Dünyada yaşamın ilk görüldüğü değerli sulak alanlardan biri olan ve Türkoğlu’nun yaklaşık 10 kilometre güneyinde bulunan Gavur Gölü, 1950’li yıllardan itibaren sıtma kaynağı olarak değerlendirilmiş ve kurutulmuştu. Kurutma çalışmaları büyük oranda başarılı olsa da Gavur Gölü, halen varlığını sürdürürken, bölgeye can vermeye de devam ediyor. Kurutma çalışmaları öncesinde Avrupa ve Afrika arasında kuşların göç yolları üzerinde önemli bir nokta olan Gavur Gölü, aynı zamanda da kuş cenneti olarak anılıyor. Balıkçıl, turna, pelikan, uzunbacak gibi birçok tür artık konaklamazken, sadece mola verip, su ihtiyaçlarını karşılayıp yollarına devam ederken, gelecek nesillere Gavur Gölü’nü anlatmak amacıyla özellikle Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda Okumuş’un destekleriyle, Prof. Dr. Durmuş Öztürk’ün çalışmaları sonucunda açılan “Geçmişten Geleceğe Mirasımız: Gavur Gölü” resim sergisi büyük ilgi gördü. Türkoğlu Belediyesi hizmet binasında düzenlenen serginin açılışı, Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş, Prof. Dr. Durmuş Öztürk, Kahramanmaraş Eğitim Vakfı Şube Başkanı Erdoğan Güçlü, Edebiyatçı-Yazar Mustafa Okumuş, TEMA Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilcisi Abdurrahman Akbolat, daire müdürleri ve vatandaşların yoğun katılımlarıyla gerçekleştirildi.

GAVUR GÖLÜ HARİKA VE DOĞAL BİR ALAN”

Törenin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Durmuş Öztürk, “Türkoğlu ilçemizde bulunan Gavur Gölü’nün doğal ve kültürel yaşamıyla ilgili bir fotoğraf sergisi yaptık. Burası bozulmadan korunup, gelecek kuşaklara aktarmamız gereken harika bir doğal alan. Bu doğal alanımızı koruyup gelecek kuşaklara da böyle saklamamız lazım. Güzel bir fotoğraf sergisi olduğunu düşünüyorum, inanıyorum ki gezenler ve izleyenler de beğenmişlerdir. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyor, bu tür sergilerin daha fazla olmasını istiyoruz. Ben 20 yıldır Kahramanmaraş’tayım, 20 yıldır Gavur Gölü’ne gidip geliyorum, fotoğrafçılıkta profesyonel değilim, üniversitede hocayım, amatör olarak gelip görüyordum burayı. Buranın güzelliğini fark ettik, ondan sonra buradaki insanlarla konuştuk. Örneğin adını zikretmem gerekirse bir Balıkçı Bayram amcamızı Allah uzun ömürler versin, onunla konuştuk. Gerçekten herkesin görmesi, en azından Kahramanmaraş insanlarının incelemesi gerekiyor. Zaten Adana yolunun üzerinde, Türkoğlu’ndan çıkınca solda enfes bir bölge lütfen gezip görsünler” dedi.

İNSANLAR KUŞLARI VURMASIN”

İnsanların kuşları vurmaması gerektiğine dikkat çeken Öztürk, “Bu sulak alanlar turizm açısından gittikçe önem kazanıyor, Türkiye’de pek çok yere gidip kuş cenneti olarak fotoğraf çektiğim yerler biliyorum. İşte Nallıhan, Kırmıtlı gibi ama Kırmıtlı bizim Gavur Gölü’nün yanında daha hafif kalır. Ama buraya tabi ki gerekli değeri vermemiz lazım, kuşları korumamız lazım, onları vurmamamız lazım. Mesela biz orada fotoğraf çekerken insanlar bizi genellikle avcı zannediyor. Oradan anlıyoruz ki bizim insanlarımız bu kuşları vuruyor. Çok özel bir şey söyleyeyim birçok kuş çeşidini ben ilk kez burada gördüm. Doğal alanları korursak, bunu da başkaları için değil kendimiz için, insanlığımız için korumamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

AZ BİR ARAZİ KALDI, SAHİP ÇIKMAMIZ LAZIM”

Kahramanmaraş Eğitim Vakfı Şube Başkanı Erdoğan Güçlü ise serginin Kahramanmaraş’ta da düzenlenmesi gerektiğini belirterek, “Bu sergi gerçekten çok harika oldu, serginin bu seviyeye gelmesinde Belediye Başkanımız Osman Okumuş’a, hocamıza ve diğer katılanlara çok çok teşekkür ediyoruz. Tabi bu bir nebze de olsa Kahramanmaraş Eğitim Vakfı ile organize edildi. Birçok arkadaşlarımız birçok şeyi ifade ettiler, sadece bir sloganla konuşmamı noktalayayım. Geçmişimiz geçmişte kaldı, ülkemize sahip çıkalım. Gavur Gölü’nün bu haliyle de sahip çıkarsak, gelecek nesillere aktarırsak ne mutlu bize. İnsanlarımıza bu işin nasıl olduğunu, neler yaptığımızı sergiyle anlatmak istedik. Resimler çok şeyi ifade eder, resme baktığınız zaman 40-50 sayfalık bir kitabı okumuş gibi olursunuz, resimler insanların hafızasında büyük yer edinir. Bu itibarla Kahramanmaraş’ta tekrar edersek, toplumumuz sahip çıkar. Az bir arazi kaldı, buna sahip çıkarsak ne mutlu bize” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLUĞUMU GAVUR GÖLÜ’NDE YAŞADIM”

Edebiyatçı-Yazar Mustafa Okumuş’da yaptığı açıklamada, “Gavur Gölü çevresinde çocukluğunu yaşamış olmam nedeniyle Gavur Gölü benim için nostaljik bir alan. O nostaljiyi tekrar fotoğraflarla bir kez daha yaşadık. Bu serginin Kahramanmaraş’ta tekrarını önce de dillendirmiştim, umarım gerçekleşir. Gavur Gölü bir flora cennetiydi. Gerek dünya ekolojik sisteminde gerekse de çevre ekolojisinde yaşamsal önemi çok olan bir alandı. O günün şartlarını eleştirmenin bir anlamı yok, kurutuldu. Ama bize o gün kurutulurken bırakılan, bize karşı sorumluluk hisseden kurutanlar 3 bin 780 dekar alana sahip çıkabildiğimiz takdirde bizde geleceğe karşı sorumluluktan kurtuluruz. Biz nasıl geçmişi suçluyorsak, gelecekte bizi suçlayacak. Torunlarımıza güzel bir çevre, bir doğal alan bugünkü yetişkinlerin önde gelen görevleridir. Her şey bitmiş değil bana göre, bu 3 bin 780 dekar alanı bir şekilde tekrar sulak alana çevirmek çok önemli” dedi.

SULAK ALANLAR İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ”

Sulak alanların çok iyi korunması gerektiğine değinen TEMA Vakfı Başkanı Abdurrahman Akbolat’da, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı, “Gavur Gölü’nün gündeme gelerek tekrar kazandırılması noktasındaki yaptığı resim sergisi nedeniyle Öztürk hocamıza çok teşekkür ediyorum. En önemlisi bu alanın ortaya çıkması noktasında sergilenmesinde çok büyük emek sarf eden, her zaman kültürel konularda öncülük yapan Belediye Başkanı Osman Okumuş’a da teşekkür ederiz. Buradan sulak alanların çok iyi korunması, ekolojik değeri çok büyük olan ve hiçbir yerde aynı cinsten kuşların bulunmadığı ender yerlerden bir tanesi. Önümüzde 22 Nisan’da yapılacak Kültür ve Turizm Çalıştayı var, bu çalıştayda eğer burayı gündeme getirerek, burayı da taşıyabilirsek inşallah daha iyi olacağı kanaatindeyim.”

GAVUR GÖLÜ DÜNYANIN EN NADİDE GÖLÜ”

Gavur Gölü’nün dünyanın en nadide göllerinden biri olduğunu belirten Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş, “Gavur Gölü dünyamızın nadide göllerinden bir tanesiydi. Bir tanesiydi diyorum çünkü sıtma ile mücadele kapsamında birçok göl gibi bu gölümüzde kurutulmuş, dünyanın en güzel kuş cennetlerinden bir tanesiydi. Kuşlarıyla, 2-3 bin yıl öncesinde nesli tükenen Maraş Filiiyle ve en önemlisi de yıllardır Gavur Gölü’nün hemen bitişiğinde olan Domuztepe Höyüğü’ndeki, Şanlıurfa’daki tarihi 10 bin yıllık geçmişe sahip höyük gibi burası da 9-10 bin yıllık bir tepe. Hatta burada yaşayan o zamanki medeniyet Sümer Medeniyeti’ni oluşturuyor. Gavur Gölü o zamandan bu zamana münbit, verimli ve çevresindeki insanlara faydalı olan bir göl.Bu havzada yaşayan birçok medeniyetin kalbi, Kahramanmaraş Müzesi’nde sergilenen Maraş Fili Gavur Gölü’nde 1972 yılında kazı yapan Mehmet Bolat tarafından bulundu. Ve müzede sergileniyor, tabi biz bunun getirisini sağlamamız lazım. Aldığım istatistikilere göre Maraş Müzesi’ni yıllık 22 bin kişi ziyaret ediyor, bu çok komik bir rakam. Büyükşehir Belediye Başkanımız Yedikuyular Kayak Merkezi’ni yaptı, bir sezonda, sezon bile değildi 700-800 bin insan takip etti. Turizm çalıştayı yaparız yıllardan bu yana, turizmciler derler ki, ‘Ya bu Trabzon Caddesi’nde otobüs durduracak yer yok’ diye konuşurlar. Bunlar formalite şeyler, Antalya’ya, Roma’ya tarihi yerlere gidiyoruz, hiç otobüs durağını sormuyoruz” dedi.

AVRUPA KORUMUZ, BİZ MAHVETMİŞİZ”

Gavur Gölü’nün Kahramanmaraş’ı tanıtacak en önemli değerlerden biri olduğuna da değinen Okumuş, “Kahramanmaraş’ta ise maalesef dalga geçer gibi bunları konuşuyoruz. Yeni eser yaptırıldığı ve tarih ortaya çıkarıldığı zaman Kahramanmaraş’a milyonlarca turistin geleceği potansiyelimiz var. Tarihi evlerimizle mahalle konseptinin oluşturulması, termal turizmin oluşturulması, kayak merkezi gibi, Gavur Gölü gibi nadide değerin en azından mikro alanda oluşturulması Kahramanmaraş’ı dünyada tanıtacak önemli bir şeydir. Bugün Gavur Gölü, Hatay’dan, Lut Gölü’ne kadar devam etmekte hatta İsrail’deki Galile’ye kadar devam etmekte. Galile’de Gavur Gölü ile aynı kuş cenneti olan milyonlarca turistin ziyaret ettiği kuş merkezi var. Ama maalesef biz kendi elimizle Avrupa’nın koruduğu halde kendi güzelliklerimizi maalesef mahvetmişiz. O zamanlar yüzbinlerce dönüm göl konuşulurken bugün 3 bin 800 dönümü acaba göl yapabilirmiyiz diye konuşuyoruz. Bu işin başındaki sulak alanlarla ilgili müdürler de sorumsuzca zamanında biz uğraştığımızda buraya olumsuz raporu vermişlerdi. Ama biz bunu bir nebze de olsa çocukluğumuzda yaşadık, babalarımız bu gölün kurutulmadan önceki hayatını yaşadılar. Bu fotoğraflarla çocuklarımıza, geleceğimize bunu emanet ediyoruz. Arşivlerde, kütüphanelerde artık bu fotoğrafları çocuklarımız görecek” açıklamalarında bulundu.

Konuşmaların ardından sergi görücüye açıldı.

Haber: Ahmet Güneçıkan / Burhan Karagöz

Editör: Mahmut Beyaz