Türk milletinin istikbal sürecinde dimdik ayağa kalkarak düzenli bir birliği olmamasına rağmen kendini kurtarmayı başaran Kahramanmaraş, 99 yıl önce 12 Şubat’ta adeta Türk’ün gücünü dünyaya haykırdı. Maraşlı için “12 Şubat Ruhu”, var olabilmenin ilk ve son günüdür. Bütün benliğiyle, tâ iliklerine kadar o ruhu taşıyan Maraşlı, “12 Şubat günü” dimdik, tek bir yürek olarak; vatan için, namus için, bayrak için işgalci-emperyalist güçlere karşı koydu. 20. yüzyılın başlarında Anadolu üzerinde dolanan kara bulutlar, bu bölgeleri de etkilemiş 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanması ile 22 Şubat 1919’da İngiliz işgali altına girmişlerse de bir süre sonra İngilizler, Anadolu'nun güney kesiminden çekilmiştir. 30 Ekim 1919'da Fransız birlikleri Maraş’a girmişler ki işte bu noktada işgalci Fransız birliklerine ve onlarla işbirliği yapan Ermenilere karşı halkın silahlı direnişini örgütlemek için 29 Kasım 1919'da Maraş Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur.

KENDİNİ KURTARAN İLK ŞEHİR!

Ekim 1919’da Fransızların Kahramanmaraş ve çevresinde egemenlik kurma emelleri doğrultusunda kentte 5 ay kadar sürmüş olan milli direniş hareketleri, Kurtuluş Savaşı mücadelesi görülmüştür. Bu dönemde Sütçü İmam’ın Uzunoluk Hamamı’ndan çıkan kadınlara sarkıntılık yapan Fransız askerlerine karşı attığı ilk kurşun; kalesinden bayrağının dalgalanmadığını gören imam Rıdvan Hoca’nın 28 Kasım 1919 günü Ulu Camide “Türk bayrağı dalgalanmadıkça burada namaz kılmanın doğru olmadığı hitabı ile” kıldırmadığı Cuma Namazı ve namazı bırakıp kaleye koşan kahraman halk, 21 Ocak 1920'de başlayan yerel direniş sonucu Fransızları çekilmek zorunda bırakmış ve 12 Şubat 1920'de İstiklalini kazanarak kendini kurtaran ilk şehir olmuştur.

İSTİKLAL MADALYASI İLE ONURE EDİLEN ŞEHİR

Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunda önemli bir yere sahip olan Kahramanmaraş, bu destansı dönemi adeta tarihine, karakterine ışık tutan olaylar ile doludur. Milli ruhun, milli direnişin bir simgesi olan Maraş’ın bu iradesi, bu gücü karşılıksız bırakılmamış 5 Nisan 1925 tarihinde TBMM tarafından ‘’Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası’’ ile onure edilmiştir. Yine bu başarılarından dolayı 7 Şubat 1973 tarihinde ‘’KAHRAMANLIK‘’ ünvanı ile şereflendirilmiş olan şehrimizin ismi bu tarih itibari ‘’KAHRAMANMARAŞ’’ olarak değiştirilmiştir. Maraşlı ‘’MARAŞ BİZE MEZAR OLMADAN DÜŞMANA GÜLİZAR OLMAZ’’ diyerek çıktıkları bağımsızlık yürüyüşleri ile ülke kurtuluş mücadelesinin bir bölümünü de burada vermiştir.

İLK KEZ BİR İSTİKLAL MADALYASI KENTE VERİLDİ!

Maraş’ın Kurtuluş Savaşı’nda şehir halkı ile birlikte topyekûn direniş göstermesi ve çevre vilayetlerinin de yardımına koşması büyük takdir toplar ve Kurtuluş Savaşı sonrasında Maraş’a bir yazı gönderilerek Milli Mücadeleye katılanların listesi istenir. Şehrin ileri gelen yöneticileri toplanır, bir durum tespiti yapar. Sonunda Ankara’ya ‘Maraş’ta Milli Mücadeleye katılmayan tek fert bile yoktur’ cevabı verilir. Bunun üzerine 5 Nisan 1925 yılında toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, İstiklal Madalyası’nın Maraş’ta fertlere değil, şehir halkına verilmesini kararlaştırır. Maraş’a bir adet Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirilir. Maraş şehri yine Milli Mücadeledeki fedakarlığından ötürü TBBM tarafından 7 Şubat 1973 tarihinde de ‘Kahramanlık’ payesiyle de ödüllendirilir. Kahramanmaraşlı 1925 yılından bu yana her yıl Kurtuluş Günü olan 12 Şubat Bayramı’nda İstiklal Madalyasını Şanlı Bayrağına törenle takarak, geçmişini yad eder.

KAHRAMANMARAŞ’A KAHRAMANLIK ÜNVANI VERİLMESİ

Maraş’ın bilinen tarihi Anadolu’da ilk siyasi birliği kuran Hititlere kadar dayanır. Daha sonra Maraş, Romalılar ve Bizanslılar tarafından işgal edilmiştir. Hz. Ömer zamanında Müslümanlar tarafından fethedilen şehirde uzun yıllar Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Memlüklüler hüküm sürmüştür. Yavuz Sultan Selim, Maraş’ı 1514 çaldıran savaşından sonra Osmanlı Devleti topraklarına katarak, burada merkezi Maraş olmak üzere Malatya, Antep, Karsulkadiriye ve Sumaysat sancaklarının bağlandığı Dulkadiriye eyaletini kurmuştur. Şehir 1866 yılında da sancak olarak Halep Valiliği’ne bağlanmıştır. Maraş, Mondros Mütarekesi’nden sonra 22 Şubat 1919’da İngilizlerin, Suriye İtilafnamesi gereği 29 Ekim 1919’da da Fransızların işgaline uğramıştır. Maraş halkı, 21 Ocak 1920’de başlayan ve 11 Şubat 1920’ye kadar 22 gün süren kurtuluş mücadelesi sonunda, kendi şehrini kurtarma şerefine erişmiştir. Türk namusuna uzanan elleri kıran Sütçü İmam ve arkadaşları, bu Kurtuluş Savaşı’nın önderi olmuştur. Türk kurtuluş mücadelesinin önderi olan Maraş, bu önder hareket nedeniyle 5 Nisan 1925 tarihinde dünyada ilk olarak kırmızı şeritli istiklal madalyası ile taltif edilmiş şehir olmuş ve yine 7 Şubat 1973 günü 1657 sayılı kanunla kahramanlık payesi verilerek ismi Kahramanmaraş olarak değiştirilmiştir.

“MARAŞLI’NIN PAROLASI ‘YA BAĞIMSIZLIK, YA ÖLÜM’DÜR”

Şair Adile Kandeğer, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesinde yer alan ‘Kanraman Maraşlı’ yazısında, Kahramanmaraş halkını milliyetine, dinine ve toprağına bağlı olduğunu belirterek, şu şekilde anlatır, “Çalışkan ve sabırlı olup, sade bir hayat yaşarlar. Hiçbir zaman milli ve dini inançlarından fedakârlık yapmamışlardır. Bağımsızlığının sembolü bayrağıdır. Bayrağını ve toprağını canı pahasına da olsa korumaktan çekinmez. Yabancı bayrağının altında yasamaktansa ölümü tercih eder. Parola ‘Ya Bağımsızlık, Ya Ölüm’dür. 1515 yılından beri Osmanlı imparatorluğunun bütün cephelerinde çarpışmış, hatta göç ederek zamanın serhat şehirlerine yerleşerek kale muhafızlığı görevi yapmıştır. Bu gün, Kıbrıs'ta, Bulgaristan'ın Harmanlı, Yunanistan'ın Dimetoka bölgesinde ve Balkanların birçok yerinde Maraş isimli yerlere rastlamak mümkündür. Kurtuluş Savaşında kendi şehirlerini kurtardıktan sonra, Antep, İslâhiye, Bahçe, Haruniye, Osmaniye ve hatta Kozan'ın yardımına koşmuşlar, buralarda şehitler vermiş ve gazi olmuşlardır. Antep'e gidecek birliklerin donatımına, bir taraftan erkekler artırmaya konulan bir teşbihe büyük para verirken, kadınlar; bileziklerini, küpelerini, gerdanlıklarını çıkararak içten gelen samimi bir duygu ile seve seve vermişlerdir. Bu savaşta Kahramanmaraşlılar, Türk ve dünya askeri tarihine gayri nizami savaşın en güzel örneğini yazdırmışlardır.”

(Derleyen: Ahmet Güneçıkan

Editör: Mahmut Beyaz