Yüksek Eğitim Kurulu (YÖK) uzaktan eğitim uygulamaları konusunda öğrenciler ve akademisyenler ile bir anket yaptı. Öğrenci ve akademisyenlerle yapılan bu anketi geri bildirim niteliğinde olduğunda ve gelecekte eğitimin ne yönde talep edildiğini anlamak bakımında önemsiyorum. Emeği geçenleri tebrik ederim.

 Bu ankete göre 2020-2021 eğitim öğretim yılının bahar döneminde ve pandemi sonrasında öğrenci ve akademisyenler eğitimin hangi yöntemle olmasını istemektedir?

Pandemide

Bu yıl (2020-2021 eğitim öğretim yılı) ikinci dönemdeki eğitim süreci ile ilgili ankete katılan öğretim elemanlarının yüzde 61’i bahar döneminin tamamen online olmasını, yüzde 26’sı karma (online ve yüz yüze birlikte) olmasını, yüzde 13’ü ise Bahar döneminin tamamen yüz yüze olması gerektiğini söylemiştir.

Ya öğrenciler!

Ankete katılan öğrencilerin yüzde 27’si eğitim sürecinin “Tamamen sınıf içinde yüz yüze” olmasını isterken, yüzde 47’si tamamen online olmasını, yüzde 26’sı ise bahar yarıyılının karma olmasını istemiştir.

Anlayacağınız ilgililer bu dönem uzaktan eğitim yönünde tercihlerini bildirmişler.

Ya pandemi sonrası!

Geri dönülmez yol

Pandemi sonrasındaki (uygulama dersleri hariç) eğitim süreci ile ilgili öğretim elemanlarının görüşü yüzde 44’ü tamamen sınıf içinde (yüz yüze) eğitim olmalı cevabını vermişken, yüzde 56’sı derslerin online veya online destekli (karma) olmasını tercih etmiştir. Bu grubun % 7’i tamamen online ve %49’u karma olmalı demiş

Ankete katılan öğrencilerin yüzde 46’sı eğitim sürecinin tamamen sınıf içinde yüz yüze olmasını isterken, yüzde 29’u tamamen online olmasını, yüzde 25’i ise pandemi sonrasındaki eğitimin karma olmasını istemiştir.

Bu sonuçlar uzaktan ve yüz yüze eğitimin şimdiden yarı yarıya (%54-56 online) talep edildiğini göstermektedir. Bu köşede gelecekte eğitimin hibrit (karma) olacağını defalarca yazdım.

Ankette sizler ile paylaşmak istediğim diğer bazı sonuçlar ise şunlar:

Donanım ve erişim

Ankete katılan öğrencilerin yüzde 83’ü “Bilgisayar, tablet ya da cep telefonu gibi elektronik cihazlarım var” şıkkını işaretlerken, “Kullanabileceğim herhangi bir elektronik cihazım yok” şıkkını işaretleyenlerin oranı ise ancak yüzde 5’te kalmıştır.

Ankete katılan öğretim elemanlarının yüzde 97’si “Bilgisayar, tablet ya da cep telefonu gibi elektronik cihazlarım var” şıkkını işaretlerken, “Kendime ait bir cihazım yok, fakat kullanabildiğim elektronik cihazlar var” şıkkını işaretleyenlerin oranı ise yüzde 3’tür.

Ankete katılan öğrencilerin yüzde 97’si İnternete erişebildiğini ifade etmiştir. Öğrencilerin yüzde 3’ü internet erişimi sağlayamadıklarını belirtmiştir.

Bu sonuçlar bu köşede defalarca yazdığım azda olsa donanım sorunun (%10) vardı görüşünü teyit etmektedir.

Uzaktan eğitimin başarısı

Derslerin online yapılıyor olmasının öğrenmeye etkisinin, yüzde 25 oranında olumlu olduğu görülmektedir. Genel olarak öğrenmelerimi olumsuz etkiledi %52; genel olarak öğrenmelerimi olumlu yönde etkiledi %25 ve fark eden pek bir şey olmadı diye %23’dür.

Öğretim elemanlarının yüzde 43’ü öğrencilerin hem derse katılımlarının hem de başarı durumlarının azaldığını belirtmiştir.

Bu durum uzaktan eğitimde gözden geçirilmesi gereken zayıf noktası olarak karşımıza çıkmaktadır. Neden böyle bir sonuç olduğunu geçen haftaki yazımda belirtmiştim. Hatırlatmakta fayda var:

ABD’de yapılan araştırmalarda online derslerde başarı oranının daha düşük olduğu belirlenmiş. Pandemi döneminde gerçekleştirdiğimiz uzaktan derslerde derse katılmayan öğrencilerde ders kazanımları ciddi oranda azalıyor. Kanaatimce uzaktan eğitimde daha fazla özdenetim, disiplin, motivasyon ve kararlılık gibi özellikler gerektiriyor. Uzaktan eğitimde en önemli sorun öğrencilerin motivasyonlarının nasıl yüksek tutulacağıdır.”

Anketi daha ayrıntılı incelemek isterseniz YÖK’ün sitesini ziyaret edebilirsiniz (https://www.yok.gov.tr/).

Son söz: Biriken su kendine bir yol bulur.