AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, seçim bölgesi Kahramanmaraş’ta çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Sabah saatlerinde başlayan programlarını gece geç saatlere kadar sürdürerek vatandaşlarla bir araya gelen Ünal, 24 Haziran’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin önemini anlatıyor. Sabah ilk olarak Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ‘Yerel Medya Buluşmaları’na katılan Ünal, daha sonra ise Memur-Sen Kahramanmaraş İl Başkanlığı’nı ve Kahramanmaraş Ticaret Borsası’nı ziyaret etti. İlk olarak Memur-Sen Kahramanmaraş İl Başkanlığı’na ziyaret gerçekleştiren Ünal, Memur-Sen üyeleriyle bir araya geldi. Burada basın açıklaması yapan Ünal, daha sonra ise Kahramanmaraş Ticaret Borsası’nı ziyaret ederek borsa başkanı Ahmet Duran Balsuyu ve yönetimiyle bir araya geldi. Ünal’a, AK Parti 27. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Habibe Öçal ve AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ömer Oruç Bilal Debgici’de eşlik etti.

MİLLİ İRADENİN YANINDA OLDUK”

Memur-Sen Kahramanmaraş İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantının açılış konuşmasını yapan İl Başkanı Abdülaziz Aydın, “Önümüzdeki hafta 24 Haziran’da Türkiye olarak önemli bir dönüm noktasındayız. İnşallah bu süreci, alnımızın akıyla hep beraber aşmanın mücadelesini, niyetini ve temennisini güdüyoruz. Burada yapacağımız bu seçim 100 yılın seçimi, hem içerideki türbülansın son bulması için, hem uluslararası alandaki sıkıntıların bertaraf edilmesi için yaklaşık 16 yıldan beri AK Parti ve Cumhurbaşkanımız liderliğinde oluşan özgüvenin, bütün toplumun diğer katmanlarına da yansıyarak temayüz etmesini bu seçimde diliyoruz. Memur-Sen camiası olarak her dönemde milli iradenin yanında olduk, yine bu dönem de milli iradenin gayet net bir şekilde tecelli edeceğine inanıyoruz” dedi.

MEMUR-SEN KALKAN GÖREVİ GÖRMÜŞTÜR”

AK Parti 27. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Habibe Öçal ise yaptığı konuşmada Memur-Sen’in Türkiye demokrasisinin kesintiye uğratılmaya çalışıldığı dönemlerde daima bir kalkan görevi gördüğünü söyledi. Öçal, “Dava arkadaşlarım, yol arkadaşlarım sahip çıkma noktasında hiçbir zaman desteklerini kesmediler. Bende Memur-Sen’in bir ferdi, onurlu bir üyesi olarak ülkem için verdiğim mücadeleyi siyaset alanında göstereceğim İnşallah. Dava arkadaşlarımın desteği her zaman arkamda, bunu hissediyorum. Memur-Sen, Türkiye demokrasisi ne zaman kesintiye uğratılmaya çalışıldığında daima bir kalkan görevi görmüştür. Sivil inisiyatif noktasında, sivil iradenin tecellisi noktasında ülkemizin bu önemli süreçlerinde üstüne düşen görevleri her daim üstlenmiştir. Bundan sonra da aynı görevi üstleneceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın. 24 Haziran’da da yine bütün dava arkadaşlarımın aynı duyarlılıkla milletin iradesine sahip çıkma, yeni ve güçlü Türkiye’nin inşasında görev ve sorumluluk alma noktasında yine aynı duruşu sergileyeceğini biliyoruz. Bizim için alın teri ne kadar kutsalsa, milletin iradesi de o kadar kutsaldır” ifadelerini kullandı.

AK PARTİ, PARTİLERDEN BİR PARTİ DEĞİLDİR”

“AK Parti’yi 2002 yılında kurulan bir siyasi parti, partilerden bir parti olarak göremeyiz” diyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “Öncelikle davetiniz ve ev sahipliğiniz için çok teşekkür ediyorum, bizim iki sorunun cevabını vermemiz gerekiyor. Birisi bu aziz milletin AK Parti’ye verdiği görevin temel özelliği nedir, yani biz AK Parti’yi 2002 yılında kurulan bir siyasi parti, partilerden bir parti olarak göremeyiz. Ak Parti kurulduktan altı ay sonra iktidara gelmiş, bu aziz milletin görevlendirdiği bir millet hareketidir. AK Parti’nin bir millet hareketi olduğunu ve milletin ona verdiği görevi yerine getirmekle mes’ul olduğunun altını çizmek gerektiğini düşünüyorum. Bu görev geçmişte Adnan Menderes’e, Turgut Özal’a, Necmettin Erbakan’a verildi. Ve nihayetinde bu millet bu görevi Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a verdi. Bu görev neydi? Bu görev hiçbir zaman esaret kabul etmeyen, boyunduruk altına girmeyen, tarih sahnesinde her zaman var olmuş ve tarih sahnesinde de büyük ufku ve vizyonuyla tarih yazmış, adaletin, hakkaniyetin, mazluma kucak açmanın adı olmuş büyük bir milletin büyük tasavvurundan bahsediyoruz. Bu kimi zaman nizam-ı alem ülküsü denmiş buna, kimi zaman ila-i kelimetullah denmiş, kimi zaman kızıl elma denmiş. Ama hepsi de nihayetinde bu aziz milletin büyük ülküsünün, idealinin, tasavvurunun ismi olmuş her zaman. Bugün bu görevi AK Parti taşıyor. Kısaca geçmişe gittiğimizde biz hep neyin sıkıntısını yaşadık? Ben de memurluk yaptım, 10 yıl yaklaşık öğretmenlik yaptım. Hepimiz ağır çekimde biz yaşarken oldu, bir bilinmeyenden bahsetmiyoruz. Biz yaşadığımız bir şeyden bahsediyoruz” şeklinde konuştu.

...DEVLETİN SAHİBİ BENİM”

Türkiye’nin idare sisteminin aksaklıklarını anlatan Ünal, mevcut parlamenter sistemi iki direksiyonu olan arabaya benzetti. Ünal, “Bizim bir idare sistemimiz vardı, adına parlamenter sistem dedikleri, bu sistem 1960’dan öncesini anlatmayayım, 1960’da bir vesayet sistemine dönüştürüldü. Soğuk Savaş yıllarının şartlarına göre oluşturulmuş bir sistemdi. 27 Mayıs 1960 darbesi, bütün darbelerin anasıdır ve bir vesayet sistemine dönüştürüldü. Bu sistemi de bir araba gibi düşünecek olursanız, bir direksiyonu var ve bir sürüş sistemi var, bir de yan tarafa bir direksiyon daha koymuşlar. Yani iki tane şoför koltuğu var bu sistemde. Sürücü adaylarının araçları gibi. Demokrasi, milletin eliyle temsilcilerinin devleti yönetmesidir, kararlarını kendisinin vermesidir diyoruz. Şimdi millet temsilcilerini seçip Ankara’ya gönderiyor, milletin temsilcileri iktidar oluyor şoför koltuğuna oturuyor. Sağına bakıyor ki, yanında bir şoför daha var, onun da önünde bir direksiyon var. Adam diyor ki hoş geldin şimdi seni mi seçtiler diyor. Bak bu arabayı ben kullanırım, nereye gideceğine, hızına, ne zaman duracağına, ne zaman kalkacağına ben karar veririm. Diyorsun ki ben milletin oyunu aldım, seçildim, niye sen karar veriyorsun. Diyor ki devletin sahibi benim. Böyleydi yaşadığımız aynen, iktidara geldiğimizde koltuğa oturduk, baktık ki sağımızda oturuyorlar. Darbe girişimleri oldu, ordu göreve çağrıldı, 27 Nisan e-muhtırası, kapatma davaları gibi müdahaleler yan tarafta oturanın kimi zaman frene basması, kimi zaman direksiyon çevirmesiydi” dedi.

MEMUR-SEN ÖNEMLİ BİR ROL OYNUYOR”

Memur-Sen’in milli iradenin egemen kılınmasında önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Ünal, “Bu meseleyi hiç kimse bir siyasi meseleymiş gibi bize göstermesin, bu mesele bu milletin iradesinin egemen kılınması meselesidir. Memur-Sen’de bu mücadelede önemli bir rol oynamıştır, oynamaktadır, oynamaya da devam edecektir. Mesele siyasi bir mesela değil, mesele memleket meseledir. Bunun adını doğru koymak lazım ve bütün bu mücadeleyi okurken de bizim millet iradesini egemen kılmak için çalışanlarla eski vesayetçi düzeni korumak için çalışanlar olarak çok net görüyorum” açıklamalarında bulundu.

HABİBE ÖÇAL KAHRAMANMARAŞ İÇİN BÜYÜK KAZANÇ”

Habibe Öçal’ın Kahramanmaraş için çok büyük bir kazanç olduğunu dile getiren Ünal, “Kahramanmaraş’ta bizim neler yaptığımızı, ortak amaçlarımızı, mücadelemizi biliyorsunuz. Habibe hanımın Kahramanmaraş’a gelmiş olması gerçekten Kahramanmaraş için çok büyük bir kazanç. Çünkü ben Habibe hanımın özellikle yurt dışı çalışmalarını çok iyi biliyorum, projeler ve bu projelerin Türkiye ayağında yaptığı çalışmaları çok iyi biliyorum. Sizler Memur-Sen’de onun neler yaptığını çok iyi biliyorsunuz. Kahramanmaraş Habibe hanımla birlikte yeni bir soluk, yeni bir kuvvet kazanacak. O yüzden siz Memur-Sen camiasının Habibe hanım için özel bir çalışma yaptığını biliyorum ama biraz daha gayretlerinizi artırmanız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz