İnsan haklarının yanı sıra çevre, doğa ve hayvan haklarına ilişkin çok sayıda çalışma yürüten, başta Kahramanmaraş olmak üzere her kesimin mağduriyetini soru ve araştırma önergeleriyle TBMM’ye en fazla getiren Milletvekillerinden biri olan Milliyetçi Hareket Partisi Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycan, meclisin tatile girmesinin ardından soluğu memleketinde aldı. Gerek resmi gerekse özel kuruluşlara bir dizi ziyaretlerde bulunan Sefer Aycan, sık sık vatandaşlarla bir araya gelirken, 24 Temmuz Basın Bayramı dolayısıyla kentte görev yapan basın mensuplarını da unutmadı. Basın Bayramı dolayısıyla gazetemize ziyaret gerçekleştiren Sefer Aycan, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Mahmut Beyaz ve personellerimizle sohbet etti. Ziyaret sonrası gazetemize özel açıklamalarda bulunan Aycan, meclis çalışmalarından soru önergelerine, Aksu Çayı’nın kirliliğinden, S400 tartışmalarına kadar birçok konuyu değerlendirdi.

YOĞUN BİR DÖNEM GERİDE KALDI”

Basın mensuplarının 24 Temmuz Basın Bayramı’nı kutlayan Aycan, meclis çalışmalarının tatile girmesiyle Kahramanmaraş’a gelerek ziyaretler gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bugün özellikle Basın Bayramı için basın mensuplarını ziyarette bulunuyoruz. Basın mensuplarının gününü kutluyorum, başarılı çalışmalar diliyorum. Meclis Genel Kurulu şu an itibariyle kapandı. Çalışmalara ara verildi. Resmi takvim ve prosedürü böyle. Olağanüstü bir şey olmazsa eğer 1 Ekimde yeni yasama dönemi başlayacak. Bu arada milletvekilleri çalışıyor tabii, bir kısmı mecliste bir kısmı kendi illerinde çalışmalar sürdürüyor. Bu yıl yoğun bir çalışma dönemi oldu. Seçimler, İstanbul seçimlerinin tekrarlanması da üst üste geldi ve bir taraftan da meclis çalışmalarını yürüttü. Komisyonlar da öyle. En son da geçen hafta 11. Kalkınma Planı meclisten geçti ve vergi düzenlemesi ile ilgili bir torba kanun kabul edildi. Şu an için Meclis Genel Kurulu çalışmalarına ara vermiş durumda” dedi.

KAHRAMANMARAŞ'IN VE TÜRKİYE'NİN SORUNLARINI ÖNERGELERLE GÜNDEME GETİRİYORUZ”

Hem Kahramanmaraş’ın hem de Türkiye’nin sorunlarını önergelerle meclise taşıdığına dikkat çeken Aycan, “Ben her geldiğimde vatandaşın içerisine de giriyorum, kendimin veya basından olan olayları da takip ediyorum ve hem Kahramanmaraş'ın hem de tüm Türkiye'nin sorunlarını önergelerle gündeme getiriyoruz. Bunları Sayın Bakanlara soruyoruz ve bir kısmından cevaplar geliyor, bu cevapları da kamuoyuna yayınlıyoruz. Biraz cevap akışında yavaşlık olabilir, gecikebilir çünkü çok fazla sorumuz var. Sayısını pek hatırlamıyorum ama 70 oldu herhalde. 20 tane de araştırma önergesi verdik. Her gün dikkat çekmek ve çözüm oluşturmaya çalışıyoruz aslında. Hem akademik hem de bürokratik bir geçmişimiz var. Teknik olarak da her taraftan yardımcı olmak istiyoruz. Sadece gündeme getirip bırakmak da doğru değil, buna bir çözüm üretmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

UCUZ POLİTİKALARA VE YAKLAŞIMLARA GİTMEMEK LAZIM”

Aksu Çayı’nın kirliliğini önemsediğini, sık sık mecliste gündeme getirdiğini fakat sonuç alamadıklarını anlatan Aycan, sözlerine şu şekilde devam etti, “Aksu Çayı’nın kirliliği gibi konuları ben çok önemsiyorum ama maalesef sonuç alamadık. Hatta hoşuma gitmeyen bir cevap geldi. Analiz sonuçlarının temiz olduğu ifade edildi ve bunu da basınla paylaştım. Bir şey demiyorum, gerçekten temiz çıkmış olabilir mi onu da bilmiyorum ama bana göre, herkesin gördüğü açık bir kirlilik var. Hem renk değişimiyle, hem kokusuyla bir kirlilik. Mesela bunda bir mesafe alamadık. Bunu Çevre Bakanlığına sordum, o da yapılan analizlerde kirlilik olmadığını iddia ediyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Nedeni de belli. Fabrikalarda ya arıtma tesislerini çalıştırmıyorlar ya da bazen çalıştırıp bazen çalıştırmıyorlar. Özellikle kirli sularını, atıklarını Aksu'ya boşalttıklarını biliyoruz. Bunu da düzeltmek Çevre Bakanlığının yetkisinde. Aslında kanunda net. Kasten kirletenlere hapis cezasına kadar cezalar var. Yaptırımlar uygulanmıyor diye düşünüyorum. Buna dikkat çektiğiniz için teşekkür ederim. Aslında kendi çocuklarına ve kendilerine de zarar veriyorlar. 3-5 kuruş kar edeceğiz diye, arıtma tesisini çalıştırmayarak elektrikten veya kimyasallardan tasarruf yapmak gibi çok ucuz politikalara ve yaklaşımlara gitmemek lazım. Kaç TL tasarruf ediyorsunuz? Bunun sonucunda bir insanımız hasta oluyorsa, ölüyorsa onun bedeli nasıl ödeyeceğiz? Tabii ki o sularda ölümler böyle olmuyor ama kronik süreçte yaşanıyor. Afşin-Elbistan Termik Santralinin A ünitesinin hala filtresiz çalışmasını kabul etmek mümkün değil. Bununla ilgili her yere başvurdum. Bu olayın takipçisiyim ama hala filtresiz bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Ben fabrikalara veya termik santrallere karşı değilim ama ne gibi önlemler alınması gerekiyorsa onu alın. İnsanın sağlığından, doğanın geleceğinden tasarruf olmaz. Bunun bedelini hep birlikte ödüyoruz. Her sorunla uğraşmaya çalışıyorum” açıklamalarında bulundu.

S-400 KONUSUNDA BAŞINDAN BERİ HAKLIYIZ”

S-400 konusunda Türkiye’nin en başından beri haklı olduğunu kaydeden Aycan, Türkiye’nin sınırlarına yapılan saldırılar karşısında kendini düşünmesi gerektiğini belirterek, “ABD tabii ki tutarsız bir politika izliyor ama net olan bir şey var. F-35'ten bizi çıkarıyorlar. Ya da çıkarmak istiyorlar diyeyim. S-400'leri bahane ediyorlar. Artık Türkiye bu meseleleri kapatmıştır. S-400'ler alınmıştır ve Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda kararlılığını göstermiştir. MHP Genel Başkanı da bu konuda destek vermiştir. Artık bu bizim kendi egemenlik hakkımız ve güvenlik meselemiz. Biz de bu kararı destekliyoruz. Amerika'nın politikalarını ikiyüzlü politika olarak değerlendirmek lazım. Tutarsızlık var. Doğu Akdeniz meselemiz var. Eğer bir ülke Doğu Akdeniz'de doğalgaz arayacaksa, o öncelikle Türkiye'nin hakkıdır. Ülkeler arasında en fazla kıyısı olan ülke Türkiye'dir. Birisi orada doğalgaz arayacaksa, onun Türkiye olması lazım ama hiç alakası olmayan İtalya, Fransa gelmiş orada taraf olmuş, Türkiye'nin gelmesinden rahatsızlık duyuyorlar. ABD ve Avrupa Birliği de bu konuda Türkiye'ye karşı bir tavır alıyor. Herkes Doğu Akdeniz'de konuşulmaya çalışıyor. O yüzden bunlar ikiyüzlü politikalardır. Hem Türkiye'nin müttefiki olup iş birliği yapmaya çalışacaksınız, hem de her fırsatta Türkiye'nin önüne engel çıkartacaksınız. Biz en başından beri haklıyız. Biz kendilerinden füze istedik, vermediler veya şartlı dayatmalarla verdiler. Hala saldırılar var. Bu yüzden Türkiye de kendini düşünmek zorunda” dedi.

ULUSLARARASI SİYASETTE EBEDİ DOSTLUK YOKTUR”

S-400 ile birlikte Türkiye’nin Rusya’ya yaklaştığına ve Avrupa’dan uzaklaştığına yönelik görüşlerin sorulmasını değerlendiren Aycan, “Bizim tamamen Batıya yönelip, doğuyu ihmal etmek gibi bir yanlışı da yapmamamız lazım. Herhangi bir ülkeden taraf olmamak lazım. Kendi ülkemizin çıkarlarını korumamız lazım. Onun için de bu dengeyi sağlamalıyız. Birinin net olarak yanında olmak bizi daha çok tehlikeye sokar. Onlardan yana olmak diğer tarafın husumetine sebep olur. Uluslararası siyasette ebedi dostluklar diye bir şey yok” şeklinde konuştu.

BAYRAMDA GİDEBİLİYORLARSA, HER ZAMAN DA GİDEBİLİRLER”

Suriyeli mülteciler konusunda da değerlendirmelerde bulunan Aycan, bir an önce tampon bölge oluşturulmasını ve Suriyeli mültecilerin bu alanlara çekilmesi gerektiğini söyledi. Aycan, “Suriye konusunda başından beri MHP Genel Başkanımızın politikası net. Tampon bölge oluşturulsun, Türkiye'ye girmesinler ve bakacaksak da orada bakalım demiştik. Kapıları açtığımızda tabii ki IŞİD ve PKK'nın da girişleri oldu. Bunlar yanlıştı ve sınırlar açılmamalıydı. Güvenliğimiz ihmal edilmemeliydi. Evet, orada bir iç savaş var ve bu insanları bırakamazdık. İçlerinde soydaşlarımız, dindaşlarımız var. Bunlara kayıtsız kalamayız ama bunu kötü niyetli kullanan insanların olduğunu da görmemiz lazım. Kendi ülkemizin kaynaklarında öncelik kendi vatandaşlarımızın olmalı. Sonrasında hükümet de bizim politikalarımızla uyumlu bir şekilde davranmaya başladı ve artık yeni göç alınmıyor ama kendi ülkelerine dönmelerini bekliyoruz. İstanbul ve Antalya'da yapılan şeyi doğru buluyoruz. Kayıtlarda neresi gösterildiyse orada yaşamaları lazım çünkü böyle serbest dolaşmaları rahatsızlık yaratıyor ve güven sorunları oluşturuyor, hem de bizim sağlık hizmetlerimizi ulaştırmamıza engel oluyor. Bayramda gidebiliyorlarsa, her zaman da gidebilirler diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan-Emre Akkış)

Editör: Mahmut Beyaz