Ekonomisi güçlü-zayıf demeden bütün ülkeleri etkileyen virüs salgını, tüm hızıyla insanlığı tehdit etmeye devam ediyor. Salgın, sadece sağlık tehdidi değil refah eksilmesi ve yoksullaşma tehdidini de beraberinde getiriyor. Hiç şüphesiz herkesin arzu ettiği şey salgının üst noktayı görüp yayılım hızının aşağı doğru düşmesi ve insanoğlunun özlediği eski günlerine kavuşmasıdır.

***

Salgının yayılım hızının düşmesi için, insanların acil durumlar dışında en az 1 ay sokağa çıkmaması gerekiyor. Peki çözüm belliyse neden bunu uygulamak konusunda tereddüt yaşıyoruz?

***

Birçok kişinin evinden çıkıp işe gitmesi, onların hastalığı hafife aldığı veya kendisine çok güvendiği anlamına gelmiyor. Bu durum, insanların bir şekilde geçimini sağlamak zorunda olduğunu bilmesi, işsiz kalma endişesi ve evinin, ailesinin ihtiyacını karşılamak zorunda olması gerçeğiyle başbaşa kalması sebebiyledir.

***

Uzaktan esnek çalışma metodu yalnızca büyük şehirlerde yer alan, kurumsallaşma sürecini belli bir aşamada tamamlamış şirketlerce uygulanabiliyor. Bununla birlikte ülkemiz istihdamını sağlayan sanayi işletmeleri ve kobilerin büyük bir kısmı uzaktan çalışmaya uygun bir yapıda değil. Bir şekilde tekeri döndürmeye çalışan işverenler mecburen personel çalıştırmak; böyle bir dönemde işsiz kalma endişesi duyan personel de işe gelmek zorunda kalıyor. Personellerin toplu taşıma araçlarıyla işe gelişi, yemekhanelerde toplu yemek yemesi ve iş yerinde kapalı mekanda çalışması salgının yayılma riskini arttırmaktadır. Bilinçli işletmeler dışında bu noktalarda hijyen önlemi alan, risk yönetimi yapan firma sayısı yok denecek kadar az.

***

Evden dışarı çıkmama uygulamasını tam anlamıyla uygulatabilmek için insanların kendisini güven içerisinde hissetmesi lazım. Kiramı, faturalarımı, ev-araba taksidimi ve diğer borçlarımı nasıl öderim kaygısını taşıyan bireyi evde tutmak çok zordur. Bu güvenin sağlanması için merkez bankalarının ve otoritelerin hem para hem de maliye politikası araçlarıyla mücadele etmesi gerekir. Şu ana dek ilan edilen ve ana konusu erteleme ya da yeni finans kaynağı oluşturma temalı çözümler bireylere güvence sağlamıyor. Hiç kimse zaten borç içindeyken kredi kartı limitini daha da arttırmak ya da ilk 6 ayı faizsiz de olsa yeni kredi almak istemiyor.

***

Şu ana dek ilan edilen çözümler arasında belki de en etkilileri, Halkbank tarafından ilan edilen faizsiz 3 ay kredi taksidi atlatma çözümü ve bazı vergilerin tahsilinin ileri vadeye atılması çözümü oldu. Bunlara ilave olarak kira desteği ve elektrik-doğalgaz fatura desteği çözümleri de eklense geniş bir kesim oh çekecek ve evde kalma çözümünü iç rahatlığıyla uygulayacak. Aksi takdirde sayın Sağlık Bakanı’nın mesajlarıyla, sosyal medyadaki #evdekal etiketleriyle ve diğer sosyal insiyatiflerin etkileriyle ancak bir yere kadar evde kalma önlemi uygulanabilir, tabana yayılamaz.

***

OHAL ile sokağa çıkma yasağı ilan etmeden halkı evde tutmayı başarabilmek için maddi tereddütlerin giderilmesi çok önemlidir. Gelişmiş ülkeler bu iş için inanılmaz bütçeler ayırıyorlar ve şimdiden para basmaya başladılar. Ülkemiz olarak o kadar yüksek bütçeler ayıramasak da mevcut olan kurşunumuzu daha etkili alanlarda kullanabiliriz. Umarım para basmak gibi marjinal eylemlere gerek kalmadan bu süreci atlatırız ve yarına sağsalim çıkarız. Corona günlerini hayırlısıyla atlatabilmek dileğiyle. #evdekal