Yaklaşık 20 yıldan bu yana ara vermeden katılmaya çaba gösterdiğim Orta-Batı Ekonomik Kurumu’nun (Midwest Economic Association, MEA) ABD’de ki konferansındayım. Birçok bilim adamı, ekonomist, merkez bankası yetkilileri ve özellikle öğretim üyeliğine ilk adımını atmış taze doktoralı arkadaşlar çok değişik konular ve bildirilerle toplantıya renk katıyorlar

....

Aynı zaman diliminde Türkiye’de, biraz daha kısa süren, Bursa Uludağ Ekonomi Zirvesiekonominin tüm kesimini buluşturan zirve” haberleri eşliğinde yapıldı. Programın detayına baktığımızda, zirvenin tüm ekonomik kesimleri kapsamadığını gözlemledik.....

....

Önce kendi katıldığımız konferansın içeğini inceleyelim, daha sonra da basit bir karşılaştırma yapıp sentezleyelim.

....

Ekonomiyi anlamak ve gerçek hayatla buluşturmak çok detaylı istatistikler ile mümkündür. Zaten istatistikler de gerçek hayatın yansımasını oluşturan veri kaynaklarıdır. İşte bu kaynaşmayı sağlayan ekonomik modeller ve istatistiki analizler MEA’da yüzlerce öğretim üyesi veya adayı tarafından, arkadaşça bir yarış çerçevesinde sunuldu ve bu yazıyı hazırlarken ise hala sunumlar devam etmekteydi.


 

Konferansta gelir dağılımı tüm konular içinde ortak paydayı oluşturan yaklaşım oldu ve olmaya da devam ediyor. Örneğin alt %50 gelir grubu, 1980 ile 2016 yılları arasında dünya milli gelir büyümesinde payına düşen %12’yi alırken, en zengin %1 bu büyümenin %27’sin hanesine yazdırdı. İlginç olan diğer bir veri de, özellikle en zengin %10 ve %1 grupların her bir ekonomik krizden gelir dilimindeki paylarını artırarak çıkması.

....

Öte yandan tasarruflar ve dış borçların refah seviyesine olumlu ya da olumsuz etkisi gibi daha çok makro tarafta olan konular yanında, kadın ve erkeklerin aynı konum ve eğitim seviyesine sahip olmalarına karşın, aldıkları ücretlerde farklılıklar yani ayrımcılık gibi mikro konular da ayrıntılı bir analize tabi tutuldu. Vergilendirme ve vergide adalet ile vergi oranlarının oy davaranışına etkisi de sayısal olarak modellenen etkenler arasındaydı.

Üretim ve onun katma değeri ile teknolojik içeriğine katkıda bulunan “insan sermayesi” özel vurgu olarak karşımız çıktı. Bizim de sunduğumuz bir araştırmada insan sermayesi ile finansal kalkınmanın etkileşiminin ekonomik büyümeye katkısı, ayrı-ayrı katkılarından daha büyük olduğu sonucunu edindik.

....

Göçmen sorunundan kayıtdışı ekonomiye, çevresel faktörlerden ekonomik kalkınmaya, en önemlisi de tarımın finansallaşma kıskacından korunarak gıda güvenliğinin nasıl sağlanacağı konusuna kadar tüm ayrıntılar aylar süren çalışmaların birer meyvesi oldular. Günümüzün en büyük sorunu haline gelen özel sektör ve kamu sektörü dış borç oranları ile döviz piyasasındaki oynaklıkların nedeni ile sonuçları da masaya yatırılan ve ayrıntıya tabi tutulan karşılaştırmalı analizler oldu.

....

Doğal olarak tüm araştırmaları takip etmek olanaksızdı ama biz seçimimizi her bir zaman diliminde Türkiye ekonomisine yönelik konulara vermeye çalıştık.... Çok şey gördük, yeni yaklaşımlar, metodlar geldi önümüze, analizleri karşılaştırdık ve tüm Türk halkı gibi “bunu nasıl ülkemize uyarlayabiliriz” sorusunu sorduk kendimize, çözümünü de notlarımıza ekledik.

....

Dönelim Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne ....... Başlıkları ve başlıklara konu olan konuşmaları irdelediğimizde önümüze “girişimciliğin geleceği, üretimin geleceği, sağlığın geleceği, yarının şirketleri, toplumun geleceği, global fırsatların geleceği, .... şunun/bunun geleceği” ve bunları konuşan sermaye sahipleri, bankacılar ve büyük firma sahip ve ortakları çıktı karşımıza... Yani hep büyükler, genel-geçer bilgilerini aktarıp, sonuca bağlamadan da şikayetlerini ve devletin nasıl teşvikleri artırması gerektiğini vurgulayarak noktayı koydular. Kısacası fırsatlar ve yeni gelir alanlarının yaratılması için devletin kendilerine nasıl yardım yapması gerektiğini vurgulayıp düşüncelerini özetlediler.

....

Ekonominin üç unsurundan devlet ordaydı, firmalar ordaydı ama hanehalkı yoktu, etkisizdi... Ha bir de çiftçi kayıptı.


 

Şimdi iki ekonomi toplantısını sizler karşılaştırın... Karşılaştırın ve neden devamlı gelişmiş ülkelerde yaratılan sermayenin peşinden koştuğumuzu sorgulayın lütfen!


 

Verimli bir hafta dileğiyle!


 

Prof. Dr. Veysel ULUSOY

Eposta: [email protected]

Twitter: @ekonomikanaliz


 

Not: Bu yazı aynı zamanda veyselulusoy.com adresinde de yayımlanmıştır.