Öğrencilerin kariyer planlamalarına yardımcı olmak amacıyla önemli adımlar atarak, alanlarında uzman kişilerle öğrencileri bir araya getiren Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde (KSÜ) kariyer planlamalarının adresi bu kez Ziraat Fakültesi oldu. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Ziraat Fakültesi ve Ziraat Mühendisleri Odası’nın iş birliğinde düzenlenen kariyer planlaması programında Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, öğrencilere önemli uyarılarda bulundu. Programa, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Ersin Akıncı, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kaygısız ile Ziraat Mühendisleri Odası Kahramanmaraş Şube Başkanı Doç. Dr. Ziya Dumlupınar’ın yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Üniversite öğrencilerine kariyer planlamalarını üniversite bitmeden yapmaları noktasında öneriler veren Güngör, öğrencilerin yapmak istedikleri iş için bir an önce harekete geçmeleri gerektiğini söyledi. Sık sık öğrencilik dönemini iyi geçirmeleri noktasında gençleri uyaran Güngör, yabancı dil noktasında ise üniversite bitmeden adım atmaları gerektiğini belirtti.

SİZİN HEPSİNİ TANIMA ŞANSINIZ VAR”

Ziraat noktasında Kahramanmaraş’ın zenginliklerinin oldukça fazla olduğunu dile getiren Güngör, KSÜ’lü Ziraat Fakültesi öğrencilerinin bütün tarım ürünleri tanıma şansının olduğunu söyledi. Güngör, “Kariyer planlamanızı bu yaşta kesinlikle yapmanız lazım. Birde şu olabilir, derseniz ki Türkiye’de 40 tane üniversite var, 5 tane de bu sene açılıyor, en kolayı ben burada okulumu bitireyim, doktoramı yapayım bir üniversiteye gireyim. Sonuçta bir sürü yeni üniversite açılıyor, iş imkanı daha fazla. Şuan böyle imkanlarınız var bunlardan birini seçeceksiniz. Yada KPSS sınavlarıyla, devlet memuru olacaksınız bir de böyle bir şık var. Dolayısıyla sizin bu yaşta okulu bitirince akademisyen mi olacağım, kendi memleketimde iş yerimi mi kuracağım, özel sektöre mi gireceğim veyahut ta kadınsanız eğer ben bunlarla neden uğraşayım zengin bir koca bulayım o bana baksın da diyebilirsiniz. Veya erkekte tersini düşünebilir. Tercihiniz çok. Ama ben şuna inanıyorum, Ziraat Fakültesi mezunu kesinlikle bu öğrencilik döneminde kendini yetiştirmek zorunda. Sütçü İmam Üniversitesi’nde çok değerli hocalar var. Bir de burada poli kültür ziraat var. Bakın burnunuzun dibinde Hatay var, hemen yanınızda Adana var. Buralardan yararlanmanız lazım. Kendinizi iyi yetiştirmeniz lazım, ben Ankara Üniversitesi öğrencilerine staj veriyorum, orada imkanlar gerçekten iyi, çok güzel üretim çiftlikleri var fakat çocuklara gösterecekleri şey yok. Bir buğday biraz arpa, biraz da hayvancılık var üniversite , birkaç tane de sebze ekmişler ama formalite yani. Sizin burada ise hepsi var. Narenciyesinden tutun da pamuğuna kadar. Şimdi gidin bir Ankara Üniversitesi’nin öğrencisine pamuk deyin inanın belki de gösterin bu nedir diye çoğu bilmez. Sizin böyle bir şansınız da var, şurada biraz ilerinizde soya fasulyesi var. Bunların hepsini tanıma şansınız var” dedi.

ÖĞRENCİLİK DÖNEMİNİZİ İYİ GEÇİRİN, STAJ SÜRENİZİ ARTIRIN”

Öğrencilik dönemini iyi geçirmeleri noktasında gençlere uyarılarda bulunan Güngör, “Öğrencilik dönemini bir kere kesinlikle iyi geçirmeniz lazım, derslerinizi iyi dinlemeniz lazım. Birde benim gördüğüm eksiklik fakültelerde staj konusu. Staj süresi az kim ne derse desin, ister 40 gün olur, ister 25 iş günü olur. Ankara Üniversitesi’nde staj süresi çok yanlış özellikle. Ankara’da öğrenciyi staja aldığımızda başlama günü Haziran’ın 20’si, çocuklar ise Temmuz ayında geliyor. Ankara’da Temmuz ayında bana bir ürün söyleyin, buğdayın çoğu hasat edilmiş. Gösterecek bir ürün yok, hiç olmazsa burada pamuk var. Pamuk Temmuz ayında tam böyle açılıyor ama gösterme şansına sahipsin, diğer ürünleri gösterme imkanınız var. Onun için Sütçü İmam Üniversitesi’nin kıymetini bilin. Burada stajınızı mümkün olduğu kadar arttırın, eğer üniversite arttırmıyorsa siz gidin kendiniz çalışın buralarda. En önemli önerim ise yabancı dil, bakın gençler okulu bitirdiğiniz kesinlikle karşınıza yabancı dil problemi çıkacak. Okulu bitireyim yurt dışına giderim, kurslara katılırım demeyin. Okul bitince iki şey çıkıyor ortayı. Bir rahatlıyorsunuz, bir de ya kız arkadaşınızla yada erkek arkadaşınızla bir an önce evlenelim havasına giriyorsunuz. Arkasından da iş arama telaşına giriliyor, inanın arkadaşlar yabancı dili bu yıllarda öğrenmeniz lazım” ifadelerini kullandı.

İŞSİZLİK BÜTÜN ALANLARDA VAR”

Ziraat Fakültesi mezunlarında işsizliğin oldukça yüksek olduğunu fakat bunun Türkiye’deki bütün bölümlerde görüldüğüne dikkat çeken Güngör, “Ziraat Mühendisliği’nde işsizler ordusu var kabul ediyorum, dün bize bakanlıktan bir yazı geldi. Biz altından çıkamadık, yazıyor. Kaç tane Ziraat Mühendisi odaya göre boşta. Böyle bir sayıyı ben nereden bileyim, bizim yaptığımız hesaplamalara göre 15 bin civarında. İş sıkıntısı var ama zannediyor musunuz ki siz sadece ziraatta var. Türkiye’de TÜİK rakamlarına göre Ziraat Fakülteleri’nden mezun olanlarda işsizlik oranı yüzde 12, Kimya’da 14, Makinada 15, İletişim yüzde 30, bakın gazetecilik okulunu bitirenlerde işsizlik oranı yüzde 30. Bizim birçok alanlarda öyle. Şuanda çok çok iyi olan birkaç yer var, bir tanesi hemşirelik, doktor bir de hukukçu bunlarda işsizlik oranı çok düşük. FETÖ operasyonları gibi son zamanlarda meydana gelen olaylarla birlikte bu avukatlara iyi bir iş kapısı açıldı. Bu üç meslek dışında iş sıkıntısı bütün mesleklerde var” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’DE ZAMANINDA DOĞAL DENGEYİ BOZMUŞUZ”

Öğrencilerin sorularını yanıtlayan Güngör, “Bazı şubeler, meslek odalarına maalesef siyaseti de karıştırıyorlar. Ama biz genel merkez olan benim yönetimimde hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmadık, benim dönemimde de olmayız. Ülkemizde zaten yeterli derecede sorunlar var, biz bunları çözmeye çalışıyoruz. Bakın yeni bir yönetmelik yayınlandı, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından, özellikle Makina Bölümü, Tarımsal Yapılar ve Sulama ile Toprak bölümü için inanılmaz faydalı bir yönetmelik yayınlandı sizin için. Tarım Bakanlığı’nın kimseyi suçlamıyorum ama 15 yıldır aynı iktidar bu tarımı yönetti. Yanlış politikalarla tarımdaki nüfus azaldı. Şuanda 7.7’ye düştü, bir gecede Büyükşehir Yasası ile bütün köyler, tarımsal alanlar mahalle oldu. Yani nüfus azaldı, köyden kente nüfus artışı var. Çünkü köylü para kazanmıyor. Biz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na veya hükümete kardeşim çiftçi para kazansın diyoruz. Türkiye’de 75 tane önemli tarımını yaptığımız stratejik, kültür bitkisi var. Bunun da 500 tane zararlı otu var, 80-90 tane yabancı ot türü var. Türkiye’de zamanında doğal dengeyi bozmuşuz. Bunlara mücadele yapılmadığı takdirde, işimiz zor. Üretici doğru düzgün artık ilaç atmıyor. Bugün buğdayın bir kilogramının maliyeti 950 kuruş ile 1 lira arası, peki devlet ne verdi 1 lira verdi” dedi.

TEKRAR KÖYÜMÜZE DÖNELİM PROJESİ BAŞLADI”

Geçtiğimiz günlerde açıklanan köyüne geri dönene 300 koyun desteğine de değinerek bazı eleştirilerde bulunan Güngör, “Çiftçi para kazanmadığı için kendi köyünü terk etti, şuanda o gördüğünüz köylerde yaşlı insanlar var. Genç nüfus yok bunu söyleye söyleye Bakanlık, kafaya dank etti. Üretim yok, çiftçi isyanda, sürekli köyden kente akın var. Şimdi tekrar hadi köyümüze dönelim projesi başladı. İşte gençlere 30 bin lira veriyorum, hayvan veriyorum, gidin orada bu işi yapın. Bunun da altı bağlar gazeli bana göre, bu para yetersiz bir para. Her önüne gelene al sana para hadi gidin orada bu işin yapın değil, bir sürü prosedürü var. Bana göre arkadaşlar, gerçekliği pek çok nadir, her bir üreticiye 300 koyun verilecekmiş, onu da ben dedim herhalde hibe veriyorlar. Kişi başı 300 tane koyunumuz yok zaten, çiftçi zaten borçlu. Sen koyun almak için banka kredi verecek sana borçlanacaksın, gideceksin köyünde üretim yapacaksın. Adam gırtlağına kadar borçlu zaten, 300 koyunu nereden veriyorsun, oda ithal koyun gelecek zaten o kadar koyunumuz yok. Birazcık bu projelerin altının dolması lazım. Eğer üreticiye hayvan vereceksen al kardeşim bunu git üretimini yap, alt yapını da kurması lazım. Sonuç olarak gençler bunlardan yararlanabilirsiniz tabi ki. Eğer 30 bin lira size yeterse” açıklamalarında bulundu.

TARIM ALANLARIMIZ DARALIYOR”

Tüm dünyayı saran bir kuraklık tehlikesinin olduğunu dile getiren Güngör, tarım alanlarının daraldığını belirterek, “Türkiye’de bir kuraklık tehlikesi var, yalnız ülkemizde değil yalnız bütün ülkelerde var. Bu su konusunda tedbirleri şimdiden almamız lazım. Bu hibeyi yüzde 50 yerine yüzde 100’e çıkartmaları lazım. Bu vahşi sulama olaylarına son vermek lazım. Böyle yaparsanız buradaki meslektaşlarımıza iş imkanı da çıkıyor, proje çizmek, gelir sağlamak. Biz bu hükümeti eleştirirken 16 yıldır iktidar olarak tarımı yönlendirdiği için eleştiriyoruz. Ondan öncekiler yaptıysa onları da eleştiririz. 16 yıl önce Türkiye’nin tarım toprakları 26 buçuk milyon hektar alandı. Şimdi ise 23 milyon hektar alan. 3 buçuk milyon hektar tarım alanımız gitti, peki tarım alanımız gitti tamam. 15 yıl önceki nüfusumuzla şimdiki nüfusumuz 50 milyondan 80 milyona çıktı. 80 milyon nüfusumuz var, tarım alanı daralıyor, nüfus artıyor. Peki sen bu insanlara ne yedireceksin kardeşim. Bu tarım alanlarını amacı dışında kullanan yerler ne yapılıyor. Ya TOKİ evleri yapılıyor, ya yol yapılıyor, ya bir fabrika yapılıyor, yada termik santral yapılıyor. Yani bu tarım alanları sanayiye aktarılıyor. Biz sanayiye karşı mıyız hayır, git fabrikaları daha kötü ikinci üçüncü sınıf tarım arazilerine kur. Birinci sınıf tarım arazilerine kurman doğru bir hareket mi? Sermaye diyor ki ben burada istiyorum diyor, neden alt yapısı var. Suyu var, elektrik var, yol var masrafa girmiyor. Ben diyor sanayimi burada kuracağım” dedi.

14 ŞEKER FABRİKAMIZ GİTTİ”

Geçtiğimiz gün açıklanan 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesini de eleştiren Güngör, sözlerine şu şekilde son verdi; “Bakın 14 tane şeker fabrikamız gitti, Özelleştirme Kurumu. Bir kurum lafı geçiyorsa bir şey var orada, dolayısıyla bakıyoruz Türkiye’de güzelim tarım topraklarımız Adana’dan tut Tarsus’a kadar sağlı sollu bütün yerler sanayi tesisi oldu. Oralara gidenler görürler Devlet Su İşleri’nin kanalları var. Kanaldan kimse yararlanmıyor ama çiftçi filan kalmadı, sanayi tesisleri var. Oralarda çiftlik kalmadı, çiftçi para kazanmıyor, çiftliğini satıyor. Para kazanacak ki orada üretimi devam ettirsin. Eskiden düğün yapılacağı zaman hep hasat sonunu beklerdik, hasat sonu olduğunda bütün mobilyacılar, düğünler, alışveriş hızlanırdı. Evler alınırdı. Şimdi görüyor musunuz, artık yok böyle şeyler. Son 10 yılda tarım için 144 tane dava açtık” açıklamalarında bulundu.

Konferans sonrasında Rektör Yardımcısı İrfan Ersin Akıncı tarafından Özden Güngör’e, KSÜ Ziraat Fakültesi bünyesinde bulunan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytin yağı hediye edildi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz