Rusya’nın yapmış olduğu ambargo, Kahramanmaraş’ın meyve ve sebze üretimi, Pazar alanında Kahramanmaraş’ın Türkiye’deki yeri gibi birçok konuyu ele alarak, bu konuların değerlendirmelerini gazetemizle paylaşan Kabzımallar Odası Başkanı Halit Orhan, özellikle Rusya’nın yapmış olduğu Domates ambargosunun Türkiye’ye bir zararı olmadığına dikkat çekerek, “Kahramanmaraş’ta yerli üretim olduğu için bu ihracat yasağının Kahramanmaraş’a da zararı olmadı” dedi.

“DOMATES AMBARGOSUNUN BİR ZARARI OLMADI”
Rusya’nın Türkiye’ye yönelik yapmış olduğu Domates ambargosunun Türkiye’ye bir zararının olmadığını belirten Orhan şunları kaydetti: “İhracata için dikilen domatesle, iç piyasa dikilen domates arasında bir fark var. İhracat için daha farklı bir domates dikimi var. Bu daha çabuk olgunlaşıyor ve kalitesi daha yüksek. Bu dışarıya özel dikildiği için bunun fiyatı biraz farklı oluyor. Eğer dış ülkelere, Rusya’ya ya da diğer ülkelere satış olmazsa, bu domates iç piyasaya yönlenirse Türkiye daha uygun domates yemiş oluyor. Bundan dolayı vatandaşlarımız geçen yıl her senekinden daha ucuz domates yemiş oldu. Bu sene eğer ihracat olursa, satışlar dışarıdan çok içeriye dönmeyeceği için, dikilmiş domates içeride pazarlanmadığı takdirde, domates fiyatı Türkiye’de normal seyrinde olacaktır. Yani üreticinin domates yetiştirmek için yaptığı maliyet, fidan maliyeti, sera maliyeti, ısıtma maliyeti, pazarlama maliyeti, paketleme maliyeti, taşıma maliyeti geldiğinde, bugün domates belirli bir fiyatın altına düşmeyecektir. Bizim iç piyasada ki domates fiyatlarının biraz daha yüksek olmasına vesile olacaktır. Rusya’nın Türkiye’ye yapmış olduğu domates ambargosunun Türkiye’ye zararı olmadı diyebiliriz. Türkiye bu domatesi sadece Rusya’ya satmıyordu. Zaten Rusya ambargo koyduktan sonra biz farklı ülkelere yöneldik. Satışlarımızı oralar da gerçekleştirdik. Dolayısıyla yapılan Rusya’nın Türkiye domates ihracatını durdurmuş olması Türkiye adına bir zararı dokunmadı. Biz domatesleri Rusya’ya satmadığımız zamanlar da o domatesleri kendi iç piyasamıza daha ucuza satıyorduk. Yani bizim Rusya’ya giden domatesleri daha ucuza kendi vatandaşlarımıza sattık. Üretilen o domatesler 1 liraya Rusya’ya gidiyorsa biz 50 kuruşa kendi vatandaşımıza daha ucuza sattık. Böylelikle dengeyi korumuş olduk. Biz sadece Rusya ile domates ihracatı yapmıyorduk, farklı ülkelerle de yapıyorduk. Bu kapsam da dediğim gibi bu ülkenin getirmiş olduğu domates ambargosunun çok büyük bir zararı olmadı.”


FİYAT KONUSU
“Kahramanmaraş’ta özellikle örtü altı dediğimiz yani seradan üretilmiş olan, kışın yazlık olan sebze ve meyveleri biraz daha yüksek bir fiyatla piyasaya sunulmuş olacaktır. Ama bu Tolera edilebilir. Eğer biz Hatay olsun, mersin olsun, Antalya yöresinden olsun, buralardan bize gelen mallar var. Burada ucuz olan bölge bulunduğunda, eski şartlardan çok fiyat farkı ödeyerek domates yiyeceğimizi ya da bir pahalılık olacağını zannetmiyorum. Ama yine de şu şekilde olabilir; eğer Irak, Suriye gibi ülkeler de Pazar bulunup ta oralara ihracat edilip, mersin veya Hatay’daki üreticilerde o taraflara yönlenirse, o zaman fiyatlar biraz değişebilir.”


KÜNYELEME VE HAL KAYIT SİSTEMİ
“Bu sene iç piyasada Kahramanmaraş bölgesinde üretilen yerli ürünler ve il dışından getirilen ürünler deki fiyatlar şuan normal seyrinde. Bizim bir eksiğimiz var. 2012 yılında çıkan şuanda Gümrük Ticaret Bakanlığı’nın ve Genel Müdürlüğün kontrolünde olan Hal Kayıt Sistemi dediğimiz bir sistem var. Eğer bu sistemde bütün üretilen ürünlere hem yerli hem de dışarıdan sera altından gelen ürünlere Künye alınıp sisteme kayıt edilmesi sağlandığı takdirde, bu ticaret daha güvenli daha sağlıklı olarak tüketiciye ulaştırma imkânını yakalayacak. Bu Künyeleme şuanda bizim istediğimiz ve devletin istediği boyutlarda değil. Bu da bize Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Devlet bütçesinden veya Gümrük Ticaret üretici İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nden her ay aldığı RUSUN dediğimiz vergi geliri var. Bunun düşük olmasına vesile oluyor. Biz Maraş’a gelen ürünlerin tamamını, meyve ve sebze ürünlerinin tamamını ve Kahramanmaraş’ta üretilen meyve ve sebzenin il dışına giden kasımlarını, Künyeleyip te göndermeyi başardığımız zaman bu paranın artmasına vesile olacak. Artı olarak kimin ürettiğini, hangi bölgeden geldiğini bilme şansına sahip olacağız. Künyeleme böyle bir özelliği olan bir yapı. Fakat şuan da devletin ya da bizim istediğimiz seviyede değil. Bunu eğer gerçekleştirebilir ya da başarabilirsek Kahramanmaraş’ta 2 tane hal var, Elbistan ve Merkez halimiz var. Burada ki hal esnafı da il dışından gelen kayıtsız olan manavlarda ve ya a pazarlarda satılmış olan şeyi hal üzerinden satışın gerçekleştiğinde hem haldeki vatandaşın bu işi takip etme hem de dışarıda kinin kayıt dışı bir ürünü satmaktansa kayıtlı bir ürünü satma yönünde daha iyi olabileceği görülür. Yani bu bir faydadır. Bununla ilgili biz çalışmaları başlattık. Umarım bu çalışmalar sonuç verir ve iyi olur.”


“KAHRAMANMARAŞ’TA YERLİ ÜRETİM VAR”
Kahramanmaraş’taki vatandaşların daha çok kendi ihtiyaçlarını kendiler üretip kendilerinin yediğini belirten Orhan, “Kahramanmaraş’ın yaklaşık 1,5 milyon civarında bir nüfusu var. Yazın kışa göre biraz daha artıyor. Kahramanmaraş yaz ayında özellikle kışın da örtü altı bir seracılık yapılabilecek iklim potansiyeline sahip. Bazı yerlerde seralar şimdiden kurulmaya başladı. Kahramanmaraş’ın toprak yapısı gayet güzel, Her türlü sebze ve meyve yetiştiriciliği yapmaya az çok elverişli. Onun için diğer illere göre tüketici komunda olan Kahramanmaraş biraz daha meyve ve sebzeyi kendi üretip kendi vatandaşına satıyor. Kahramanmaraş’ta yerli üretim diğer illere göre daha fazla. Kendi ihtiyaçlarını kendileri yetiştiriyor” dedi.


“GÜNÜBİRLİK FİYAT YÜKSELİŞLERİ OLUYOR”
Meyve ve sebze fiyatlarının neden değişiklik gösterdiğini söyleyen Orhan şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de fiyat endeksinin yapıldığı bir sistem var. Bu fiyatlar da bazen çok büyük bir oynama gösteriyor. Bazen üretim yapılmış olmasına rağmen üretimin korunamaması, malın iyi paketlenememesi, malin iyi taşınamaması, malın iyi saklanamamasından dolayı bazen günübirlik fiyat yükselişleri oluyor. Bunları daha geniş zamana yayabilmek için Devletimiz diyor ki; ben kasalama, saklama, taşıma standardı getirdim. Bu standardın daha iyi yapıldığı büyük hal merkezleri oluşturulması gerekiyor.”


“BÖLGESEL HALLERİN OLMASI FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAR”
Devlet tarafından yeni çalışmaların gündemde olduğuna değinen Orhan “Meyve ve sebze ile ilgili bir kanun var. Bu kanunun içeriğine baktığımızda, bütün meyve, sebze, gıda ürünlerinin içerisine alabilecek bir değerlendirme var ama şuanda meyve ve sebzeyle ilgileniyor. Diğer konularda da buna adaptasyon sağlanmadı. Diğer konular da buna adaptasyon sağlanırsa, örnek verecek olursak et, süt, yumurta gibi gıdalar bu kanunda ki konunun içine çekilirse, kanun bazında değerlendirilip sisteme kayıt edilirse, sistem üzerinde künye alınıp satışı sağlanırsa, meyveden sebzeye, peynirden süte, etten diğer gıda ürünlerine kadar her şeyin bir araya gelip toplandığı, o alanda pazarlandığı yer olarak düşünülen bir hedef var. bunu da hükümetimiz şu şekilde açıklıyor; hiç olmazsa Türkiye’de 7 bölgede bir toptancı merkezi oluşturulup oralardan yurtiçi, yurtdışı dolaşımları buradan sağlamak gibi bir çalışmalar mevcut. Buradaki hedef büyük bir zincir kurulması yönünde. Eğer bu başarılırsa, ürün daha uzun sürelerde belirli bir fiyat aralığında satılma şansını yakalar. Hem de vatandaşlar ürünleri tek bir noktadan almış olur. Yani burada bölgesel haller olursa, fiyat istikrarı sağlanmış olacaktır” şeklinde konuştu.


Haber: Hakan Aydın

Editör: Mahmut Beyaz