Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin ilk günü olan 9 Temmuz, Türkiye tarihinin en önemli günlerinden biri oldu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin ilk gününde dünyanın gözü Türkiye’de olurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin etmesiyle Türkiye’de yeni dönem resmen başladı. 24 Haziran seçimlerinde zafer kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün saat 16.30’da TBMM Genel Kurulu’nda yemin etti. Erdoğan, Anıtkabir’i ziyaretinin ardından yeni sistemin mimarisini oluşturan yeni bakanlıkların kuruluşuyla ilgili 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni yayımladı. Yeni sistemde yürütme Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlardan oluşacak. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal yeni sistemle ilgili soruları yanıtladı. Her sistemin kendi kültürünü oluşturduğuna dikkat çeken Ünal, bakanların artık siyasetçi olmayacağını fakat bakanların üzerinde milletin seçtiği bir Cumhurbaşkanının olacağını söyledi. Yeni sistemle birlikte gerçek anlamda milletin egemen olduğuna değinen Ünal, milletvekillerinin daha çok yerel sorunlarla ilgileneceğini belirtti.

TÜRKİYE’NİN YOLUNA DEVAM ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİ”

Her sistemin kendi kültürü olduğunu dile getiren Ünal, “Yeni hükümet sisteminde meclisten bir hükümet çıkmıyor. Meclis ayrı, hükümet ayrı seçildiği için seçilmiş Cumhurbaşkanımız kendi bakanlarını, başkanları, ofislerde ve kurullarda kim olacak bunlar üzerinde çalışarak kendi istişareleri doğrultusunda kamuoyuyla paylaşacak. Biz parti olarak işin siyasi ayağında çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Her sistem kendi kültürünü oluşturur, kaçınılmaz olarak. Her yönetim sisteminin bir kültürü olur, teamülleri olur. Zaman içerisinde yeni yönetim kültürü oluşacak. Türkiye kaçınılmaz olarak 1940’ların, 50’lerin, 60’ların, özellikle 60’tan sonra bu değiştirilen sistem şekillendi. 60 darbesini yapanlar, 61 anayasasını hazırlayanlar böyle bir sistem inşa ettiler. O sistemle bugün Türkiye’nin yoluna devam etmesi artık mümkün gözükmüyordu. Türkiye, dünya hızla değişirken, dünya yeni toplum biçimleri, yeni üretim biçimlerine şahit olurken, yeni bir yönetim ve organizasyon birimine geçti Türkiye. Bunun sancıları kaçınılmaz olarak olacaktır ama demokrasilerin güzelliği şudur, demokrasinin gelişmişliği sorun çözme becerileri kadardır. Bir demokrasi kendi sorunlarını ne kadar çözebiliyorsa o kadar gelişir. Geçmişte demokrasimizin gelişme imkanı olmadı. Demokrasimiz kriz yaşadığında zinde güçler geldi müdahale ettiler. Ya darbe yaptılar, ya muhtıra verdiler, ya hükümeti değiştirdiler ama yeni sistemin en güzel tarafı şu, yeni sistem kendi sorunlarını çözecek. Nasıl çözecek, milletin hakemliğinde çözecek” dedi.

SİYASET KURUMU KARAR VERİCİ OLACAK”

Sistem oturana kadar bazı sıkıntıların olacağını dile getiren Ünal, “Örnek, 2007’de bir kriz çıktı, size Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz dediler, biz nereye gittik, millete gittik. Ey aziz milletim bunlar bize cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz diyor dedik, millet ne dedi, Cumhurbaşkanını ben seçeceğim dedi. Yüzde 68 oranında halk oylamasıyla seçti milletimiz. Bir sorunu halka götürdüğünüz zaman o sorunu çözer, bu sistemin en güzel tarafı, sorun olmayacak mı, olacak. Sıkıntı olmayacak mı, olacak. Sistem oturana kadar bazı sıkıntılar, meclisle hükümet arasında, hükümetin kendi iç işleyişinde ama bu sorunlar bizzat artık bundan sonra siyaset kurumu tarafından çözülecek. Ve siyaset kurumu karar verici olacak. Bakanlar artık siyasetçi olmayacak ama bakanların üzerinde siyasetin, milletin seçtiği bir Cumhurbaşkanı olacak” şeklinde konuştu.

BUGÜN VERİLEN MÜCADELE TARİHE GEÇECEK”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni sisteme yönelik tutumuna eleştirilerde bulunan Ünal, “HDP’nin anlamadığı şey şu, CHP bir Cumhurbaşkanının siyasetçi olmasını bir türlü anlamıyor. Yani eski alışkanlıklarıyla, eski ezberleriyle düşündüğü için bir Cumhurbaşkanının millet tarafından seçilmesini anlamıyor. Bir Cumhurbaşkanı eğer seçilecekse siyasetle seçilecek, bir Cumhurbaşkanı siyasetle seçildiği zaman bir siyaset kurumunun içinden gelecek. Kaldı ki siyaset güzeldir, çünkü siyaset millet iradesini devlete taşıyan kurumun adıdır. Siyaset Cumhurbaşkanını seçti, peki Cumhurbaşkanı siyaset kurumu aracılığıyla seçiliyorsa siyasetle ilgisi var demektir. Siyasetle ilgisi varsa siyasi partisi olacak demektir. Sizde millete gidin, sizde seçilin, sizde siyaseti yukarı taşıyın, demokrasiyi yukarı taşıyın, Cumhuriyetin kazanımlarına, değerlerine sahip çıkın. Bugün gerçek anlamda millet artık egemen olmuştur. Adnan Menderes’le, Turgut Özal’la, Necmettin Erbakan’la, birçok Başbakanın millet iradesini egemen kılmak için verdiği mücadele bugün taçlanmıştır. Bugün verilen mücadele artık sonuç almıştır, bizim demokrasi tarihimizde tarihe geçecektir. Yeni hükümet sistemine geçtik, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni umarım önümüzdeki süreçte CHP’de anlayacaktır. CHP’nin şunu bilmesini istiyorum ki, iradesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a vermiş 26 milyon vatandaş bugün ayakta olacak. Onlar ister ayağa kalksın, ister kalkmasın” ifadelerini kullandı.

BİZİM İÇİN BUNLAR ÖNEMLİ”

Önümüzdeki süreçte atılacak olan adımları anlatan Ünal, “En son yayınlanan KHK, enerji Kurulu’na dönük bir KHK’ydı. OHAL ile ilgili 15 Temmuz’dan sonra devlet, terörle mücadelesinde etkin bir rol üstlendi. Vatandaşın gündelik hayatını ve özgürlüklerini kısıtlamadı. Milli Güvenlik Kurulu, Türkiye’nin güvenliği noktasında kararlar alıyor, bundan sonraki süreçte eğer devlet yeni enstrümanlara, yeni mekanizmalara ihtiyaç duyarsa bu konularda gerekli çalışmalar yapılacaktır. Burada şu çok önemli, biz terörle mücadeleyi ne için yapıyoruz, demokrasinin güvenliğini sağlamak, kamu düzenini korumak, insanlarımızın özgürlüğünü muhafaza etmek için yapıyoruz. Bizim için bunlar öncelik. Eğer önümüzdeki süreçte yeni enstrümanlara ihtiyaç olursa, TBMM’de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’de bununla ilgili gerekli önlemleri zaten alacaktır” şeklinde konuştu.

MİLLETVEKİLLERİ YEREL SORUNLARLA İLGİLENECEK”

Milletvekilleri ile aday adaylığı sürecinde muvafakatname imzaladıklarını ve milletvekillerinin artık yerel çözümlerle ilgileneceğini dile getiren Ünal, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Milletvekilleri daha çok yerel sorunlarla ilgilenecek, daha çok yerel çözümlerle ilgilenecek. Daha çok seçildiği bölgenin vatandaşlarının sorunlarını çözecek. Bu talepleri ihtiyaçları ilgili bakanlara taşıyacak. Yeni sistemle her şey daha sistematik bir hale geliyor. Eski sistemde il dengesi, siyasi dengeler göze alınarak hareket ediliyordu ama yeni sistemde Türkiye’nin hedefleri, geleceğe dönük planlaması, 2023, 2053 hedefleri ön plana çıkacak. Diğer taraftan diyelim ki Kahramanmaraş Milletvekiliyim ben, şimdi Kahramanmaraş’ın taleplerini, ihtiyaçlarını kim taşıyacak, 6 tane milletvekiliyiz, her biri Kahramanmaraş’ın her sorunuyla, çevre mi, kanalizasyon mu, atık mı, enerji mi, sağlık mı, eğitim mi, her birimiz o sorunlarla zaten ilgileniyorduk, bundan sonra o sorunlarla daha çok ilgileneceğiz. Milletvekillerimizle adaylık sürecinde bir muvafakatname imzaladık, dedik ki dört gün seçim bölgende olacaksın, üç gün Ankara’da olacaksın. Neden? Çünkü yeni sistemde milletvekilinin daha çok halkla birlikte olması gerekiyor. Oradaki sorunları hükümete taşıması, hükümetten bu sorunları çözümü için takipçi olması yani milletvekili bundan sonraki süreçte gerçek anlamda bir temsil yetkisi kullanacak. Daha sonra eğer seçmen o milletvekilinin temsilinden memnun kalırsa hizmet anlamında onu tekrar seçecek, memnun kalmazsa tekrar seçmeyecek. Bu da yerel siyasetin güçlenmesi açısından son derece kıymetli. Vatandaş doğrudan bakana ulaşmak yerine milletvekili aracılığıyla Cumhurbaşkanına ve bakanına ulaşacak”.

ÖNCELİĞİMİZ TERÖRLE MÜCADELE, SONRASI...”

Siyaset dışından herhangi bir mücadelenin söz konusu olmayacağını anlatan Ünal, “Öncelik sıralamasına göre Türkiye’nin güvenliği herhangi bir şekilde aksamaya uğramadan devam edecek. Tabi ki ekonomiye ilişkin yapılan çalışmalar etkin bir şekilde sürdürülecek. Bizim gençlere, kadınlara dönük verdiğimiz sözler var. Türkiye’nin enerji politikalarından tutun da yeni enerji kaynaklarına dönük birçok çalışma bundan sonra ilgili bakanların ödevi olacak. Ama burada güzel bir şey var, bütün bakanların üzerinde siyaset tarafından seçilmiş bir siyasetçi olacak. O yüzden siyaset dışında herhangi bir müdahale söz konusu olmayacak. Türkiye’nin demokrasisi son derece kıymetlidir, Türkiye’de demokratik siyaseti herkesin desteklemesi ve sahip çıkması gerekir” dedi.

HDP DEMOKRATİK SİYASETE İHANET ETTİ”

HDP’nin demokratik siyasete ihanet ettiğini dile getiren Ünal, silah ve şiddetle siyasetin bir arada olamayacağına belirterek, “HDP, demokratik siyasete ihanet etmiştir, çünkü silahla, şiddetle siyaset bir arada olmaz. Bırakın terörle iş birliğini, terörü destekleyen hatta bunu destekleyen bir açıklama yapsa siyasetçi onun siyasi hayatına son verirler tüm dünyada. Kamu güvenliği gibi demokrasi güvenliği de vardır, demokrasiyi korumak siyasetçilerin görevidir. Siz silahların gölgesinde siyaset yapacaksınız, sonra utanmadan demokratik siyasetten, barıştan bahsedeceksiniz. Zaten şuan da HDP’nin ve CHP’nin dili örtüşmüş durumda. Hem marjinallik anlamında, hem devlet karşılığı anlamında hem de terör seviciliği anlamında örtüşmüş durumdalar. Cumhuriyete, Atatürk’e, Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan her gerçek CHP’linin bu duruma müsaade etmeyeceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz