Sevgili okurlarım ince işler için her yönüyle incelmiş (Naif) insanlara ihtiyaç vardır: “Baltayla nakış işlenmez”.  Bu konuda aile ve eğitim ortamlarında öğreneceğimiz görgü kuralları büyük öneme sahiptir…

Her toplumda sivil ve resmi ortam ayrımı vardır. İşte bu kurallar ortak yönleri olmakla birlikte bazı farklılıklara da sahiptir.  Bu kurallar sırasıyla sivil yaşamda “görgü kuralları” ve resmi ortamlarda ise “protokol” kuralları olarak adlandırılmaktadır.

Daha önce bu köşede sivil hayatta görgü kurallarına dikkat çekmiştim (08.01.2019 tarihli yazım). Okumadıysanız incelemenizi öneririm…

Bu yazımda da resmi ortamlarda görgü kurallarına dikkat çekeceğim…

Teşrifat (Protokol)…

Protokol (Fr. protocole) resmi ilişkilerde uyulması gerekli kurallar olarak tanımlanmaktadır. Osmanlı Devleti’nde resmi alandaki kurallar teşrifat, sosyal alandakiler ise adab-ı muaşeret olarak adlandırılmıştır.

Teşrifat teşrifin çoğulu olup teşrif ise şereflendirilme anlamındadır…

Uyulması gerekli kurallar dikkate alındığında “resmî” kavramı önemli bir konumdadır…

Bu noktada resmî olanın ne olduğunun iyi anlaşılması gerekir…

Resmî ortam…

Resmî; Arapçada “resm” kökünden gelen bir kelimedir… Resmi devletin olan, devlete ait, devletle ilgili, özel karşıtı olarak kullanılmaktadır… Halkımız arasında devlet kurumlarına “resmî bir daire” denilmektedir. Resmi dairelerde birçok işlem devletin öngördüğü yöntemlere uygun olarak yapılmaktadır… Bu tanıma göre devlete ve memura yakışan görevinin gerektirdiği ciddiyette yapmasıdır…

İkinci olarak resmî mecazi anlamda samimi olmayan anlamında kullanılmaktadır… Bu anlama göre içtenlik/samimiyet eksikliği olan bir ilişki söz konusudur…

Bu ayrımdan sonra resmi ortamlarda “samimiyet ve ciddiyeti” birleştiren bir ilişki kurmak mümkün mü?

Samimiyet/Ciddiyet

Elbette mümkün! Fakat bu sorunun gerçek cevabını görmek için kamu adına hizmet sunanların hizmet alanlara davranışlarını gözlemlemek gerekir…

Sıradan bir vatandaş; bir sağlık sorunu sebebiyle bir sağlık kurumuna başvursa; vergisini yatırmak için ilgili kuruma başvursa veya çok uzatmadan sorayım herhangi bir resmi kuruma başvurmuş olsa bürokrasimizin “ciddiyet yüzüyle mi ya da samimiyet yüzüyle mi” karşılan(ş)ır?

Aslında “Hoş geldiniz, size nasıl yardımcı olabilirim” demek öğrenilmesi zor bir kural mıdır?

Bazı kurallar

O halde resmi işlerde ilk önemli kural “karşılama” ile ilgilidir… Üstler astları, kamu görevlileri kamu hizmeti alanları samimi ve ciddi bir şekilde karşılamayı bilmelidir… Uzun resmi yöneticilik yaptığım yıllarda sekreter arkadaşlara “geleni güzelce karşılayın, gideni güzelce uğurlayın” hatırlatmasını yaptım… 

İkinci bir kural resmi ortamlarda öncelikle “kılık kıyafetin” uygun (temiz, ütülü vs) olması gerekir. Bu konuda eğitimci dostlarımızın bazılarına bir hatırlatma yapmak isterim: “Eğitimci rol modeldir. Öğrencinin karşısına temiz ve düzgün bir şekilde çıkması gerekir…”

Yine bu konuda resmi görevde bulunulmasa dahi resmi makam ziyaretlerinde temiz giyimli, mümkün ise takım elbise ve kravat ile gidilmelidir…

Üçüncü bir kural hitaptır: Resmi görevlilere üst görevde veya amir konumunda ise Sayın Valim (Rektörüm) gibi, alt görevlilere ise Fahrettin Bey veya Şerife Hanım şeklinde hitap edilmesi tercih edilmelidir.

Resmi törenler, ziyaretler, yemekler vd. konusunda belirlenmiş birçok kural vardır. Bunların bir kısmı genelge haline getirilmiştir. Bu yazı çerçevesinde bunları aktarmamız mümkün olmadığında ihtiyaç durumuna göre bu bilgilerin öğrenilip uygulanması gerekir…

Siz özel veya resmi ayrıma fazla kafa takmadan ilişkilerinizi samimiyet ve ciddiyet ile sürdürün… Senli benli olmakta aşırı ciddi olmakta resmiyete iyi gelmez…

Son söz: Vakar sahibini yolda bırakmaz…