Siyah Kuğu, finans ve ekonomi dünyasını derinden etkileme potansiyeline sahip, öngörülmesi güç nadir olaylara vurgu yapmak için kullanılan bir tabirdir. 2020 yılının siyah kuğusu şüphesiz Koronavirüs’ün dünya genelinde hızlı bir şekilde yayılmasıdır.

***

Evet belki ölümcül olması hususunda HIV virüsünden, Ebola’dan ya da SARS virüsünden daha kötü değil ama bu virüsün en kötü özelliği çok hızlı yayılmasıdır. Bu virüs, virüsü tedavi edecek olan doktora bile bulaşıyor. Virüsün Çin’de ortaya çıktığı ilk günlerden itibaren, bu salgının günün birinde ülkemize de uğrayacağını biliyorduk. Diğer Avrupa ülkelerinin aksine önlemlerimizi ilk günden aldık ve virüsün ülkemize gelmemesi için elimizden geleni yaptık. Sağlık Bakanlığı’nın da olağanüstü eforu sayesinde şu anda virüsün yayılımı ülkemizde oldukça yavaş seyrediyor (şükürler olsun).

***

Koronavirüs’ün yayılmasını önlemek amacıyla alınan önlemlerin ekonomiye yansımasını hep birlikte takip ediyoruz. Hem dünya genelinde hem de ülkemizde neredeyse hayat durma noktasına geldi. Halk sağlığının korunması birinci derecede önem arz ettiği için alınan önlemlerin derecesini asla tartışacak değiliz fakat bir kez daha gördük ki ekonomi bilimi tamamen insana dayalı bir bilimdir. İnsanın tüketmediği, evinde kaldığı bir sistemde ekonomi de durma noktasına geliyor.

***

Böylesi olağanüstü durumlarda, bankaların müşteri taleplerine karşı yetersiz kalmamaları ve kısa vadeli para ihtiyacını sorunsuz karşılayabilmeleri için merkez bankaları faizlerini düşürür ve bankaları ucuza fonlamaya başlar. Diğer güçlü merkez bankalarıyla benzer şekilde TCMB de geçtiğimiz Salı günü gerçekleştirdiği toplantı neticesinde faizleri 100 baz puan aşağı çekti. Para akışının daralmamasını sağlamak ve bankacılık sektörünü bu olağanüstü durumda teyakkuz halinde olmasını desteklemek amacıyla merkez bankalarının attığı adımlar kesinlikle yerinde bir hamledir ama yeterli değildir.

***

Zaten kimsenin sokağa çıkmak istemediği, sosyal etkileşimin minimum düzeyde olduğu şu günlerde bireylerin bankaya gidip kredi talep etmesini veya yeni bir şeye sahip olmak istemesini bekleyemezsiniz. Merkez bankalarının faiz düşürerek gerçekleştirdiği gevşeme ve ekonomiyi ısıtma hamleleri belki virüsün yayılımı hafifledikten sonra daha çok anlam bulabilir. Şu anda acil olarak yapılması gereken, durma noktasına gelmiş para döngüsünü devletlerin maliye politikası araçlarıyla yeniden işler hale getirmek olacaktır.

***

En küçük esnaftan en büyük sanayiciye kadar herkesi etkisine alan bu durgunluk döneminde, çalışan maaşları, kiralar, faturalar nasıl ödenecek, vergi borcu nasıl kapanacak, hammadde ihtiyacı nasıl karşılanacak gibi sistemin en önemli problemlerine çözüm bulmak gerekiyor. Bu kadar geniş bir kitle için nasıl bir maliye politikası izlenir, cevabı kolay değil ama bir yerden başlamak lazım. Örneğin vergi borçlarına erteleme getirilmesi, KDV oranlarının bir süreliğine azaltılması, işçi çalıştırma maliyetlerinin düşürülmesi, sıfır faizli-düşük limitli esnaf destek paketleri açıklanması, kredi kartı taksit sayılarının çoğaltılması gibi önlemler acil olarak ilan edilmelidir. İlk hedef, ticaretin canlanması değil; hiçkimsenin önceden hazırlığının olmadığı ve daha ne kadar süreceğinin belirsiz olduğu şu zamanlarda işverenin yarasının sarılması olmalıdır. Herkese hayırlı kazançlar ve maddi-manevi virüslerden tez zamanda kurtuluşlar dilerim.