Yıllık 3 bin saatin üzerinde güneş ışığı alan Kahramanmaraş’ta, 15 Güneş Enerji Santrali, 1 Rüzgâr Enerji Santrali, 3 Biyokütle Santrali, 37 Hidro Elektrik Santrali, 1 Dogalğaz Santrali, 2 Termik Santrali bulunuyor. 22 milyar kilovatsaatlik üretim yapan Kahramanmaraş, 14 milyon konutun aydınlatmasını sağlarken, tam kapasite üretime geçtiği zaman bu rakam 2 katına çıkabiliyor. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, IEEE Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen 4. Enerji Zirvesi Cahit Zarifoğlu Konferans Salonunda gerçekleşti. İki oturum şeklinde yapılan konferansta konuşan AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, Osmanlı döneminden bu yana elektrik serüvenini anlattı.

Yılmaz şöyle konuştu: “Türkiye elektrik sektörü son yıllarda özelleşme sürecini yaşadı ve büyük oranda tamamlandı. İlk etapta dağıtım hizmetleri daha sonra üretim hizmetleri kamu eliyle değil de, özel sektör eliyle yürütülmeye başlandı. Bu kapsamda Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu yasayla kuruldu ve bir kısım faaliyetler bu kurumun regülasyonuna tabii olarak yapılıyor. Kamunun elinde şu anda TEİAŞ dışında sistem oyuncusu pek kalmadı. Bir de TETAŞ’ın işlettiği TETAŞ’ın sorumluluğunda olan TEÜAŞ’a ait bir kısım santraller kamunun elinde ama büyük oranda özelleştirme gerçekleşti.”

1800’LÜ YILLAR

“Elektrik 1800’lü yılların 2’nci çeyreğinde dünyada kullanılmaya başladı” diyen Yılmaz: “Ancak bizim ülkemize yani Osmanlıya ise 70-80 yıl sonra geldi ve Türkiye’de ilk santral 1902 yılında Tarsus’ta bir değirmene konulan 2 Kw küçük bir dinamoyla başladı. İlerleyen zamanlarda bu tesis 60 Kw kadar büyümüş ve bölgesini de beslemiş. 1900’lü yıllarda yine Osmanlı döneminde İstanbul, İzmir, Adana, Selanik, Beyrut gibi önemli Osmanlı şehirlerinde ufak çaplı atölye, fabrika tezgâhlarının elektrikle çalışmaya başladığını görüyoruz. Bunlar özellikle kendi ihtiyaçları için kullanılmış çoğu kere de halka hizmet verememiştir” dedi.

1914 YILINDA İSTANBUL ELEKTRİK İLE TANIŞTI

Bugün 15 milyon fazla nüfusu bünyesinde barındıran İstanbul’un elektrik ile tanışmasını anlatan Yılmaz: “İstanbul’un elektrikle tanışması 1914 yılında oldu. 1912 yılında Gans isimli şirketle bir anlaşma yapılıyor. Ancak bir sel felaketi nedeniyle 1914 yılında işletmeye geçebiliyor ve uzun yıllarda İstanbul’un enerji ihtiyacını karşılıyor. 1912 yılında İzmir’de santral kuruluyor ve o bölgenin ihtiyaçlarını karşılıyor. Daha sonra Cumhuriyet döneminde kurulanlar var. 1923 yılında 12,3 milyon bir nüfusumuz var ve kurulu gücümüz ise 33 Mw. Üretimimiz ise 44 Gws. 2017 yılına geldiğimiz de ise ekim sonu itibariyle 242 milyar Kws bir üretimimiz var” şeklinde konuştu.

AKEDAŞ’IN MİSYONU

AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş Genel Müdürü Mustafa Yılmaz, şirketin misyonun şöyle anlattı: “AKEDAŞ olarak bizim bölgemiz Adıyaman ve Kahramanmaraş illerini kapsıyor. Bizim iştirakimiz 1997 yılında kuruldu. KİPAŞ ağırlık büyük ortaklarımız Nazar, Arsan ve İSKUR’dan oluşuyor ve bölgedeki elektrik dağıtım hizmetinin devri 1 Ocak 2011 yılında AKEDAŞ eliyle yürütülmeye başlandı. Bölgemizde bir milyon 723 bin 118 kişiye hizmet veriyoruz ve bu nüfusun yaklaşık 680 bin adet abonesi var. Yani biz AKEDAŞ olarak bölgemizdeki 680 bin tüketicimize elektrik hizmetini sunuyoruz. Elektrik dağıtım sisteminde geçmiş yıllarda ağırlıklı olarak havai şebekeler yapılıyordu. Son yıllarda havai şebeke yapımı son derece azaldı. Özellikle alt yapısı tam olan bölgelerde tercihen yer altı şebekelerini tercih ediyoruz. Ancak yer altı şebekeleri çok pahalı yatırımlar. Bunu kırsal kesimde yapma imkânımız yok. Kırsal kesimde 30 Kw dağıtım hatlarımız havai şebeke olarak yapılıyor. Yerleşim birimleri içerisinde bunu yer altı olarak planlıyor ve projelendiriyoruz. Bu kapsamda bölgemizde 20 bin 325 kilometre havai şebekemiz 2 bin 295 kilometre ise yeraltı şebekemiz olmak üzere toplamda 22 bin 620 kilometrelik bir şebekeyi işletiyoruz. Bu şebekenin 12 bin kilometresi alçak gerilim havai şebeke ve yine bin 700 kilometresi alçak gerilimle yer altı şebekesidir. 8 bin kilometresi havai orta gerilim şebekesi, 516 kilometresi ise orta gerilimli yer altı şebekesidir”

ENERJİMİZ HEP BÖLÜNDÜ

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Temiz: “Enerji önemli bir konu. Bilindiği gibi 80 öncesi çeşitli örgütler, 80 sonrası bölücü örgütler, günümüzde FETÖ gibi hain çeteler ile uğraşarak enerjimizi bu alanlara sarf ediyoruz. Şu anda milyonlarca göçmeni ülkemiz barındırıyor. Enerjimizi enerji üretimine odaklayabilseydik, çok ileri düzeyde olurduk” dedi.

PETROL YOK

Temiz şöyle konuştu: “Ülkemizde yeterli petrol yok, belirli bir düzeyde üretilenin dışında. Çok kaliteli diğer kaynaklarımız var. Ülkemizin durumunu biliyoruz, stratejik öneme sahip, coğrafi konumu çok harika. Her dönem 4 mevsim yaşanıyor. Suyumuz yeterli. Çeşitli madenlerimiz var. En önemlisi gençlerimiz var. Avrupa ülkeleri ile kıyasladığımızda bizim üniversite öğrenci sayısı, birçok Avrupa ülkesinden fazla. Genç potansiyelimiz çok önemli. Bunların eğitimleri önemli. Mutlaka iyi yetişmeleri gerekmektedir.

ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIK AZALMALI

Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüzde 70 civarında. 2023 hedefleri içinde 1/3’nün yenilebilir enerji kaynaklarından üretilmesi planlanmaktadır. Bizim hidroelektrik ile ilgili 2000 yılında 11 bin megavat dolayında olan hidroelektrik üretimimiz 2016 yılında 26 bin 681 megavata çıkmıştır. Güneş enerjisi sene içerisinde değişiklik gösterse de 2 bin 738 saat ortalama günlük 7,5 saat güneşlenme süresine sahip. Almanya’dan yaklaşık yüzde 60 daha fazla güneş ışınlarından yararlanma oranı vardır. Ancak, 2015 yılı kurulu güç kapasitesi artış bakımından Almanya’nın binde 6’sı kadar bir ilerleme kayıt edilmiştir.”

Haber: Mustafa KILINÇ/ Emre AKKIŞ

Editör: Mahmut Beyaz