Geçtiğimiz günlerde Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) ile ithal kömür termik santral sahiplerini temsil eden TERSANED arasında imzalanan yerli kömür kullanımı niyet protokolü basın toplantısında konuşan Bakan Dönmez, "Bu protokolle ilk aşamada ithal kömürün yüzde 10'luk bölümünü yerli kömür ile ikame etmiş olacağız, sonra bu rakam artarak devam edecek" şeklinde konuşmuştu.  Yerli kömür ikamesiyle kömür ithalatının azalacağını ifade eden Bakan Dönmez, "Böylece 414 milyon dolar kaynağı ülke içinde bırakmış olacağız" diye konuştu.

Bakan Dönmez yerli kömür ikamesi için bir takvim veya ulaşılması hedeflenen nihai ikame oranını telaffuz etmedi. Türkiye, TÜİK verilerine göre geçen yıl 36.6 milyon ton taşkömürü ithal etti. Bu miktarın yaklaşık yarısı olan 18.8 milyon ton termik santraller tarafından kullanıldı. Termik santraller geçen yıl buna ek olarak 61.2 milyon ton yerli kömür, yani linyit kömürü kullandı.

“ENERJİ İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN YENİLENEBİLİR ENERJİ VE KÖMÜRE YÖNELİM VAR”
Bu gelişmelerin üzerine ise KSÜ Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Elektrik-Elektronik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Şekkeli, konuyu gazetemize değerlendirdi. Yerli kaynakların enerji üretimindeki yerini ve önemini anlatan Şekkeli, “Enerji, tüketimi sürekli artan ve gelecekte de artmaya devam edecek olan en önemli ihtiyaçlarımızdan birisidir. Enerji ham maddelerinden olan petrol ve doğalgazın belirli bölgelerde toplanmış olması ve arz güvenirliliğin eksikliği nedeniyle ülkelerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için yenilenebilir enerjiye ve kömüre yöneldiklerini görmekteyiz. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak üretilen enerji miktarı yıllık yüzde 10 gibi bir artış gösterse de hala istenilen seviyeye ulaşılamadığını görüyoruz. Güvenirliliği, ucuzluğu ve kullanım kolaylığı gibi avantajları göz önüne alındığında enerji üretiminde kömür kullanımının önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Önemli enerji hammaddelerinden olan Linyit, ısıl değerinin düşük olması nedeniyle genellikle termik santrallerde yakıt olarak kullanılmaktadır. Ülkemizdeki linyit rezervleri yapılan arama çalışları neticesinde sürekli artmaktadır. Linyit rezervlerimizin yaklaşık yüzde 46’sı Afşin-Elbistan havzasında bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

“ENERJİ NOKTASINDA BİR ATAĞA DAHA GEÇİLMİŞ OLACAK”
Söylenen ve uygulamaya konulacak olan bu tür çalışmaların enerjiyi bir atağa daha geçireceğini dile getiren Şekkeli, “Ülkemizin 2018 ilk yarısı itibariyle kömüre dayalı santral kurulu gücü 18.666 MW olup toplam kurulu gücün %21,4'üne karşılık gelmektedir. Yerli kömüre dayalı kurulu güç 10.570 MW (yüzde 12,1) ve ithal kömüre dayalı kurulu güç ise 8.794 MW (yüzde 10,1) şeklindedir. 2018 yılı ilk yarısında kömüre dayalı santrallerden toplam 53,9 TWh elektrik üretilmiş olup toplam elektrik üretimi içerisindeki payı yüzde 33 düzeyindedir. Ülkemizdeki linyit kömürünün üretim maliyetleri rakip kaynaklara göre daha düşük olup, enerji arz güvenliğine katkısı bakımından önem taşımaktadır. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltma noktasında linyit rezervlerimiz enerji üretiminde daha etkin kullanmak durumundayız. Bu açıdan baktığımızda hem ülkemize yeni nesil termik santrallerin kurulması hem de yerli kaynaklarımızın enerji üretimindeki oranının mutlaka artırılması gerekmektedir. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın Afşin- Elbistan’a mevcut A ve B termik santrallerinin bulunduğu bölgeye C ve D Termik Santrallerinin yapılması için çalışmaların yürütülmekte olduğunu duymaktayız. Bunun yanında sadece ithal kömür kullanan termik santraller bundan sonra enerji üretimlerini yerli kömürden belli oranda karıştırmak suretiyle yapacaklardır. Bu çalışmalar sayesinde yerli kaynaklar yerli üretimde kullanılarak enerji noktasında bir atağa daha geçilmiş olacaktır” şeklinde konuştu.

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz