Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değer kaybı devam ederken, kur 4.92’nin üzerine çıkarak yeni bir rekor daha kırdı. Böylelikle Türk Lirası’nın günlük kaybı yüzde 5’i aştı. Her hafta ekonomi alanında gazetemizde yazdığı köşe yazıları ile kent ekonomisini enine boyuna irdeleyen ve farklı bakış açısıyla Kahramanmaraş ekonomisini değerlendiren KİPAŞ Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ekonomist Hikmet Gümüşer, bu kez ise dolardaki sert dalgalanmaya açıklık getirdi. Doların neden yükseldiğini, 24 Haziran’da yapılacak olan seçimlerin doların yükselmesine olan ilişkisini ve doların yükselişinin önüne nasıl geçileceğini anlatan Ekonomist Hikmet Gümüşer, böyle dönemlerde yükselen piyasa ekonomisine dış kaynak girişinin azaldığını ve atılan adımların yatırım ortamını bozup, ekonominin geleceğine ilişkin soru işaretlerini çoğalttığını söyledi.

İşte ekonomist Hikmet Gümüşer ile dövizdeki sert dalgalanmaya ilişkin yaptığımız ropörtaj;

DOLARLA İLGİLİ ÖRGÖRÜ YAPAMAZ HALE GELDİK”

Dolar geçtiğimiz gün 4.92’nin üzerine çıkarak yeni bir rekor daha kırdı, dolardaki yükselişin temel sebebi nedir?

Dolar, bildiğiniz üzere çok hızlı bir yükseliş trendine girdi ve artık dolarla alakalı bir öngörü yapamaz hale geldik. Doların bu denli yükselmesindeki etkenlerin sayısı oldukça fazla. Bunlardan bir tanesi, ülkemiz bilindiği üzere cari açık veren bir ülke, dolayısıyla döviz talebi oldukça yüksek. İhtiyacı olduğu dövizi yani cari açığı finanse etmek için ihtiyaç duyduğu dövizi, yüzde 71 oranında sıcak para dediğimiz kısa vadeli finansman girişleriyle sağlıyor. Geriye ise bir kısmı rezervlerle, bir kısmı ise diğer uzun vadeli ülkemize yapılan yatırımlarla sağlanıyor. Buradan şunu anlayabiliriz ki, ülkemizi finanse eden en önemli şey sıcak para ve en büyük kısım bu. Sıcak para ülkemize nasıl giriyor, ağırlıklı olarak borsaya giriyor, borsada biliyorsunuz hisselerimiz Türk Lirası cinsinden satılıyor, yabancı yatırımcı dolarını bozuyor Türk lirası elde ediyor, oradan hisselerini alıyor ve dolarını ülkemize getirmiş oluyor, bu birinci yol. İkinci yol ne yapıyor, adamın elinde dolar fazlası var, bizim ülkemizde yüksek faiz oranı şu sıralar yüzde 15-16 bandında, diyor ki ben ne güzel yüksek faiz elde etmek için paramı Türk Lirası’na dönerim, Türkiye’ye getiririm, burada vadeli bir mevduat hesabı açarım, böylelikle TL mevduat elde etmek için doları buraya getiririm. Üçüncü yöntem ise uzun vadeli tahviller almak istiyor yabancı yatırımcı ülkemizden, uzun vadeli tahvilleri yatırım yapıyorlar. Yani bin yıldan uzun on yıla kadar olan Türk tahvillerine veya şirketlerin tahvillerine yatırım yapıyorlar.

SEÇİM VAATLERİ BÜTÇE AÇIĞINA SEBEP OLUYOR”

Ne oldu da sıcak para elimizden gitti? Yabancı yatırımcılar buraya para getirmekten neden vazgeçiyor?

Peki son zamanlarda ne oldu da sıcak para elimizden gitti? Şuan da doların bu denli ilerlemesindeki en önemli sebep bu türden gelen paraların artık musluğunun kapanması. Neden kapanıyor, çünkü birinci etken enflasyon, yani yabancı yatırımcı tahvilden gelir elde ediyor yüzde 15-16 her neyse ama bunun yüzde 12-13’ünü enflasyona kaptırıyor. Hep bir umudu var enflasyon düşecek diye ama enflasyonun düşmesine muhalif çok fazla hareket yapılıyor. Ne oluyor mesela seçimler geliyor, diyorlar ben bütçeden emeklilere aylık vereceğim veya iş yeri teslimlerinde KDV’yi yüzde 8’e düşürdüm gibi ifadeler bizim bütçemizde açığa sebep oluyor. Bu kadar piyasaya sürülmesi enflasyonun artması anlamına geliyor. Yabancı yatırımcı kazancının eriyeceği algısına kapıldığı anda olay ortadan kalkıyor. Aynı zamanda borsa yatırımcısı ve diğer vadeli mevduat yatırımcısındaysa, şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Adam, evet yüzde 15’den faiz elde etmek istiyor 100 bin dolarını bozup ama o 100 bin dolarını dört liradan bozduğunda tekrar dört lira bir kuruştan alsın ki ana parasını koruyabilsin. Son zamanlarda bir bakıyor kurlar 4’den, 4.20’ye sıçrıyor bir gecede. Bu sefer ilk başta koyduğu ana paranın değeri düşmeye başlıyor. Ve yabancı yatırımcı buraya para getirmekten vazgeçiyor.

PARA DURDUĞU YERDE AŞINIYOR”

Dolarizasyon nedir, kısaca bunu açıklayabilirmisiniz?

Bunlara ilaveten bambaşka bir husus daha var şuan ki yükselişi tetikleyen, o da dolarizasyon dediğimiz, Türkiye’de yerli paraya olan güvenin azalmasından dolayı yerli yatırımcılar veya yerli şirketler ya da bireyler ellerindeki Türk Lirası’nı gidip dövize dönderiyorlar. Neden, çünkü onlarda da aynı endişe var, enflasyon çok yüksek para durduğu yerde aşınıyor. O yüzden ben döviz alayım, nasıl olsa yükseliyor diyor, hem de ABD dört kez faiz artırımı yapacakmış diyor, paramı oraya koyayım mevduatta da değerlensin diyor böylelikle dolarizasyon dediğimiz dolara hücum başlıyor. Piyasadaki doları sömürmeye başlıyorlar, ondan sonra da böyle etkilerle dolar-TL fırlamaya başlıyor.

CARİ AÇIK ARTINCA, ENFLASYONUN DİNMEYECEĞİ ALGISI OLUŞTU”

Erken seçim açıklamasının ardından piyasalarda rahatlama görülmüştü, daha sonrasında ise neden sürekli bir artış yaşandı?

Erken seçim haberi geldiğinde piyasa bir rahatladı, belirsizlik ortadan kalktı çünkü, herkes tamam dedi, ne güzel beş yıl birisi başkan olacak ve seçimle uğraşmayacağız dedi. Ve erken seçim tarihinin çok yakın olması insanları sevindirdi çünkü bir seçim ekonomisi dediğimiz, işte yerel belediyelere paralar akıtmalar, halkın gözünü boyamalar gibi erzak ve gıda yardımı gibi durumlar olmayacak. Dolayısıyla bütçeden az para çıkacak, ekonomi dinginleşecek beklentisi kurları aşağı çekmişti. Yabancı veya yerli yatırımcının gözünden ülkeye olan güven yükselmişti. Ama paketler açıklanmaya başladı, emeklilere ikramiye, KDV indirimi şeyler ortaya çıkınca, aynı zamanda bu dönem içerisinde cari açık beklentileri beklenenden çok yukarılara çıkınca, gerçekleşen cari açık bölü gayri safi yurtiçi hasıla oranımız yüzde 5’lerden yüzde 6.4’lere tırmanınca, buna ilaveten bütçe açığı devam ettikçe, bizim artık ülkemizde maalesef böyle bir enflasyonun hiç dinmeyeceği, dolar-TL’nin yükseleceği algısı oluştu. O yüzden kurlar artamaya devam etti.

SİYASİLER DÖVİZİ KONTROL ALTINDA TUTMAK İSTER”

Dolar ekonomi haricinde siyasi yada herhangi bir alanı etkileyerek onlara yön veriyor mu?

Dolar-TL ekonomiyi zaten birebir etkiliyor, ekonominin haricinde siyaseti tabi ki etkiliyor, çünkü siyaset tamamıyla kamuoyunun cebine giren parayla alakalı bir şey aslına bakarsanız. Bireyler kazanıyorsa, ekonomi iyi düzeydeyse, geçen yıl 100 TL ile doldurduğu alışveriş sepetiyle bu sene doldurduğu alışveriş sepeti arasında olumlu yönde fark varsa, vatandaş o ülkede işlerin yolunda gittiğini düşünür. Ama şuanda insanlar geçtim gıda sepeti doldurmayı, yurt dışında tatile gidebilir miyim veya çocuğumu yurt dışında okutabilir miyim diye düşünüyorlar, yani insanlar döviz yükseldiği için çekiniyorlar. Dövizin yükselmesi psikolojik anlamda bireyleri işler yolunda gitmiyor havasına bürüyor. O yüzden siyasiler her zaman için dövizin kontrol altında tutulmasını isterler. Buna uygun da çare ararlar.

DOLARA OLAN TALEBİ DÜŞÜRÜP, TL’YE OLAN TALEBİ ARTIRMALIYIZ”

Doların yükselmesinin önüne nasıl geçebiliriz, neler yapılması gerekiyor?

Doların yükselmesinin önüne iki türlü geçilebilir, sonuçta dolar yada Euro dediğimiz şey, yabancı parada, döviz-TL kotasyonları paritesi önemlidir. Döviz-TL kotasyonları pariteleri neden yükselir, şundan dolayı. Ya dolara olan talep artar, ya TL’ye olan talep düşer. Bundan dolayı döviz fiyatı artar gider. Peki biz bunu nasıl düşüreceğiz, tam tersi yöntemle. Ya dolara olan talebi düşüreceksin ya da TL’ye olan talebi artıracaksın. Şuanın Türkiye’sinde dolara olan talebi düşürebilir miyiz? Petrolümüzü alıyoruz, ham maddemizi, makina teçhizatlarımızı alıyoruz. Dövize olan talebi kısmamız çok zor, ama en azından şunu yapabilir miyiz, TL’ye olan talebi artırabilir miyiz? İşte Türk lirası ile dış ticaret, ithalat, ihracat, belki ihraç ettiğimizden çok daha fazlasını ithal ediyoruz aramızın iyi olduğu komşularla ama mesela Kuzey Irak’a cariyi azla veriyoruz, cariyi fazla verdiğimiz ülkelerle farklı bir yol bulunabilir. Türk Lirası ile ticaretin yaygınlaştırılması olabilir veya Türk Lirası ile alınabilecek makine teçhizatlarının artırılması olabilir. Bir diğer yöntem döviz geliri olmayan firmaların döviz borçlanmasını kısmak olabilir, Türk Lirası ile tasarruf yapmak isteyenleri devletin desteklemesi olabilir. Vatandaşına sen Türk Lirası cinsinden vadeli mevduat yapacaksan, bir oranda benden diyebilir. Bunlar uzun vadeli planlamalar olabilir.

FAİZ ARTIRIMI YABANCILARIN PARA GETİRME İHTİMALİNİ YÜKSELTİR”

Dövizin rahatlaması amacıyla kısa vadede ne yapılabilir?

Kısa vadede ne yapılabilir, faiz artırımı olabilir. Eğer faizler artarsa yabancı yatırımcının Türkiye’ye parasını getirme ihtimali yükselir. Parasını Türk lirasına konvertibl edip, Türk Lirası cinsinden mevduatla bağlayabilir ve ülkedeki döviz girişi artabilir. Enflasyon oranlarının düşmesi lazım, enflasyonun yüksek olması insanların finansal piyasada elde etmiş oldukları gelirin azalması anlamına geldiğinden dolayı enflasyonun azalması gerekiyor. Enflasyon azalırsa elde edilen kazancın bir anlamı olur, Türk Lirası cinsinden. İhracatı artırıp, ithalatı kısmak ya da sadece ihracat değil, turizmi artırmak, turizme odaklanmak, hele ki mevsimi geliyor bunlar çok önemli. Her hedefin altında yapılması gereken onlarca faktör var, ülkeyi iyi tanıtmak gerekiyor.

CUMHURBAŞKANIMIZIN ZİYARETLERİNİ ÇOK ANLAMLI BULUYORUM”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı yurt dışı gezileri sonrası Türkiye’ye fon akımı olur mu? Siz bu gezileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Melih Gökçek’in açıklaması doğru olabilir, açıkçası Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu seyahatleri dikkatle izliyorum. Özellikle son zamanlarda Londra’ya yapmış olduğu seyahati çok anlamlı buluyorum. Küresel anlamda finansın merkezi biliyorsunuz Londra’dır ve Londra bugün Ortadoğu’daki petrolün de yöneticisi, aynı zamanda dünya ticarette birebir etki sahibi. İngiltere’den Türkiye’ye yönelik bir fon akımı olabileceğini bekliyorum Cumhurbaşkanımızın ziyaretinden sonra. Ya da Katar ile dış ilişkilerin daha da kuvvetlenip oradaki fonların Türkiye’ye getirilmesi, burada değerlendirilmesinin teklif edilmesini bekliyorum. Yada İngiltere ziyaretinde oradaki yatırımların Türkiye’ye çekilmesi söylenmiş olabilir veya yurt dışında dövizi olanların Türkiye’ye vergisiz bir şekilde gelmesinin önü açıldı, belki onunla alakalı olabilir ama neticede şu bir gerçek ki neyin değeri artarsa onun değeri düşer, dolayısıyla dövizin miktarı artacak ki değeri düşsün, dolar-TL gerilesin.

Haber : Ahmet Güneçıkan

Editör: Mahmut Beyaz