Kanuna göre devlet artık depremde evi hasar gören veya yıkılanlara eğer DASK’ı yoksa yardım edemiyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıkladığı her hanenin zorunlu olarak deprem sigortası yaptıracağına yönelik sözlerinin arkasından önemli bir kanuni zorunluluk çıktı. DASK ve Doğal Afet Kanunu’na göre devlet, eskiden olduğu gibi depremde evi yıkılana yardım edebilmesi için ancak yeni bir kanun çıkarmak zorunda. Depremlerde yıkılan evleri onarmak için harekete geçen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı yani AFAT, kanun nedeniyle durmak zorunda kaldı. Çünkü yıkılan evlerin hiçbirisinin DASK’ı yoktu. Üstelik bu evler kanun gereği DASK yaptırmak zorundaydı. Kanun da “DASK olmadan devlet desteği ile yıkılan evleri yapamazsın” diyordu. Bu durum ortaya çıkınca hükümet de her evi zorunlu olarak deprem sigortalı yapmak için harekete geçti.

HANGİ KANUN?

Devletin deprem ve diğer doğal afetlerde yıkılan evlere yapacağı yardımları düzenleyen kanunun adı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun. Adından da anlaşılacağı gibi biraz eski bir kanun.

KAÇ KONUT POLİÇELİ

Yaşayan Poliçe 60 bin 763

Toplam Konut 188 bin 050

Sigortalılık Oranı yüzde 32,30

400 YILDAN BU YANA KIRILMAYI BEKLİYOR

Uzmanlar Kahramanmaraş depremi içinse şöyle konuştu: “Kahramanmaraş şehir olarak bu fayın 10 kilometre kuzeyinde. Fay hattı Kapıçam’dan geçiyor ve biz buna yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta mesafedeyiz. Kahramanmaraş depremsellik açısından önemli bir yer ortaya koymak zorunda. Doğu Anadolu Fayında Türkoğlu ile Gölbaşı arasında çok büyük bir segment var bu da yaklaşık 400 yıldan beri kırılmadı. Kahramanmaraş’ın en büyük tehlikesi de bu fay kırıldığı takdirde çok büyük bir deprem oluşturacaktır. Kahramanmaraş’ın da bu fay üzerine odaklanması gerekir. Doğu Anadolu fayının 400 yıldan beri kırılmayan gölbaşı türkoğlu sekmenti var. Bu sekmenti tüm bilim adamları ortak kararları eğer bu Doğu Anadolu fay üzerinde bir deprem olduğu takdirde bu depremin en az 7 şiddetinde olabileceğinde mutabıktır.

DEPREMİN NETİCESİ YIKICI OLABİLİR

Kahramanmaraş'ın merkezinde yapılabilecek bir şey yok. Bu 7 şiddetindeki deprem ne kadar binayı yıkar, ne kadar insan ölür onu da Allah bilir. Kaza olmadan önce siz eğer ki arabanızın frenini, balatasına önlem almazsanız kaza yaptıktan sonra siz bitmişsinizdir. Deprem olması da kaza gibidir. Olması muhtemel yüzde yüz olacaktır. Bugün, yarın, gece, öğle hatta 10 sene sonra olabilir. Biz gelecekteki 50 seneyi de hesaba almak durumundayız. Çocuklarımız ve bu memleketin insanları var. Hepimiz bu memlekette yaşıyoruz. Biz bunları düşünmek zorundayız. Devlet olarak ta, belediyeler olarak ta tüm kamu kurumlarıyla birlikte sivil toplum örgütleri de olarak ta bunları düşünmek zorundayız, hepimizin görevi odur. Sivil toplum görevi olarak bunları insanlara hatırlatmak zorundayız. Yoksa sivil toplum örgüt olmamızın oturduğumuz yerde ahkam kesmenin hiç bir anlamı yok. İnsanlara doğru bildiğiniz şeyleri anlatmak zorundasınız. Anlatmazsanız ve siz anlatmadığınız içinde insanlar tedbirler almazsa o alınmayan tedbirlerden dolayı insanlar ölürse sorumluluk sizindir, günahı sizedir. Biz elimizden geldiği kadar bu toplumu aydınlatmak durumundayız." ‘

KONTROL EDİLİYOR MU?’

Bir yasayla jeoloji mühendisleri odası rolü ortadan kaldırıldı. Tabi onun gerekçesi neydi bilmiyoruz. Hala da anlamış değiliz. Fakat öyle bir başı boşlukla oldu ki birçok müteahidlerimiz şunu yapıyor. Bir müteahid jeoloji mühendisini çağırıyor diyor ki bu etütü kaça yaparsın. Jeoloji mühendisi müşteriyi kaçırmamak için belli bir fiyatı söylüyor. 4 katlı bir binanın zemin etütü raporu 2 bin artı KDV'dir bunlar standart fiyattır. Bunda iki tane sondaj, laboratuvar numuneleri vardır. Bunları yapmak zorundasınız. Belediyede şimdi bunlar yapılmadan raporlar geçmiyor. Siz 2 bin lira olacak bir etütü 500-600 liraya yapıyorsanız bir yerde yanlışlık yapıyorsunuz demektir. Mal mukaatlarını doldudurup doldurup rapor hazırlıyorsunuz demektir. Üzülerek söylüyorum şuan belediyeler ne kadar kontrol ediyorlar bilmiyorum. İnşallah kontrol ediyorlardır. Jeoloji mühendislerin bu sondajları mutlaka dört dörtlük kontrol etmesi lazım. Kahramanmaraş'ta 25 tane jeolojik mühendisi var bu jeolojik mühendislerinin en fazla 10 tanesi zemin etütü hazırlıyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE DEPREM FAKTÖRÜ

Birincisi depreme yönelik kentsel dönüşüm. Yani depremde yıkılması muhtemel olan evleri mahalleleri ortadan kaldırıyoruz, çürük olanları yıkıyoruz onun haricinde oraya depreme dayanıklı evler yapıyoruz. Bu bir yönü kentsel dönüşümün ikinci tarafı da şehir manzarasını bozan çok eskiden yapılmış derme çatma evlerin görüntü kirliliğinin ortadan kaldırılması için mesela bizim Tekke gibi oradaki evlerin temeli iyi fakat görüntüsü kötü tabi buralara 20 katlı 30 katlı evler yapamazsınız. Tabi amacımız bizim orayı güzel göstermekse triplex gibi villa gibi evler yapıp güzel görüntü kazandırmak. Tarihi bir görüntü, turizme yönelik bir görüntü kazandırmamız lazım, örnek bir yerde heyelan olma ihtimali varsa o evleri kaldırıp yenisini yaparsanız bu kentsel dönüşümdür. Diğer yandan deprem riski olan bir bölgede 2 katlı 3 katlı evleri yıkıp yerine 8 veya 10 katlı evler yapıyorsanız bu kentsel dönüşüm değildir. Bazı yerlerde eski evler yapılmış. Bu evleri yıkıp eğer yer sağlamsa isterse 20 kat 30 kat yapın hiç bir problem yok.

‘AKİBETİ DÜŞÜNMEK GEREKİR’

Orman Bölge Müdürlüğü'nün alt tarafları temizlendi. Orada ki evleri heyelan bölgesi olduğundan yıktılar. Zaten orman bölgesi tarafında evlerde yer yer çatlama vardı. Bu alanın batısından başlayın oralarda yer yer oynak yerler vardır. Buralara bina yapmaya kalktığınız zaman o binalar kayar. Buraya gelip birileri villa yapmaz çünkü etrafının görüntüsü kötü. Oraya bence bir mezarlık yapılabilir. Büyük büyük ağaçlar koyulur uzaktan zaten o ağaçlar görünür. Zaten şehrin girişinden bakınca güzel görüntü için bir ağaçlandırma bir park yapılması lazım. Bunların hepsini bazı toplantılarda yetkililere anlatıyoruz fakat yinede planlamada eksiklikler var. Ben diyorumki bu kentsel dönüşüm olmadan daha önceden akibetini düşünmek lazım. Bazı insanlar 4 katlı evleri yıkıp buraya 12 katlı yapmak istiyor. Bu insanlar haklı yapabilirler. Burada arsadan da kar etmek demektir sonuçta 4 katlı yerine 12 katlı 3 arsanın toplamı demek oluyor. Bu ekonomidir. Parayı kim kazanırsa kazansın. Önemli olan orda güzel binaların yapılması. Bunlar dönüşüm değil. Mütait gidiyor pazarlığını yapıyor. Vatandaşımızında 100 metre kare evi varken 200 metre kare eve sahip oluyor. Bu onlar için güzel bir şey”

Haber: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz