Seçim sürecinde Kahramanmaraş'ta yoğun bir şekilde çalışma sürdüren, kentin bütün noktalarında aktif bir şekilde vatandaşlarla bir araya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, 24 Haziran seçimlerinin ardından teşekkür ziyaretlerine devam ediyor. İlçelere teşekkür ziyaretlerinde bulunmak üzere sabah saatlerinde Kahramanmaraş'a gelen Ünal, ilk olarak AK Parti Göksun İlçe Başkanlığı'nı ziyaret etti. Toplantıya, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Ahmet Özdemir, Celalettin Güvenç, İmran Kılıç, Mehmet Cihat Sezal, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ömer Oruç Bilal Debgici, Göksun Belediye Başkanı Hüseyin Coşkun Aydın, Göksun AK Parti İlçe Başkanı Ufuk Ünal ve çok sayıda partili katıldı. Burada partilerine seslenen Ünal, Türk milletinin 24 Haziran'da destan yazdığını ve Türkiye'nin önünü karartmak isteyenlere fırsat vermediklerini belirtti

ÇOK KIYMETLİ BİR ÇALIŞMA YÜRÜTTÜK”
Ünal, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “Biz Ak parti teşkilatları olarak 24 Haziran seçimlerine giderken çok kıymetli bir çalışma yürüttük. Birileri 8 kere 9 kere seçim kaybetse de seçim kaybetmelerini artık maalesef bir yüzsüzlükle ifade ediyorlar. Bilmedikleri bir şey var. Seçim kazanmak nedir? Seçim nasıl kazanılır? Bu konuda verilen emekler ne anlama geliyor? Bu konuda her hangi bir kanatları olmadığı için onlarla ilgili söylenecek çok şey var ama asıl söylenmesi gereken onların rüyasında bile göremediği, onların hayal bile edemediği her şeyi 16 yıldan beri gerçekleşirken Ak parti teşkilatıdır. Her birinizi alnınızdan öpüyorum. Ve her birinizi en kalbi duygularımla muhabbetlerimle selamlıyorum.

DAHA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ”
Milletvekillerimize yeni dönemde başarılar diliyorum. Allah’tan muvaffakiyetler temenni ediyorum. Artık yeni sistemde milletvekillerimiz geçmiş döneme nazaranla daha çok sizlerle birlikte olacağız. Hatta biz milletvekillerimizden genel merkez olarak muvakat name aldık.4 gün seçim bölgelerinde 3 gün Ankara’da olacağız. Yeni sitem daha çok milletvekilinin seçmeniyle ilişkisini ve seçmenini temsil etme noktasında kendisine oy veren seçmenin sorunlarını çözme, taleplerini karşılama konusunda daha çok çalışacağız. Çünkü yeni sistemde artık Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama ve denetim işine odaklanacak. Eskiden biliyorsunuz hükümet meclisin içinden çıkıyordu. Yasamanın içinden çıkıyordu. Ve maalesef hükümette meclis yani yürütme organıyla yasama organı iç içe geçtiği için orada ciddi sorunlar yaşanıyordu. Siz ne yaptınız? 24 Haziran itibariyle meclisi ayrı seçtiniz, hükümeti ayrı seçtiniz. Ve Türkiye’nin İlk Cumhurbaşkanı. İlk başkan olarak cumhurbaşkanlığı hükümet siteminin başı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı seçtiniz ve görevi ona verdiniz. Yani artık Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir güven oylaması olmayacak. Güven oylaması nerde gerçekleşti? Sandıkta millet bizzat doğrudan güvenoyunu verdi. Eskiden ne oluyordu? Hükümet kuruldu, kurulacak, kabine oluştu, kabinenin oluşması için görüşmeler yapılıyor ondan sonra meclise geliniyordu milletin seçtikleri hükümete güvenoyu veriyordu. Şimdi güvenoyunu doğrudan sandıkta millet verdi. Dolayısıyla çok tarihi bir değişim gerçekleşti. Bu değişimin ana itici gücü olarak ben bütün ak parti teşkilatlarına teşekkür ediyorum. Yine bu teşkilatlarla beraber aziz milletimize teşekkür diyorum. Göksu’na teşekkür ediyorum. Ve sizlere hassaten dün cumhurbaşkanımızdan izin aldım yarın Kahramanmaraş’ta olacağım ve ilçelerimizi dolaşacağım dediğimde cumhurbaşkanımızın her birinize hasseden selamlarını söyledi.

TÜRKİYE 2023’E 2053’E DOĞRU DAHA HIZLI YOL ALACAK”
Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönem en temel en kritik özelliği nedir diye soracak olursanız artık bundan sonra Türkiye’de milletin iradesi dışında söz söyleyebilecek milletin iradesi ve gücü üzerinde hiç kimse olmayacak. Milletin seçtiği gidip direksiyona geçtiğinde bakıyordu ki yan tarafta bir şoför daha oturuyordu. Onunda önünde direksiyon var. Onun da önünde fren, gaz pedalı var. Seçilenler diyordu ki ya sen kimsin? Diyordu ki ben arabanın sahibiyim. Beni millet seçti diyordu. Diyordu ki sen bugün varsın yarın yoksun. Hatta ne demiştik.1960’da 2002’ye kadar 42 yılda 36 hükümet değiştirdik.1,5 yıl ortalama görev süresi. İstikrar olmuyor. Güven ortamı oluşmuyor. Yatırım ortamı oluşmuyor. Hizmet gelmiyor. Şimdi elhamdülillah Türkiye 24 Haziran gecesi itibariyle ne yaptı? O eski arabayı kaldırdı attı. Şimdi sadece milletin seçtiklerinin kullanacağı şoför koltuğunda milletin seçtiğinin oturacağı bir 2018 model arabamız var. Türkiye artık daha hızlı hareket edecek. Türkiye artık daha hızlı karar verecek. Türkiye artık sorunlarını daha hızlı çözecek. Dolayısıyla Türkiye 2023’e 2053’e doğru daha hızlı yol alacak ve hedeflerini gerçekleştirecek.

KILIÇDAROĞLU BU ARA KOLTUĞUMU NASIL KORURUM DERDİNDE”
Şimdi bunu bu Kemal Kılıçdaroğlu’na sorsanız diyecek ki bunun millete ne faydası var. Türkiye 7,4 büyüdü diyorsunuz adam diyor ki, bunun millete ne faydası var. Kafası başka yerde. Türkiye büyüdüğü zaman ekmeğimiz büyüyor, aşımız büyüyor. Büyüme ne demek büyüme istihdam demek. Büyüme ne demek iş gücünün artması demek. Büyüme ne demek daha çok iş demek. Biz 7,4 büyüdük. Bunun sonucu olarak ne oldu? Bunun sonucu olarak 1.5 milyon kişi istihdam edildi iş buldu, aş buldu, ekmek buldu, evine ekmek götürdü. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kafası bu ara bu işlerle meşgul değil. Bu ara koltuğumu nasıl korurum derdinde. Kalkmış, girdiği her seçimi kazanan sandıkta milletin her seçimde onayladığı yüzde 52.6 ile seçimleri kazanmış Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili ‘’Ben onu tebrik etmem’’ diyor. Bu millet dikeni suladı diyor hakarete bakar mısınız? Milleti iş bilmezlikle, aptallıkla suçluyor. Asıl aptallık senin sözünde. Çünkü sen bu milletin iradesine saygı duymuyorsun, bu milletin seçimine saygı duymuyorsun, seçtiğine saygı duymuyorsun. Sana göre bu millet seni seçmediği sürece bu millet kötü. Böyle bir demokratik anlayış olabilir mi? Bu anlayış olsa olsa ötekileştiren, ayrımcılığa tabi tutan, faşist bir anlayış olabilir. Eğer bir tek adam arıyorsa, eğer bir diktatör arıyorsa kendisine karşı çıkanları disipline vermekle tehdit eden, dokuzuncu yenilgisini almasına rağmen koltuğundan ayrılmayan Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

BU ZİHNİYET TÜRKİYE’NİN SİYASETİNİ ZEHİRLEMEKTEDİR”
Şimdi iki tane milletvekilini kendisine karşı konuştu diye kesin ihraç talebiyle disipline verecekmiş. Bu nasıl bir şeydir? Hani sen demokrat istiyordun, hani sen çok kültürlü istiyordun, farklılık diyordun, düşünce diyordun, fikir özgürlüğü diyordun. Bana karşı çıktıklarında ben her türlü baskıyı uygularım ama millet seçimini yaptığında milletin seçimi kabul etmem diyen bu zihniyet tehlikeli bir zihniyettir. Bu zihniyet demokratik değil antidemokratik bir zihniyettir. Bu zihniyet Türkiye’nin siyasetini zehirlemektedir. Nefret diliyle antidemokratik yaklaşımla zehirlemektedir. Dünya’nın hiçbir yerinde yüzde 86 katılım, yüzde 98 parlamento da bütün toplum kesimlerinin temsil edildiği yüksek bir temsil yok. Şuan da bütün toplum kesimleri parlamento da yaklaşık yüzde 96 oranında temsil ediliyor, İşte demokrasi budur. Halkın temsilcileri yüzde 96 oranında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde.

24 HAZİRANLA BİRLİKTE 15 TEMMUZUN KALINTILARI TEMİZLENMİŞTİR”
Bizim seçim sistemimiz kısa sürede sonuçları şeffaf bir şekilde sonuçları vermiş ve bütün parti temsilcilerinin huzurunda sandıklar açılmış, tutanaklar ıslak imza ile tutanak altına alınmış. Bütün bunlar olurken CHP’nin sözcüsü demokrasiye tutarsızlığa, saygısızlığa bakar mısınız? Diyor ki, seçimler 2.tura kalır. Bu nasıl bir saygısızlık. Aynı anda Cumhuriyet halk partisinin binasında insanlar yönetim istifa diye bağırıyorlar. Bunların siyasetinin tükendiği görülmüştür. Bu seçimin en temel sonuçlarından birisi budur. 24 Haziranla birlikte 15 Temmuzun kalıntıları temizlenmiştir. Türkiye’de oluşturulmak istenen belirsizlik, kaygı, endişe ortamı millet tarafından bertaraf edilmiştir. Türkiye’nin ekonomisine dönük oluşturulmak istenilen kriz algısı bertaraf edilmiştir. Türkiye’nin önünün açık olduğu Türkiye’nin güven ve istikrar içerinde yoluna devam edeceği açık bir şekilde ortaya konulmuştur.

SEN DERDİNİ BANA SÖYLE”
Biz temsilcilerimize düşen millete verdiğimiz sözleri yerine getirmektir. Bu sözleri yerine getirmek için gece gündüz çalışmaktır. Ak parti teşkilatlarının yani sizlerin bundan sonraki görevi verdiğimiz sözleri gerçekleştirmek için gece gündüz çalışmaktır. Biz büyük bir aileyiz. Yaklaşık 2 milyon teşkilat mensubu olan 11 milyon üyesi olan büyük bir aileyiz. Benim mahalle başkanım bulunduğu mahallesinde Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcisidir. Benim ilçe başkanım bulunduğu ilçede Recep Tayyip Erdoğan’ın temsilcisidir. Her birimiz bulunduğumuz yerde milletvekilimiz nerede? Belediye başkanımız nerede? İl başkanımız nerde diye sormayacağız. Bulunduğumuz yerde diyeceğiz ki, senin derdin ne kardeşim diyeceğiz. Sen derdini bana söyle. Çünkü o sorunu sen ilçe başkanınızdan, il başkanından, belediye başkanından, milletvekiliyle paylaşırsın. Milletvekili haftanın 4 günü burada. Biz bu şekilde çalıştığımız için 16 yıldan bu yana seçimle de, milletimizin onayını ve teveccühünü kazandık. Kimsenin olmadığı yerde benim mahalle başkanım varsa işte odur Ak parti. Biz artık yeni dönemde net olarak geçmişte sorunları çözüyorduk. Ama şimdi sahada daha çok yerel sorunlarla uğraşıyoruz.

HER BİRİMİZ BİR SAATİN DİŞLİSİ GİBİ BİRBİRİMİZİ TAMAMLAYARAK ÇALIŞACAĞIZ”
Artık Ak parti çöpü, çukuru, çamuru, yolu, kültür merkezini, sosyal yardımları hepsini halletti. Artık vatandaşı bir gün sokak lambası yanmadığında ne diyor? Benim sokak lambam yanmıyor. Benim mahalle başkanım ne yapacak ilgilenecek. Benim ilçe başkanım benim mahalle o gün sokağında bir kamu kurumu eğer hafriyat çalışması yapmış sonrada onu kapatmamışsa benim mahalle başkanlarım hemen oraya ne yapacak müdahale edecek. Ak parti Türkiye’ye de talepleri yükseltti. Biz gelen sorunları çözüyoruz. Onlar sorun çıkarıyor, biz sorunları çözüyoruz. Tıpkı birileri güneydoğuda yıktı biz yaptık elhamdülillah. Ak partide siyaset yapmak demek sorun çözmeye talip olmak demek. Ben Şu makam bu mevkiye talip değilim. Görev ve sorumluluğa talibim demektir yüzden önümüzde 5 yıl var. 5 yıl çok çalışacağız. Önümüzde yerel seçimler var. Çok çalışacağız. Her birimiz bulunduğumuz yerde bir saatin dişlisi gibi birbirimizi tamamlayarak çalışacağız. Çünkü bu zamana kadar bu şekilde çalıştık.”

Haber: Ahmet Güneçıkan


 

Editör: Mahmut Beyaz