Yarın için erken konuşmak, tahminleri alt üst edebilir, yanılabiliriz. Çünkü yarınlar çok hadiseye gebe. Yarın için bir tahminde bulunuyorsunuz, program yapıyorsunuz, bir bakıyorsunuz önünüze bir engel ya da engelli çıkmış, geleceğe dair hesaplar yapmak, yatırım yapmak, hem bekleyenleri, hem beklenti içinde olanları zora sokabilir.

Bazen evdeki hesap çarşıya uymayabilir.

Bazen Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilirsiniz. O bakımdan, gelecek için umut taşıyanların umduğu dağlara kar yağabilir.

*

Bunu neden yazdım, neden böyle bir girişe ihtiyaç duydum. Bilenler bilmeyenlere, duyanlar duymayanlara iletsin diye…

Hatırlayın, Gelecek Partisi daha Türk siyasete yeni merhaba diyen ve insanları, geleceğe dair beklentisi olanları umud yolculuğuna çıkartan siyasi irade.

Yönümüz, hedefimiz ve konumuz Kahramanmaraş ve Gelecek Partisi’nin 3 Ekim’deki kongresi. Biz bu partiye ve bu partinin kurucularına, başkanlarına dair haberler yazınca, aynen; “Yahu bunların nesini gündeme taşıyorsun, bunlardan bir cacık çıkmaz, para harcamazlar, geleceğe dair programları, hedefleri bile yokken, niye reklamlarını yapıyor, adamları parlatıyorsun!” diyenler çok oldu.

Yanılıyorsunuz! Ummadık taş baş yarar mı, yarar. Bunun örneklerini çok gördük, çok yaşadık geçmişte.

Bir siyasi parti varsa, eh biz de bu memlekette gazetecilik yapıyorsak, hangi parti olursa olsun, herkese eşit mesafede durarak o partinin haberlerini de yaparız, başkanlarını ve çalışmalarını da gündeme taşırız.

İktidar veya muhalefet fark etmez, bu araba da buraya park etmez!

*

Şimdi… İl Başkanlığı önemli. Partinin il veya ilçedeki lokomotifi. Şayet lokomotif zayıf ise, arkasındaki vagonları taşımaktan aciz ise, modeli eski ise, çaptan düşmüş ise, bırakın hedefe varmayı, iki adım ileriye gitmeden ‘yoruldum, bıktım, usandım’ diye sesler çıkartıyor ise, lokomotifin değişmesi lazım. Kendini iyi ve formda hissetmiyorsan, performansın düşük ise ya yola çıkmayacaksın, ya da çıkmak isteyenlere mani olmayacaksın!

Menzile ulaşmak, yolcuları sağ salim hedefine taşımak istiyorsan. Yolu tamamlamak istiyorsan, yolda kalmak istemiyorsan, lokomotife önem vereceksin.

Hem yola çıkacaksın, hem eski arabayı tercih edeceksin, hem de sanayiye,  bakıma götürmeden, gazını, benzinini ya da dizelini, (depoya yakıt) doldurmadan; “Ben uzun ve meşakkatli yola çıkıyorum, bu araba ile hedefime ulaşırım!” diyorsanız, kusura bakmayın, yolda kalır, yolcuları da sıkıntıya sokarsınız.

*

3 Ekim’de, Gelecek Partisi il kongresi var. Mevcut başkan Av. Arif Gedemenli yeniden aday olmayı düşünür mü, güven tazelemeyi aklından geçirir mi, bilemem…

Herhalde düşünür. Netice itibariyle partinin kurucu il başkanı. Düşünür veya aklından geçirmesini normal karşılarım. Karşılarım da, acaba delegeler, partinin tabanı ne düşünür, onu bilemem, ona dair tahminlerde bulunamam.

Çünkü parti tabanı her şeyi daha iyi bilir, delege, yani üye kaydettiğiniz, yönetime aldığınız kimseler her şeyin daha iyisini bilirler!

Önemli olan doğru isimlerle yola çıkmak. Siz doğru insanlarla yola çıkmazsanız, yanınıza azık da almazsanız, hem aç kalırsınız, hem yolda kalırsınız!

Yolda kalınca da, otostop çekseniz bile kimse sizi aracına almaz!

*

Gördüğüm, siyaseti okuduğum kadarıyla, bir değişim ve dönüşümden söz ediliyor. Öyle bir beklenti var sanki.

Yani lokomotif meselesi özetle…

O bakımdan… 3 Ekim’deki il kongresinde il başkanlığı için aday olduğunu öğrendiğimiz, mevcut il yönetiminde görev alan, yani il başkan yardımcısı  sayın Muharrem Çevik kardeşime başarılar diliyorum.

Önemli olan partinin emin ellerde olması..

Yani, 3 Ekim’de, Beyaz Saray’daki düğün salonunda, parti için yeni bir beyaz sayfa açılır mı, göreceğiz!

Hak’tan hayırlısı…