Vatandaşların okuma alışkanlığını artırmak, insanlar arasındaki muhabbeti tekrar ortaya çıkarmak, kültürel değerlerin yerinde ve sağlam durmasını sağlamak ve vatandaşların günün yorgunluğunu bir nebzede olsa atarak, rahatlamaları için normallerinden farklı olarak KafKahve adıyla bir edebiyat kafesi açacak olan Kahramanmaraşlı Merve Hocaoğlu, böyle bir kafe açmanın hep hayali olduğunu ifade etti. Burada insanlar arasında ki muhabbeti ve kültürü arttırmayı amaçladığını söyleyen Hocaoğlu, Kafe ismi olan KafKahve adının ünlü Fransız yazar Franz Kafka’dan esinlenerek koyduğunu belirtti. Bir dönem kendisinin de yazarlık yaptığını ancak kendisini yeterli bulmadığından dolayı bıraktığını kaydeden Hocaoğlu, Büyükşehirlere gittiğinde birçok edebiyat kafesi gördüğünü ve bu hoş ortamların Kahramanmaraş'ta olmasını istediği için edebiyat kafesi açacağını söyledi. Hocaoğlu, “Bu tür kafelere gittiğinizde arkadaşınızla gitmek zorunda değilsiniz, oturup illa sohbet etmek zorunda değilsiniz, mesela kitaplarınızı, dergilerinizi alıp oturabiliyorsunuz. Çok sıcak ortamların olduğu güzel kafeler var. Küçücük kafeleri bile tıklım tıklım dolu. Oraya gelme niyetleri farklı olduğu için faydalı işler yapıyorlar. Bende burada böyle bir olsun istiyordum" dedi.

HER ŞEY ÇOK BASİT OLSUN İSTEMİYORUM’
Çok fazla yazar olduğunu düşündüğü ve kendisinin daha da gelişmesi gerektiğini belirten Hocaoğlu "Her şey çok basit olsun istemiyorum. Günümüzde herkes yazar olabiliyor. Franz Kafka yazarını çok seviyorum. Çünkü ölümünden sonra ünlü bir yazar oldu. Yaşadığı dönemde hiç ünlü olma çabası gütmedi. 41 yaşında verem hastalığına yakalanarak erken vefat eden bir yazardı. En yakın arkadaşına yazdığım eserleri yak diye vasiyet ediyor. Ama arkadaşı belki ona göre yanlış bir şey yapıyor ama aslında hepimiz için güzel faydalı bir şey yapıyor ve Franz Kafka’nın ölümünden sonra tüm eserlerini yayınlatıyor. Ölümünden sonra dünyaca ünlü yazar haline geliyor. Birçok eseri mevcuttur. Karamsar bir yazar aslında. Yazdıkları, hayatı, düşünceleri benim çok hoşuma gidiyor. Franz Kafka’nın edebiyat döngüsünden dolayı farklı bir yeri var bende. Bu yüzden kafenin ismi onunla ilgili bir isim olsun istedim." diye konuştu.

TÜM KAHVE, ÇAY ÇEŞİTLERİ VE KİTAPLARI OLACAK’
Büyükşehirlere gittiğinde birçok edebiyat kafesi gördüğünü ve bu hoş ortamların Kahramanmaraş'ta olmasını istediği için edebiyat kafesi açtığını vurgulayan Hocaoğlu, şöyle devam etti: "Bu tür kafelere gittiğinizde arkadaşınızla gitmek zorunda değilsiniz, oturup illa sohbet etmek zorunda değilsiniz, mesela kitaplarınızı, dergilerinizi alıp oturabiliyorsunuz. Çok sıcak ortamların olduğu güzel kafeler var. Küçücük kafeleri bile tıklım tıklım dolu. Oraya gelme niyetleri farklı olduğu için faydalı işler yapıyorlar. Bende burada böyle bir olsun istiyordum. Ne zaman açılacak, burada da öyle bir olacak mı diye çok bekledim. Umarım umduğumuz gibi olur. O yüzden böyle bir adım attık. Çok sıkıcı edebiyata dair bir yer olmayacak. İnsanlar gelip sohbet edip, çaylarını kahvelerini içebilecekler. Zaten tüm kahve, çay çeşitleri ve kitapları olacak. Benim gözümde kitaplar ve kahve ayrılmaz bir ikilidir. O yüzden ikisi bir arada olsun istedik. Mesela duvarımızın bir kısmı şiir sokakta köşesi olacak oraya gelen misafirlerimiz istedikleri şiirleri yazabilecekler. Onlardan bize bir anı kalmış olacak. Üst katımız tamamen kütüphane şekline olacak. Rahat edebilecekleri şekilde okuma köşeler olacak. Üyelerimiz oradan istedikleri kitapları çok uygun bir şekilde kiralayabilecekler. Aslında çok okumalarına yönelik bir şeyler yapmak istedik. Ben okumayı çok seven bir insanım."

İMZA GÜNLERİ DÜZENLEMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ’
Rahat bir kitap okuma yeri hazırladıklarını ve insanların gelip istedikleri gibi bir ortam bulduklarını ve hoş bir şekilde kitap okuduklarını belirten Hocaoğlu, şunları kaydetti: "Alt katımızda ise tüm edebiyat dergilerimiz olacak. Daha sonra çok rahatça gelip çalışılıp, okuyabilecek. Güzel bir paylaşım olur diye düşünüyorum. İmza günleri düzenlemeyi düşünüyoruz. Ayda bir ya da iki kez belli bir grup oluşturup belirli saatler arasında kafemiz tamamen kapalı olacak ve sadece o grup olacak. O gruplar belli yazar yâda kitap hakkında söyleşi yapacaklar. Birlikte istişare yaparak arklı bir paylaşım güzel dostluklar olacağını da düşünüyorum. En başta nasıl olur diye düşünüyordum ama ben Maraş’ta okumayı çok seven, edebiyatla ilgili bir sürü insan olduğunu daha çok görmeye başladım. Şehrimizde birçok ünlü yazarımız var. Hem onların isimlerini daha fazla duyurabilmek için hem de şehrimize daha faydalı şeyler yapabilmek için güzel bir şey olacağını düşünüyorum. Teşvik olsun istiyorum. İnsanlar daha çok okusunlar okumayı sevsinler. Son zamanlarda gençlerimiz göstermelik olarak kitap fotoğrafı çekeyim paylaşayım diyor. Ben okuduğum kitapların fotoğraflarını paylaştıkça bir süre sonra ben rahatsız oluyorum. Burada ki amaç bu değil. Hepsi bir arada olsun istiyorum. Konuşalım, paylaşalım. Ne kadar okusak da bilmediğimiz o kadar çok şey var ki hiç yeterli değiliz aslında. Yeni çıkan birçok yazarı da bu yüzden eleştiriyorum. Bence her önüne gelen yazar olmamalı. Franz Kafka dünyaca ünlü bir yazar. Belki de onun yazdıkları onu tatmin etmediği için ünlü olma peşinden koşmak, ya da yazdığı eserleri yayınlamak istemedi. Ama şimdi yazdığı her sözü kitap yapabilecek, duyurabilecek birçok insan var. Sadece yazmak için yazılmamalı. İlk önce onun hakkını vermeliler. Franz Kafka’nın da söylediği gibi kitaplar başımıza gelen en güzel şey. "

KİTAP OKURKEN HER ŞEYDEN UZAKLAŞABİLİYORUM’
Kitap okumanın insanı rahatlattığını, stresini aldığını ifaden eden Hocaoğlu, "Hep bir para kazanma telaşı, ne nasıl olacak diye herkesin sıkıntısı bu. İnsan kaçacak, bir süreliğini de olsa uzaklaşacak bir yerler istiyor. Bunu en iyi yaptığım şey kitap okurkendir. Kitap okurken her şeyden uzaklaşabiliyorum. Kendime o insanların arasında hissediyorum. Onları yaşayabilmek çok güzel bir şey. O yüzden insanlarda bunu rahatça yapabilsinler istiyorum. Geldiklerinde sıcak bir ortam olsun oturup okuyabilecekleri faydalı bir yer olsun istediğimiz için böyle bir adım attık. Kafemiz Martın ilk haftası açılacak. Hazırlıklar devam ediyor. Farklı, sıra dışı bir şeyler olsun istiyorum, dizayn olarak da insanlar kafeye girdiğinde kendisini sıcak samimi hoş bir ortamda bulsunlar istiyorum. Taş duvarlarımız, masa duvarlarımız orijinal kütüklerden yapılacak. Bardaklarımız bile çok farklı olacak. En güzeli her bir köşede dergiler kitaplar olacak. O yüzden biraz uzun sürdü. Edebiyat denilince akla gelen bir yer olsun istedim. Kitaplara böyle bir yerde daha rahat sığınılsın istedim. Her şey güzel olacak umarım. Kahramanmaraş’ın böyle şeylere ihtiyacı var. Umarım daha çok artar daha güzel şeyler yapabiliriz. Hep bir şeylerin eksikliğini hissediyoruz. Mesela tiyatrolar, bu tarz söyleşiler var ama çok fazla yeterli bulmuyorum. Belki de katılımından dolayı yeterli değil. Katılımı arttıracak şeyler olsun istiyorum. Talebinde fazla olduğunu aslında bu işe başladıktan sonra anladım. Böyle bir yerin açılmasını isteyen birçok insan var. Bu da beni çok mutlu etti. İllaki kitap okuma isteği herkeste vardır. Fırsat bulamıyordur. Çünkü herkesin bahanesidir bu zaman olmuyor kitap okuyunca uykum geliyor gibi. O yüzden kitaplara aşinalık kazandırmak için güzel bir ortam sunacağımızı düşünüyorum. O yüzden böyle bir ortamı gördükten sonra herkese farklı geleceğine ve adım atacaklarını düşünüyorum. Böyle bir yerde saatler geçirebiliyorsunuz. Boş muhabbetler insana bir süre sonra sıkıyor. Şehrimizde de okumayı seven, kitapları seven güzel insanlar var. Bizim amacımızda onları bir araya getirmek” şeklinde konuştu.

ŞAHISLARDAN ÇOK, KİTAPLARI SEVMELİYİZ’

Kafe’nin Franz Kafka ismini vereceği için eleştiren kişilerin olduğunu dile getiren Hocaoğlu, son olarak şunları söyledi: “Gönül ister ki tüm yazarların ismini verelim. Güzel şairlerin olduğu çıktığı bir şehir de yaşıyoruz ama buna da bu kadar kalıpta bakmak biraz anlamsız oluyor. Önemli olan burada Franz Kafka değil onun çatısı altında tüm yazarlarımızla bir araya gelmek, hepsini yaşamak, yaşatmak amacımız. Ben sadece Kafka okur edebiyat dergisini çok severek takip ettiğim için ondan yola çıktım. Çünkü o edebiyat dergisini çok seven insan olduğunu biliyorum. Kesinlikle yanlış anlaşılmasın bu belli bir şahsa olan bir sevgi, duyarlılık falan değil. Tüm yazarlarımızı, kelimelerimizi, kitaplarımızı seviyoruz. Hepsinin emeklerine, yazdıklarına sonsuz saygımız var. Çok güzel şeylerle buluşturdular bizi. O yüzden bizim amacımız hepsini o çatı altında toplamak. Zaten diğer düşüncelerden kopmamız gerekiyor. Biz onları insan olduğu için, yazdıklarından, sevgimizden dolayı okuyoruz. Bu Hristiyan diğeri Müslüman diye değil bence Kuran-ı Kerim de okunmalı, İncil’de okunmalıdır. Okumak sadece dar kalıpla bunun görüşlerini beğeniyorum onu okurum diğeri beni ilgilendirmez diye bir şeyi çok yanlış buluyorum. Evet, diğer görüşleri sevmiyor, kabul etmiyor olabilirim ama fikir sahibi olmak zorundayız. Kendi düşüncemi savunacaksam, karşı düşünceleri de bilip ona göre daha doğruyu savunmalıyım. Kafenin içinde tüm yazarlarımız olacak. Şahıslardan çok, kelimeleri kitapları sevmeliyiz. Bize bıraktıkları o sonsuz mirası sevmeliyiz.”

Haber: Meliha Şeyda Akçakale

Editör: Mahmut Beyaz