AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanlığı’nın Ocak ayı Danışma Meclisi Toplantısı, AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir’in katılımıyla gerçekleştirildi.

Sabah saatlerinde kente gelen Kandemir, partisinin il başkanlığı ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı ziyaretinin ardından Cuma Namazı’nı Abdülhamit Han Camii’nde kıldı. Sonrasında Danışma Meclisi’nin yapılacağı Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’ne gelen Kandemir’e partilileri yoğun ilgi gösterdi. Kandemir’in yanı sıra Danışma Meclisi Toplantısı’na, TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı Celalettin Güvenç, AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Ahmet Özdemir, İmran Kılıç, Mehmet Cihat Sezal ve Habibe Öçal, AK Parti Teşkilat Başkanlığı Akdeniz Bölge Koordinatörü Abdullah Özer, eski Milli Eğitim Bakanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam, AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ömer Oruç Bilal Debgici, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda teşkilat mensubu katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan toplantıda ilk olarak kürsüye AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ömer Oruç Bilal Debgici geldi.

BÜYÜK BİR KOORDİNASYON İÇERİSİNDE ÇALIŞIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde çalışmalarına devam ettiklerini belirten AK Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ömer Oruç Bilal Debgici, “Danışma meclisi toplantımız hayırlara vesile olmasını Rabbim’den temenni ediyorum. Bugün değerli bir misafirimizi kahraman şehrimizde ağırlıyoruz saygıdeğer genel başkan yardımcımız ağırlıyoruz aynı zamanda il başkanlarımızı ağırlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ve yol arkadaşlarının koordinasyonunda aldığımız talimatları bir bir yerine getiriyoruz. Kadın kollarımız kapı kapı dolaşıyor, hanım efendilere ulaşıyor her mahallemize, her obamıza selamları iletiyorlar. Ana kademedeki tüm kardeşlerimiz büyük bir özveriyle, la çalışmalarına devam ediyor, bizde onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Burada saygıdeğer milletvekillerimizede huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Başta Genel Başkan Yardımcımız Mahir Ünal olmaz üzere bugüne kadar görev yapmış tüm milletvekillerimizle, teşkilatımızla birlikte büyük bir koordinasyon içerisinde çalışma azmi ile hep beraber gayret gösteriyoruz. Yeterki şehrimiz daha iyiye gitsin, yeterki ülkemiz emin adımlara geleceğe baksın yeterki millete sahip çıkalım, mazlumlara sahip çıkalım, madurlara sahip çıkalım” dedi.

GÖNÜLLÜLÜK ESASINA DAYANARAK ÇALIŞIYORUZ”

Sözlerinin devamında Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yıl dönümü etkinliklerine değinerek devam eden Debgici, “Kurtuluşumuzun 100’üncü yılında da bu asimle ve inançla çalışmaya devam ediyoruz. Gördüğünüz gibi 100’üncü yıl etkinlikleri cumhurbaşkanımızın takdimleriyle, cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştiriliyor. Bu organizasyonda emeği geçen başta büyükşehir belediyemiz olmak üzere valiliğimize ve kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Bizlerde tüm etkinliklere ve programlara gücümüz yettiğince katılmaya ve herkese aktarmaya, tanıtmaya çalışıyoruz. Teşkilatçılık gönüllülük işidir dedik her daim gece gündüz demeden koşuşturuyoruz dedik. Allah’ın rızasını kazanmak adına gönüllü çalışan bu salondaki salona sığmayan bugün buraya mazereti dolayısıyla gelemeyen tüm kardeşlerimize geçmişte teşkilatlarda görev almış tüm abilerimize ablalarımızla gönüllülük esasına dayanarak çalışıyoruz. Yerel yönetimlerimizde meclis üyelerimiz gayret gösteriyor mahallelerine ilçelerine hizmet götürmeye gayret gösteriyorlar. Bizde teşkilat mensubu olarak yapmamız gereken bir takım faaliyetlerimiz yapmamız gereken toplantılar var sırf toplantı yapmak için yapmıyoruz. Bir araya geldiğimiz zaman istişarelerimiz ön plana çıkarıyoruz, hatalarımızı görüyoruz beraber düzeltiyoruz. Yanlışlarımız görüyoruz düzeltiyoruz, eksiklerimizi bu salondaki kardeşlerimizle beraber tamamlıyoruz. Daha ileri gitmek için neler yapıyoruz işte toplantılarımızda bunu konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.

HEYECAN İÇERİSİNDE CUMHURBAŞKANIMIZI BEKLİYORUZ”

Kahramanmaraş’ın AK Parti’ye her zaman en büyük desteği verdiğine dikkat çeken Debgici, “Hamdolsun ki Kahramanmaraş, 2002’den bu yana AK Parti’ye Ak hükümetlere her zaman en üst düzeyde destek vermiştir. En son seçimde aldığımız yüzde 67,6 oyla tekrar Kahramanmaraş’ı Türkiye’deki ilk 3 içeresine yerleştirdik. Her ne kadar Cumhurbaşkanımız program yoğunluluğundan bizi ziyaret edememiş olsada, bunu 12 Şubat’la birleştirmek, Allah’ın izniyle de 12 Şubat’ta ağırlayacak olmamızın heyecanı ve aşkı ile yanıp tutuşuyoruz. 12 Şubat’a sayılı günler kala bizlerde heyecan içerisinde bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Debgici’nin ardından Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör ile AK Parti Kahramanmaraş Milletvekilleri Habibe Öçal ve İmran Kılıç’da birer selamlama konuşması yaptı.

CUMHURBAŞKANIMIZA EN ÜST SEVİYEDE DESTEK VERDİ”

AK Parti Kahramanmaraş teşkilatının özveriyle çalıştığına değinen AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Cihat Sezal ise konuşmasında, “Kahramanmaraş teşkilatı büyük bir özveriyle, partimiz kurulduğu günden bu yana canla başla çalışan, çok kıymetli bir teşkilat. Ben de bu teşkilatın mensubu olmaktan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Kahramanmaraş teşkilatları bütün seçimlerde partimize, Cumhurbaşkanımıza en üst seviyede destek verdi. Biz hep birinci olmayı istedik ama nasip olmadı. 3’üncülüğümüz, 4’üncülüğümüz oldu ama İnşallah bundan sonraki seçimlerde bunu başaracağımıza canı gönülden inanıyorum” dedi.

ŞEHRİMİZİN SORUNLARI KONUSUNDA BİRLİKTE HAREKET EDİYORUZ”

Daha sonra kürsüye gelen AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir ise AK Parti Kahramanmaraş milletvekillerinin büyük bir koordinasyonla çalıştığını anlatarak, “Bu kahraman şehrin teşkilatı, AK Parti’nin yükünü omuzlamayı kendisine görev edinmiş ve bundan her zaman mutluluk duymuş, bundan şevk alan bir teşkilattır. Böyle bir teşkilatın huzurunda olmak hem il başkanımız için hem milletvekilimiz için bir gurur. Böyle bir teşkilata sahip hareketin teşkilat başkanını da misafir etmek ayrı bir mutluluk. Muhakkak Erkan Kandemir ve İçişleri Komisyonu Başkanımız ülkenin siyasetiyle ve teşkilatla ilgili daha önemli konuşmalar yapacaktır ama milletvekillerimizin çalışma sistemiyle ilgili bir konuda bilgi vermek istiyorum. Uzun süredir milletvekillerimizle şehrimizin sorunları konusunda bir görev dağılımıyla birlikte hareket ediyoruz. Milletvekili İletişim Ofisi’miz var, bir sorun Kahramanmaraş’tan bize geldiğinde milletvekillerimizle bu sorunun çözümü konusunda istişare yapıp resmi belge oluşturuyoruz. Bu resmi belgeyle bakanlıklarımızdan randevu istiyoruz, randevuya yine milletvekillerimizle birlikte gidiyoruz ve sorunun ilgilisi yereldeki kardeşimiz de kimse onu da davet ediyoruz. Bakanlarımızın huzuruna çıktığımızda farkediyorlar, Kahramanmaraş dersine çalışmış ve ne istediğini biliyor diyorlar. Kahramanmaraş’ın yatırımlarıyla ilgili istediğimiz birçok konuyu da aldık. Her alanda çalışarak, sistematik bir şekilde onlara gittik ve sonuçlarını da kamuoyuna birlikte paylaştık” şeklinde konuştu.

GÜVENÇ, YAPTIĞI KONUŞMAYLA TOPLANTIYA DAMGA VURDU!

Özdemir’in ardından TBMM içişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, partililerine seslendi. Güvenç yaptığı duygu dolu konuşma Danışma Meclisi’ne damga vurdu. Güvenç, büyük alkış alan konuşmasında hem muhalefete yüklendi hem de AK Parti teşkilatlarına birlik ve beraberlik mesajları verdi. Güvenç, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı, “Kurtuluşumuzun 100’üncü yıl dönümünde, böyle bir toplantıda gerçekten duaya çok ihtiyacımızın olduğununu altını çizerek birkaç kelime sizlerle paylaşmak istiyorum. Güneyimizde yeniden dünyanın süper güçlerinden Rusya’nın uçakları altında insanlar öldürülmüyor, kadınlar öldürülmüyor, çocuklar öldürülmüyor, insanlık öldürülüyor ve o öldürmenin hedefi İdlip’deki mazlumlar değil, bilesiniz ki direk Türkiye’dir, mazlumların umudu olan Recep Tayyip Erdoğan’dır, AK Parti hareketidir. İdlip’de insanlık öldürülürken Akdeniz’de en uzun sınırı olan ülke olmamıza rağmen Akdeniz’den de o süper güçlerin, Akif’in ‘Tek dişi kalmış canavar’ dediği adamların el birliğiyle bizleri kuşatması söz konusu. Eğer Cumhurbaşkanımız, büyük bir dirayetle kapalı olan meclisi derhal toplantıya çağırıp, Libya’da varız, Akdeniz’de varız, size pes etmeyeceğiz mesajını vermeseydi belki bugün Akdeniz’de başka şeyler konuşulacaktı. O Hafter denilen isyancı terörist bizim meclisten kararı çıkarttığımız anda dünyaya, ‘Türk’ün askeri Libya’ya geldiği gün biz kaybederiz’ dedi. Arkasından hemen ateşkes ve görüşme adı altında önce Rusya, arkasından da Almanya’da malum toplantılar yapıldı. Dünyanın süper güçleri, görünen o ki Almanya’da zalim isyancıya dur diyeceklerine git bombalamaya devam et dediler. Orada da şuan da insanlığa saldırı devam ediyor.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN KAVGA İSTEMİYOR”

Şunu çok iyi anlamamız lazım, bunu bilmemiz lazım. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti, durup dururken dünyayla uğraşmıyor, cebelleşmiyor, istediği bir tek şu var, bizim irademize, Maraşlı bacımın varlığına, başörtüsüne, inancına saygı duyacaklar, bayrağımıza, çıkarlarımıza hürmet edecekler. Bizim bunlarla başka derdimiz yok. Yeni Türkiye’yi fark edecekler. Ortadoğu’da diğer ülkelere, Afrika’da, Asya’da diğer ülkelere yaptıkları muamelelerden vazgeçecekler. Benim her hemşerime tek tek anlatma zorunda olduğumuz bir şey var. Cumhurbaşkanımız Libya üzerinden, ‘Yunanlı Miçotokis’e, Mısırlıya, İsrail’e, sizlerle sorunumuz olabilir, sizlerle farklı düşünebiliriz ama Akdeniz’i sorun alanı haline getirmeyin, Akdeniz’de benim hakkım var ülke olarak, sizin de hakkınız var, hatta benim hakkım sizden daha çok. Akdeniz’de beni kuşatmaya kalkmayın, gelin birlikte çalışalım’ diyor. Bunca olaya rağmen muhalefet utanmadan Recep Tayyip Erdoğan kavga ediyor diyorlar. Recep Tayyip Erdoğan kavga istemiyor, bugün de, ‘Gelin Akdeniz’de yeni bir çatışma alanı çıkartmayın, uluslararası hukuk ne diyorsa, madem burada doğalgaz var, petrol var, buna senin de benim de ihtiyacım var, oturup beraber çıkaralım’ diyor. Ama diyorlar ki, biz istediğimizi yaparız, Türk insanının hakkını Akdeniz’de de vermeyiz diyor, mesele budur.

BU MİLLETİ BATI’YA BOYUN EĞDİRMEMEK İÇİN GİDİYORUZ”

Türkiye’de öyle bir muhalefet var ki, internetten bakın lütfen, bu Kılıçdaroğlu 19 Ağustos’da Nevşehir’de il başkanları toplantısı yapıyor. Kılıçdaroğlu, ‘Akdeniz’de adamlar petrol arıyor, İsrail, Yunanistan, Mısır. Orada doğalgaz var, Türkiye Akdeniz’de en çok sınırı olan ülke ey Tayyip Erdoğan sen niye yoksun. Sen oraya gidemezsin, sen bu ülkenin hakkını savunamazsın’ diyor. Feryat figan alkışlıyor il başkanları. Niye yapıyorsunuz biliyor musunuz? Gidemeyiz diye halkın gönlüne oynuyor, oradan bizi dövmeye kalkıyor. Bu işi beceremez diyor ama bilmiyor ki Allah’a şükür bu ülkenin yetişmiş insanları var. Bu ülkenin güçlü, dirayetli bir lideri var. Baktı, araştırdı, uluslararası hukuka göre 400 milden daha yakınsa, münhasır ekonomik bölge anlaşması yapabiliriz, yaptık, onunla beraber bütün süper güçlerin aleveresi, dalaveresi bozguna uğradı. Bu sefer de diyor ki CHP’nin diplomat sözcüleri, monşerler, beyazlar, benim insanıma saygısızlık eden, çıkarımı düşünmeyen, ülkemin menfaatini düşünmeyenler Ankara’da, İstanbul’da lobilerde bu ülkenin kaderiyle oynayanlar, ‘Niye Libya’ya gidiyorsunuz’ diyorlar. Maraşlı için gidiyoruz, Antepli için gidiyoruz, çocuklarımızın geleceği için gidiyoruz, bir daha bu milleti Batı’ya boyun eğdirmemek için gidiyoruz. Neyi anladınız ki Libya’yı da anlayasınız. Bu milletin hangi derdini anladınız, bu milletin hangi derdiyle dertlendiniz, ne zaman bunlar için uykusuz kaldınız. Sizin böyle bir derdiniz oldu mu ki bunu anlayasınız.

BU ÜLKE O GÜNLERE DÖNMEYECEK, DÖNDÜRMEYECEĞİZ”

Arkasından yine duygularımızla oynadılar. Ya adam kaybederse, ya yenilirseniz dediler. Yenilebiliriz ama karınca bizi safımız belli, bizim irademiz belli, bizim yolumuz belli. Biz yenilirsek de onurla, imanla, milletin hakkını savunarak yeniliriz. Sen bundan ne anlarsın, siz bilmezsiniz bu işleri. Sizler teslimiyetçisiniz, sizler bu ülkeyi 3 bin dolarla Tayyip Erdoğan’a teslim ettiniz. Bıraktığınız yol, bıraktığınız alt yapı, bıraktığınız eğitim sistemi, bıraktığınız hastane, bıraktığınız devlet anlayışı unutuldu mu zannediyorsunuz. Bu ülkenin çocuklarını, hastanedeki annesiyle görüştürmediniz, bu ülkenin çocuklarını nüfus cüzdanı vermek için günlerce kapıda beklettiniz. Bu ülkenin insanına şalvarlı dediniz, şapkalı dediniz, başörtülü dediniz kapılarda süründürdünüz. Bu millet unuttu mu zannediyorsunuz. Ama inşallah bir daha bu ülke o günlere dönmeyecek, döndürmeyeceğiz. El birliğiyle, yürek yüreğe, gönül gönüle çarpışarak, savaşarak bu ülkeyi eski günlere döndürmeyeceğiz. Bunun için ibadet aşkıyla çalışıyoruz, mahalle temsilcimizden ilçe başkanımıza, kadın kollarından gençlik kollarına, belediye başkanlarımızdan milletvekillerimize emin olun ki ibadet aşkıyla çalışıyoruz. Zaman zaman eleştiriliyoruz, zaman zaman kahrediyoruz, sorunlarımız var, problemlerimiz var ama bu milletin ve Allah’ın yaklaşık 20 senedir AK Parti’ye verdiği gücün yüzde 1’i bunların elinde olsa üç günde yollardan toplarsınız bunları. Daha birinci yıl olmadı, ellerine 5-6 belediye geçti, neler oluyor takip ediyor musunuz? Bittiler, bittiler. Binbir vaatle ele geçirdikleri belediyeleri kör topal bitirdiler, kiminin hanımı kuaför beğenmiyor, kiminin hanımı kuaförde öncelik verilmedi diye isyan çıkarıyor, kimisi binecek araba beğenmiyor, kimisi makam beğenmiyor. Daha sabredin, daha neleri çıkacak.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A DUA EDİYORUM, AK PARTİ’YE DUA EDİYORUM”

Ama bu demek değil ki, bizler atalete düşelim, bizler gevşeyelim, bizler birbirimize kırılalım, bizler onlar hata yapıyor biz de hata yapalım diyelim. Bilinmelidir ki, hiçbirimizin hata yapma lüksü yoktur, hiçbirimizin kırılma lüksü yoktur, hiçbirimizin pes etme lüksü yoktur. Kim ne yaparsa yapsın, sen kendin aynaya bak, ben davam için ne yapıyorum de. Ben bu ülke için, partim için, liderim için ne yapıyorum de. İnançla, imanla yoluna devam et. Ben kendi hesabıma bunu yapıyorum, soruyorlar ne yapıyorsunuz çok mu yoruluyorsunuz, en çok ne ile meşgulsunuz diye. Ahmet kardeşim anlattı, şehrin işleri, parlamento işleri ama emin olun en çok yaptığım işi sizlerle paylaşmam lazım. Ne yapıyorsun diyorlar, dua makamında çok çok dua ediyorum diyorum. Niye dua ediyorsun? Recep Tayyip Erdoğan’a dua ediyorum. Kime dua ediyorsun kardeşim, AK Parti’ye dua ediyorum, belediyelerimize dua ediyorum, vekillerimize dua ediyorum diyorum. Cenab-ı Hak’a günde kaç kere dediğimi bilmiyorum, Allah’ım bu Tayyip Erdoğan’ı koru, bu AK Parti’yi koru, bu AK Parti yolunu şaşırmasın, bu Ak Partililer yolunu şaşırmasın Allah’ım, Allah’ım birbirine düşmesinler, toparlansınlar, kendilerine gelsinler çünkü AK Parti’den başka umut yok, gidilecek yol burası, kale burası, buranın düşmemesi lazım. Bunun için çok dua etmemiz lazım. Gelecekte ne olacak peki? Sen sağlam durursan, imanına, inancına, davana sahip çıkarsan bu bayrak inmeyecek hiç korkmayın. Ben kendi adıma her soruna, her probleme, her sıkıntıya rağmen hergün aynı inançla uyanıyorum, her gün aynı inançla uyuyorum, diyorum ki ben buradayım, bu davanın neferiyim. Allah’ım sen bizi bu yoldan geri koyma diyorum. Allah, yar ve yardımcımız olsun. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”

BUGÜNLERE KOLAY GELMEDİK, AĞIR İMTİHANLARDAN GEÇTİK”

Toplantının basına açık kısmında son olarak kürsüye AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Erkan Kandemir çıktı. Kandemir konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Bugünlere kolay gelmedik, zor zamanlardan, ağır imtihanlardan geçtik. Henüz partimiz kurulduğunda 2001 yılında partimize bir kapatma davası açtılar, gerekçe, kurucular kurulumuzda başörtülü üyelerimiz vardı. Sonra çokça badire atlattık. Sadece şu son beş senede yaşadıklarımız bile bir başka milletin başına gelse her bir tanesi diz çökmüş, pes etmişlerdi. Hatırlayın, öyle geceler oldu ki, sabaha nasıl kavuşacak, acaba bu davanın gidişatı nasıl olacak diye muhasebeler yapıyorduk. E-muhtıra yaşadık hatırlayın, o günün askeri vesayeti sivil siyasete parmak sallamıştı. Bizler de nefeslerimizi tutmuş, acaba AK Parti ne diyecek diye bekliyorduk. Sabahında o günün hükümet sözcüsü Cemil Çiçek’in açıklamasını dinlemiştim ve gurur duymuştuk. İşte Türkiye’de siyasette bir dönüm noktası. Hatırlayın Cumhurbaşkanını seçtirmemişlerdi bize. O zamanın yargı vesayeti çeşit çeşit bahaneler üretmişlerdi. 17-25 Aralık’ta bu ülkenin liderini, Cumhurbaşkanımızı itibar suikastiyle alaşağı edebilir miyiz diye tuzak kurmuşlardı. Akabinde yerel seçimlerde millet sandıkta derslerini vermişti. Gezi olaylarını hatırlayın, üç-beş ağacı bahane edip baltalarla saldırmışlardı. Bir miktar yaraladılar fakat muvaffak olamadılar. Sonra çukur eylemlerini gördük, teröristin eline silah tutuşturup, acaba bölge insanının da desteğini alıp, kendilerine göre sözde özerklikler ilan etmişlerdi. Bir karışıklık çıkartmak istediler. Bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimiz, evlerinin önünden kovdular, onları da şehit ettiler fakat sonra kahraman Mehmetçiğimiz hayallerimizi çukurlara gömmeye gelenleri çukurlara gömdüler.

BİZ BİLİYORUZ SİZİN YÜREĞİNİZDEKİ TİYATRONUN NE OLDUĞUNU”

Sonra 6-7 Ekim olaylarını yaşadık. Dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir çağrıda bulundu, hatırlayın. Bir sembol olan Yasin Börü kardeşimiz, kurban derisi toplamak için gayret gösteren bir kardeşimizi döverek öldürdüler, ikinci kattan aşağı attılar, hınçlarını alamadılar üzerinden arabayla geçtiler. Şimdi bu beyefendi bir tiyatro yazmış. Tiyatroyu da izlemeye gidenleri hep beraber gördük. Ayak ayak üstüne atmışlar o tiyatroyu izliyorlar. Biz senin yazdığın tiyatroyu gördük. Sen o gün bir tiyatro yazmıştın Kürt gençleri öldü. Sokağa davet ettin, ayaklanmaya çağırdın, devlete isyana teşvik ettin, huzurumuzu bozmak, barışımızı baltalamak istedin, kana gözyaşına bulansın istedin bu coğrafya ve tutmadı o tiyatro. Biz biliyoruz sizin yüreğinizdeki tiyatronun ne olduğunu, zihninizin nereye çalıştığını. Muvaffak olamadılar. 15 Temmuz’da bu sefer ülkeyi işgale geldiler, yine muvaffak olamadılar. Bir ekonomik darbe yapmak istediler, yine muvaffak olamadılar. Sınırımızın öte yakasına bir terör devleti kurmak istediler, eskiden gizli yapıyorlardı, şimdi aşikar yapıyorlar.

AK PARTİ DÜŞMANLIĞINIZI MEMLEKET DÜŞMANLIĞINA ÇEVİRMEYİN”

Şu Libya meselesinde, bunlar bırakın meseleyi anlamayı, anlamadık rolü yapıyorlar ama iyi anlıyorlar. Nerede durduklarını milletimize iyi anlatmamız lazım. Biz diyoruz ki sadece Misak-i Milli kara topraklarının içinde yaşadığımız coğrafyayı korumak yetmez. Bir de mavi vatanınız var, orayı da muhafaza edeceksiniz. Fakat ne yaptılar? Sözde milliyetçi geçinen İyi Parti, HDP, CHP ve bir de önce genel idare kurulunda 'Destekleyeceğim' diye karar alıp, sonra mecliste 2 tane milletvekilinden birisi çıktı gitti bir tanesi de kürsüye çıktı, HDP'li, CHP'li milletvekillerinin alkışları arasında 'Ben bu teskereye ret vereceğim' diyen Saadet Partisi. Geldiler bir araya, neye itiraz ediyorlar? Diyoruz ki ‘Bizim mavi vatanı müdafaa etmemiz lazım, destek olun bize. AK Parti düşmanlığınızı memleket düşmanlığına çevirmeyin, yapmayın. Bugüne kadar milletin yanında durmadınız, aziz milletin hissiyatını paylaşmadınız bari bu meselede destek olun.’ Destek olmadılar. Biz ne yapmak istesek karşısında dururlar. Bunlar milletin kaybını kendi kazancı görenler, dertleri başka. Bizim hakikati perdeleyen, farklılıkları öteki kılalım da, ortaya çıkartalım diyen bu anlayışın hep beraber karşısında durmamız lazım.

YALANI ELBİSE GİBİ ÜZERİNE GİYMEKTEN İMTİNA ETMEYEN MUHALEFET ANLAYIŞI VAR”

Tarih, hakikatin yanında olanlar, hakikate karşı baş kaldıranların arasında savaşın adıdır. Biz hakikatin yanında duruyoruz, bugün yer yüzünde hakikati haykırma cesaretinde olan Recep Tayyip Erdoğan var, AK Parti kadroları var. İdlip’de sadece gönlümüz burkulmuyor, göz yaşı akıtmıyoruz, bir mücadele veriyoruz. Libya’da sadece Türkiye’nin ekonomisini müdafaa etmek istemiyoruz, aynı zamanda oradaki mazlumların, kısık seslerin de sesi oluyoruz. Dünyanın neresine bakarsanız bakın, dinlerine ve dillerine bakmadan eğer mazlumların duasını alıyorsak, bizden gelecek bir çağrıya kulak vermişlerse eğer bizim kadrolarımızın yapacak çok işi vardır. AK Parti, sandıktan en tepe yöneticisine kadar genel başkanının iddiasını, itirazlarını en yüksek perdeden dillendirmek durumunda. Genel Başkanımızla mesai yapan bir kardeşinizim. Bizim doğrumuzu hak ve halk belirler, istikametimizi milletten alırız diyen bir genel başkanımızın arkasında siyaset yapıyoruz. AK Parti kadroları nerede durduğunu, ne yaptığını, neyin mücadelesini verdiğini iyi anlamak zorunda. Karşımızda yalanı elbise gibi üzerine giymekten imtina etmeyen muhalefet anlayışı var. Bunlar çok kolay yalan söylerler, sonra söyledikleri yalana kendileri de inanırlar. Hakkın, hakikatin yanında duran kadroların, Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşlığını yapan bu ekibin sağlam durması, iyi mücadele etmesi lazım.

KAHRAMANMARAŞ, AK PARTİ SİYASET AHLAKININ ŞEKİLLENDİĞİ İLLERİMİZDEN BİR TANESİ”

Kahramanmaraş, bizim siyasetimizin beslendiği, AK Parti siyaset ahlakının şekillendiği illerimizden bir tanesi. Bu geleneği, bu yürüyüşü devam ettirecektir. Son yerel seçimlerdeki başarınızdan dolayı sizi yürekten tebrik ediyorum. İnanıyorum ki Cumhurbaşkanımızı Kahramanmaraş yine sarıp saracak, çok büyük bir coşkuyla karşılacak. Buradan sizin heyecanınızla, muazzam enerjinizle ayrılacağız.”

Kandemir’in konuşmasının ardından toplantı basına kapatıldı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz