Kahramanmaraş’ın ilçelerini tanımaya ve tanıtmaya devam ediyoruz. İlçelerimizi geçmiş tarihinden ve günümüzden güncel bilgilerle okuyucularımıza sunuyoruz. Bu hafta Elbistan İlçesini birçok kaynaktan derlediğimiz bilgilerle bilinen ve bilinmeyen yönlerini tanımaya çalışacağız. Elbistan’ın tarihi geçmişi nedir, ismi nerden geliyor? Nüfusu ve ekonomik durumu, yeraltı, yerüstü zenginlikleri hakkında geniş bilgiler haberimizde.

Elbistan, Kahramanmaraş iline bağlı en büyük ilçedir. Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinin kesiştiği noktada yer alır. Şehir merkezinin nüfusu yaklaşık olarak 95 bin. TÜİK 2014 yılı nüfus sayımına göre tüm ilçe nüfusu köyleriyle birlikte 142 bin 168' dir. İlçe sınırları Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Fırat Bölümü’nde olup 2 bin 547 kilometrekare yüz ölçümüne sahiptir. Elbistan’ın kuzeyinde Darende ve Gürün ilçeleri, güneyinde Nurhak ve Ekinözü, doğusunda Malatya ili, Doğanşehir ve Akçadağ ilçeleri, batısında ise Afşin ve Göksun ilçeleri bulunmaktadır.

İlçenin ekonomik yapısında tarım ve tarıma dayalı ticaret ağırlıklı paya sahiptir. Termik santraller ve şeker fabrikası dışında sanayi henüz gelişmemiştir. Fakat Elbistan Organize Sanayi Bölgesi kurulmaya başlanmıştır ve yakın gelecekte sanayileşmenin daha da hızlanması beklenmektedir. Özellikle kırsal kesimlerde tarım büyük önem arz etmektedir. Şehir çok yakınından doğan ve ortasından geçen Ceyhan Nehri ile ünlüdür. Afşin-Elbistan termik santralleri Türkiye'nin elektrik üretimine önemli bir katkı sağlamaktadır. Şu anda mevcut olan iki santral toplam 17 milyar kilovat elektrik üretmektedir. Bölgenin en büyük şeker fabrikası olan Elbistan Şeker Fabrikası ovada ve civar illerde yetişen pancarları işler.

1993 yılında zamanın başbakanı Süleyman Demirel, muhtar Nuri Taphasanoğlu'nun ceketini imzalayarak "Elbistan İl Oldu" yazmıştı.. Aradan geçen yıllara rağmen Elbistan il yapılmadı. Verilen sözler, atılan imzalar uçup gitti 1970'li yıllardan beri il olma hayali ile yaşayan Elbistan halkı, bu hayalini gerçekleştirmek amacıyla çeşitli defalar birlik olarak bazı çalışmalarda bulunmuştu. 12 Şubat 1993 yılında bu isteğine çok yaklaşan Elbistan, heyette bulunan muhtar Nuri Taphasanoğlu'nun girişimleri ile sevinmişti. Zamanın başbakanı Süleyman Demirel, muhtar Taphasanoğlu'nun ısrarcı davranışları üzerine ceketinin arkasını imzalayarak; "Muhtarım, Elbistan il oldu" yazıp, altını imzalamıştı.

Uzun yıllar süre gelen Elbistan'ın il olma hususu 2000 yılında TBMM'ye verilen kanun teklifiyle resmiyet kazanmıştır.[ Kahramanmaraş’ın Büyük şehir statüsüne geçmesi ile bu konunun dile getirilmesi dahi anlamsızlaşmıştır.2014 Mart Ayında Kahramanmaraş’ın Büyükşehir Olması ile birlikte Elbistan Belediyesi Faal Duruma geçmiş hizmet 200 Kilometre uzaklıkta Büyükşehir Belediyesinden gelmek zorunda kalıp eksik hizmet almakta olunca 24 Ekim 2014 Tarihinde Elbistanlılar tekrar il olma çabalarına STK "lar Siyasi Parti Temsilcileri ile birlikte "Bir Olalım İl Olalım" Platformu Kurdular.

Yapılmakta olan Gölbaşı-Nurhak yolu (Kumlu Yolu) ile Elbistan güneydoğu illerinin batıya açılan kapısı olacaktır. Ayrıca Elbistan-Afşin-Sarız yolunun faaliyete geçmesi Elbistan'ın gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır. Elbistan 140.000'i aşan nüfusuyla ve içinde barındırdığı ticaret hacmi ve oluşan sermaye açısından Türkiye'nin 18 ilinden daha büyük olan ancak il olamamış bir ilçedir. Büyükşehir merkez ilçeleri hariç tutulduğunda Türkiye'nin en büyük 22’nci ilçe merkezidir. Elbistan, tarihi çok eski dönemlere kadar uzanan bir şehir olup Osmanlı Devleti'ne son katılan beylik olan Dulkadiroğlu Beyliği'ne başkentlik yapmıştır. Beyliğin başkenti ancak 1507'de Elbistan'ın savaşta tamamen yakılmasından sonra Maraş'a taşınmıştır.[3] Osmanlı padişahı II. Murat'ın annesi Emine Hatun Dulkadiroğlu beyi Nasıreddin Mehmed Bey'in kızıdır. Günümüzde çarşı yakınlarında bulunan eski Selçuklu hamamı civarında beylik sarayı kalıntıları bulunduğu bilinmektedir. İlçenin eski kasabası ve şimdi komşu ilçesi olan Ekinözü'nde bulunan doğal içme sularıyla çok çeşitli hastalıklara şifa dağıtılmaktadır. Yatırım potansiyeli olarak daha çok gıda üzerine yoğunlaşılmıştır. Besicilik gelişmiştir ve Türkiye çapında ünlü çoğu markaya et satışı yapılmaktadır. Elbistan Ovası, deniz seviyesinden yaklaşık olarak bin 115 metre yükseklikte olup Türkiye'nin 4’üncü büyük ovası olarak oldukça verimli bir arazi yapısına sahiptir. Bu nedenden dolayı tarım ve hayvancılık Elbistan'da çok ilerlemiştir. Türkiye'de kaliteli et üretim merkezlerinden biri de Elbistan'dır. Selçuklu dönemi sonrası kurulan Anadolu Türkmen beylikleri devrinin 4 büyük beyliğinden biri olan Dulkadiroğulları beyliği Alevi Türkmen beyliği idi…

ELBİSTAN TARİHÇESİ
Elbistan'ın tarihi çok eskiye dayanır. İlçe höyükler açısından çok zengindir. Kara Höyük mahallesinde yapılan kazı çalışmalarında Geç Hitit dönemine ait bazı eserler çıkarılmıştır. Ayrıca Elbistan ilçesindeki Yukarı Ceyhan bölgesinde yapılan kazılarda şu ana kadar 21 tane höyüğe rastlanmıştır. Bugün Kahramanmaraş Müzesi’nde bulunan Maraş Aslanı Afşin (Arıtaş) 'de bulunmuştur. Elbistan'da henüz bir müze olmadığı için bu eserler; İstanbul, Ankara, Adana ve Kahramanmaraş'ta sergilenmektedir. Elbistan ve köylerinde Oğuzların Avşar, Bayat, Beydili boyları çoğunlukta olmakla birlikte hemen hemen 24 Oğuz boyunun tamamı mevcuttur.


AFŞAR VE BEGTİLİ DAMGASI 
Bizans ile Abbasiler arasında 9’uncu 10’uncu ve 11’inci yüzyıllarda çeşitli savaşlar meydana geldi. Elbistan, 1084'te Selçuklular tarafından fethedildiyse de, Haçlı Seferleri sırasında sık sık yağmalandı ve el değiştirdi. Elbistan, 1144 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Mesud zamanında tekrar alındı. Ancak bu dönemde de sık sık Danişmentliler ile mücadele edildi. Ardından, 1190 yılında II. Kılıçarslan ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırdı. Elbistan Tuğrul Şah'a verildi. Bölge Kösedağ Muharebesi'nden sonra Moğol hakimiyetine girdi. Hakimiyet 1273-1277 yılları arasındaydı. Moğol hakimiyetinden sonra, 15 Nisan 1277 tarihinde Memlûk Sultanı Baybars'ın Moğol ordusunu yenmesi ile 112 sene Memlûk Devleti bütün bölgede etkili oldu. Dulkadiroğulları Beyliği, bölgede 176 sene Memlük Devleti'ne bağlı olarak hakimiyet kurdu. Bölge, Osmanlılarca ilk defa I. Bayezit döneminde kuşatıldıysa da (1399), bu girişim başarısızlıkla sonuçlandı. 1400 yılında da Timur, Elbistan ve yöresini yağmaladı. Bu yağmadan sonra Elbistan 16. yüzyılın başlarına kadar yağmalandı. Bölge, Osmanlılarca 1515 yılına kadar çeşitli şekillerde kuşatıldıysa da bu girişimler başarılı olamadı.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Halep Vilayeti (1864) I. Selim döneminde Turnadağ Muharebesi (1515) ile Osmanlı İmparatorluğuna katıldı. 1522 yılında Maraş bölgesi, özel yönetiminden ayrılır, sancak haline gelir ve Elbistan da Maraş'ın kazası haline gelir. Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sinde bölge hakkında bilgiler verir: Bu dağlar ve beldelerde hep Türkmenler otururlar. Lisanları (kendileri gibi) Buhara illerinden gelmedir. Bütün Türkler on iki çeşit lisan üzere konuşurlar.

1864 tarihinde, (Abdülaziz döneminde) Halep Vilayeti kurulunca, Maraş kazaya dönüşürken, Elbistan ve köy çevresi eski önemini kaybetmiştir. 1871 yılında da Elbistan'da ilk kez belediye teşkilatı kurulmuştu. I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın Halep'i kaybetmesiyle, Halep Vilayeti'ne bağlılık sona ermişti. Abbasi, Selçuklu, Haçlı, Danişmend, Moğol Memlük ve son olarak Dulkadiroğulları Beyliği bölgede 176 sene Memlük Devleti'ne bağlı olarak hakimiyet kurdu. Osmanlı kuşatmaları ise başarısızlıkla sonuçlandı.

EKONOMİK YAPI
Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren sürekli sosyolojik gelişmeler gösteren Elbistan'ın en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarımsal olarak üretilen en önemli ürünler tahıl ve şeker pancarıdır. Ayrıca Afşin sınırları içerisinde bulunanTürkiye'nin en büyük linyit rezervleri nedeni ile bölgede şu anda aktif olarak çalışan 2 adet termik santral bulunmakta ve 3. santralin kurulumu için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. İlçede ayrıca şeker fabrikası, pvc kapı ve pencere fabrikası, tuğla fabrikası gibi birçok sanayi kuruluşu bulunmaktadır. Bunlara ek olarak, kömür dışında sınırları içerisindeki köylerde mermer, krom gibi madenler bulunmaktadır. Sanayi faaliyetleri hızlı bir şekilde gelişmekte olup bölgenin adeta bir ticaret merkezi konumundadır. Ayrıca devlet tarafından bir OSB (Organize Sanayi Bölgesi) kurulması kararlaştırılmış olup bu OSB'nin sanayileşmeyi çok hızlandırması beklenmektedir. 26.01.2015 tarihinde Elbistan Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’de 1. etap alanına ait yol, içme suyu, atık su, yağmur suyu ve iletişim hatlarının döşenmesini kapsayacak altyapı projesi için ilk kazma vuruldu.

Ayrıca Elbistan'dan yurtdışına giden gurbetçiler ve sezonluk işçilerin yaz aylarında memleketlerine gelmesi şehrin gelişmesine katkıda bulunmaktadır.

Haber: Şenol Güneş

Editör: Mahmut Beyaz