Özellikle geçmiş yıllarda bir hayli fazlalık gösteren, günümüzde ise eskisi gibi olmasa da halen birçok vatandaşı mağdur eden kat karşılığı dolandırıcılığı, arsa sahiplerini tedirgin ediyor. Arsa sahibinden daire verme vaadiyle arsa alan ancak aradan geçen zaman sonrası binayı yapmayarak, arsa sahibini canından bezdiren bazı müteahhitler, işini hakkıyla yapan müteahhitlerinde imajına gölge düşürüyor. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hanifi Toptaş, arsa sahiplerinin müteahhittin yaptığı projeyi detaylı bir şekilde analiz etmesi gerektiğini söyledi. Bu alanda en çok dikkat edilmesi gereken konunun müteahhittin referansı olduğuna dikkat çeken Toptaş, “Kat karşılığı sözleşmelerde bir sözleşme süresi var. Yani müteahhit, “Ben bunu şu zamanda bitiririm” diyecek. Bu sözleşmeler yapılırken buradaki kritik nokta şu; bazı müteahhitler ‘Ruhsat tarihinden itibaren’ diye bir ibare koyuyor ve ruhsat tarihinden itibaren 3 yıl diyor. Peki, ruhsatı ne zaman alacak? Burada anlamamız gereken konu şu; müteahhit böyle yaparak hem sözleşmeyi önceden yapıyor hem de 5 yıl sonraki değerlerle daireyi satıyor. Bu tarz işlemleri yapanlar çok oldu. Günümüzde de halen yapılmaya devam ediyor. Konuyla ilgili kısmi bir bilinçlenme var ama tam manasıyla da insanların bilinçlendiğini söyleyemeyiz. Bu vasıtayla da halkımızı da bilinçlendirelim. Böylelikle mağdur olan birçok vatandaşımız var” ifadelerini kullandı.

PROJENİN İYİ BİR ANALİZİNİN YAPILMASI GEREKİYOR”
Toptaş, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “Kat karşılığı sözleşmeler müteahhit ile arsa sahibi arasında gerçekleştiriliyor. Arsa sahibi müteahhittin yapacağı taahhüde göre belirli bir oranı alarak yapacağı proje üzerinden müteahhitti arsasını kat karşılığı sözleşmesi yaparak teslim ediyor. Kat karşılığı olayı budur. Burada tabii önemli olan noktalar var. Genelde zaten şu an kat karşılığı sözleşmeler noter sözleşmeleri şeklinde yapılıyor. Buralarda bu anlamda çok sıkıntı yok. Arsa sahiplerinin burada müteahhit proje geliştirdikten sonra bu projenin iyi bir analizini yapması gerekiyor. Bu analizleri gerçekleştirirken de teknik elemanlar vasıtasıyla yapması kendisinin avantajına olacaktır diye düşünüyorum. Müteahhitler burada kat karşılığı oranlarını hesaplarlarken yapı maliyetini hesaplıyor. Bu yapı maliyetinin neticesinde yapının bitmiş halinin satılacak rakamlar ortaya çıkartılıyor. Bunun neticesinde kendisine kalan dairelerin getirisini hesaplıyor ve yapmış olduğu inşaat maliyeti karşılığında bir oran belirliyor. Bu oranla da arsa sahiplerine tekliflerini sunuyorlar. Burada arsa sahiplerine müteahhittin teklifi ne kadar yüksek olursa ister istemez daha cazip geliyor. Ama olaya böyle bakılmaması lazım. Arsa sahiplerinin burada bir müteahhitle sözleşme yapmadan önce öncelikle müteahhittin referans işlerine bakması lazım. Sonrasında müteahhittin hâlihazırdaki işlerini göz önünde bulundurması lazım. Ayrıca arsa sahipleri için yine önemli konulardan bir tanesi arsa sahibinin mevcut durumundaki inşaat sektörünün genel durumuna da bakması lazım. Böylelikle de bunu da değerlendirmesi lazım. Bu kriterleri üst üste koyarak gelen teklifleri ona göre değerlendirip müteahhitle olan sözleşmesini ona göre yapması gerekiyor.”

BUNUN ÖNÜNE NASIL GEÇİLEBİLİR?”
Dolandırıcılığın önüne geçilmesindeki belli başlı kriterleri açıklayan Toptaş, “Arsa sahipleri geçmişte daha çok mağdur ediliyordu. Günümüzde de hala var ama insanlar biraz daha bilinçlendi. Yani yaşanılan olumsuz tecrübeler neticesinde buradaki en büyük yapılan problemlerden birisi de sözleşme süresinin ruhsat tarihinden itibaren başlatılmasıdır. Sözleşmeler yapılırken inşaat seviyesinin belirli bir hale geldikten sonra tapu devrinin gerçekleştirilmesi yapılıyor. Arsa sahipleri için başlangıçta tapu devrinin yapılması kendisine olumsuz durum sağlayabilir. Onun için bu sözleşmeler yapılırken ben vatandaşlara inşaatın belirli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra tapu devrini yapmasını öneririm. Çünkü diğer şekilde bir mağduriyet yaşanması söz konusu. Bunun önüne nasıl geçilebilir? Belki teknik konularda devamlı yönetmelikler oluşturuluyor. Fakat işin ana konusu üzerinde maalesef herhangi bir çalışma yapılmıyor. Bu yapılaşma içinde geçerli. Yani yapılaşmada birçok yönetmelikler şu anda değiştiriliyor. Aslında baktığınızda olumlu değişiklikler ama asıl konunun planlamayla alakalı olduğunu görmediğiniz zaman sorunlara çözüm bulamıyorsunuz. Burada da aynı durum geçerli. Arsa sahipleri sözleşmeleri imzalarken yanında bir teknik eleman bulundurması lazım. Yâda bir danışman ile bu işlemleri gerçekleştirmesi lazım. Çünkü bunlar detaylı konular. Kandırılmaya müsait bir ortam olduğunu söyleyebiliriz. Vatandaşlarımız teknik konulara hâkim değil” şeklinde konuştu.

Haber: Emre AKKIŞ

Editör: Mahmut Beyaz