Bölgedeki deprem uzmanları Kahramanmaraş ve Hatay’ın durumunu Hürriyet’e şöyle değerlendirdi:

Prof. Dr. Semir Över (İskenderun Teknik Üniversitesi): ‘ Tarihte büyük ve yıkıcı depremlere maruz kalan bu bölgelerde sismik boşluk söz konusu.. 1966 Bingöl depreminden sonra meydana gelen 6.0 ve daha büyük depremlerin dağılımlarına bakıldığında yıkıcı depremin güneybatıya doğru göç ettiğini görüyoruz.

Prof. Dr. Semir Över

Benzer göç durumunu Kuzey Anadolu Fayı (KAF) boyunca da gördük: yıkıcı deprem 1939 Erzincan depremi (fayın doğu kesiminde) ile başladı. Daha sonra 1943 Ladik depremi (fayın orta kesimi) ve 1944 Gerede depremleriyle fayın batı kesimini ve daha sonra 1951 Kurşunlu (Çankırı) ve 1967 Mudurnu depremiyle Marmara bölgesine kadar göç etmişti. Dolayısıyla Doğu Anadolu Fay’ı üzerindeki aktivitenin bundan sonraki etkilerinin Kahramanmaraş ve Hatay bölgelerinde olabilir.’

'MARAŞ'TA ÜÇ BÜYÜK RİSK’

Dr. Alican Kop (Kahramanmaraş, Sütçü İmam Üniversitesi Deprem Araştırma ve Risk Yönetim Merkezi Müdürü): ‘DAF’ın 6 parçasından iki segmenti Maraş şehir merkezinin 15 km güneyinde Türkyolu ilçesinden geçiyor. Burada en son 1513’te deprem olmuş. Öncesinde de 1114’te büyük deprem var. O tarihten beri bir deprem yok. 500 yıldır enerji biriktiriyor.

Dr. Alican Kop

O yüzden bütün yerbilimciler tarafından burası ‘sismik boşluk’ olarak adlandırılıyor. Bu da 400 yılda bir büyük deprem üreten segmentte 100 yıl gecikmiş bir deprem beklentisi doğuruyor. Ayrıca DAF dışında bir de Maraş’ın tam merkezinden geçen bir fay zonu var. Bu zon da 2012’de keşfedildi. Daha önce bilinmiyordu. Şehirdeki birçok bina bu fayın üzerinde. Bunların bir kısmı eski bina, bir kısmı da 2004 sonrasında yapılmış yüksek katlı binalar.

Bilimsel çalışmalara göre 28 kilometrelik bu fay 6.7 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem üretebiliyor. Maraş’ın birçok ilçesi ve özellikle merkezinin güneyi alüvyonal zemine sahip. Burada ‘sıvılaşma’ denilen başka bir tehdit var. Eğer su seviyesi zemine yakınsa, zemin alüvyonal bir yapıdaysa, deprem sırasında taneler arasındaki bağ kopuyor, dolayısıyla o zaman zemin yeniliyor ve su gibi davranıyor. Dolasıyla ne kadar sağlam bina yapmış olsanız, su içindeki bir bina zemine batabiliyor veya çökebiliyor. Dolayısıyla Maraş’ın üç boyutlu bir tehdit üzerinden ciddi bir deprem riski altında...’

(Kaynak: hurriyet.com.tr)

Editör: Mahmut Beyaz