Osmanlı döneminden günümüze kadar süt ve süt ürünleri ile tahıl ürünlerinin saklama kabı olarak kullanılan külekler, artık işlevini yitirdi. Ahşaptan yapılan, hiçbir katkı maddesi ve kimyasal kullanılmayan külekler, geçmiş dönemlerde "buzdolabı" yerine geçiyordu. Elektriğin olmadığı dönemlerde vatandaşların saklama kabı ya da koruma dolabı olarak kullandığı küleklerin ustaları külekçiler de günümüzde pek çok meslekte olduğu gibi çırak sorunu yaşıyor. Külekçilik, çırak yetişmemesinin yanı sıra gelişen teknolojiye dayanamayarak unutulma tehlikesiyle karşı karşıya kalan meslekler arasında yer alıyor.

TARİHE KARIŞMAK ÜZERE”
Kahramanmaraş’ın Tarihi Kapalı Çarşısı’nda Sefer Sevkuş, meslekte son ustalardan biri olduğunu belirterek, külekçiliğin artık tarihe karışmak üzere olduğunu söyledi. Külekin geçmişte saklama kabı olarak kullanıldığını, yoğurt, ayran ve tahıl ürünlerinin saklanabileceği, serin tutma özelliği bakımından metal bir kaba göre daha avantajlı olan ahşap kaplar olduğunu anımsatan Sevkuş, küleklerin geçmişte şimdiki buzdolabı niyetine kullanıldığını, hem yiyeceklerin bozulmasını engellediğini hem de gıda ürünlerine lezzet kattığını belirtti. Yiyeceklerini saklayacakları kapların sağlıklı olmasına dikkat eden, hassasiyet gösteren kimi vatandaşların halen buzdolabı niyetine külek aldığını anlatan Sevkuş, şöyle konuştu: "Külekin büyüklerine tahıl, pirinç, bulgur gibi bakliyatlar da konur. Saklama kabı olarak dört mevsim özelliğini korur. Külekçilik mesleği sona gelmiştir. Bitecek bugün veya yarın. Son temsilcisi olarak bu işi sürdürmeye çalışıyoruz. Talebin az olması, endüstrileşmemiş el sanatıdır. Bundan sonra külekçilik diye meslek tarihe karışacak, yok olacak, unutulacak bir meslektir. Benden sonra burada kim sürdürür, ne yapar bilemem."

AYAKTA KALMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL”
Bu şartlar altında ayakta kalmalarının mümkün olmadığını dile getiren Sevkuş, “Okulların 12 yıla çıkmasıyla çırak kesildi. 18 yaşında bir adamı çırak getirsen ne öğreteceksin? Hiç bir şey öğrenemez, öğrense bile masrafını kaldıramazsın. Bu sanatın bitmemesi için belediyenin veya Kültür ve Turizm Müdürlüğünün desteğiyle koruma altına alınması lazım yoksa yok olup gitmeye mahkûmdur. Bu işi bırakırım yine de gitmem, gitmek istemiyorum. Burada destek olmadıktan sonra ayakta kalmamız da mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz