Korona Virüsü için aşı aranıyor.

Bilim adamları gece gündüz deney yapıyor.

Aşı bulunmadan bize rahat yok.

Diyelim ki aşı bulundu…

Diyelim ki salgın sona erdi…

Virüs salgını kadar tehlikeli bir diğer salgın devam ediyor.

Sevgisizlik virüsü kol geziyor.

Yüreği kin ve nefret virüsü ile dolu olan insanlar aramızda yaşıyor.

Bence acilen sevgi aşısının da bulunması gerekiyor.

              ***

Daha önce defalarca sevgi aşısından söz ettim.

Toplum olarak asıl sıkıntımızın sevgisizlik olduğunu sık sık yazıyor ve konuşuyoruz.

Sayın Vehbi VAKKASOĞLU gibi değerli hocalarımızın bu konudaki konferans ve söyleşileri ile yazılarımızla bu sevgisizlik salgınını önlemeye çalışıyoruz.

Peygamberimiz (s.a.v.) efendimizin ahlakını örnek gösteriyoruz.

Toplumun sevgi seviyesini yükseltmek için yüksek dozda öğütlerle emek veriyoruz.

Ancak, görünen köy kılavuz istemez.

Kin ve nefret dolu insanları, cinayetleri, kavgaları TV haberlerinde görüp şaşırıyoruz.

Kadına şiddet, hayvanlara eziyet, karamsarlık, başını aldı gidiyor.

           ***

İşte bu noktada sevgi aşısının önemi ortaya çıkıyor.
Hz. Muhammet Mustafa  (s.a.v.) efendimiz gibi bir peygamberi olan toplum, Mevlana’sı, Yunus Emre’si olan bir Anadolu insanı, nasıl bu kadar gergin oluyor?

Böyle güzel, cennet gibi bir ülkede şükredip birbirimizi sevmek varken bu gerilim niye?

Sevgi aşısını bu nedenle istiyorum.

Sohbetle, konferansla, yazıyla ve her türlü eğitimle anlatıp aşılayamadığımız sevgiyi, ilaç olarak keşfedip insan vücuduna zerk etmemiz gerekiyor.

Bilim adamlarından rica ediyorum:

Lütfen! Acilen sevgi aşısını da bulun.

Sevgi aşısını bulma umudumuz kalmazsa geriye tek bir yol kalıyor…

O yol da, Yüce Allah’ın ipine sarılıp Peygamber ahlakını çocuklarımıza temelden öğretmektir.

Sonuç olarak, Sevgi Aşısı için iki yol görünüyor.

Ya ilaç bulunup damardan vereceğiz.

Ya da Peygamber ahlakını herkese eksiksiz öğreteceğiz.

Hayırlı günler.