Mevsim itibariyle özellikle son dönemde artan ve ülke genelinde gittikçe yaygınlaşan grip virüsüne karşı Türkiye alarma geçti. Her geçen gün grip virüsü vakası ile dolup taşan acil servisler sonrası harekete geçen Sağlık Bakanlığı’da uyarı niteliğinde bir rapor hazırladı. Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda grip şikâyeti nedeniyle hastanelerin acil servislerine başvuru yapanların sayısının artarak devam ettiğini belirtti. Raporda kişilerin toplu kullanım alanlarında hijyene dikkat etmesi gerektiği vurgulanırken kâğıt veya metal paranın 3 gün boyunca virüs taşıyabileceği belirtildi.

Konuyla ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulunan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Haydar Ürün, bu konuda en önemli görevin çocukların eğitimi konusunda ailelere ve sağlık çalışanlarına düştüğünü belirtti. Kâğıt paranın yanı sıra bankalarda bulunan para sayma makinelerinin de virüs taşıyabileceğine dikkat çeken Ürün, para sayma makinelerinin deterjanlı su ile silinmesi gerektiğini söyledi. Elle para sayarken parmak yalanması alışkanlığının da tehlikeli olduğunun altını çizen Ürün, “Bundan uzak durulması gerekiyor. Bu özellikle Amip dizanteri dediğimiz bağırsak parazitlerinin paradan direk ağzımız yoluyla bağırsaklarımıza geçmesine zemin hazırlıyor” ifadelerini kullandı.

GÖREV AİLELER VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINA DÜŞÜYOR”
Ürün, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “Bakteriler ve virüsler ellerimizde ve dokunduğumuz cansız cisimlerde saatlerce hatta günlerce kalabilme yeteneğine sahip. Kâğıt ve metal paralarda günlük hayatta en sık temas ettiğimiz objeler arasında. Özellikle yıpranmış ve eskimiş kâğıt paralarda grip, Hepatit A dediğimiz sarılık hastalığı, Tifo, Tüberküloz, zatüre, bağırsak parazitleri gibi birçok enfeksiyona rastlayabiliriz. Bunun önlemek açısından en önemli uyarımız el hijyenine dikkat edilmesidir. Ellerin sık sık sabunlu su ile yıkanmasıdır. Çocuklarımıza el hijyeni alışkanlığının kazandırılmasıdır. En azından dışarıdan geldikten sonra kirli olduğunu düşündüğümüz nesnelere temas ettikten sonra mutlaka sabunlu suyla el yıkama alışkanlığının edinilmesi gerekiyor. Bu bağlamda görev çocukların eğitimi konusunda ailelere ve biz sağlık çalışanlarına düşüyor.”

BİR DİĞER TEHLİKE PARA SAYMA MAKİNELERİ”
“Bir diğer kirlilik ortamı ise bankalardaki para sayma makineleridir” diyen Ürün, şöyle konuştu: “Bunların düzenli olarak temizliği gerekiyor. Temizlikten kastımız sadece çamaşır suyu ile silinmesidir. Bunun haricinde ekstradan farklı şeyler yapılmasına gerek yok. Bildiğimiz çamaşır suyunu sulandırarak bu tip para sayma makinelerinin temizlenmesi, silinmesi yeterli. Bir de kötü bir alışkanlık var. Elle para sayarken parmak yalanması alışkanlığı. Bundan uzak durulması gerekiyor. Bu özellikle Amip dizanteri dediğimiz bağırsak parazitlerinin paradan direk ağzımız yoluyla bağırsaklarımıza geçmesine zemin hazırlıyor. Bunun yerine parmağı ıslatmak için sağlıklı süngerlerin kullanılmasını öneriyoruz.”

SALGIN DEĞİL HASTALIK SIKLAŞMASI
Ülke genelinde yaygınlaşan hastalıkların salgın değil, hastalık sıklaşması olduğunu ifade eden Ürün, ağız ve burunla sık temastan kaçınılması gerektiğini sözlerine ekledi. Ürün, “Şu anda Ocak ayındayız ve dolayısıyla yılın en soğuk dönemindeyiz. Bu mevsimde bu tip enfeksiyonların sık görülmesi normaldir ama şu anda Türkiye’de bir salgından bahsetmemiz doğru olmaz. Mevsim normallerinde görülen hastalık sıklaşması mevcut. Yani bu dönemde kış mevsiminde insanların toplu yerlerde kalabalık ortamlarda daha sık bulunması nedeniyle bir de hava şartlarına daha uygun bir zemin hazırlaması nedeniyle grip, nezle ve zatüre gibi virüslere bağlı gelişebilecek enfeksiyonları daha sık görmekteyiz. Bu bağlamda insanlara biz en önemli korunma yolu olarak el yıkamayı öneriyoruz. Sık sık ellerimizi yıkayalım. Eğer bir hastaysak, hapşuruyorsak, öksürüyorsak, balgam çıkarıyorsak sık sık ellerimizi sabunlu su ile yıkamalıyız. Ağzımıza burnumuza sık temastan kaçınmalıyız. Eğer temas ediyorsak mendil ile ağzımızı burnumuzu kapatmamız gerekiyor ve mutlaka her temastan sonra ellerimizi yine sabunlu su ile yıkamamız gerekiyor. Yaşadığımız ortamları evlerimizi iyice havalandırmamız gerekiyor. Risk grubu olabilecek hastalık taşıyıcılar çocuklar, hamile kadınların bu tip enfeksiyon taşıyan insanlardan uzak tutulması lazım” şeklinde konuştu.

GEBE KADINLAR, OBEZ HASTALAR, KANSER HASTALARI…
Risk gruplarının mutlaka ama mutlaka aşılanması gerektiğini aktaran Ürün, “Özellikle grip alt hastalığı olan insanlarda ölüme kadar gidebilen komplikasyonlara yol açmaktadır. Onun engellenmesi içinde biz risk gruplarının aşılanmasını öneriyoruz. Nedir bu risk grupları? Gebe kadınlar, obez hastalar, kanser hastaları, kalp yetmezliği olan hastalar, koah dediğimiz kronik akciğer hastaları, karaciğer yetmezliği olan hastalar, böbrek yetmezliği olan kişiler, bağışıklık sistemi kullandığı ilaçlara yâda kendi bünyesine bağlı olarak baskılanmış olan insanların yılın belli zamanlarında özellikle Eylül ve Ekim aylarında aşılanması gerekiyor. “Ben bu dönemde aşılanmadım. Aşılanmasam olur mu?” düşünenler Mart ayına kadar yapılan aşı yıl boyunca koruyuculuk sağlayacaktır” diye konuştu. ,

65 YAŞ ÜSTÜ KİŞİLERE PNÖMOKAK VE HİB AŞISI YAPILMALI
Özellikle 65 yaş üstü kişilere Pnömokak denilen zatüre önleyici aşı ve yine zatüre önleyici HİB aşısının yapılması gerektiğini anlatan Ürün, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Bir de bazı aşı ile düzeltilebilecek yaşlılık döneminde görülebilen enfeksiyonlar var. Nedir bunlar? Zatüre aşısı, Pnömokok aşısı, HİB aşısıdır. Sağlık Bakanlığı tarafından bu artık çocuklara rutin olarak uygulanmaktadır. Özellikle 65 yaş üstü kişilere Pnömokak dediğimiz zatüre önleyici aşı HİB dediğimiz yine zatüre önleyici aşının mutlaka yapılmasını öneriyoruz. Bu sayede enfeksiyona bağlı ölüm ihtimalini belirgin şekilde azaltmış olacağımızı düşünüyorum.”

Haber: Emre AKKIŞ

Editör: Mahmut Beyaz