Yaşanan kuraklık sonrası gelen yağışları değerlendiren Jeoloji Mühendisi Mehmet Kuruçay, yurdun büyük bir bölümünde meydana gelen kar yağışlarının kuraklık açısından çok önemli olduğunu söyledi. Kuraklıktaki en büyük payın su israfı olduğuna dikkat çeken Kuruçay, insanların bilinçsizce suyu israf ettiğini belirtti. “Kullandığımız su kaynakları eğer biterse, yağışların telafi ettiği suları yine ölçüsüz kullanırsak yaşanan kuraklıklarda yaşadığımız sıkıntıların kat kat fazlasını tekrar yaşarız” diyen Kuruçay, suyu kullanırken gelecek yıl kuraklık olacakmış gibi kullanmak zorunda olduklarını vurguladı.

SU İSRAFI ÇOK FAZLA
Kuruçay, konuşmasının devamını şu ifadelere yer verdi: “Yurdumuzun büyük bir kısmında meydana gelen kar yağışları kuraklık açısından çok önemli fayda sağlayacaktır. Ancak daha önceki yıllarda yaşanan kuraklıklardan dolayı meydana gelen su açıklarını tamamen telafi edecek seviyede değildir. Maalesef tüm yurdumuzda, tüm şehirlerimizde hatta köylerimizde yıllardan beri aşırı derecede su israfı yapıldığından dolayı kaynaklarımız, yeraltı sularımız o kadar etkilendi ki bu yağışlar ne kadar fazla ve etkili olsa da kaynaklarımızın eski haline gelmesi çok uzun sürecektir. Basit bir örnek verirsek ovalarımızda birkaç metre olan yeraltı su seviyeleri 50-60 metrelere kadar inmiştir. Yani bu su hesapsızca tüketilmiştir.

VATANDAŞLARIMIZ KAYITSIZ DAVRANIYOR
Devletimiz tarafından; akarsularımız, yeraltı sularımız ve tüm kaynaklarımız için cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren suyun önemini anlatmak için devlet daireleri kurulmuştur. Bu kurumlar hem vatandaşa hizmet, hem de suyu israf etmeden kullanmak için teknik projeler üretmiştir. Vahşi sulamadan kanaletlere, kanaletlerden yağmurlama, yağmurlamadan damlamaya kadar değişik yöntemlerle su israfının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Ancak kurumlarımız bu işi ne kadar önemsiyorsa, vatandaşlarımızda o kadar kayıtsız davranmaktadır.

SUYUN ÖNEMİNİ ANLATMAK ZORUNDAYIZ
Bu seviyelerin birkaç yıllık yağışlarla telafi edileceğini düşünmemeliyiz. Çünkü kaynaklar ve yeraltı suları yüzbinlerce yılda meydana gelmiştir. Yüz bin yılda meydana gelen suyu tüketip bunun birkaç yılda eski haline geleceğini düşünmek doğru değildir. İnsanlarımıza suyun önemini anlatmak zorundayız ve bu bilinci beyinlere işlemek zorundayız. Su israfını önlemede en önemli etken kayıp ve kaçakların azami derece de önlenmesidir. Milyonlarca para ve emek harcayarak getirdiğimiz sularımızın en az yüzde 40-50’si kaybolmakta ve büyük bir maddi kayıp yaşanmaktadır. Bu kayıp ve kaçaklardan dolayı heba olan aynı miktardaki suyu getirmek için DSİ yeni bir baraj, yeni bir su kaynağını projelendirmek zorunda kalmaktadır. Ve bu masraf tüm insanlarımızın milli gelirinden harcanmaktadır.

SU, BİTMEZ TÜKENMEZ BİR KAYNAK DEĞİL
Tüm dünyada küresel iklim değişikliklerinden dolayı önemli ölçüde kuraklık yaşanmaktadır. Gelişmiş ülkeler suyun gelecekte petrolden daha stratejik öneme sahip olacağını anladılar.  Ülkeler gelecekteki ekonomik ve politik stratejilerini su üzerinde yoğunlaştırmaktadırlar. Dünyayı korkunç bir salgınla etkisi altına alan Corona virüs suyun önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Dua edelim ki şu an suyumuz var da; temizlik, hijyen, içme suyu açısından sıkıntı çekmiyoruz. Dünyada ve yurdumuzda birde içme ve kullanma suyunun da sıkıntıda olduğunu düşünün ve neler yaşanacağını bir tahayyül edin. Biz ülke olarak suyun kıymetini çok kötü sonuçlar görmeye başladığımızda anlayacağız gibi görünüyor. Gelecekte tüm dünyada sudan başka hiçbir şeyin önemli olmadığını anlayacak insanoğlu. Her platformda söylüyoruz vatandaşlarımız kullandıkları suyun bitmez tükenmez bir kaynak olmadığını bilmek zorundadır. 

YERALTI SULARI HAZİNEMİZDİR
Kullandığımız su kaynakları eğer biterse, yağışların telafi ettiği suları yine ölçüsüz kullanırsak yaşanan kuraklıklarda yaşadığımız sıkıntıların kat kat fazlasını tekrar yaşarız. Bilim insanlarının karakteristiklerinin çoğunu hala tespit etmekte zorlandığı bir virüsün tüm dünyayı ve ülkemizi ne hale getirdiğini unutmayalım. Bu gün yaşadığımız Korona salgınından daha kötü bir hastalık veya afet ile karşılaştığımızda bugünkü kullandığımız sudan daha fazla su kullanarak salgın ve felaketleri atlatmak zorunda kalabiliriz. Yine söylüyorum özellikle de yeraltı suyunu çok dikkatli ve israf etmeden kullanmak zorundayız. Ovalarımızda alüvyon akiferlerde yağışlarla depolanan yeraltı suları bizim hazinemizdir.

DAHA ÖNCE YAŞADIĞIMIZ KURAKLIKLARI UNUTMAMALIYIZ
Yağan bu karlar kaynaklarımızı, nehirlerimizi besleyecek, barajlarımızı dolduracak ama unutmayalım ki bu yağışlar her yıl bu şekilde tekrarlanmayacaktır. Daha önce yaşadığımız kuraklıkları unutmamalıyız. Önümüzdeki yıl kuraklık olursa, barajlarımız dolmazsa, kaynaklarımız kurursa ne yaparız diye düşünmek zorundayız. Zira tarım sanayi ve içme suyumuz bu yağışlarla sağlanmaktadır. Özellikle de her zaman üzerinde önemle durduğumuz yeraltı suyu rezervlerimizi gözümüz gibi korumalıyız. Yeraltı suyu da tükenmeyecek bir depo değildir. Belediyelerimiz her türlü imkânı kullanarak kayıp ve kaçak önlemeye çok önem vermek zorundadır.

KAHRAMANMARAŞ PEK ÇOK ŞEHİRDEN ŞANSLI BİR İLİMİZDİR
Üretimine, getirilmesine o kadar masraf ettiğiniz suyun yaklaşık yarısı en az üçte biri kayboluyor. Kahramanmaraş pek çok şehirden şanslı bir ilimizdir. Ovamızda yeraltında tertemiz bir yeraltı suyu rezervimiz vardır. Bu bizim hayat kaynağımız, geleceğimizin garantisidir. Sanayicilerimiz genellikle boya ve kasar teknolojilerinde yeraltı suyunu kullanarak üretim yapmaktadırlar. Kullandıkları bu suları arıtarak ve tekrar kullanılabilir hale getirerek geleceklerini garantiye alabilirler.

REHAVETE KAPILMAYALIM
Yağışın bol olması bizleri rehavete getirip suyu hor kullanmamıza sebep olmamalıdır. Eğer barajlarımızdaki suyu ölçülü kullanıp artırırsak gelecek yıldaki yağışlar az olsa da barajlarımızın eksiğini kolay kapatacaktır. Aksine suyumuzu bitirirsek barajlarımız dolmayacak ve sıkıntımız her yıl artacaktır. Suyu kullanırken gelecek yıl kuraklık olacakmış gibi kullanmak zorundayız.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz