TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç, Türkiye Otobüs Federasyonu tarafından Esenler Otogarı’nda düzenlenen toplantıda otobüs şoförü esnaflarıyla bir araya geldi. Türkiye Otobüs Federasyonu (TOFED) Başkanı Birol Özcan’ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Celalettin Güvenç’in yanı sıra Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda otobüs şoförü katıldı. Güvenç ve Sayan, otobüs şoförleriyle hasbihal ederken, 23 Haziran’da gerçekleştirilecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’a destek istedi. Güvenç’e Kahramanmaraş’tan, Pazarcık Belediye Başkanı İbrahim Yılmazcan, Kahramanmaraş Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ahmet Kuybu, Kahramanmaraş Ayakkabıcılar Odası Başkanı Ali Köfte, Kahramanmaraş Terziler ve Konfeksiyoncular Odası Başkanı Muhlis Akkurt ve iş adamı Yusuf Kökünüz de eşlik etti. Toplantıda ilk olarak TOFED Başkanı Birol Özcan bir selamlama konuşması yaptı. Otobüs şoförlerinin sorun ve taleplerini anlatan Özcan, Binali Yıldırım’ın gerek Ulaştırma Bakanlığı gerekse de Başbakanlığı döneminde kendilerine büyük destek verdiğini söyledi.

“3 BİN DOLAR OLAN MİLLİ GELİR, 10 BİN DOLARLARA ÇIKTI”

Özcan’ın ardından kürsüye TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvenç geldi. Türkiye’nin geçmişte zor günler geçirdiğini anlatan Güvenç, Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile Türkiye’de Cumhuriyet tarihinde yapılmayan hizmetlerin yapıldığını söyledi. Güvenç, “Turgut Özal iflas etmiş bir ülkeyi darbeden sonra almış dünya ekonomisiyle entegre etmeye çalışmış, gece-gündüz uğraşarak ihracat yapmaya başlayan, kendi ayakları üzerinde duran sanayi kuran bir ülke oluşturmuştu. Bugünkü günleri hatırlatacak atmosferde, yalanla, dolanla, hırsızlık suçlamalarıyla Özal’ı kaybettik ve o malum yakın tarihimize kara leke olarak gelen 1991-2001 arasını bize yaşattılar. Bir yandan irtica gibi söylentilerle insanları mağdur ederken, diğer yandan ülkeyi soydular. Gecelik faizler 7 bin 500’e çıktı, insanlar nefes alamaz hale geldi, en son sizin gibi bir esnaf kardeşimiz Başbakanlık’a yazar kasayı fırlattı. Rahmetli Ecevit bırakın Başbakanlık yapmayı, merdivenle bir kat çıkamadığı için asansör yaptılar, başımızda dursun da biz soyguna devam edelim diyerek bize o kötü günleri yaşattılar ve Recep Tayyip Erdoğan geldi. Recep Tayyip Erdoğan geldikten sonra 3 bin dolar olan milli gelir, 10 bin dolarlara çıktı. Cumhuriyet tarihinde yapılmayan alt yapı hizmetlerinin tamamını, bu 16 yıllık sürede yapmayı başardık. Bu ülkede yol yoktu, dört sene otobüsle Kahramanmaraş’tan, Pazarcık’tan Adıyaman’a gittim geldim, duracak bir tane tesis yoktu. Cezaevi koğuşları gibi hastanelerde 10 kişi aynı odada yatarken, kapıdaki görevliye sigara almadan, yalvarmadan içeriye giremezdik. Çünkü ortada devlet yoktu, çünkü ortada iktidar yoktu” dedi.

“ÜLKENİN HİÇBİR BAKIMDAN GERİYE GİTMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ”

Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye’de millete hizmet anlayışının geldiğini dile getiren Güvenç, “Ama Recep Tayyip Erdoğan geldi, hastaneyi yaptı, yolu yaptı ve o hastanede devlet adına çalışanlara, ‘sizin göreviniz bu fakir millete hizmet etmektir, yukarıdan bakamazsınız, hor göremezsiniz, başı örtük ya da açık olabilir, Türkçe konuşabilir ya da konuşamayabilir, Şii olabilir, Sünni olabilir, Kürt olabilir, Alevi olabilir, eğer bu ülkenin çocuğuysa ey Vali, ey doktor, ey müdür, ey kaymakam bunlara hizmet edeceksiniz’ dedi ve anlayışı değiştirdi. Bu ülkenin bu dönemde alt yapı kazanımları kadar 3. köprüler, Avrasya Tünelleri, yollar, hastaneler kadar daha önemli olarak kazandığı şey, sözün de, kararın da millete ait olduğu anlayışının bu topraklarda hakim olmasıdır. Rahmetli Menderes, ‘söz de karar da milletindir’ dedi, onu astılar. Özal geldi, ‘bu millete hakaret etmeyin, bu milletin fakirini hor görmeyin, bu millete göbeğini kaşıyan insan demeyin’ dedi, adamı gönderdiler. Demirel’i 7 kere gönderdiler, rahmetli Erbakan’a yapmadıklarını bırakmadılar. Ama Allah’a hamdolsun bu fakir milletin dimdik durmasıyla Recep Tayyip Erdoğan’la biz bu günlere geldik. Ve bugün, kazanımlarımıza sahip çıkma günüdür. Bugün bu ülkenin hiçbir bakımdan geriye gitmesine izin vermememiz gereken gündür. Anlayışların değişmemesi günüdür, buna izin vermemiz lazım. Çünkü bu ülkenin kurtuluşu buradan geçiyor” ifadelerini kullandı.

“HOR GÖRÜLEN İNSANLARA UYANIN DEDİĞİ İÇİNDİR”

Dünyadaki Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının temel nedeninin Türkiye’yi ve İslam dünyasını ayağa kaldırması olarak belirten Güvenç, sözlerine şu şekilde devam etti, “Devlet millete hürmet edecek. Devlet, millet için var olduğunu bilecek. Devlet bunun için 80 milyonu bir görecek, kardeş görecek, birinci sınıf vatandaş olarak görecek. Devlet milletin her türlü değerine, inancına, yaşayışına, örtülüsüne, örtüsüzüne saygı gösterecek. Dünyadaki Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının temel nedeni budur. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan, ‘Bu ülkenin çocukları niye Kürt-Türk-Alevi diye birbirinizi yiyorsunuz, siz kavga ettikçe millet malı götürüyor, bu milletin aşı, ekmeği, suyu hepimize yeter. 80 milyona değil, 150 milyona yeter, bir olun, beraber olun, akıllı olun, çalışın, istihdam yapın, üretim yapın, zenginleşin sizinle oynamasınlar, sizi hor görmesinler, size saldıracak cesareti bulamasınlar’ dedi. Bu ülkede dalga dalga bu anlayış yayıldı ve yayılıyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın tek planı bu değil, aynı zamanda bütün İslam ülkelerine de bunu anlatıyor. Cumhurbaşkanımız, ‘Ey Arap çocukları, ey Kürt çocukları, ey İranlı çocuklar, ey Alevi çocukları, ey Sünni çocuklarını birbirinizi yemeyin, birbirinizi öldürmeyin, birbirinizin dili farklı diye yan gözle bakmayın, komşunuzu düşman bellemeyin, bir olun, beraber olun, Allah zenginliği bizim topraklarımıza vermiş, gücü bizim topraklarımıza vermiş ama siz 100 yıldır birbirinizi yediğiniz için o kaynaklar onların çocuklarına refah olarak gidiyor, tekrar size silah olarak geliyor, o silahlar ölüm kusuyor birbirinize yapmayın’ dedi. Bugün Tayyip Erdoğan’a Türkiye’den daha çok Pakistan’dan, Ürdün’den, Fransa’dan, İran’dan, dünyanın her yerindeki mazlumlardan dua geliyorsa bu bilinci 100-150 yıldır ezilen, sömürülen, hor görülen insanlara uyanın dediği içindir.”

“BU PROJEYİ YIKACAK, AKAMETE UĞRATACAK İSTANBULLUDUR”

Ekrem İmamoğlu’nun bir proje olduğunu belirten ve İstanbul halkının bu projeyi çökerteceğini ifade eden Güvenç, “Az önce Savcı Sayan, ‘Bu seçim, CHP adayıyla ki CHP adayı yok ortada, HDP’nin, İyi Parti’nin, FETÖ’nün, tüm küresel güçlerin adayı var, onunla Recep Tayyip Erdoğan arasındadır’ dedi. Yani Batı ile Tayyip Erdoğan arasındadır dedi. İşte o Batı, 150 yıldır dünyaya kan kusturan, sömüren, insanları birbirine düşüren, insanların birbirini öldürmesini teşvik eden, silah veren vahşi Batı. Bize farklı anlatıyorlar ama realitenin ta kendisini işte budur. Onun içindir ki, İstanbul seçimine de bir mahalli seçim olmanın ötesinde, çok daha fazla anlam yüklüyorlar. Çok daha fazla önem veriyorlar, çok daha fazla organize oluyorlar. Bir tarafta CHP’nin başına Marksist, Komünist bir il başkanı getiriyorlar, öbür tarafta Saadet Partisi’ni de bir şekilde oraya monte ediyorlar. Tabloya bir bakın, bir tarafta Marksist, Komünist bir il başkanı, öbür tarafta sakallı Saadet’ten gelen kardeşlerimiz, arkasında biz ülkücüyüz diyen İyi Parti’deki bir kısım insanlar. Bu projeyi yıkacak, akamete uğratacak İstanbulludur, İstanbul’un emekçileridir. Bu proje çökmelidir, bu projeyi çökerterek, ‘bizim yakamızdan elinizi çekin, sizden başka ihsan istemiyoruz’ demeliyiz” dedi.

“23 Haziran’dan sonra yerli ve milli olan sevinecek”

23 Haziran’dan sonra yerli ve milli olanların sevineceğini kaydeden Güvenç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü, “İnşallah 23 Haziran’dan sonra İstanbullu sevinecek, yerli ve milli olan sevinecek, cebinde başka ülkenin pasaportu sevdası olmayanlar sevinecek ve dualarınızla bizlerde yeni bir aşkla, hatalarımızı gözden geçirerek çalışacağız. Ekonomide sıkıntılarımız var, gezi olaylarından bu tarafa bizi yıkamadılar ama büyümemizi engellediler. Geziyi, 17-25 Aralık’ı, 14 vilayette hendek kazarak, en son da 15 Temmuz’da meclisimizi bombalayarak darbe yaparak gelişimimizin hızını kestiler, demokratikleşme adımlarımızın hızını kestiler, bizi bir nevi durdurdular ama yıkılmadık, sizlerin desteğiyle seçimlerden aldığımız güçle memleketin iki yakasını bir arada tutmayı başardık. 23 Haziran’da İstanbul’dan yükselecek sesle yeni bir başlangıç yapacak ve geleceği aydınlatacağız.”

“İMAMOĞLU İLE YILDIRIM’I MUKAYESİ ETMEK İMKANSIZ”

İstanbul’un Anadolu insanı için önemli bir şehir olduğunu belirten Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ise, Binali Yıldırıl ile Ekrem İmamoğlu’nun mukayese edilmesinin imkansız olduğunu belirterek, “Ülke olarak önemli bir süreçten geçiyoruz, bunun farkındasınız. Anadolu’dan gelen insanların uğrak yeri İstanbul, burası da bir kavuşma noktası, hepimizin buradan yolu geçmiştir. Biz bu otogarın ayakta kalması, buranın sürekli canlı kalması Anadolu’nun geleceği açısından çok önemlidir. Celalettin Güvenç ağabey başta olmak üzere herkes karınca kararınca sizlere destek olmak zorundadır. İstanbul Otogarı demek, Anadolu’nun kalbi demektir. Hükümetimiz sizlere destek olmaya her zaman olduğu gibi devam edecektir, bir de Binali Yıldırım ağabey kazanırsa gerisini siz hesaplayın. Bu seçim İmamoğlu ile Binali beyin seçimi değil, hiç öyle hesaplamayın. Zaten onları mukayese etmek haksızlıktır, bir tarafta memleketi dört bir taraftan demir yollarıyla, otoyollarla bağlayan, Ulaştırma Bakanlığı yapmış, Marmaray, 3’ncü Havalimanı gibi devasa yatırımların başında bulunmuş, TBMM Meclis Başkanlığı yapmış bir Binali bey var, diğer tarafta da Beylikdüzü’nün Belediye Başkanı var. Bu iki insanı mukayese etmek Anadolu insanının vicdanına sığmaz. Binali bey ustadır, usta bir adama hemen işi teslim edeceksiniz. Bu seçimi ben Batı ile sayın Erdoğan arasındaki bir seçim olarak görüyorum. Bütün Müslümanların, mazlumların umudu Türkiye, Türkiye’nin başındaki de Recep Tayyip Erdoğan. Ya o kazanacak mazlumların umudu olmaya devam edecektir, burası İslam alemi için manevi bir başkent olarak kalacaktır ya da Batı kazanacaktır. Seçim rakibi olarak gördüğümüz insanlara baktığımızda bunların bir proje kapsamında hareket ettiğini görüyorum çünkü HDP’nin, İyi Parti’nin, CHP’nin söylemlerine bakıyorum, üç söylem de aynı noktadan idare ediliyor. Bir merkez bunlar üzerinden Türkiye’yi dizayn etmeye çalışıyor, İnşallah biz buna müsaade etmeyeceğiz. Ağrı’dan çıktık geldik, çünkü İstanbul Ağrı’nın da umudu. İstanbul Anadolu için çok önemli bir yerdir” şeklinde konuştu.

Program soru-cevap şeklinde devam ederken, toplu hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.

(Haber: Tuğçe Kayar)

Editör: Mahmut Beyaz