AK Parti Kahramanmaraş Kadın Kolları 5’nci Olağan İl Kongresi gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen kongrede Ayşe Cesur, AK Parti Kahramanmaraş İl Kadın Kolları Başkanlığı görevini Ayşe Kılıç’tan devraldı. Tüm Türkiye’de büyük bir yenilenme içerisine giren AK Parti’de kongre süreçleri hız kesmeden devam ediyor. Kahramanmaraş’ta ilçe başkanlıklarının kongrelerinin tamamlanmasının ardından şimdi ise partinin Kadın ve Gençlik Kolları’nın kongreleri yapılıyor. Bu kapsamda AK Parti Kahramanmaraş Kadın Kolları 5. Olağan İl Kongresi, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcı İffet Polat ile AK Parti Kahramanmaraş Milletvekillerinin katılımıyla yapıldı. 5. Olağan İl Kadın Kolları Kongresi’ne, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcı İffet Polat, 65. Dönem Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, TBMM İçişleri Komisyon Başkanı Celalettin Güvenç, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Nursel Reyhanlıoğlu, Mehmet Uğur Dilipak, İmran Kılıç ve Mehmet İlker Çitil, AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ahmet Özdemir, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, ilçe belediye başkanları ve AK Parti ilçe başkanlarının yanı sıra çok sayıda partili katıldı. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen kongre, divan başkanlığının teşekkülünün ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile devam etti. Faaliyet ve denetim raporlarının okunmasının ardından ise konuşmalara geçildi.

“KUTLU YÜRÜYÜŞTE SORUMLULUĞUMU YERİNE GETİRECEĞİM”

Kongrenin açılış konuşmasını AK Parti Kahramanmaraş İl Kadın Kolları’nın yeni Başkanı Ayşe Cesur yaptı. Eski başkan Ayşe Kılıç’a çalışmalarından dolayı teşekkür eden Cesur, sorumluluk bilinciyle aldığı görevi en iyi şekilde yerine getireceğini söyledi. Cesur, “Öncelikle Afrin’de ulusal güvenliğimiz için yapılan Zeytin Dalı Harekatı’nın bölgeye huzur ve barış getirmesini diliyorum. Bu uğurda can veren şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun. 16 Aralık 2017 tarihinden başlamak suretiyle her hafta hafta sonları iki kongre yapmakla bu gün il kongremizi yapmış bulunuyoruz. Bu kutlu yürüyüşte bayrağı devralmanın onur ve gururunu yaşıyorum. Emaneti devraldığım Ayşe Kılıç kardeşime, partimiz adına bu güne kadar yapmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Bu dava bilincine üniversite yıllarında ermemle birlikte teşkilatlara dâhil olmam 2015 yılı Ocak ayında Ayşe Kılıç başkanlığındaki yönetim kurulu görevine denk gelir. Geçen bu süreçte sizlerle birlikte iki seçim, bir halk oylaması, bir darbe süreci yaşadık. Ben biliyorum ki bu süreçleri omuz omuza vererek hep birlikte atlattık. Kasım ayı içeresinde genel merkezimizin görevlendirmesiyle İl Kadın Kolları Başkanlığı görevi tarafıma tevdi edildi. İnşallah verilen sorumluluğu, yönetim kurulumla birlikte en iyi şekilde yerine getirmenin heyecanı içerisinde olacağım” dedi.

Ayşe Cesur’un konuşmasının ardından AK Parti Kahramanmaraş İl Kadın Kolları eski Başkanı Ayşe Kılıç ile Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’da bir selamla konuşması yaptı.

“KADIN KOLLARIMIZIN HER BİRİ BİRBİRİNDEN BAŞARILI”

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’un konuşmasının ardından kürsüye gelen AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ahmet Özdemir, kürsüye gururla çıktığını söyledi. AK Parti Kahramanmaraş Kadın Kolları’nın her bir üyesinin birbirinden başarılı olduğunu belirten Özdemir, “Buraya çok gururla çıktım çünkü çok başarılı bir Kadın Kolları teşkilatının il başkanıyım. Bugüne kadar da çok başarılı hizmet etmiş bir kadın kolları başkanımızdan bayrağı devralan başka bir kardeşimiz var. AK Parti Kahramanmaraş Kadın Kolları teşkilatlarının her bir üyesi birbirinden başarılı, her biri birbirinden fedakâr, ismini çoğumuzun bilmediği ama kendi dünyasında bu davayı omuzlamış, sırtlamış çok kahraman kadınlar var. 5 tane kız kardeşim var, eşim var, annem var, onları biliyorum da bu vasıfların üstüne bir de teşkilatçılık yapmak, bir davayı sırtlamak ne zor şey, onu çok takdir ediyorum. Bu zor yükü başaran kuvvetli kadınların Allah yolunu açık etsin. Biz sadece şunun sözünü verebiliriz, Ayşe Kılıç başkanımıza nasıl yardımcı olduysak Ayşe Cesur başkanımıza ve yeni ekibine de elimizden geldiğince yollarındaki engelleri kaldırmaya çalışacağız. Çünkü onların ve davamızın gidecek çok yolu var” şeklinde konuştu.

“BİR MEKÂNA DEĞER KATAN ORADA YAŞAYANLARIN ONUR VE ŞEREFİDİR”

Kongreye onur konuğu olarak katılan AK Parti Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcı İffet Polat ise konuşmasına Kahramanmaraş’a övgülerde bulunarak başladı. Kahramanmaraş’ın Türkiye’nin gönül coğrafyasına damga vurduğunu dile getiren Polat, yakın hedeflerinin 2019 seçimlerini olduğunu söyledi. Polat, “Kahramanmaraş Kadın Kollarımızın 5. Olağan Kongresi’nin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Eskiler bir mekana değer katan şeyin orada yaşayan insanların şerefi ve onurlarıdır der. Kahramanmaraş kendi ismini kendi kazanmış,  an dökmüş, can vermiş ve kahraman vasfını kazanmış güzide bir şehirdir. Direniş ve mücadelenin sembolü olan Kahramanmaraş, Türkiye’nin gönül dünyasına damgasını vurmuş bir şehirdir. Kongreler tek bir yürek gibi atmanın en önemli göstergelerinden biri olan toplantılardır. Bu topraklara atalarımızın Anadolu demiştir yani anaların yurdu eylemiştir. Biz kadınlar milli ve yerli düşüncenin temsilcisi, AK Parti lideri Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile 16 yıldır beraber yürümekteyiz. AK Parti Kadın Kolları Anadolu kadınının temsilcisidir. Hedefimiz büyük yolumuz uzun. Yakın hedefimiz 2019 seçimleri. İnşallah üç seçimi de bir arada yapacağız. Cumhurbaşkanımızı tekrar cumhurbaşkanı seçtirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Aynı zamanda milletvekili seçimlerinde TBMM’de çoğunluğu elde etmek için büyük bir çaba ve gayret içerisinde olacağız. Bütün Türkiye’nin belediyelerinde de AK Parti belediyeciliğini illerle buluşturmak içinde çalışıyoruz. Fikir, inanç ve çalışmak bizim rehberimizdir. 2019 seçiminde büyük zaferler yaşayacağız. Bizim için asıl olan yoldur, davamızın peşinde hep beraber ve aynı zamanda teker teker yürümekteyiz. Bugün Ayşe Cesur ve Ayşe Kılıç bir bayrak teslimi yaptılar. İkisine de çok teşekkür ediyorum. Ayşe Kılıç çok iftihar ettiğimiz güzel bir başkanlık dönemi geçirdi. Bundan sonraki hayatında üstün başarılar diliyorum. Ayşe Cesur’a da çalışmalarında bundan sonra başarılar diliyorum, çok zor bir görev onu bekliyor” ifadelerini kullandı.

“AK PARTİ, PARTİLERDEN BİR PARTİ DEĞİLDİR”

Kadın Kolları başkanlığı görevini devreden Ayşe Kılıç’a yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Ayşe Cesur’a da yeni görevinde başarılar diledi. AK Parti’nin partilerden bir parti olmadığını vurgulayan Ünal, AK Parti siyasetinin samimiyet ve cesaret siyaseti olduğunu söyledi. Ünal “Görevi devreden Ayşe Kılıç’a yapmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Kendisi kalbiyle bu işi yaptı. Kalbinizde olanı söyleyecek cesaretiniz varsa ve bunu mümin kardeşinizden saklamıyorsanız işte o zaman samimisiniz. Bu anlamda samimi bir insandı Ayşe hanım. Bu yol biliyorsunuz, incinseniz de incinmeyin diyenlerin yolu. Çünkü bayrağı da son derece başka güzel bir insan olan Ayşe Cesur’a devrediyor. İnşallah Ayşe Cesur’da bizimle birlikte iki tane büyük seçim gerçekleştirecek. Dolayısıyla hanımefendiler önümüzdeki seçimlerin hazırlığını yapıyoruz aslında. Şimdi birkaç yerde daha ifade ettim, biz kendimizi partilerden bir parti olarak görürsek, yanlış yaparız. Biz siyasetimizi herhangi bir siyaset olarak görürsek yanlış yaparız. AK Parti partilerden bir parti değildir. AK Parti siyaseti de, herhangi bir siyaset değildir. AK Parti siyaseti samimiyet ve cesaret siyasetidir. Samimi olmayanların, hasbi olmayıp, fesabi olanların, planları olanların bu siyasetin içerisinde bir süre yolculukları olsa da bu yapının samimiyeti o hesabi ve planlı olanları her zaman kenara bırakmıştır. O yüzden biz kendimizi değerlendirirken AK Parti’yi bir millet hareketi, siyasetimizi de samimiyet ve cesaret siyaseti olarak görmemiz gerekiyor. Çünkü biz zehirle pişmiş aşa talip olanlarız” açıklamalarında bulundu.

“MAALESEF ONLARLA AYNI HAVAYI TENEFFÜS EDİYORUZ”

AK Parti kadrolarının siyasi anlayışında makam ve mevkinin öneminin olmadığını dile getiren Ünal, Kahramanmaraş’ın Kurutuluşu’na değinerek, 1920’de dostu da düşmanı da bildiklerini söyledi. “Bugün vatanın birliğini bölmeye çalışanlara terör örgütü bile diyemeyenlerle aynı havayı soluyoruz” diyen Ünal, “Dışarıdan bakıldığı zaman o çok cazibeli görülen diğer siyasi anlayışların mevkii ve makam anlayışı bizde yoktur. Çünkü biz siyasete mevki ve makam olarak değil bir görev ve sorumluluk olarak bakarız. Ve bizim görev ve sorumluluğumuz da kardeşlerim son derece ağırdır. Çünkü bu gün belki farkında değiliz ama inanın Ocak 1920’de Kahramanmaraş’ta hangi şartlar hakimdiyse, bugün daha ağırıyla karşı karşıyayız. O gün düşman karşımızda silah elimizdeydi, o gün dostu düşmanı biliyorduk. O gün kim bu bayrağa sevdalı biliyorduk, o gün bu milletin bunu bir tezcif ve tahfif için söylemiyorum bu milletin davulcusu bile ne diyordu o gün, ‘değil bir kese altın, davulumun kasnağını altınla doldursan ben Müslüman kardeşimin böğrüne davul çalmam’ diyen Abdal Halil Ağa vardı. O gün bu milletin davulcusu bile bu hassasiyetin, bu mücadelenin farkındaydı. Bugünse maalesef bizimle bayrağımızla, toprağımızla, vatanımızla, beraberliğimizle ve onda gözü olan hainlere terör örgütü  bile diyemeyenlerle maalesef aynı havayı teneffüs ediyoruz” dedi.

“MAHİR BABA BİZİ MÜNBİÇ’E GÖTÜR”

Salonda bulunan gençlerin “Mahir baba bizi Münbiç’e götür” sloganlarına yanıt veren Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeri ve zamanı geldiğinde nereye gidileceğini söyleyeceğini belirtti. Geçmiş ile bugünün kıyaslamasını yapan Ünal, Türkiye’nin şuanda yerli ve milli silahlarla mücadele eden bir ordusunun olduğunu söyledi. Türkiye’nin insansız hava aracı teknolojisinde dünyada bir numara olduğunu sözlerine ekleyen Ünal, “Gençler öyle bir cumhurbaşkanımız var ki günü, saati geldiğinde nereye gideceğimizi bize söylüyor. Yeter ki günü saati gelsin. O yüzden bugün o günlerden çok daha ağır şartları yaşıyoruz. Çok daha ağır tehditler altındayız. Ve bugün hamdolsun bizim çok büyük de avantajlarımız var, onları da görmek lazım. Bugün bu milletin AK Parti gibi büyük bir aygıtı ve aracı var. Bugün bu milletin AK Parti’nin Kadın Kolları gibi cevval, hamarat, çalışkan, derdinin ve davasının delisi olmuş hanımefendileri var. O gün belki Nene Hatun’lar, Kara Fatma’lar vardı ama o günkü Nene Hatun’lar, Kara Fatma’lar hamdolsun bugün binlerce oldu. Bugün artık yüzde 70 oranında yerli ve milli silahıyla mücadele eden ordumuz var. Daha 2012’de biz Kuzey Irak’a sınır ötesi harekatta bulunmak istediğimiz zaman Amerika bize sıcak istihbarat veremeyince sınır ötesi harekatı yapamıyorduk. Niye biliyor musunuz, çünkü İsrail’in verdiği insansız hava araçları vardı, onlarda birkaç taneydi, ana kumanda masasında İsrailli yetkili oturur, o görüntüyü alacak, istihbaratı Karargaha ulaştıracak oradan F16 kalkacakta biz terörle mücadele edeceğiz yada Amerika uydudan bize sıcak istihbarat verecekte biz terörle mücadele edeceğiz. Şimdi hamdolsun bakın fazla değil, altı senede insansız hava araçlarımızı kendimiz yapıyoruz, silahlı insansız hava araçlarımızı kendimiz yapıyoruz ve şuanda biz insansız hava aracı teknolojisinde dünyada bir numarayız. O yüzden Allah Recep Tayyip Erdoğan’ı, onun sağlam iradesini, onun cesaretini ve bizim önümüzde güzel bir örnek olarak yürümesini bizden eksik etmesin inşallah kardeşlerim” şeklinde konuştu.

“ZOR OYUNU BOZAR! MÜNBİÇ’E DE GİDECEĞİZ”

AK Parti teşkilatlarına uyarılarda bulunan Mahir Ünal, Fırat Kalkanı’ndan sonra Afrin’i yapamazsınız diyenlere cevap verdi. Türk ordusunda Allah’ın izniyle Münbiç’e de gideceğini belirten Ünal, “Bugünü iyi anlamamız gerekiyor, bugünü iyi anlamamız için de dünü unutmamamız gerekiyor. Şimdi diyorlar ya dezenformasyon çağında yaşıyoruz, dezenformasyon yanlış bilgi yada yalan bilgi değildir. Dezenformasyon gerçeği hakikati, çarpıtmaktır. Yani insanların zihninde gerçekle ilgili şüphe oluşturmaktır, kaygı oluşturmaktır, endişe oluşturmaktır. İnsanların inandığı gerçeklerle ilgili insanların zihnini bulandırmaktır. Bugün Türkiye’de ve dünyada en çok yapılan şey budur. O yüzden özellikle AK Partili teşkilatların asla ve asla yaptıkları işle ilgili kaygıya, endişeye, şüpheye kapılmamaları gerekiyor. Biliyorsunuz Kuzey Suriye’de kantonlar oluşturmaya başladıklarında biz dedik ki, burada yapılanları asla kabul etmiyoruz. Ama birileri ısrarla orada planladıkları süreci devam ettirdiler, biz onlara bir gece ansızın gelebiliriz dediğimizde şaka yapıyor zannettiler. Gelemez zannettiler, içerden de birileri, hatta bizim içimizden birileri ya Türkiye altından kalkamayacağı riskleri almamalı, Türkiye sonuçlarına katlanamayacağı riskleri almamalı gibi laflar etmeye başladı. Eğer biz Fırat Kalkanı Harekatı’nı yapmasaydık bir hançer gibi o terör koridorunu ortadan vurmasaydık, bugün Afrin’i yapamazdık. Onlara biz şunu söyledik, eğer biz bu riskleri almazsak ödeyeceğimiz bedel daha ağır olacaktır. Eğer siz risk almazsanız, cesaretle yol yürümezseniz oyunlar bozulmaz kardeşlerim. Zor oyunu bozar. Bize Fırat Kalkanı’ndan sonra Afrin’i yapamazsınız diyorlardı. Şimdi Münbiç’i yapamazsınız diyorlar. Münbiç’e de gideceğiz Allah’ın izniyle. Terör neredeyse, terörist neredeyse sınır güvenliğimizi koruyana kadar o savaşı Türkiye’nin içine taşımak isteyenlerin son teröristini yok edene kadar devam edeceğiz. Ve ne dediler hatırlarsanız, sınır güvenlik birimi oluşturacağız dediler, dedik ki oluşturamazsınız. Biz oluşturamazsınız deyince dediler ki, ya hayır sınır güvenlik birimi oluşturmayacağız da iç güvenlik birimi oluşturacağız. Dedik ki iç güvenlik birimi de oluşturamazsınız. Eğer siz dik durursanız, zora talip olursanız, zor oyunu bozar. Bunların 1990’dan bugüne kadar bölgede kurdukları bütün oyunları tuzakları tek tek bozduk Allah’ın izniyle bozmaya devam edeceğiz. O yüzden sözümün başında söylediğim asla endişe, kaygı, şüphe, zihin bulanıklığı olmayacak. Ne yaptığımızı biliyoruz, niçin yaptığımızı biliyoruz. Hedefimizi, amacımızı, nereye ulaşmak istediğimizi biliyoruz. İçerideki ihanet çetelerini de biliyoruz, onların dışardaki iş birlikçilerini de biliyoruz. Dolayısıyla Allah’ın izniyle bu kutlu yürüyüş devam edecek” açıklamalarında bulundu.

“ESAT’IN KANLI ELİNİ KİM TUTTU?”

Sivil toplum örgütü görünümlü FETÖ terör örgütünü 15 Temmuz’da tüm Türkiye’nin gömdüğünü dile getiren Ünal, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendi. AK Parti hükümetinin sivillere silah doğrultmasından sonra Esat’dan elini çektiğinin  altını çizen Ünal, daha sonra Esat’ın kanlı elini Kemal Kılıçdaroğlu’nun tuttuğunu söyledi. Ünal, “Hani dedim ya biz bir şeyi unutmayacağız, dün ne olmuştu. 2005’te, 2007’de 2010’da, 2011’de 2012’de, 2013’de, ne olmuştu bunları unutmayacağız. Bunları unutursak bugünkü amacımızı ve yapmak istediklerimizi unuturuz. Burada bu anlamda birkaç kritik konuyu paylaşmak istiyorum. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ı ve bu harekete en iyi kadınlar anladılar. Biz 2002’de geldiğimizde hatırlayalım, milletin sandıkta seçtikleri Ankara’da muktedir olabiliyor muydu, o zaman ne diyorduk hatırlıyorsunuz, iktidar oldu ama muktedir olamadı diyorduk. Milletin seçtikleri, milletin seçip Ankara’ya gönderdikleri neden Ankara’da muktedir olamıyordu. Neden devlet yönetiminde karar veremiyordu. Çünkü devleti ben yönetirim diyen belli vesayet ortakları vardı. Yargıda, orduda, üniversitelerde, hatta medyada ve iş adamları dünyasında hatırlayın bir iş adamları derneği ilanla hükümet devirmişti hatırlarsanız. Bu parti ilk iktidara geldiğinde kiminle savaştı, millet iradesinin, devletle egen olmasına izin vermeyenlerle savaştı. Millet iradesinin kararlarını alacak temsilcileri engelleyenlerle savaştı. Peki biz bu vesayet odaklarıyla savaşırken, yanımıza kimi aldık milleti aldık, kimi aldık, sivil toplum örgütlerini aldık. Bütün sivil inisiyatif gruplarını aldık. Bakın burası önemli biz vesayetle savaşırken. Sivil toplum örgütü görünümünde bir yapı da bizimle birlikte hareket etti. 2010 yılında biz vesayetin belini kırıp, vesayet odaklarını tasfiye edince ne yaptılar? Vesayetten boşalan yeri kendileri almak istediler. Ve onların 2012’de, 2013’te gerçek yüzünü gördük, onların bir sivil toplum örgütü olmadığını, onların bir terör örgütü olmadığını, onların bir çete olduğunu gördük, onlarla da savaştık milletimizle beraber. Ve 15 Temmuz’da hamdolsun onları da gömdük. Bakın burada kritik soru şu, bunların bir suç örgütü, bunların bir terör örgütü olduğu anlaşıldıktan sonra bunların yanında kimler yer aldı onlara bir bakalım. Bakın bu soru çok önemli bir soru, tıpkı Esat’ın kendi halkına kurşun sıkmaya başlamasıyla birlikte biz Esat’tan elimizi çektik, Esat’ın kanlı elini kim tuttu? CHP tuttu, öyle değil mi? Gitti Şam’da Esat’ın kanlı elini sıktı sonrada bize döndü dedi ki siz daha düne kadar Esat’la kol kolaydınız, biz dedik ki yahu biz Esat’la kol kola olduğumuz uluslararası ilişki yürüttüğümüz dönemde Esat kendi halkını katletmiyordu. Esat kendi halkını katletmeye başlayınca onun kanlı elini bıraktık ama ey CHP, bizim bıraktığımız kanlı eli gittin sen tuttun. Aynı şekilde, diyorlar ki düne kadar siz FETÖ ile kol kolaydınız. Biz bir sivil toplum örgütü olarak diğer sivil toplum örgütleriyle kurduğumuz ilişkiyi onlarla kurduk ama onların bir terör örgütü, onların bir suç örgütü, onların kendi milletine kasteden bir ihanet şebekesi olduğunu gördüğümüzde onlarla savaşmaya başladık ama sen ne yaptın gittin onların sözcülüğünü yaptın” ifadelerini kullandı.

“CHP TÜRKİYE’Yİ ZOR DURUMDA BIRAKMAK İÇİN SALDIRILARA BAŞLADI”

Konuşmasının devamında da CHP liderine yüklenen Ünal, Zeytin Dalı Harekâtı başladığında Kemal Kılıçdaroğlu’nun sesiz kaldığını ve Türkiye’yi  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde şikayet ettiğini belirterek konuşmasına şu şekilde devam etti; “Onların yargılanması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde adeta bir altlık oluştursun diye bu milletin mahkemelerine laf ettin. Yurt dışlarına Kemal Kılıçdaroğlu dedin ki; Türkiye’de can ve mal güvenliği yok dedin, Türkiye’de emniyet yok dedin, Türkiye’de adalet yok dedin. Yarın Avrupa insan hakları mahkemesine bu davalar götürüldüğü zaman Avrupa insan hakları mahkemesi senin bu sözlerini dikkate almayacak mı? Zaten bu sebepten dolayı sen böyle konuştun. Aynı Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ne yaptılar, Afrin’e Zeytin Dalı Harekâtı başladığında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne hiçbir şey diyemeyen, Afrin hareketliliğine hiçbir şey diyemeyen uluslararası hukuka uygun harekete hiçbir şey diyemeyen CHP ve Kılıçdaroğlu ne yaptı? Uluslararası alanda yine Türkiye’yi zor durumda bırakmak için bu defa Özgür Suriye Ordusu’na dönüp saldırılarına başladı. Biz çok büyük bir sorumlulukla, büyük bir yükle kalbimizi ve zihnimizi son derece berrak ve açık bir şekilde tutmakla sorumluyuz. Çünkü biz birilerini suçlayarak değil, onlar kendi meşreplerinin gereğini yerine getiriyorlar. Hatta kendi içlerinde bile.”

“KILIÇDAROĞLU’NUN MÜKERRER İMZALARINA NEDEN BAKMIYORSUNUZ?”

Geçtiğimiz gün yapılan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Olağan Kurultayı’na da yaşanan mükerrer imza tartışmalarına da değinen Ünal, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun mükerrer imzalarına neden bakmıyorsunuz?” dedi. Ünal, “Dün kongreleri vardı ve kongrelerinde iki aday yarıştı. Şimdi bunlar demokrasiden, özgürlükten bahsediyorlar, parti içinde demokrasiden bahsediyorlar ama adaylardan bir tanesi 167 delegenin imzasıyla adaylığını açıkladı. Şimdide çıkmışlar diyorlar ki; mükerrer imza varmış bu kişi aday olamazmış. Bu mükerrer imza sadece bu adamın listesinde mi var? Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesindeki mükerrer imzalara niye bakmıyorsunuz? İşte tamda anlayış bu aslında kardeşlerim. Kendisiyle ilgili olunca her türlü faşistlik her türlü baskı her türlü anti özgürlükçü yaklaşım mubah. En sonunda orda aday olan kişi isyan etti. Siz dedi bu tavrınızla mı Türkiye’ye özgürlük getireceksiniz? Siz bu faşist tutumunuzla mı Türkiye’ye özgürlük getireceksiniz? dedi. Kendi içlerinde bile bunların nasıl olduğu ortada. Burasının zaten bir siyasi pati olmadığını çok önce söylemiştik. PYD’ye sempatiyle bakan, PKK’ya sempatiyle bakan, PKK’lı teröristlerin cenazesine katılan, FETÖ’nun ağzıyla konuşan bir yapıyla maalesef karşı karşıyayız. Dolayısıyla bizim bunları açık ve net olarak yansıtmamız ve anlatmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın ve Genel Başkanımızın her zaman söylediği; ne yapacağız, Allah’ın izniyle kapı kapı dolaşacağız. Çalmadığımız kapı kalmayacak. Ak parti bu zamana kadar gönüllere girdiği için sandıktan çıktı. Gönüllere girmeden sandıktan çıkamayız. Sandıktan çıkmak bizim için neden önemli? Biz Türkiye’yi bunlara bırakabilir miyiz? Biz Türkiye’yi PYD sempatizanlarına, PKK sempatizanlarına, FETÖ ağzıyla konuşanlara Türkiye’yi bırakabilir miyiz? Bu emaneti onlara bırakamayız yüzden çok çalışmamız sandıktan çıkmamız ve genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ı 2019’da Allah’ın izniyle en az yüzde atmış ile başkan yapmamız gerekiyor. Bu duygularla kongremizin hayırlı olmasını diliyorum. Şehitlerimizi Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize sıhhat diliyorum” şeklinde konuştu.

Haber: Mustafa Kılınç-Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz