözlerini şu şekilde tamamladı; “Şimdi burada yeni sistemin sonuçlarını ve etkilerini hızlı bir şekilde göreceğiz. Yani yeni sistemle birlikte Türkiye her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da ortak hareket eden, ortak akıl oluşturan bürokratik hantallığı ve bürokratik bünyeyi terk ediyor. Şimdi istikrar pekiştikçe, Türkiye’de güven ortamı arttıkça, Türkiye’nin güvenlik sorunu çözüldükçe, Türkiye yatırım imkânı arttıran dünyadaki en iyi 10 ülkeden birisidir. O yüzden Türkiye yatırım ortamı itibari ile son derece uygun bir ülke. Türkiye’nin ekonomisiyle ilgili, makro ekonomik verilerle ilgili şuanda bir sorun gözükmüyor. Dolar üzerinden oluşturulan bazı manipülasyonlar ekonominin zayıfladığı algısı oluşturulması açısından bir etkiye sahip ama önümüzdeki günlerde bunların bir önemi olmadığını göreceğiz. Çünkü biz geçtiğimiz yıl Türkiye’nin 7,4 büyüdüğüne şahit oldu ve Türkiye’nin en hem önümüzdeki süreçte ithalatı ve ihracatı, bütün bunlarda çok ciddi anlamda yükselmeler göreceğiz. Türkiye’nin dış politikasında da Cumhurbaşkanımız önceki gün akşam NATO toplantısından geldi. 2 gün orada ki temaslarına baktığımızda bugün Recep Tayyip Erdoğan Başkanımızın bugün gerçekten bir dünya lideri olduğunu orada zaten çok net bir şekilde gördük. Yani orada diğer liderle olan ilişkilerinde, Türkiye’nin kendi bir pozisyonunun olduğunu doğru bir şekilde ortaya koyması, önümüzdeki süreçte bu iş birliği daha da genişleyecek ve Türkiye daha da çok gelişecektir. Yüce Allah tekrar bu ülkeye bir 15 Temmuz daha yaşatmasın diyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar diliyorum”.

(Haber: Mustafa Kılınç)

Editör: Mahmut Beyaz