Şırnak’da toplanması yasak olan ve doğadan kaçak olarak toplanan 5 kilo 800 gram salep soğanı ele geçirildi. Polis ekipleri yakaladığı araçtaki salep soğanlarını topladığı ileri sürülen 5 kişi hakkında yasal işlem yaparken, durum Doğa Koruma ve Milli Parklar Şubesine de bildirildi. Bölgeye giden ekipler, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 9. maddesinin A ve F bendinde belirtilen hususlara aykırı olarak ‘biyolojik çeşitliliği tahrip etmek’ten dolayı aynı kanunun 20. maddesinin K bendine göre 3 şüpheliye ayrı ayrı 68 bin TL olmak üzere toplam 204 bin TL’lik para cezası uyguladı. Bu cezanın ardından Kahramanmaraş’ın en büyük değeri olan Maraş Dondurması’nın en önemli maddelerinden biri olan salebin üretimi gündeme geldi. Özellikle soğuk kış günlerini ısıtan, kısık sesleri açan ve hoş tadıyla dondurmaya tat, sertlik ve geç erime özelliği veren salep, uzman doktorlar tarafından da felç giderici olarak tavsiye ediliyor. Keçi sütü ve salep üretiminin azalması sebebiyle MADO, oluşturduğu çiftlikte Türkiye’de ilk hastalıktan ari sertifikasıyla MADO Beyazı keçi ırkını geliştirilirken, dondurmanın hammaddesi olan keçi sütü ve salep bitkisini (orkide) de yerinde yetiştiriyor. Dondurmaya hayat veren salebin üretiminin artırılması amacıyla MADO önemli çalışmalar yaparken, salebin önemini MADO Dondurma Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Kanbur gazetemize anlattı. MODA olarak salep üreten çiftçilere her türlü desteği vereceklerini kaydeden Kanbur, dondurmada olduğu gibi salepte de tescil belgesi alarak kentle özdeşleştireceklerini kaydetti.

İşte Erdal Kanbur’un salep hakkında verdiği bilgiler;

SALEP DOĞADA HER GEÇEN GÜN AZALIYOR”

Salep endemik bir bitkidir, yani koruma altına alınmıştır. Endemik bitki, tabiatta azalan, üretimi yapılmayan, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan bitkilere denir. Az kaldığından, yetişmediğinden ve ekimi olmadığından koruma altına alınmıştı. Fakat bu endemik bitkilerin üzerinde bir çalışma yapıyoruz, özellikle de biz dondurmacı olduğumuz için salep üzerine çok fazla çalışma yaptık. Bunun üretimini yapalım, ülkemize katma değer sağlayalım diye düşündük. Salep biliyorsunuz yabani orkidedir. Bazı yörelerde insanlar topluyor, tabi bilimsel toplamadıklarından dolayı cezayla karşı karşıya kalabiliyorlar. Salep üç tane yumru veriyor, yumrunun bir tanesini adamın dikmesi lazım ama maalesef bilinmiyor, onu da yapmadığından tabiatta her geçen gün azalıyor. Onun için devletimiz salep bitkisini koruma altına aldı, biz de bunu biliyorduk zaten. Dondurmada olmazsa olmazımız olduğundan dolayı biz salebin üzerinde daha da titizlikle duruyoruz. İzmir Üniversitesi gibi birçok üniversite ile diyalog halindeyiz. Salep, gül ya da patates gibi çıksın istiyoruz çünkü yumrusu gıda bakımından çok değerli, eczacılıkta ve tıpta çok fazla kullanılıyor.

MADO OLARAK SALEBİ ÇOK ÖNEMSİYORUZ”

Biz MADO olarak çiftliğimizde salep üzerine çalışma yapıyoruz. Tabi bunu yıllardan beri yapıyoruz bir ya da iki günlük çalışma değil. Çalışmamızı da başardık. Çiftliğimizde bir yumrudan üç yumru alabiliyoruz yani demek oluyor ki biz bu salep bitkisini tabiatta bitirebiliyoruz. Bizim için o önemliydi, bunu da başardık. Salep çok farklı bölgelerde yetiştiğinden, halk arasında çayır salebi, dağ salebi, altıparmak salebi gibi farklı isimlerle anılır. Bunu da bildiğimiz için biz üretimini yapıyoruz, bu ay sonunda da zaten salebin hasadını yapacağız. Tarım ve Orman Müdürlüğümüzle birlikte önemli çalışmalar yapıyoruz, çalıştaylar düzenliyoruz.

MADO OLARAK ÜRETENE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEĞİZ”

Salep endemik bitki sınıfına girdiği için devletimiz bunu koruma altına aldığından bilinçsiz toplayanlara bir ceza verilmesi çok doğaldır. Tabiatta bunların kalması lazım. Bu ceza demek bir günlük mesele değil, bunun yayımlanması, kanunu çıkmıştır. Örneğin adam öldürüyorsun, bir cezası vardır, salep bitkisine zarar vermenin de kanunda yer vardır ve ceza müeyyidesi vardır. Bu durumu çok doğal karşılıyorum. İnsanları bunun üretimine zorlamamız lazım, yani MADO olarak biz diyoruz halkımıza, salep yumrusunu bizden al hiç bulamıyorsan, tarlana götür, tarlana ek, her türlü yardımı size vereceğiz diyoruz. Daha önce keçilerde yaptığımız gibi, halka keçi dağıttığımız gibi bunu da yapıyoruz. Buradaki amacımız salebin üretimini fazlalaştırmaya çalışıyoruz, diyelim ki keçi veriyorsak keçi üreticilerini teşvik ediyoruz yani insanlara keçiyi alın, sütünü zaten biz alacağız, ülkemize bir katma değer yaratalım diyoruz. Keçi çiftlikleri olsun, köylü boş duracağına bunun üzerine çalışsın diye teşvik ediyoruz. Aynı onun gibi salebi de bizden alacak, tarlasına ekecek. Çünkü biliyorsunuz ucuz da değil, o zaman devlet kendi yetiştirdiği malın cezasını da vermez. Ankara’dan Tarım ve Gıda Bakanlığı’ndan gelip incelemelerde yapıyorlar bizde, ne kadar hasat topladınız, nasıl ektiniz diye soruyorlar, çiçeklerinin ve yumrusunun fotoğraflarını çekiyorlar. O zaman halkımız bizim yaptığımız gibi ceza yememek için kendi dağına ya da merasına salebi ekecek, ondan sonra da gelip satacak.

DONDURMANIN OLMAZSA OLMAZI SALEP”

Salebin gelecekteki durumunu ben iyi görüyorum çünkü salebin kilosu 400-500 TL, bunun düzgün bir şekilde yetiştiriciliğini yaparsan az para kazanmazsın. Biz MADO olarak önemli çalışmalar yapıyoruz. Bir konuda önde gitmek gerçekten çok zordur, salebin veya dondurmanın önünde gidip onları icat etmek, o fırsatları yakalamak veya düşünülmemiş bir şeyi düşünmek çok zor bir şey olsa gerek. Biz salebin bu kadar değerli olacağını düşünüyorduk, tabiat yok ediliyor, orkideler gidiyor, endemik bitkiler diye sayıyorduk ama dondurmanın olmazsa olmazı salep olduğu için üretilmesini teşvik ettik. Biz gelin kardeşim, bu sene bir tane dikiyoruz, seneye üç tane alıyoruz diye halkımıza gösteriyoruz. Ondan sonrasında para kazanmak kendine kalmış, biz yolu açıyoruz, nasıl yapacağını söylüyoruz. Çünkü salebin hazırlanış şekli farklıdır, hazırlanmış salebi dikerseniz olmaz, ham salepten dikeceksin. Bunların hepsinin yöntemini biz söylüyoruz zaten. Tabi bunun yetiştirileceği yerler önemli, çok uzun bir süreci var. Biz 15 yılı aşkın süredir bu konuda uğraşıyoruz, gerçekten uçun bir süreç. Örneğin killi toprak koyuyoruz, kumlu toprak koyuyoruz, gübre koyuyoruz, suni gübre koyuyoruz ki üretiminin nasıl olacağına bakıyoruz. Hangisinden nasıl bir verim verdi, diğerinden neden vermedi diye bakıyoruz. Bunlar bir günlük bir mesele değil, bir şeyi diktiğin zaman 6 aylık bir sürede çıkıyor, bu defa seni 6 ay geriye dönderiyor yaptığın bir hata.

BİZ DONDURMAYI DÜNYA LİTERATÜRÜNE GİRDİRDİK”

Kahramanmaraş’ta MADO olarak öncülüğü seven bir değeriz, aynı dondurmada olduğu gibi. Bizim babamız, dedemiz dondurmacı ama o mesleği alıp bir yerden bir yere götürmek çok önemliydi. Bunu dünya literatürlerine kazandırmak önemliydi, onlarla karşı karşıya getirip aynı masada oturmak önemliydi. Biz bunları Allah’a şükür başarmış bir firmayız. Bizim amacımız sadece dondurmayı alıp bir yerden bir yere ihraç etmek değil, biz Kahramanmaraş’tan bir marka götürüyoruz. Biz Çin’e gidiyorsak Çin’de konsepti götürüyoruz, sen bir kilo dondurmayı al ne yaparsan yap demiyoruz. İnsanlar mağazasında satışını yapana kadar bizim sorumluluğumuzda. Bu markadır, yani markanın arkasında olmaktır. Yoksa yüzlerce dondurmacı var ama bunu ileriye götürmek için de bir takım çalışmalar yapmak lazım. Bu defa Türkiye’ye katma değer kazandırılır. Bir dondurmanın konseptini oraya götürürken, Kahramanmaraş’tan veya Türkiye’den her şeyi oraya taşıyoruz, kağıtta dahi kendi kağıdımızı kullanıyoruz, çatal bile buradan gidiyor. Çünkü herkes buradan ekmek yiyor, aynı orada olduğu gibi salepte de önde gidiyoruz. Bunu denedik, yaptık şuan da Göksun tarafından hasat var.

SALEPSİZ DONDURMA OLMAZ”

Bu bitkiler tabiatta azalıyor, bu da köylünün bilinçsizce toplamasından kaynaklanıyor. Bunu alıp dikse seneye bir tane daha verecektir, öyle yapılmadığı için tabiatta azıldı. Pahalı bir bitki, kimyada, ilaç sektöründe çok fazla kullanılıyor. Salebin çok güçlü bir enerji verdiği bilinen bir doğrudur. Örneğin insanlar ishal olur, salep verirler. Biz üretimini yaptığımız sürece sorun olmayacaktır. Çünkü Maraş dondurmasının olmazsa olmazıdır salep. Piyasada zaten salep pahalı bir bitki olduğu için çok fazla kullanılmıyor. Bunun yerine suni salepler var, piyasanın kullandığı. Ben müşteriye her zaman söylüyorum, salep ayrıdır, suni salep ayrıdır, nişasta kullanmak ayrıdır. Hepsiyle de dondurma olur ama biz dede-baba usulümüzden ayrılmayalım. Biz salebi dondurmaya koyacağız, onun için de üretimini yapmak gerekiyor. İnşallah salep üretimi daha da yaygınlaşır, piyasaya daha fazla katma değer sağlanır. MADO olarak salebi geleceğe taşımak için çalışmalarımız devam ediyor.

SALEBİ TESCİL ETTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Salebi tescil etmek için çalışmalarımız var, hedefimiz de zaten o yönde. Maraş dondurmasının da tescilini biz yapmıştık, Ticaret ve Sanayi Odası’na sonradan verdik. Neden böyle yaptık, biz Kahramanmaraş’a hizmet etmek istiyoruz. Dondurmanın A’sını bilmeyen insanlar, B’sini bilmeyen insanlar dondurma yapıyordu. Biz beşinci kuşaktan bu yana dondurma yapıyoruz, biz bunu bir yerden aldık, dünya literatürüne taşıdık yani öncülüğünü yaptık. Bu kadar çalışma yaptığın bir dondurmayı sahiplenmez misin? Gaziantep’te, İtalya’da dondurmayı yapabilirler ama biz onların eline geçmesin diye tescil çalışmalarını başlattık. Yarın bir gün birisi gelip de sahiplenmesin dedik. Bunu yaparken dondurmanın yapımını da iyi bilmeniz lazım, tescil alırken ne için, nereye ne konulacağını bilmek lazım. Diğer dondurmacılar bilmezler, öyle görmüşlerdir yaparlar ama bilimsel olarak bilmezler. Başkasının eline geçmesin diye müracaatımı yaptık, bunu tescil ettik. Ticaret ve Sanayi Odası bunu Kahramanmaraş’a armağan edelim dedi, tescilini onlara yaptık. Bazı şeylerde zorlanıyoruz çünkü hatalı veriler verilmiş tescil alınırken. Ama bizim çalışmamızın temeli Kahramanmaraş’a mal etmekti, aynı dondurmanın olduğu gibi salebin de tescilini alıp Kahramanmaraş’a mal edeceğiz. Salep Kahramanmaraş’ta olur diyeceğiz, bunun üzerine bir çalışma yapmak da ustalık gerektirir. Salebi yeniden icat ettiğimizi belirteceğiz yani tescil etmenin kriterleri de var. Doğadaki yaprakları 10 tane diyelim, sen 12 tane yapacaksın ya da büyük yapraklı yapacaksın, onun farklı bir versiyonunu üretmezsen onu tescil edemiyorsun. Ben salebi aldım, tabiatını bozmadan farklı bir şeye dönüştürdüm diyeceksin.”

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz