31 Aralık 2019’da başlayan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm dünyada dördüncü, ülkemizde ise ikinci ayını doldurdu. Dünyadaki vaka sayısı 4 milyona, vefat sayısı ise 300 bine yaklaştı. Bu da her 100 vakada 7 vefat yaşandığı anlamına geliyor. Türkiye’deki durum ise birçok Avrupa ülkesi ve ABD’ye göre çok daha iyi. Ülkemizdeki durum umut vadediyor ve örnek teşkil ediyor. Şu ana kadar ölüm sayısı 4 bine yaklaştı. 100 bin nüfus başına ölüm oranımız 4,43. Günlük vaka artış sayıları birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de tepe noktasını gördü ve inişe geçti. Bu sebeple ülkeler artık normale dönmenin yollarını arıyor ve kısıtlayıcı tedbirlerin gevşetilmesi için yol haritaları geliştiriyor. Toplum ise maske kullanmadan rahatça dışarı çıkabileceği, ihtiyaçlarını giderebileceği, sevdikleriyle buluşabileceği zamanların özlemini çekiyor, bir an önce eski günlere dönebilmek için sabırsızlanıyor. Bu noktada ise umut verici açıklamalar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan gelmişti ve açıklamalarla ilgili ilk normalleşme adımları atıldı. Bu noktada Türkiye’nin yeni tip koronavirüsle mücadelesini ve normalleşme adımlarını değerlendiren TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç değerlendirdi. Rehavete kapılmaması uyarısında bulunan Güvenç, “Çok zor bir süreç yönetiyoruz, dünya zor bir süreç yaşıyor ve hamdolsun dirayetli bir yönetimle, iyi bir takiple bu işi dünyada en iyi götüren ülkelerden birisiyiz. Şuan da Bilim Kurulu’nun kararları ve Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla normalleşme adına bazı adımlar attık. Ama bu demek değildir ki biz bu hastalığı yendik, hayatımızdan çıkardık, ülkemizde bitirdik. Rehavete kapılmadan dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.

Celalettin Güvenç’in açıklamaların bütün detayları satır başlıklarıyla şu şekilde;

YENİ DÖNEMDE KURALLARA DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR”

Çok zor bir süreç yönetiyoruz, dünya zor bir süreç yaşıyor ve hamdolsun dirayetli bir yönetimle, iyi bir takiple bu işi dünyada en iyi götüren ülkelerden birisiyiz. Şuan da Bilim Kurulu’nun kararları ve Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla normalleşme adına bazı adımlar attık. Ama bu demek değildir ki biz bu hastalığı yendik, hayatımızdan çıkardık, ülkemizde bitirdik. Yeni dönemde kurallara, tedbirlere azami dikkat etmemiz gerekiyor, sosyal mesafeyi korumalı, maskelerimizi iş yerlerimizde ve sokaklarda takmayı ihmal etmememiz gerekiyor.

SÜRECİN İYİ YÖNETİLMESİ AYRI BİR GURUR VERİYOR”

Bu zor süreci çok iyi yöneten Cumhurbaşkanımıza, Sağlık Bakanımıza ve bütün beyaz önlüklü sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Ülkemizde ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan bu yana ki aslında ondan çok önce başladı. Ocak ayında ilk Bilim Kurulu kuruldu, Sağlık Bakanlığı tedbirleri almaya başladı. O günden bu güne kadar hekimlerimiz de uyumadan, mesai kavramı tanımadan, evlerine gitmeden büyük bir fedakarlıkla bu süreci en iyi şekilde yöneten ülkelerden biri konumuna geldik. Bu zor şartlar altında kaygılıyız, üzüntülüyüz, ekonomiye büyük etkileri var ama geçtiğimiz gün 47 can kaybımız daha vardı. Bu şartlarda bile ülkemizin, devletimizin böyle bir mücadeleyi yürütecek kapasitede olması, böyle örnek bir mücadele yürütmesi insan olarak, vatandaş olarak bizlere gurur veriyor. Vatandaşlarımız bu sürecin geçirdiği sıkıntı içerisinde evden çıkamıyor, hareket yok, yürüyüşe gidemiyor, spor yapamıyor, çalışamayan hemşerilerim, kardeşlerim var. Ama bu gururu da hissediyoruz, bunu hisseden sadece ben değilim Sürecin iyi yönetilmesi, devletimizin böyle bir imkana kavuşmuş olması ayrı bir gurur veriyor. Kimisi bunu çok belli ediyor, kimisi daha az belli ediyor. Bunun için de şükrediyorum.

65 BİN VATANDAŞIMIZI GETİRDİK, 57 ÜLKEYE YARDIM YAPTIK”

65 binden fazla vatandaşımızı bu zor günlerde yurt dışından getirmişiz operasyonlarla. Eskiden böyle tablolar gördüğümüzde imrenirdik, bizim böyle imkanlarımız yok diye ki bizimki şöyle farklı, onlar yapsa da sigorta ya da şahıstan alıyorlar, bizde dar gelirliye, fakire, garibe, gurabaya ücretsiz ambulans ya da helikopter ambulans hizmeti veren tek ülkeyiz. Toplamda da 65 bin vatandaşımızı dünyanın değişik ülkelerinden topladık getirdik. Dahası başka bir şey yaptık, toplam 57 ülkeye ya sağlık malzemesi ya da maske ihracatı yaptık. Bu da inanılmaz bir şey. Tarihte sürekli para istediğimiz, sürekli onayını almaya çalıştığımız ABD’ye yardım uçağımız havalandı. Onlar da teşekkür etmek durumunda kaldılar. Bu işte solunum cihazı çok önemli, Türk bilim adamları, ayrıca Cumhurbaşkanımızın damadı Selçuk Bayraktar’ı da burada anmak lazım, marifet iltifata tabiidir. Solunum cihazı yaptılar, Türk malı üretmeyi başardılar ve ilk partiyi de ihraç ettiler. Biz neden diğer ülkelere göre daha fazla olumlu sonuçlar alındı, çünkü solunum cihazlarımız yeterli. Yoğun bakım yatak kapasitemiz eskiye göre çok iyi. Niye daha başarılı oluyoruz, çünkü bizim doktorlarımız, hemşirelerimiz daha insancıl, hastalara bu süreçte çok daha ilgili davrandılar.

BATI KENDİ MEDENİYET VE İNSANLIK ANLAYIŞINI GÖZDEN GEÇİRMELİ”

Sonuçta birincisi devlet imkan ve kapasitemizin artırılmış olması önemli, ikincisi bizim bir medeniyet anlayışımız var. Nedir? Sevgi, saygı, şefkat, merhamet üzerine kuruluyuz. Maalesef bu salgın batıda bu duyguları kaybetmelerinin ağır bedellerini gösterdi. Batıda yaşlıların olduğu huzurevlerine solunum cihazları götürülmemiş, ilgilenilmemiş, adeta ölüme terk edilmiş insanlar ama benim ülkemde doktorumuzun, hemşiremizin, insanımızın içi titriyor. Bu hastalıktan çıkardığım bir sonuç da bu. Bu duyguları kaybetmeyelim, bunlar güzel duygular, insan olmanın gereği. Batı sonuçta tanrıyı öldürmedi ama insanlığı öldürdü. Sevgiyi, merhameti öldürdüler ve bedellerini de çok ağır ödüyorlar. Rakamlar burada. Hamdolsun biz 3-4 bin civarındayız ama İtalya’da, İspanya’da ölen sayısı 30 binden fazla. Birincisi dolayısıyla batı kendi medeniyet ve insanlık anlayışını gözden geçirmeli.

BİR TAKIM ŞİDDET ÖZENTİLERİ, DARBE ÖZENTİLERİ...”

Bizler de hala kaybetmediğimiz duygular için çalışalım, bunları geliştirelim. Bunu yıkmaya çalışmayalım. Şunu kastediyorum hala bir takım şiddet özentileri, darbe özentileri çok sert açıklamalar yapıyor. Ya bırakın birbirimizi sevelim. Böyle güzel bir ülkemiz var, hepimiz insanız, başka gidecek bir yerimiz yok, birbirimize sahip çıkalım, birbirimizi anlayışla karşılayalım. Güzellikleri kaybetmeyelim. Batı kaybetmiş önümüzde örnek. Bu duyguları kaybedenlerin hali ortada, para da işlerine yaramıyor, teknoloji de işlerine yaramıyor maalesef. Bunlardan ibret alalım diyorum.

SOSYAL MESAFEYİ KORUYACAĞIZ”

Bugün normalleşme takviminin ilk günü. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bu yeni dönem, eski bildiğimiz normalleşme değil, yeni dönemin normalleşmesi. Bunu kabul edip AVM’ye mi gittik, mümkün mertebe en az sürede işimizi göreceğiz. Sosyal mesafeyi koruyacağız, maskemiz mutlaka olacak. Mutlaka ellerimizi sık sık temizleyeceğiz ve ağzımıza vurmayacağız. Bunun bulaşma şekillerini öğrendik artık. Ya temasla alıyoruz ya da karşıdakine yakın durarak damlacık yoluyla kendimize alıyoruz. Bu iki hususa devam edeceğiz, mesafe, maske ve hijyen çok önemli. Bu dönemde okumaya da vaktimiz oldu, fırsat bulursak yürüdük.

ABD’DE İLK KARANTİNA EMRİNİ PEYGAMBER EFENDİMİZİN VERDİĞİ ANLATILIYOR”

ABD dergi ve televizyonları söylediler. Bizim Peygamberimiz 1400 sene önce gelmiş yer yüzüne, onun hadisleriyle ilgili çok eleştiriler var. Gerek karşı mahalleden gerekse bizim modernistlerin hadislerle başları belada ama ABD televizyonlarından onun bir hadisi dünyaya damga vurdu. ABD televizyonlarında, ‘Biliyor musunuz, ilk karantina emrini yer yüzünde kim verdi’ diye soruyor, İslam Peygamberi Muhammet verdi diye cevaplıyor. Cüzzamlıyla aynı vadiye girme diyor, girersen birkaç mızrak o zamanın tabiriyle uzak dur. Ama esas şu, hastalıklı insanın yüzüne bakma, mucize burada diyor. Neden, çünkü nefesle geliyor. Birbirinizin yüzüne bakmıyorsanız riski minimize ediyorsunuz, ağzınızı kapatırsanız da minimize ediyorsunuz. Bunu bizim Peygamberimiz söylüyor ve ABD’liler bunu paylaşıyor. İnsan bunları duyunca keyif alıyor.

YENİ NORMALLEŞME DÖNEMİNDE TEMİZLİĞE DİKKAT EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanımızın ifadelerini önemsedim, kendisi ‘4 tane ana hedefimiz var’ diyor. Birincisi, fiziki mesafenin önemi, iki sağlık sisteminin ayakta kalması yani hastanelerimizi lüzumsuz meşgul etmeyeceğiz, Allah korusun bazı ülkelerde gördük, sokaklarda insanlar öldü. Şu aşamada Türkiye bu aşamaların hiçbirini yaşamadı, vicdanı rahatsız edecek hiçbir görüntü olmadı. Bakın muhalefet o kadar eleştiriyor, ellerinde malzeme olsa bunu köpürtürlerdi. Üçüncüsü temel ihtiyaç maddeleriyle ilgili üretim ve tedarik zincirlerinin aksamaması çok önemli. Bu konuda da iyi gidiyoruz. Üretim yapacak, tarlaya gidecek insanlarımıza, hayvancılıkla uğraşanlara gerekli izinleri veriliyor ki bu zincirin ayakta kalması lazım. Şuana kadar da şükrederek söylüyorum, hiç kimse markette aradığını bulamadı gibi şeyler görmedik. Cumartesi ve Pazar dahil ekmek servisleri yapıldı bu ülkede. Dördüncüsü de kamu düzenin korunması. Kamu düzeni çok önemli, ipin ucu kaçarsa, herkes kendine göre hareket ederse, kurallara uymazsa olmaz. Vatandaşlarımızdan rica ediyorum, lütfen dikkat etsinler. Cumhurbaşkanımızın, Valilerimizin açıklamalarına harfiyen uyalım, sistemi ayakta tutalım.

REHAVETE KAPILMADAN DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR”

Normalleşme adına 13 Mayıs’ta 0-14 yaş grubuyla ilgili 11 ile 15 saatleri arasında dışarı çıkabilecek anne ve babalarıyla. Cuma günü ise bu sefer 15-20 yaş arası yine aynı saatlerde dışarıya çıkacak. Burada da yine anne ve babalardan istirham ediyorum, benim evimin önünde park var, çocuklar oradaki eşyalarla oynuyor, onları takip etmek lazım ve dışarda oynayıp geldikten sonra hijyene dikkat edilmeli. Hepimizin rehavete kapılmadan dikkat etmemiz gerekiyor. Bu zamana kadar iyi geldik, bundan sonra da iyi gider diye umut ediyorum. Bu kadar ekonomik saldırıya uğruyoruz, dünyada bu kadar ekonomik krizler var, bizden ekonomisi 3-5 kat güçlü olan ülkeler ne durumda ama gerek Kısa Çalışma Ödeneği ile, gerek dar gelirli gruplara ulaştırdığımız yardımlarla süreci nasıl güçlü götürdüğümüzü görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın paylaştığı rakamlarla belirteyim, 4 milyon 400 bin insanımıza 1000’er TL nakdi yardım ulaştırıldı, ortalama bir evi 4 kişiden hesaplasanız 17-18 milyon vatandaşa hitap eden yardıma tekabül ediyor. Bunların dışında valilerimizin, belediye başkanlarımızın koordinesinde, STK’larla yardımlar dağıtıldı.

İŞ DÜNYAMIZ CİDDİ BİR SINAV VERDİ”

İş dünyamız mümkün mertebe adam çıkarmadı. Şu süreçte çok ciddi sınav verdi iş adamlarımız da. Mümkün mertebe gıda yardımında bulundular. Örneğin ben kendi ilimden örnek vereyim. Oto terminalinden bir vatandaşımız aradı, ‘biz yevmiyeli çalışıyoruz, eve gidersek nasıl geçineceğiz’ dedi. Esnaf ve Sanatkar Odası başkanımızı aradım, hepimizin elini taşın altına koyması lazım, tespit edin yevmiyeli çalışanları, kaç kişiyse ben de destek vereyim dedik. Hepsini tespit etti, bana da bir şey bırakmadı. Sen siyasetçi olarak hatırlattın, gerisi bizim işimiz dedi. Ramazan ayını rahat geçirmeleri adına gıda paketlerini gönderdi. Bu bir medeniyet farkı.

6 BİNDEN FAZLA HANEYE GİRDİK”

Küçük ilçelerimizi arıyorum, İlçe Başkanlarımızla, Belediye Başkanlarımızla konuşuyorum. Örneğin dar gelirlilerin çok olduğunu Çağlayancerit ilçemiz benim hakikaten çok sevdiğim dar gelirli bir ilçemiz. Yani aşağı yukarı her haneye girmişiz. Allah’a hamdolsun. Göz yaşartıcı bir şey. Başkan ile konuşuyorum şöyle yani işte 6 bin paket gibi yardım yapıldı diyor. Belediyesiyle, Valiliği ile Büyükşehir ile vesaire bir şekilde. Onun dışında da 24 saat telefonlarımız açık, 24 saat insanlara ulaşmaya çalışıyoruz, arayanlara. Analar arıyor mesela beni evden çıkamıyoruz kocam hasta ilaç diyor. Tek tek ilgili vakıflara, ilgili belediyelere iletiyoruz. Şunu söylemeye çalışıyorum; hamdolsun bu ağır bir olay yaşıyoruz, dünya çok ağır bir sınav veriyor. Ağır sınavı bir takım şom ağızlılar çok agresif muhalefete rağmen iyi götürüyoruz.

TÜRKİYE BAŞKANLIK SİSTEMİNİNDE GÜNÜNÜ GÖRÜYOR”

Tabi burada bir şeyinde altını çizmek lazım, vurgulamak lazım oda ne biliyor musunuz? Türkiye başkanlık sistemininde gününü görüyor aslında biliyor musunuz. Cumhurbaşkanlığı sisteminin de gününü görüyor. Biz meclisten yürütmeye yetki veren yasaları maskelerle gidip çıkarttık. Sabahlara kadar çalıştık, muhalefetin çok olağanüstü direnmesine rağmen çıkarttık Allah’a hamt olsun. Yetkiyi verdik ama Cumhurbaşkanının liderliğinde o kadar çabuk, o kadar rahat pratik kararlar alınıyor ki yani yok şuna soraydım, buna soraydım parlementer sistemin ben bürokratıyım. O dönemde kararlar nasıl alınır, karar mekanizmalarına kimler karışır, bir karar verebilmek için kaç tane berhaneden geçmen lazım, neler yapman lazım. Eğer emin ol o eski düzen gibi bu kadar pratik, rahat aniden karar verip uygulamaya geçemezsen bu sonuçlar alınmaz. 24 saat Cumhurbaşkanıyla Sağlık Bakanı temas halinde, 24 saat Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu, Bakan Yardımcıları, ilgili genel müdürler ayakta, uyumadan. İllerde Sağlık Müdürlerimiz neler yapıyor ben biliyorum, hastanedeki görevlilerimiz hepsi bir topyekün kaynaşmış vaziyette pratik kararlar alıp süreçleri hızlandırıyorum. Bunlar önemli diye düşünüyorum. Bunlar yeni sistemin faydaları olarak yansıyor diyelim. İnşallah Cumhurbaşkanımız bayramı iki bayram yaparız duasında bulundu. Şuna dikkat etsinler bugün ayın 11’i yani şurada 15 gün felan kaldı. İnsanlarımız AVM’lerde sokakta, caddede, biraz daha dikkat ederse biraz daha sosyal mesafeye dikkat ederlerse biz çok iyi götürdüğümüz bu süreci İnşallah dünyaya örnek olacak şekilde tamamlarız.”

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz