Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezinde saygı duruşu ve istiklal marşının ardından başlayan kongreye mevcut başkan Esat Şengül tek aday olarak girdi. İl kongresine AK Parti İl Başkanı Ahmet Özdemir, MHP İl Başkanı Ertuğrul Doğan, Onikişubat Belediye Başkanı Hanifi Mahçiçek’te katıldı. İl Kongresine katılan Teşkilatlanmalardan sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl önemli açıklamalarda bulundu.

KONGRELERİ ÖNEMSİYORUZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl: “Yaklaşık 3,5 aydır kongre sürecindeyiz. Nihayet 13 Ocak İstanbul İl Kongremizle il kongrelerini tamamlamış olacağız. Bugün ve yarın 20 il kongremiz gerçekleşecek. Bizim parti içi demokrasi anlayışımızın gereği, ilk aşamasından itibaren, demokratik süreci işletmek adına bir kongre takvimi işletiyoruz. İşte bizi diğer siyasi partilerden ayıran temel özelliklerden bir tanesi budur. Diğer siyasi partilerde yine bildiğiniz gibi tek adam anlayışı hüküm sürer. Orada demokratik süreç işlemez. O partilerin kongreleri adeta bir formaliteden ibarettir. Hiçbir yerde bir partilisi genel başkanlarının ve genel merkezlerinin önerdikleri ismin dışında aday olma cesaretini dahi gösteremez” dedi

DEMOKRATİK SÜREÇ İŞLİYOR

“Bizde ise birçok il ve ilçe kongresinde iki, üç ve dört adaylı demokratik süreçler işliyor” diyen Bingöl konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunu biz çok önemsiyoruz. Çünkü biz sosyal demokrat bir siyasi partiyiz. Bu bizim siyaset anlayışımızın gereğidir. Önce parti içerisinde demokrasiyi hayata geçireceğiz ki Türkiye’de demokrasiyi hâkim kılalım. Demokrasinin işlemediği hiçbir ülkede, hiçbir toplulukta insan haklarından bahsedilemez. Demokrasinin işlemediği hiçbir ülkede özgürlükten bahsedilemez. Demokrasinin, tüm kuralları ile geçerli olmadığı ülkelerde baskı, dayatma, şiddet, ayrımcılık ve ötekileştirme vardır. Onun için demokrasiyi çok ama çok önemsemeliyiz. Bunu öncelikle kendi partimizde olabildiğince hayata geçirmek zorundayız. Zaten Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullara baktığımızda demokrasinin rafa kaldırıldığından dolayı büyük sorunlarla karşı karşıyayız. Bugün Türkiye’de 16 yıllık bir tek parti iktidarı söz konusu. Bu iktidar döneminde Türkiye’de rahat nefes alan, sorunlarının sonlandığı hiçbir toplum kesimi yok. Aksine iktidara geldikleri dönemden sonraki süreç içerisinde sorunlar kat ve kat arttı”

BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ

Bildiğiniz gibi geçen hafta parlamento da bütçe görüşmeleri sonlandı. Bütçe görüşmeleri çok ama çok önemli. AK Parti iktidarı öncesindeki dönemde vatandaşlar bütçeyi yakından takip ederlerdi. Kendi yaşamlarını iyileştirecek, kendilerini ilgilendiren konular onların ilgisini çekerdi ama bir de yaşadıkları illerin yatırım programlarına bakarlardı. Şimdi böyle değil. Artık AK Parti’nin bütçeleri halkın sorunlarını çözecek bir bütçe değil. AK Parti’nin bütçeleri hayali bütçedir. AK Parti’nin bütçesi emekçiden yana değil. Türkiye çok zorlu bir süreçten geçiyor. Ekonomide işler yolunda diyorlar. Ekonomi tıkırında diyorlar ama sokak bunu söylemiyor. Yaşam mücadelesi veren kitlelerin asla ekonomi ile ilgili büyütebilecekleri bir umutları yok. Enflasyon yüzde 12-13 civarında diyorlar. Bu gerçeği yansıtmıyor. Sokağa çıktığımızda bu enflasyonun bu rakamın çok çok üzerinde olduğunu görüyoruz. Vatandaşlar geçmiş yıllarla kıyasladıklarında alım güçlerinin ne kadar zayıfladıklarını görüyorlar. Vatandaşlar müthiş bir şekilde sadece ve sadece geçim koşullarını bir nebze daha iyileştirebilir miyizin arayışı içerisinde. Gençlerimiz işsiz. İşsizliğin Türkiye için sıradan bir iş olduğunu söylüyorlar ama bu gerçek değil. Bugün Türkiye’de her 4 gençten bir tanesi işsiz durumda. AK Parti bu işsizliği ortadan kaldıracak durumda değil. Hiçbir şekilde bir yatırım programları yok. İstihdamı arttırıcı bir anlayışa sahip değiller. Dış politikamız günü birlik bir dış politika. Hiç kimse Türkiye’nin yarın Rusya ile ilişkilerinin nasıl olacağını kestiremiyor. Hiçbir vatandaşımız bir Ortadoğu ülkesi ile uzun soluklu bir dış politika sürdüreceğine ihtimal vermiyor. Yanı başımızdaki komşu ülkelerimizin hepsi ile kavgalıyız.

BU ÜLKE BİZİM ÜLKEMİZE BÜYÜK ACILAR YAŞATTI

Kardeşlik hukukunun hüküm sürdüğü, ilişkilerin çok farklı bir düzeyde olduğu bu ülke Esat başkandı, Esat’ın yönetimi iş başındaydı. 7 yıl geçti, peki geldiğimiz noktada Esat iş başında başkan, yönetimi de görev başında. İşler kimin için iyi gidiyor, yedi yıl boyunca Orta doğu kan gölüne döndü. Bu ülke bizim ülkemize büyük acılar yaşattı. Terör çeşitlendi, kanlı katiller bu ülkede büyük acılara yol açtılar. Acaba Orta Doğu’nun bu gelmesinde kendinin de payı olduğuna dönüp bakmıyor mu? Suriye’de işler bu hale gelirken milyonlarca Suriyeli vatandaş ülkesini terk etmek zorunda kaldı, ekonomileri bozuldu. O ülkenin de sanayicileri, iş adamları vardı, esnafı vardı, hepsi tarumar oldu. Ve milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı, siz bile bunu yaşıyorsunuz. Türkiye’nin bir göçmen sorunu yoktu, Türkiye’nin bir sınır güvenliği sorunu yoktu, bunların tamamı AK Parti iktidarının dış politikasının sonucu bizim temel sorunlarımız haline geldi. Sadece bununla sınırlı değil ki, Irak ile ilişkilerimiz ne durumda kimse bilmiyor, İran’la ne durumda kimse bilmez, Rusya ile yaşanan gerginlikten sonra şimdi ilişkiler iyi. Vallahi Rusya ile olan aşkımız ne kadar sürer bilmem ama en azından şu domates krizi halloldu gibi. Bir faydası o oldu. Bugün vatandaşımızın müthiş kaygıları var ve yapılan araştırmalar şunu gösteriyor. Türkiye’nin birincil sorunu ekonomik, yaklaşık 3 yıl önce araştırmalara baktığımızda ekonomiyle ilgili sorun vatandaşların üçüncü, dördüncü, beşinci sırasındaydı, bugün birinci sırada. Gelin görün ki iktidar olanlar Türkiye’nin böyle bir sorunu yok diyorlar. Türkiye’de çok ciddi bir ekonomik sorun var, çok ciddi bir işsizlik sorunu var. Türkiye’de çok ciddi bir dış politika sorunu var”

Haber: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz