Türkiye’ye dondurmayı yeniden sevdiren ve bu alanda yaklaşık yarım asrı harcayan MADO, dondurmanın gerçek lezzetini veren salep bitkisini ekimi çoğaltmak için kolları sıvadı. Kendi çiftliğinde üretimi yapan Mehmet Kanbur, tarlasına, bahçesine ekene 10 yıl alım garantisi verdiğini belirterek: “Kahramanmaraş’ı bu konuda marka yapmak zorundayız” dedi.

Uzun yıllardır dondurma sektöründe başarıyla hedeflerine adım adım ilerleyen MADO’nun üretim potansiyeli ve ürün çeşitliliği her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu artışa paralel olarak ülkemizdeki keçi yetiştiriciliği ve keçi sütü üretimi her geçen gün azalırken, elde edilen ürünler ise hastalıktan ari olmaktan uzak, koku, tat ve üretimden kaynaklanan bozulmalarla üreticileri zor duruma düşürüyor. Dondurma üretimine uygun keçi sütü temininin zorlaşmasıyla birlikte harekete geçen MADO, Kahramanmaraş’ın en önemli markalarından biri olan dondurmayı, yöreden yerele, yerelden bölgeye, bölgeden ulusala ve ulusaldan evrensele taşıma hedefiyle kurduğu “MADO Beyazı Keçi Üretim ve Adaptasyon Çiftliği” ile herkese örnek oluyor.

HASTALIKTAN ARİ TESİS

Hastalıktan ari keçi sütünün yanı sıra Maraş-MADO dövme dondurması dünyada ki şöhretini doğal salep orkidesine borçludur. Özellikle soğuk kış günlerini ısıtan, kısık sesleri açan ve hoş tadıyla dondurmaya tat, sertlik ve geç erime özelliği veren salep, uzman doktorlar tarafından da felç giderici olarak tavsiye ediliyor. Keçi sütü ve salep üretiminin azalması sebebiyle MADO, oluşturduğu çiftlikte Türkiye’de ilk hastalıktan arizi sertifikasıyla MADO Beyazı keçi ırkını geliştirilirken, dondurmanın hammaddesi olan keçi sütü ve salep bitkisi (orkide) de yerinde yetiştiriyor. Kahramanmaraş’ın en büyük markası olan dondurmaya hayat veren keçi sütü ve salep’in artırılması amacıyla kurulan çiftliğin kapılarını gazetemize açan MADO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur ve MADO Satış Koordinatörü ve Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Kanbur çalışmalarını ve hedeflerini anlattı.

SALEP OLMAZSA DONDURMA OLMAZ

Basın mensuplarına tesis ve salep ekimini anlatan Mehmet Kanbur şöyle konuştu: “Dondurma olmazsa Kahramanmaraş olmaz. Onun içinde en kıymetli varlıklarımızdan bir tanesi de salebimizdir. Bu salep doğada yetişen bir saleptir. Bu artık tabiattan toplanarak azalmaya başladı. Dolayısıyla devlet bunu yasaklayarak koruma altına aldı. Koruma altına alınca artık, salep bulamaz olduk. Maraş dondurması yapacaksınız salebi nereden alacaksınız? O yüzden başka bir şey kullanacaksınız. Siz gerçek dondurma yapmıyorsunuz, çünkü salebiniz olmazsa bu dondurmayı yapamazsınız. Biz Mado olarak, bir dondurmacı aileden kuşak olarak, bizim ecdadımız, bizim namusumuzdur sahip çıkmalıyız. Yani salebe biz sahip çıkacağız.

BİLİM VE TEKNİK DEĞİŞTİ

Bu dağlardan topladığımız bitkileri artık ovaya indirdik. Daha bilimsel hale getirdik. Bunun da amacı dondurmacılık sektörüne destek olmaktır. Salebiniz kaliteli değilse dondurmanızda kaliteli değildir. Kalite dondurmaya sahip olmak için süt ve salebin doğru olması lazım. Her aile, Her köy bahçesinde bunu yetiştirebilir. Bugün piyasa değeri 500 lira oldu. Biz hem endemik bitkilere sahip olup, onları korumuş oluyoruz. Dolayısıyla ekonomiye katma değer sağlasın istiyoruz. Köy ve bahçelerinizde yapılan keçi süt ve salebinize 10 yıl alım garantisi veriyorum. Bu bitkiden kendi arazimde 10 ton aldım ve bu yıl içerisinde 20 ton yapmayı planlıyorum. Dolayısıyla bunu yurt dışına ihracat yapmak için üretmemizi gerekiyor. Kahramanmaraş’ı bu konuda ırmak yapmak zorundayız.

TOPRAĞINIZDA BU SALEBİ YETİŞTİRİN ALICI BENİM.

Salebi de bu konuda marka yapalım ve yurt dışına satalım. Salep dünyada şifalı bir içecektir. Sadece dondurma olarak kullanılmaksızın içecek olarak kullanılıyor. Bilim adamları salebin çok sağlıklı olduğunu söylüyorlar. Biz sadece dondurma sektöründe ki rolünü söyleyebiliyorum. Dondurmada salep olmazsa o aromayı ve kokuyu alamazsınız.

Tohuma ihtiyacı olanlar bize müracaat ederek Bakanlıktan aldığımız sertifika izinlerimizle önümüzdeki yıl tohum vermeye çalışacağız. Ayrıca tohumun ekilmesi hakkında bilgiyide vereceğiz.

DEVLET ENDEMİK BİTKİLERE DOKUNMAYIN DİYOR

Dondurmayı ne ile yapacağız? Ben buna Mado olarak sahip çıkmasaydım, yarın Maraş dondurması diye bir şey kalmaz hale gelirdi. Biz buna görevimiz diyerek, bu işe ömür verdik diyerek, devam ediyoruz. Bizim gayemiz kendimizi marka yapmak değil, şehrimizi marka yapmaktır. Doğduğum ve yaşadığım yeri marka yapmak zorundayım. Onun için dondurmamızın adı MADO (Maraş dondurması)dır. Bu konuda da şehrimizi marka yaparsak her insan geldiği zaman 1 kilo salep alıp götürecektir. Salep piyasada çok yok. Bu konuda büyük bir ekip olarak destek vermeye ve almaya hazırız. Bugün yurtdışına dondurma ihraç ediyorsak artık salebi de ihraç edeceğiz.

BİRİNİ MODEL ALACAKSINIZ, BİRİNE DE MODEL OLACAKSINIZ

Bunu ifade etmek zor, anca yaşanır bunlar. Yazsan yazılmaz, çizsen çizilmez yaşamadıktan sonra. İyi bir tatlı yedim desen nasıl anlatırsın? Yemeden tadamazsınız. İyi bir dondurma yedim diyor onu nasıl yedin? Tatmadan olmaz. Hayatı da tadacaksın, hayat hiçbir zaman ne yazılır ne okunur. Hayat yaşanır bu yaşam modeli. Birini model alacaksınız, birine de model olacaksınız. Eğer birine model olamıyorsan boş yaşıyorsunuz. Fotokopi o zaman, al yapıştır. Bu hayat öyle değil. Mutlak buraya bir eser de sen koyacaksın, bu kaleye bir taş koymak zorundasın. Ecdat bu kaleyi yapmışsa bir taş da siz koyacaksınız bu kaleye. Ama hayatı herkes fotokopi gibi yaşıyor. Öyle değil hayat. Öyle başarılmaz. Ecdat model olmuş bu ülkeye, hayatta hep şöyle söylerim; Eğer geriyi göremiyorsanız ileriye gitmen mümkün değil. Geriyi göreceksin ecdat ne yapıyor, babam ne yaptı, annem ne yaptı ben ne yapabilirim.

İNSANLARLA AYNI DİLİ ZOR KONUŞUYORUZ

Ben burada bir çiftlik turizmi geliştirmeyi amaçlıyorum. Turist buraya geldiği zaman bir çiftlik turizmi, doğa turizmi görsün istiyoruz. İşte buraya geldiği zaman stres atsın, çiftliğe girsin, kuşlarla konuşsun, koyunlarla konuşsun, tabiatla konuşsun. Sadece insanlarla konuşmasın. Bunlarda bir canlı, bunlarında bir dili var. Dilini anlamazsanız konuşamazsın. Ben istiyorum ki insanlar artık her dili konuşsun burada ki arzum budur. Onun için burada stresini atsın ve doğayı öğrensin. Çünkü yaşam alanıda yok artık. Apartmanda yaşıyorlar. Çocuklar artık sosyalleşemiyorlar. Köpek ve kediyle konuşamıyorlar. Bütün canlıların bir dili vardır. Birilerine model olmak. Başka bir şey değil. Birilerine model olacaksınız. Model olmak içinde önde yürüyeceksiniz. Önde yürümek her zaman önemlidir.

AĞABEYİM İŞİNİ SEVİYOR

Ağabeyi Mehmet Kanbur’un işini çok sevdiğini belirten MADO Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Kanbur: “ Mehmet Ağabey işini çok seven birisi, benim ağabeyim olmakla beraber bazı şeylere çok karşı çıkarız. Hergün inanır mısınız? akşam 3-5 tane deneyle gelir. Şu tatlı nasıl, şu pasta nasıl, şu dondurma nasıl. Biz de diyoruz ki arkadaş yeter yahu, ama kendisi ondan zevk alıyor. Ben böyle bir kişi başka görmedim. Şimdi şu salep olayı; dağda köylü toplaya toplaya bişey koymadı, şimdi hangi Kahramanmaraşlı bunun kayıp olduğunu biliyor. Bu Kahramanmaraş'ın bir markası. Salebi olmazsa olmazı diye kim yapar kimse yapmaz. Yani o enerjiyi de sarf etmez. Bu bir enerji işi, para kazanacak olsa, çok çeşitli para kazanılacak yol var. Ama bundan zevk alıyor. Bu bir Kahramanmaraş'ın markası olsun salep de Kahramanmaraş'tan gitsin diye uğraşıyor amacı bu. Keçinin varlığı yine öyleydi. Buradaki yaptığımız keçi çiftliğini yapılmasının yegane temeli Kahramanmaraş'ın keçiciliğine önem vermesini sağlamaktır.

HERKES EVİNDE 20-30 TANE KEÇİ BESLESİN, SÜTÜNÜ VERSİN BİR AİLESİNE GELİR GETİRSİN

Bu da yine öyle bunu yaptığı zaman evinin önünde 2 bahçesi olsa bunu diktiği zaman kilosu 400-500 lira. Bakın ailesine bir gelir sağlayacak. Şimdi tabi dediğim gibi çok para kazanılacak yer var ama bu bir Kahramanmaraş'a hizmettir. Yani yarın bir gün Maraş Dondurması yapıyorsun salebin elinde yok. Maraş Dondurması bu sefer ne olacak bitecek aşağı inecek. Ayakta tutmak için ne yapılması lazım buna sarılmamız lazım Kahramanmaraş olarak. Mehmet Ağabey de bunun öncülüğünü yaptı, kötü de olmuyor.

KIZSAKTA BİR BAKIYORUZ MUTLU OLUYORUZ

Bizim zamanımızda hep sade dondurma yerdik biliyorsunuz. Fakat dünyada meyveli dondurma ağırlıklı bunu pazarlamamız lazım ne yapıyorduk, bu sefer çilekli dondurma yaptık. Niçin Kahramanmaraş'ta bakın Göksun tarafında çilek yetiştirilir. Kahramanmaraş'ta bakın sera yapılmaya başlandı çilek yetiştiriliyor. Çileğin kilosu belirli zamanlarda 10 lirayı buluyor bu nedir bu bir katkıdır. Yani ondan dondurma yapıyoruzdur. Elmalı dondurma yapıyorsun elmayı kullanıyorsun, yani bunlar tabi her yönüyle insanlara bir gelir sağlayacak bir kapı”

Haber: Mustafa Kılınç

Editör: Mahmut Beyaz