KSÜ Rektörü Prof. Dr. Niyazi Can ve üniversite yöneticileri, Kahramanmaraş’ta görev yapan ulusal ve yerel basın temsilcileri ile bir araya geldi. KSÜ Avşar Yerleşkesinde açık havada gerçekleştirilen ikindi çayında basın mensuplarıyla bir araya gelerek sohbet eden Rektör Can, üniversitenin güncel durumu ve Covid 19 pandemi sürecinde yürütülen çalışmalara ilişkin bilgiler verdi.KSÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi olarak hem pandemi sürecinde aktif rol aldıklarını hem de araştırma ve eğitim hastanesi olarak ilave sorumlulukları yerine getirmeye devam ettiklerini belirten Rektör Can, “Hastanemiz ilimizde 3. basamak tek hastane olduğundan bu düzeydeki hastalarla ilgili tedavi ve ameliyatlar tarafımızdan yapılmaktadır. Yoğun bakım servislerimizde büyük ölçüde bu tür hastalar yatmaktadır. Ayrıca intörn doktorların ve diğer sağlık alanında okuyan öğrencilerin eğitim ve stajları da hastanemizde yapılmaktadır. Pandemi sürecindeki sorumluluklarımızla belirtilen eğitim sorumluluklarını da birlikte yerine getirmek gibi görevlerimizi etkin düzeyde gerçekleştiriyoruz” İfadelerini kullandı.

“BU ŞEHİRDE TEK ÜÇÜNCÜ BASAMAK HASTANEYİZ”

Rektör Niyazi Can, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Üniversitemiz İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte kendisine düşen görevleri yerine getiriyor. Hastanemizin bir diğer rolü var, diğer hastanelerden bizim farkımız; aynı zamanda biz eğitim hastanesiyiz, eğitimi sürdürmek zorundayız. Aynı zamanda bu şehirde tek üçüncü basamak hastaneyiz. Bir yandan Koronavirüs devam ediyor ama bir yandan da kanser hastaları var, anlık trafik kazaları var, adamın vücudu parçalanmış geliyor diğer kronik hastalar ve bu ileri düzey teşhis tedavi ve ameliyatların tek merkezi Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi. Üçüncü basamak düzeyindeki bu görevimiz başka hiçbir hastanede yok, onu da sürdürmek zorundayız. Şu anda pandemi devam ediyor kanser sen dur, pandemi devam ediyor ağır trafik kazalarındaki yaralanmalar sen dur diyemezsin. Biz bunu da devam ettiriyoruz. Şu anda arkadaşlarım çevremizdeki Tıp Fakültesi hastaneleriyle karşılaştırdılar pandemi sürecinde hemen hemen diğer devlet hastaneleri kadar bu sorumluluğunu yerine getirip, çevremizdeki Tıp Fakültesi Hastanelerinden daha fazla sorumluluk üstlenmiş bir hastane durumundayız. Bu tür ameliyatları bundan sonra daha çok yapmamız gerekiyor. Çünkü bir kısım hastalarımız pandemi devam ettiği için gelmekte istemiyor.

“DEDİK Kİ; BİR MERKEZ VARSA, BİR BİRİM VAR İSE FAAL OLACAK”

Biz geldiğimizde 17 tane araştırma merkezi vardı. Bu araştırma merkezlerimiz diyelim ki deprem araştırmaları ve risk araştırma ve uygulama merkezinden tutun çevre bilinci ve çevre araştırmaları merkezi, Türkçe Öğretim Merkezi (TÖMER)’e kadar bunları aktif hale getirdik. Dedik ki; bir merkez varsa, bir birim var ise faal olacak. Benim çıkıp, 17 tane Araştırma Merkezimiz var, bunun içi boşsa ben beni ve etrafımı kandırmış oluyorum arkadaşlar dedim. Bu merkezler amacına hizmet edecek. Nitekim bir deprem yaşadık bildiğiniz gibi depremde bizim hocalarımız bu şehirde; belediyelerde, kurumlarda depremle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme ve ölçümler noktasında harekete geçti. Yine arkeoloji anlamında bir merkezimiz vardı, burayı da aynı şekilde harekete geçirdik. Germenicia bölgesindeki kazılarda bizzat bizim hocalarımız ve öğrencilerimiz rol aldı ve o kazı çalışmalarının içerisinde bulundu. Çünkü Arkeoloji Araştırma Merkezi ise bu Kahramanmaraş’ta da Germenicia gerçeği var. Yüzyıllar öncesi bir tarihi şehir kalıntıları ortaya çıkartılması lazım. O projede de Kültür Bakanlığımızla işbirliği içerisinde çalıştık ve buna ilaveten 6-7 merkez daha kurduk. Mesela Uluslararası Lojistik Merkezi. Türkoğlu’nda Lojistik Merkezimiz vardı kapalıydı bildiğiniz üzere biz bununla ilgili uluslararası konferanslar düzenledik ve yine Ticaret Odamızla işbirliği içerisinde Türkoğlu’ndaki Lojistik Merkezinin faal olmasında da bizim gerçekten emeğimiz oldu. Lojistik Merkezimizi kurduk yönetim oluşturduk ve yönetmeliğini yayınladık.

“ESERLERİN, DÖRTLÜKLERİN, ŞİİRLERİN ORTAYA ÇIKMASI LAZIM”

Edebiyat Araştırma Merkezimizi kurduk ben geldiğimden bu yana Kahramanmaraşlıyım ama 9 yıldır buradayım Kahramanmaraş Edebiyat şehri sadece lafını ediyoruz. Fen ve Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bölümüne baktım orada 4-5 tane doktor öğretim üyesi var. Hani Doçent var mı? Bu edebiyat bölümünde, Profesör var mı? Yok. Burada bir Lisans Üstü eğitim var mı? Yok. Ne oluyor Kahramanmaraş Edebiyat şehri Şiirin başkenti arkadaşlar böyle olmaz dedim. Derhal bu noktada şehrin dokusuyla uyumlu edebiyat araştırmalarına gönüllü talip Türkiye’de edebiyat hocaları araştırmasına girdik. Şu anda 5 hocamızı Doçent ve Profesörlerle 11 hocaya çıkardık.

Lisansüstü eğitim bir bölümde bir değerdir. Bizim lisansüstü eğitimimiz Gaziantep’le ortak yürüyordu. Çünkü yeterli hoca yok. Lisansüstü eğitimi Mastır dediğimiz eğitimi müstakil hale getirdik 2 yıl önce. Bundan iki ay önce de baktık hoca sayımız yeterli Edebiyat Bölümü’nde Doktora açabilecek duruma gelmişiz hemen dosyayı hazırlayın dedim. Hazırlandı ve şu anda doktora açacağız diye YÖK’e dosyamızı sunduk. Kahramanmaraş Edebiyat Araştırmaları Merkezini Kurduk. Sadece Ekinözü İlçesinde 60-70 tane ozan var. Sadece Ekinözü’nde bizim en küçük ilçemiz. Bu ozanlarla ilgili bilgilerin eserlerin dörtlüklerin, şiirlerin ortaya çıkması lazım.

“SENE SONUNA KADAR 500’E DÜŞÜRÜRÜZ”

Tıp Fakültesi Hastanemizde 800 dönerden maaş alan vardı, biz bunu 700’e düşürdük. 700 kişi senin benim tedaviler neticesinde ortada havuzdaki paradan bunlara maaş ödüyoruz. Daha önce malumunuz bunlar taşeron işçiydi sonra 4D’li bir anlamda kadroya geçmiş bulunuyorlardı. Tabi tam bir kadro değil 4D yine bir taşeron işçiden geçme bir 4D’li bunların 4B’ye ya da 4A’ya geçmesi halinde bunlar maaşlarını özel bütçeden devletin bütçesinden alabilir. Biz bunun mücadelesini verdik. Türkiye’deki 43 üniversite hastanesinde de aynı. Ortadaki havuzdaki para gideri karşılamıyor. Bunu gizlemeye saklamaya gerek yok. Bunu bile üniversite hastanesinin şu kadar milyon borcu var. Rektör gelince bu borçlar arttı. Burada gizlenecek bir şey yok ki zaten bunun arttığını Maliye Bakanı da biliyor, Cumhurbaşkanımızda biliyor. Devletimiz bunun içinde formüller arıyor acaba Tıp Fakültesi hastanelerinin bu borç yükünü nasıl hafifletebiliriz. 2017’daki Sağlık Uygulama tebliğ (SUT) dediğimiz fiyatlarda ilk defe yüzde 20 oranında bir güncelleme yapıldı ama o da yetmiyor. Bizim bu döner sermayeden maaş alan kişiler devletin genel bütçesine aktarılsın bize kadrolar verilsin bu kadroları bunlara kullanalım. Çünkü orda her ay 699 kişi ortadaki havuzdan maaş alıyor 3,5-4 milyon bunlara aylık para veriliyor. Yıllık 50 milyon hiç olmazsa bunun yarısının maaşını devlet ödesin. Bunun çözümü nedir diye soruyor Maliye Bakanlığı çözümü bir kere Sağlık Uygulama Tebliğinde yüzde 20’lik iyileşme için teşekkür ederiz ama bunun yüzde 100 yüzde 200 iyileşmesi lazım bizim bu döner sermayeden maaş alan arkadaşlarımızın 4B’li ya da 4A’lı olması lazım ve ilanlarımızda da özellikle burada çalışan arkadaşlarımızla Tıp Fakültesinde çalışanların kullanabileceği birazda özel şartlar yazıldı. Tabi özel şartları tutan arkadaşlar bizim üzerimizdeki yükü hafiflemiş olacak. Biz bu 700’ü belki ilk etapta 600’ düşeceğiz. Sene sonuna kadar 500’e düşürürüz.

“ÖNCE ÇEVRE İLLERE SONRA DA TÜRKİYE’YE AÇILMALIYIZ”

Teknokentte üç tane firmamız oldu. Bu bir değerdir. Sanayiyle diyalog içerisinde olduğumuzu gösteriyor. Bir diğer gösterge ÜSKİM diye malum Üniversite Sanayi Kamu İşbirliği Merkezi’mizde analizler yapılıyor, şehrin tüm sanayi kuruluşlarından başta Kipaş olmak üzere hemen hemen bütün analizlerini büyük ölçüde bizde yapılıyor ve biz bunu tabi ki piyasaya daha çok açalım diye iddia var. Ben şöyle bir rakamlara baktım bizim analizlerin yüzde 80’i üniversite içi sınırlarındaydı. Yani hocalar araştırmalarına dönük analizlerdi biz dedik ki bu sanayiye dönük sanayi ve firmalardan gelen analizleri oranını ilk etapta yüzde yüz artırmalıyız dedik ve ÜSKİM’de sanayiye dönük analizleri yüzde 100 artırıldı. Çünkü bu analizler arttıkça bu oranın geliri de artıyor ilk defa bizim dönemimizde çalışan arkadaşlarımıza döner sermayeden pay vermeye başladık ve bu da yine orada çalışan arkadaşlarımızın motivasyonunu artırdı. Bu ÜSKİM’de gerçekten çevre illerde olmayan çok muhteşem cihazlar var milyonluk cihazlar var. Önce çevre illere sonra da Türkiye’ye açılmalıyız. Çevre illerdeki sanayici de bizde böyle bir ÜSKİM olduğunu böyle bir Teknokent olduğunu bilmesi lazım. Bu yönde de arkadaşlar çalışıyor.”

(Haber: Ege Özdemir - Abdulsamet İspir)

Editör: Mahmut Beyaz