40 yaşından sonra Arzuhalciliğe başlayarak ev geçindirmeye çalışan 72 yaşındaki Nebi Güvercin, aynı zamanda da şiir sevdasıyla iç içe yaşıyor. Çocukluk yıllarından bu yana elinden kalemi hiç düşürmeyen Güvercin, daha çok yurt, vatan ve memleket konulu şiirler yazıyor. Kahramanmaraş’ın merkezinde küçük bir Arzuhalci dükkanı olan Güvercin, akşam saatlerine kadar hem mesleğini yapıyor hem de yazdığı şiirleri okuyarak zaman geçiriyor. Arzuhalcilikte eskisi kadar iş olmadığından dolayı boş vakitlerinde şiir yazmaya devam eden Nebi Güvercin’in bu zamana kadar yaklaşık 130’a yakın şiiri bulunuyor. Çocukluk yıllarından beri şiir hevesi olduğunu söyleyen Güvercin, oğlunun iş yerinde durmasıyla birlikte kendinin boş vakti olduğu için şiire yöneldiğini belirtti.


“ETKİLENDİĞİM ŞEYLERDEN DOLAYI YAZDIM”
Şiiri yazarken etkilendiği olaylardan dolayı yazdığını söyleyen Güvercin, “Çocukluk yıllarımdan bu yana şiir yazıyorum. Şiirin benim için vazgeçilmez bir yeri vardır hayatımda. Benim oğlum iş yerinde durmaya başlayınca bende boş olduğumu gördüm ve o gündür bu gündür kalemi elime alıp şiirlerle iç içe yaşamaya başladım. Daha çok vatan ve memleket sevgisine yer vermeye çalıştım şiirlerimde. Mesela önceden ortaokuldayken gurbetlik yıllarımla ilgili şiirler yazmaya başladım, etkilendiğim şeyler oldu o şekilde içimdekileri kağıda dökmeye başladım. Yani bir nevi yaşanmışlıkları, içimdekileri yazdım. Elimden geldiğince de yazmaya devam ediyorum. Daha önce yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a özel şiirler yazdım. Yani 100’ünüzerinde şiirim var. bunlardan birkaç tanesini sayacak olursak, yurt sevgisi, memleketim, gurbetim gibi birçok şiirlerim mevcut. Şuan da arzuhalci dükkanımda zaman geçiriyorum zaten müşterilerde çok olmuyor. Elimden geldiğince de boş vakitlerimde elime kalemi alıp yazıyorum. İmkanım olduğu takdirde, ömrümün sonuna kadar da yazmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.


Nebi Güverci’nin şiirlerinden;

Benim Memleketim

Başını kaldırsan tam karşında sarımsak dağı
Enginli Yüceli sıralanır düldülün ağı
Hiç tadına baktın mı, çok leziz olur hodunun balı, yağı
yağı başka, kaymağı başka, benim memleketim bambaşka

Sıra sıra uzanır ahir dağları
Yetti mi acaba kazma bağları
Yedi Kuyuda deriye basılır koyun yağları
Bağı başka, bahçesi başka, benim memleketim bambaşka

Fransız harbinde şahlandı kır atı
Şamarı yiyen Fransız’ın mosmor oldu suratı
Tek memleketime verildi istiklal beratı
Kahramanlığı başka, beratı başka, benim memleketim bambaşka

Yedi Kuyudan öte Bertiz köyleri
Nice devran sürdü buranın beyleri
Tarihte yazılı tüm atlattığı çağları
Çağı başka, medeniyeti başka, benim memleketim bambaşka

öğünmek gibi olur adım saklı kalsa
eksiğim elbet var sizde anlatın varsa
sadıktır sevgi sayılır bir birine tokat vursa
şanı başka, şerefi başka, benim memleketim bambaşka.
 

Ana Baba Yurdu
Kar serinliği köy yerinde cinli tutun gölgesi
Kuraldır bizde ana babadan alınır terbiye belgesi
Bor kalmış babamın göz bebeği tarlası
Gördüğüm rüyalar seninle ana baba yurdu

Takdirdir önüne geçilmez gurbet yarası
Acı geliyor ekmeği, aşı, suyu, parası
Aç derdini ne varsa gelmişken sırası
Akıl fikir seninle ana baba yurdu

Deli ağzı, köy yeri, su çatı
Ağır geliyor gurbetin kuralı katı
Sılada olsam istemezdim ne yatı ne katı
Bedenen değilse de ruhen oradayım ana baba yurdu

Ne hoş kokardı çayırda üç gülün kokusu
Yetişilmiyor çok yüksek atmacanın yuvası
Mis gibi olur çam kesilenin darısı
Tadın, lezzetin bambaşka ana baba yurdu

Fark etmiyor gurbetin yakını uzağı
Nebi’yi de içine almış tuzağı
Çok duydum bana denilen yazıyı
Kanadı kırılmış kuş misali çırpındım, gelemedim ana baba yurdu.


Haber: Hakan Aydın

Editör: Mahmut Beyaz