Kahramanmaraş Kadın ve Aile Şube Müdürü Ayşe Taşkıran, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü gazetemize değerlendirdi. Taşkıran, "Her kadın, hergün saygı görmeye hürmet görmeye değerdir. Bunun için birgün seçilmemelidir'' dedi.

 

8 Mart Dünya Emekçiler Kadınlar Günü hakkında değerlendirmeler yapan Taşkıran: "Biz bugünü 8 Mart'ı kadınlara armağan edelim, emekçi kadınlar günü olsun diye kutlanıyor. Aslında bakılırsa kadının günü olmaz! Birşeyleri günü geldiğinde hatılamamak lazım. 8 Mart'ta o kadınları analım. Emekçi, işçi kadınları gidip ziyaret edelim. Bugunü bütün kadınlara mal etmeyelim' dedi.

Yaptığı röportajlarla ses getiren Manşet Gazetesi 8 Mart Dünya emekçi Kadınlar Günü hakkında Kadın ve Aile Şube Müdürü Ayşe Taşkıran ile röportaj yaptı. İşte röportajın ayrıntıları:

 

Kadın ve Aile Şube Müdürlüğünün çalışmaları nelerdir?

Kadın ve Aile Şube Müdürlüğü olarak birinci vazifemiz kadın ve ailenin korunması, gelişmesi ve güçlendirilmesi için uzun ve orta vadeli plan ve programlar hazırlamaktır. Aynı zamanda toplumsal yapımızın temel yapısını oluşturan aile kurumunu sosyal, kültürel ve ekonomik bakımdan destelemek amacıyla faaliyetlerde bulunmaktır. Bilindiği üzere aile toplumumuzun en temel yapı taşıdır. Aile ne kadar sağlam olursa o ülke, o devlet o kadar sağlam olur. Biz müdürlük olarakta bütün çabamız ailemizin güçelndirilmesi, bilinçlendirilmesi daha şuurlu daha nitelikli aile yapıların oluşması temellerinin atılması için bir çok faaliyet yürütmekteyiz.

 

 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün önemi nedir?

8 Mart'ın asıl anlamı Fabrikada çalışan işçi kadınların greve girmesi, grevde polislerin çok ciddi şekilde tepki göstererek onları Fabrikaya kilitliyorlar. Fabrikada yangın çıkması sonucu kadınlar yanarak feci şekilde ölüyorlar. Bunun üzerine çok fazla insan tepki gösteriyor. 10 binlerce kişi bu kadınların cenazesine katılıyor. Biz bugünü 8 Mart'ı kadınlara armağan edelim, emekçi kadınlar günü olsun diye kutlanıyor. Aslında bakılırsa kadının günü olmaz! Birşeyleri günü geldiğinde hatılamamak lazım. 8 Mart'ta o kadınları analım. Emekçi, işçi kadınları gidip ziyaret edelim. Bugunü bütün kadınlara mal etmeyelim. Erkekler günü kutlanıyor mu? Hayır. Hergün erkeğin günü o zaman kadınlar günü diyede birşey olmamalı. Hergün kadının günüdür. Kadına hergün saygı gösterilmeli, hürmet edilmelidir. Kadını mutlu edebilecek şeyleri birgün sebebiyle yapılmamalı. Bir kadını hergün mutlu edebilirsin. Bir kadın kadınıda mutlu edebilmeli.

 

 

Kadının toplumda ki yeri ve önemi için neler söylemek istersiniz?

Hz. Mevlanın bir sözü var, ''Bir kadın, bir anne dilerse dünya'yı değiştirebilir.'' bu söz çok büyük anlamlar ifade ediyor. Allah kadın fıtratını o kadar güzel yaratmış ki, kadın o kadar renkli bir kişiliğe sahip ki dilediği vakit birden çok işi aynı anda yapabilir. İhtiyaç halinde kadın herşeye koşturur. Kadın istediğini yapabilir. Ben buna inanıyorum. Kadın dilerse bulunduğu her konumu çok güzelleştirebilir. Çokta başarılı sonuçlar elde edebilir. Düşünün ülkeleri feth eden komutanları bir anne doğurdu, yetiştirdi. Padişahlar, hükümdarlar, dünyayı değiştiren devlet adamları, fikir dünyamızı değiştiren yazarlarımız bunların hepsi bir kadının elinde büyüdü. Kadının en büyük vazifesi o kadınları, o dünya'yı değiştirecek kişileri yetiştirmek ve büyütmektir. Annelik kadının fıtratıdır. Asla ev hanımları küçümsenmemeli, onların çok büyük vazifeleri vardır. Kadınların vazgeçmemesini istiyorum. Kadın mücadele demek, hayat demek, nesil demektir. Kadın mutlu olursa çocuklarıda mutlu olur, çocuklarla birlikte mutlu olursa huzurlu bir aile olur, huzurlu bir aile olursa huzurlu bir toplum olur. Bu bir silsiledir. Iş kadını mutlu etmekle başlıyor.

 

Türkiye'de kadınların seslerini duyurduğuna, kendilerini duyurmaya çalıştıklarına inanıyor musunuz?

 

Son zamanlarda özellikle birçok derneklerimizin kurulmasıyla, hükümetimizinde bu konuda büyük çabaları, girişimleri var. 2000'den sonraki dönemlerde bir farkındalık oluştu. Eskiden bu kadar gündeme gelmezken şimdi insanlar tepki göstermeye seslerine çıkarmaya başladılar. Kadınlar artık susmamayı, bastırılmamayı, haklarını savunmayı öğrendiler. Güzel gelişmeler var bununda devam edeceğine inanıyorum. Hükümetimizin kadına çok büyük destek veriyor.

 

Erkeğin baskınolduğu bir toplumda kadına yapılan eşitsizlikler dile getirildiğinde direkt feminist damgası vuruluyor. Bu konuda ki fikirleriniz nelerdir?

Allahu Teala kadını ve erkeği farklı fıtratlarda yaratmıştır. Kadın ve erkeği yarıştırmaktansa birbirine karşı farklı iki cephe olarak göstermektense bu zorlu hayat mücadelesini birlikte atlatabilecekleri, birbirini tamamlayan eş olarak yaratmıştır. Kadın ve erkek eşit değil, eştir. Erkekler feminist diyerek iç güdüsel olarak kendilerini savunma ihtiacı hissediyorlar. Kadınlar kendini kanıtlama çabasında erkeklerle savaşmaktan başka bir yol bulamıyor. En az onun kadın sert çıkışlarda bulunuyor. Ondan sonra feminist olarak algılanıyor. Asıl olması gereken bu zorlu hayat mücadelesini birbirlerini tamamlayıcı eş olarak gördüklerinde daha kolay atlatabileceklerine inanıyorum. Yarış halinde olmak zorunda değiliz sonuçta hayat bir yarış değildir. Bir imtihandır sürecidir. Bu imtihanı savaş içinde olanlar kaybeder. Sulh içinde olanlar kazanabilir. Mücadelemizle kadın ve erkek karşıt iki varlık olarak göstererek değil, birbirimizi tamamlayarak hayat mücadelesi yapılmalıdır. Kadının olması gereken konumlar farklı, erkeğin bulunması gereken konumlar farklıdır. Her işi herkes yapmak zorunda değildir, herkesin fıtratına uygun yapacağı işler muhakak vardır. Bu konuda herkesin ılımlı yaklaşmasını gerektiğini düşünüyorum.

 

Son olarak bir mesajınız varmı?

Kadın dilerse dünya'yı değiştirir ve bunun içinde kendini geliştirebilecek her aktiviteyi yapmak zorundadır. Günlerini evde televizyon başında değil, ev işlerini kendini kaptırmış bir vaziyette temizlik yaparak değil, okuyarak, kurslara katılarak, kendilerini geliştirerek geçirmelerini istiyorum. Neden altın günü yapıyoruz da, kitap okuma günleri yapmıyoruz? Çocuklarımızın bize ihtiyacı var bizim eğitimlere ihtiyacımız var bilinçli anneler olursak, çocuklarımızda o kadar bilinçli bir nesil olarak yetişir. Öncelikle kadınların kendilerini geliştirmeleri için ellerinden gelen çabayı sarfetmelerini istiyorum. Erkeklerinde buna fırsat vermelerini istiyorum. Hanımları bir kursa gitmek istediğinde yada bir kitap okuma günü yapmak istediğinde arkadaşlarıyla eşlerini bu konuda teşvik etmeliler. Gerekirse kendileri getirip götürmeliler ama asla evde oturmakla kadına sınır getirmemeliler. Kadının vazifesi sadece evde oturmak temizlik yapmak, çocuk bakmak değildir. Bu ülkede birşeyleri değiştirecek olan birileri varsa onlar kadınlardır. Çünkü nesli yetiştiren onlardır, o sebeblede en iyi şekilde en iyi yerlerden eğitim almalılardır. Tüm kadınların kadınlar günü kutlu olsun...

 

Haber: Meliha Şeyda Akçakale

Editör: Mahmut Beyaz