Doğup büyüdüğü Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit İlçesi’ne bağlı Helete Mahallesi’ne olan sevgisini, mahallesinin en önemli değerlerinden biri olan Helete Peyniri’ni tanıtarak gösteren Kuba Süt ve Süt Ürünleri sahibi Celalettin Hayber, önemli çalışmalara imza atıyor. Onikişubat İlçesi’ne bağlı Binevler Mahallesi’nde açtığı marketinde kent halkını yöresel ürünlerle buluşturan Hayber, en büyük çabayı ise memleketinin değeri olan Helete Peyniri’ni tanıtmaya harcıyor. Uzun yıllar hem yurt dışında hem de yurt içinde gıda sektöründe çalışmasının ardından memleketine gelen Hayber, yöresel ürünler sattığı market açarak işe koyuldu. Daha sonra Helete’den peynir tedarik eden Hayber, Helete Peyniri’nin tanıtılması ve adının tüm Türkiye’de duyulması noktasında önemli çalışmalar yaptı. Sadece Helete Peyniri değil, birçok yörenin ürünlerini kent halkıyla buluşturan Hayber, “Ben iddia ediyorum Helete keçi peyniri Türkiye’de marka olarak ilk dörtte. Bir Kars kaşarı, ezine peyniri, Van’ın otlu peyniri ne kadar meşhursa, bizim Helete peynirimiz o kadar meşhur ve kalitelidir bence. Ama bir sıkıntımız var, Kahramanmaraş’ın coğrafyasından çıkamamışız” dedi. Hayber, Helete Peyniri’nin markalaştırılması noktasında Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’e çağrıda bulundu.

“YÖRESEL ÜRÜNLERLE HALKIMIZI BULUŞTURUYORUZ”

Farklı yöresel ürünlerle kent halkını buluşturmayı hedeflediklerini dile getiren Hayber, “Artık hayatımın geri kalanında buraya hizmet etmek istiyorum, derdimiz, talebimiz bu açıkçası. Ne kadar başarılı olacağız yada olmayacağız zaman gösterecek tabi ki. Köylerde yetişen bazı ürünlerin hem tedariki hem pazarlaması açısından önemli çalışmalar yaptım. Kahramanmaraş’a geldikten sonra dedik ki, biz artık süper market her tarafta var, alo matik her tarafta alo matik, deterjan her tarafta deterjan. Daha çok yöresel, bölgelerin kendine has ürünlerinin tedarikini yapıp Kahramanmaraş’ta daha büyük organizeye sahip bir çalışma yapmaktı. Ama tabi ki kolay değil, onun yatırımı daha fazla, çünkü dizaynından mimarisine kadar ciddi paralar harcamanız gerekiyor. Demir başlar noktasında ağır maliyetler oluşuyor. Yavaş yavaş bir bölgede başlayalım dedik ve Kahramanmaraş’ın Binevler tarafında daha çok Mevsim Sitesi denilen bölgeye dükkan açtık. Helete peyniriyle bismillah dedik, zaten geçen yıl açmıştık. Helete peyniri, Kars’tan üç-dört yıl bekletilmiş Kars kaşarı, Ezine’nin klasik koyun ve inek peyniri, Erzurum’un çeçil peyniri, Tunceli, Erzincan, Elazığ üçgeninde şavak tulum peyniri, yine bizim köyün İnek ve keçi peyniri, cevizi, İnşallah şire zamanı da geliyor” dedi.

“HELETE PEYNİRİ’Nİ ÖN PLANA ÇIKARMAK İSTİYORUZ”

Helete Peyniri hakkında farklı çalışmalar yaptığını anlatan Celalettin Hayber, “Bu sene özellikle Helete Keçi peynirinin özellikleri nelerdir, pazarlaması nasıl olur, Helete keçi peynirinde pazarlama yaparken köydeki insanların pazarlamayla alakalı sıkıntıları nelerdir bunları görmek için sezon başlamadan önce köye giderek yerinde çalışma yaptım. Pazarlama konusunda hem köylü hem de alıcı tarafından ciddi sıkıntılar var. Bunları nasıl giderebiliriz diye çalıştık. Aynı zamanda sadece Helete peynirini satıp para kazanayım, bu konuda maddi kazanç sağlayayım demedik. Tabi ki maksat ticaret yapmak ama nasıl ön plana çıkarırız, tanıtımını yaparız bununla ilgili çalışma yaptım” açıklamalarında bulundu.

“SÜT ÜRÜNLERİNDEN ANLAYAN BİR GEÇMİŞİMİZ VAR”

Helete halkının süt ve süt ürünlerinden anlayan bir geçmişe sahip olduğunu belirten Hayber, “Şöyle bir gerçek var, bunu belirtmem gerekiyor. Türkiye’de süt ve süt ürünlerinde bazı özel bölgeler var, örnek veriyorum Kars’ın hep söylüyoruz kaşarı, Van’ın otlu peyniri, Diyarbakır’ın örgü peyniri, Balıkesir’in sepet peyniri gibi bizim Kahramanmaraş’ımızın da meşhur Helete peyniri yani keçi peyniri için araştırma yaptım. Acaba insanlar neden Helete keçi peyrini istiyor, önemsiyor, bunun farkı nedir diye çalıştım. Tekir’de de, Ahırdağı’nda da, Nizip’te de, Narlı’da da keçi var, Helete keçi peynirine olan talebin sebebi nedir dedim. Şöyle bir kanıya vardık, birincisi yıllardır hayvancılık ön planda bu bölgede. Geçim kaynağımızın yüzde 50’sinden fazlası hayvancılıkmış. Aslında peynircilikten, hayvancılıktan, süt ürünlerinden anlayan bir geçmişimiz var. Benim nenem, annem mesela geçmişine baktığı zaman peynir nasıl yapılır, kaymak nasıl yapılır, nasıl saklanır, koşullar nelerdir bunları çok iyi biliyorlar” dedi.

“FARKLI BİR TAT VERİYOR”

Helete peynirinin daha farklı bir tat verdiğini belirten Hayber, konuşmasına şu şekilde devam etti, “Diğer peynirlere baktım, bizim peynirimizin değişik bir rehası var, hatta geçen gün biri Ramazan’dı, iftardan sonra peyniri yedim dedi, Karahöyük’e gittim dedi hala ağzımdaki o reha geçmedi dedi. Hani çok kalıcı parfümler üç-beş gün, böyle bir güzelliği var. Ayrıca insanlar, özellikle yeni nesil keçi peyniri, keçi yoğurdu, keçi sütüyle alakalı bir mamul olduğu zaman kokusundan dolayı çekingen davranırlardı. Hatta ben bize gelen müşterilere mutlaka ve mutlaka tattırıyorum. Müşteri önce kesinlikle olmaz, ben yemem diyor ama yedikten sonra ne kadar güzelmiş, bir beş kilo verir misiniz diyor. Çok önemli bir şey duydum, bunun altı çizilmeli, bir bayan geldi tattığında efsane dedi. İnanılmaz hoşuma gitti, efsane kelimesini kullanması. Satış noktasını yeni açmamıza rağmen iyi bir marka oluşturduk. Şuan gayet iyi gidiyor, bu organizasyonu yaparken, bu sene tamamen para kazanalım demedik, biraz daha tanıtım yapalım, insanlara Helete peynirini tattırarak damak tadı oluşturalım dedik.”

“HELET PEYNİRİ İÇİN BİRLİK OLMALIYIZ”

Bazı marketlerde Helete Peyniri adı altında farklı peynirlerin satıldığına dikkat çeken Hayber, Helete Peyniri’nin öneminin artırılması amacıyla birlik olunması gerektiğini söyledi. Hayber, “Bunlar çok güzel ama Kahramanmaraş’ta Helete peyniri adı altında Nizip’ten, Şahinkayası’ndan, Elbistan’dan, Gaziantep’ten geliyor ve bir bakıyorum marketlerde Helete keçi peyniri satılır diye yazılar yazmışlar. Bu hoş bir şey değil, bununla ilgili de biz Heleteliler olarak mutlaka bir araya gelerek çok iyi organize olmamız gerekli. Daha sonra da bu organizasyon çerçevesinde, kooperatif yada şirket mi kurulur, hem üretim he pazarlama tek eden yapılarak peynirimizin tabiri caizse zor zamanlarda ayağa düşmesini önlemek gerekiyor. Çok fazla şahit oluyorum köylü yayladan alıyor, arabasına atıyor, bir kaç firma var zaten oraya götürüyor, adamda zaten getirmiş diyor, belki de ürünün kilogramı 20-25 lira edecek, 15 liraya verirsen alırım diyor. Zavallı ne yapsın tekrar götüremez, peki diyor. Bu ne kadar helal, ne kadar doğru, ne kadar mantıklı. İnsanların zor durumundan faydalanarak ticaret yapıyorsunuz, bu güzel bir şey değil. Bu tür sıkıntıları engellemek, ondan sonra da hem üretim açısından yağıyla beraber standarda kavuşturmak, yapılış şekli ve ebatına kadar bir düzen oluşturmak gerekiyor. Bu ne kadar gerçekleşir bilmiyorum ama bunu yaptıktan sonra bu işe bir yada iki kişi görevlendirilir, sezon başladığında da rayiç belirlenir. Hale girince yazıyor, domates 0,90 kuruş diyor, sizde rayicinizi belirlersiniz dersiniz ki Mart ayındaki Helete keçi peynirinin kilogram fiyatı 17 lira örnek veriyorum, Nisan gelir 19 lira, Mayıs gelir 20 lira, Haziran gelir dersiniz ki 22 lira. 22 liraya satarsan ne buradaki adam senin ürününü aşağıya düşürebilir ne de köydeki vatandaşın peyniri elinde kalmış olur” şeklinde konuştu.

“KAHRAMANMARAŞ COĞRAFYASINDAN ÇIKMALIYIZ”

“Ben iddia ediyorum Helete keçi peyniri Türkiye’de marka olarak ilk dörtte” diyen Hayber, “Memleketimin değerlerini tanıtmak benim hoşuma gidiyor, girişe Helete peyniri vardır diye levha astım, hatta el ilanı yaptırıp dağıttım. Ne olursa olsun biz Heleteliyiz, hani derler ya kuşu altın kafese koymuşlar ille de vatanım demiş. Bir Kars kaşarı, ezine peyniri, Van’ın otlu peyniri ne kadar meşhursa, bizim Helete peynirimiz o kadar meşhur ve kalitelidir bence. Ama bir sıkıntımız var, Kahramanmaraş’ın coğrafyasından çıkamamışız. Belki inanmayacaksınız ama ben İstanbul’a, Yozgat’a, Çorum’a, Diyarbakır’a Elazığ’a birçok kere peynir gönderdim buradan, herkeste teşekkür ediyor. Bu değeri bizim ön plana çıkarmamız lazım, köyde peynir festivali yapılması lazım, şenlik tam Mart ayında yapılıyor orada da peynirin yer alması lazım. Evlere bile götürüyorum ben, halk telefon açıyor hiç üşenmiyorum, maksadım her eve girmek, tanıtım. 70 yaşındaki bir teyzeye götürdüm, dedi ki, oğlum ben bu peyniri sündüreceğim, çok anlamadım ne demek istediğini. Verdim, sonra tekrar aradı oğlum bana 10 kilo daha getirir misin dedi, ben sündürdüm çok güzel dedi. Burada bir şey aklıma geldi Maraş Dondurması’nın sünmesi de keçi sütüyle alakalı mıdır diye düşündüm. Bizim peynirin rehası ve yapımından dolayı peynir yumuşadıkça sünüyor, çük güzel bir hale geliyor” dedi.

“HELETE PEYNİRİ’NİN MARKALAŞMASI ADINA...”

Helete peynirinin markalaştırılması gerektiğini dile getiren Hayber, “Müşterilerimize de diyorum kestikten sonra bir iki dakika kaynar suyun içinde bekletin. Hatta taze alıp çerez gibi yesinler. Helete peynirinin esas noktası da bilimsel bir veri değil ama bu benim görüşüm, Helete peynirinde keçiden oluşan ağır kokunun olmamasının sebebi bizim yaylalarımızın tamamı ardıç, ardıcı hayvan yediği zaman hayvanda oluşacak sıkıntılı kokuyu o mübarek bitki alıyormuş, engelliyormuş. Belki de Helete peynirinin kokmaması, çerez gibi yenmesi bu nedenden kaynaklanıyor. Rabbim her şeye bir özellik vermiş. Gaziantepli İstanbul’a gitmiş orada baklava yapacak, fıstığı götürmüş, ustasını götürmüş olmamış bir türlü, suyu da götüreyim demiş ama yine de buradaki tadı yakalamamışlar, sonra da demiş hava da getiremeyiz ya diye. Hava olmadan tüm karımış tam olmuyor, böyle bir gerçeklik var. İnşallah gelecekte Helete peynirini ön plana çıkartırız. Büyükşehir Belediye Başkanımız Hayrettin Güngör ve  Çağlayancerit Belediye Başkanımıza da bir çağrımız var, eğer bununla alakalı bir çalışma yaparlarsa seviniriz. Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanımız bize yol gösterirse, bir harita oluşturarak Helete Peyniri’nin markalaşması adına desteklerini bekliyoruz” açıklamalarında bulundu.

“HELETE KEÇİ PEYNİRİN BİLİNİRLİĞİ TÜRKİYE ÇAPINDA ARTACAK”

Helete peynirinin tanıtımı noktasında son iki yılda önemli gelişmelerin olduğunu kaydeden Hayber, sözlerini şu şekilde tamamladı, “Sonuç olarak iki yıldan buyana güzel gelişmeler oluştu, fiyat konusunda artık tedarikçinin değil de üreticinin istediği olmaya başladı, geçen yıllara oranla şehir dışı taleplerimiz artmaya başladı ve müşteri kimlerden tedarikini yapacağı konusunda bilinçlenerek, gerçek Helete keçi peyniri almaya başladı. Bunda da sosyal medyanın gücü ve dışardaki birikimlerimiz etkili olmuştur. Ayrıca Gaziantep belediyesinin Göksu dan dolayı yapacağı süt mandırasının da faaliyete geçmesiyle Helete Keçi peynirin bilinirliği Türkiye çapında artarak kahvaltı sofralarında baş köşeye oturacaktır inşallah. Gaziantep belediyesinin yapacağı mandıranın durumunu siyasilerimiz ilgileniyor. Siyasetçilerimizden özellikle de baştan belli bilgi sahibi olan Celalettin Güvenç ve Ahmet Özdemir vekilimizden kurulum sürecini hızlandırmalarını köylümüz adına önemle rica ediyorum ki, köylümüzün sütü kat be kat değerlenecektir.”

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz