Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) raporlarına göre, yetersiz beslenme ve açlık, özellikle Afrika ülkelerinde ölümlerin ve hastalıklara karşı dirençsiz hale gelmenin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Dünyada 462 milyon yetişkinin yetersiz beslenme ve açlıkla mücadele ettiğini belirten WHO'ya göre, 5 yaşının altındaki 205 milyondan fazla çocuk ise ya aç ya da kiloları, yaşlarına veya boylarına oranla çok düşük. Ölümlerde ise 5 yaşının altında ölen çocukların yüzde 45'i yeterli beslenemediği için ya da açlıktan ölüyor. Açlıktan ölüm oranlarının yüzdelik bazda en yüksek bulunduğu kıta olarak "Afrika" öne çıkıyor. Toplamda 256 milyon insanın açlıkla mücadele ettiği tahmin edilen kıtanın doğusunda, nüfusun yaklaşık yüzde 31'inin yeterli beslenemediği BM raporlarına yansırken bu oranın çatışmalar, iklim değişikliği ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle artmasından endişe ediliyor.

ASYA KITASINDA YAKLAŞIK 500 MİLYON KİŞİ AÇLIKLA MÜCADELE EDİYOR
BM raporlarına göre, Asya kıtasında yaklaşık 500 milyon kişi açlıkla mücadele ederken, dünyada boyuna veya yaşına oranla kilosu düşük olan her 10 çocuktan 9'u Asya ve Afrika'da yaşıyor. Dünyadaki her 4 obez çocuktan 3'ü de yine bu iki kıtada görülüyor. Bu bölgelerdeki obezitenin sebebi olarak ise sağlıksız beslenmeye işaret ediliyor.

EN BÜYÜK İMTİHAN AFRİKA’DA
Dünyada 821 milyon insan açlıkla mücadele ederken, bunların yüzde 60'ını çatışmaların yaşandığı bölgelerdeki kişiler oluşturuyor. Global Açlık Endeksi'nin 2020 verilerine göre, yetersiz beslenme ve açlığın en çok görüldüğü 10 ülkenin 6'sı Afrika'da, 3'ü Asya'da, 1'i ise Amerika kıtasında yer alıyor. Kıtlık, kuraklık, çatışmalar ve ekonomik krizler nedeniyle açlığın vurduğu ülkelerin başında Orta Afrika Cumhuriyeti yer alıyor. Bu ülkede, nüfusun yüzde 53,6'sı yeterli oranda yiyeceğe ulaşamazken, Orta Afrika Cumhuriyeti'ni nüfusunun yüzde 45,9'unun açlıkla mücadele ettiği savaşın vurduğu Yemen takip ediyor. Afrika ülkelerinden Çad'da nüfusun 44,2'si, Madagaskar'da 41,5'i, Zambia'da 38,1'i, Liberya'da 34,9'u, Zimbabve'de ise 34,4'ü açlıkla mücadele ediyor. Yemen'in ardından Asya'da açlığın vurduğu diğer ülkeler ise yüzde 37,6 ile Doğu Timor ve halkının yüzde 33,8'inin yeterli yiyeceğe ulaşamadığı Afganistan olurken Orta Amerika'daki ada ülkesi Haiti'de ise bu oran 34,7 olarak kayıtlara geçti.

HER 10 ÇOCUKTAN 3'Ü "DÜŞÜK KİLOLU" DOĞUYOR
Açlık ve yetersiz beslenme, ölümün yanı sıra düşük kilolu bebek doğumlarına da sebep oluyor. BM verilerine göre, başta hamilelikte yeterli ve sağlıklı beslenememe sonucunda ortaya çıkan düşük kilolu doğum, bebeklerin 2,5 kilonun altında doğması anlamına geliyor. Dünyada neredeyse her 10 çocuktan 3'ü 2,5 kilonun altında doğarken, Afrika kıtasında doğan çocukların yüzde 51,7'si ideal kilonun altında dünyaya gözlerini açıyor. Bu oran Asya'da yüzde 23,1, Latin Amerika ve Karayipler'de ise yüzde 7,7 olarak açıklandı.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Güvenç, dünyada 830 milyon 996 bin 743 bin aç insanın olduğunu kaydetti. Bunun yanında dünyada 1 milyar 666 milyon 216 bin 363 aşırı kilolu insanın bulunduğunu ifade eden Güvenç, ayrıca son dönemde büyük bir sorun haline dönüşen obezite hastalığının da dünyada 715 milyon 40 bin 578 kişi de var olduğunu belirtti.

İşte Prof. Dr. İsmail Güvenç ile dünyadaki açlık verileri ile gerçekleştirdiğimiz röportajın ayrıntıları…

“GIDA GÜVENCESİNE ULUSAL GÜVENLİK GÖZÜYLE BAKMALIYIZ”
Bir ülke için gıda temini neden önemli?
Teşekkür ederim böyle bir röportaj için. Derslerde öğrencilerle paylaştığım ve Sebzecilik kitabımın önsüzünde yazdığım “Gıda Güvencesi Ulusal Güvenliktir!” cümlesini çok sık tekrarlarım… Gıda güvencesine ulusal güvenlik gözüyle bakmalıyız. Yine bireysel yaşamda da dengeli olarak gıdaya erişim önemli… “Başarının Anahtarları” kitabımda da Başarı ekolojisi içerisinde “Spor ve Beslenme” başlığı altında sağlıklı beslenmeye dikkat çektim.

“YETERSİZ BESLENME…”
Yani devamlılık önemli mi?
Elbette bunu tersi gıda güvensizliği diye bir durum var… Dünyada ve ülkemizde tüm insanlara bu erişimin sürekli olması temin edilememektedir… Yaşadığımız dünyada “gıda güvensizliğin”de iki yol vardır vardır:  Birincisi yetersiz beslenme (Undernutrition); ikincisi ise Obeziteye (obesogenic)dir…

“BEBEKLER VE ÇOCUKLAR YETERİNCE BESLENEMİYOR”
Yetersiz beslenme çok bilinmekte ama…
Evet! Genellikle bu kısma odaklanılmakta… Yetersiz beslenme bebekler ve çocuklar yeterince beslenmemektedir. Yeterli enerji, vitamin, protein, mineral alamamaktadır. Bu tip çocuklar yeterince gelişememekte ve tükenmişlik yaşamaktadır… Afrika ülkelerinde az gelişmiş ülkelerde sıkça karşılaşılan bir tablodur…

“PAHALI OLMAYAN, YÜKSEK KALORİLİ…”
Ya diğeri…
Bu birinciden daha yaygındır. Obezite yolunda demekteyiz. Kaygı, stres ve depresyon sıkça karşılaştığımız örneklerdir… Bu ruh halindeki insanlar dengesiz beslenir… Beslenmenin örnekleri kötüdür: Pahalı olmayan, yüksek kalorili,  düşük besleyici değeri olan bir beslenme dört nala koşmaktadır. Sonuçta insan metebolizmasının adaptasyonu ve aşırı kilo veya obezide sorunu ortaya çıkmaktadır…

“DÜNYADA GIDA GÜVENLİĞİ OLMADAN BESLENEN İNSAN SAYISI 4 MİLYARA YAKINDIR”
Açlık, Aşırı Kilo ve obezite sorunu ne boyuttadır?
Dünyada gıda güvenliği olmadan beslenen insan sayısı 4 milyara yakındır. Yani Dünya nüfusunun yarısı yani yüzde 50’i açlık veya kilo sorunu ile karşı karşıyadır. Açlık 21. Yüzyılın önemli bir sorunudur? Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) istatistiklerine göre Dünyada aç insan sayısı 821 milyon kadardır. Yani 8 milyarlık dünyanın yüzde 10.9’u açlık sorunu ile karşı karşıyadır. Diğer yandan 2,5 milyar insan ise aşırı beslenme sorunu yaşamaktadır… Dünyada aşırı kilolu insan ayısı 1,66 milyardır. Dünyadaki obez insan sayısı 715 milyondur. Bu resim insanlığın önünde durmaktadır.  Resme bakarak çözüm aramalıyız. Farkındalığı artırmalıyız…

“DÜNYANIN YÜZDE 10.9’U AÇLIK SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA”
Sayın hocam açlık derken daha büyük bir sorunla mı karşı karşıyayız
Elbette… Dünyanın yüzde 10.9’u açlık sorunu ile karşı karşıya ama aşırı kilo ve obezite bir az önce söylediğim gibi daha büyük boyutlarda.  Gelişmiş ülkelerde aşırı beslenme nedeniyle hastalıklar artmakta.  Tansiyon, şeker, kanser hızla yayılmakta…

 “BAZI ÜLKELER VEYA ZENGİNLER YETERİNCE SORUMLULUK ALMIYOR”
Bu verilere baktığınızda yanlış giden bir şey yok mudur?
Elbette vardır. Uzun bir ekonomik, siyasi, kültürel vs analizler yapmak mümkündür… Okuyucularımıza
1994’te fotoğraf dalında Pulitzer ödülü kazanan Kevin Carter çektiği fotoğrafı hatırlatmak isterim… Açlıkta dizi üstünde yüzü yere kadar düşmüş bir çocuk ve 3-4 metre uzağında bekleyen bir akbaba fotoğrafıydı bu… 2 km uzakta Birleşmiş Milletlerin Gıda destek ofisi varmış… Fotoğrafçı çocuğa yardım etmedi diye eleştirilmişti… Maalesef bazı ülkeler veya zenginler yeterince sorumluluk almıyor.

“YANLIŞ POLİTİKALAR…”
Birazda nedenlerinden bahseder misiniz?
Beslenmenin önemini öğrencilere anlatırken bir “kısır döngüden” bahsederim… Bu döngüde yeterli gıda bulunmaması ile başlayan süreç, çalışma kapasitesinin azalması, gelir düşüklüğü, gelir azlığı sonucu gıda güvencesinden yoksunluk ve bu fasit daireyi destekleyen olumsuz çevre şartları ve yanlış politikalar uygulamalar ile desteklendiğinde dönüp durmaktadır… Günümüzde az gelişmiş ülkelerdeki gıda azlığının nedenleri arasında üretim tekniklerinin bilinmemesi, yanlış politikalar, kuraklık vs sayılabilir.

“365 GÜN 7/24 İLGİLİ OLMALIYIZ”
Dünya Gıda Günü hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Dünyada beslenme sorununa dikkat çekmek için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 16 Ekim’i Dünya Gıda Günü olarak kabul etmiştir. Dünya Gıda Günü’nde Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde gıda üretimi ve tüketimi, açlık vb. konular incelenir… Önemli bulmaktayım… Ama 365 gün 7/24 ilgili olmalıyız.

 “İSRAFTAN KAÇINALIM…”
Okuyucularımızın daha kolay anlaması için hazır öneriler
Şunları söyleyebilirim… 
-Mevsiminde doğal ürünler ile beslenmeyi tercih edilmeli…  -Tahıl (ekmek, unlu mamüller), meyve, şekerli gibi karbonhidratlar fazla tüketilmekte kaçınınız… -Protein ihtiyacı fasulye, bezelye, nohut ve mercimek ile karşılaya çalışmalı… -Vitamin ve mineral kaynağı olarak sebze ve meyveler tercih edilmeli, ilaçlardan kaçınılmalı… -Yemeklerde sebze ile etin birleştirildiği tencerede pişirilmiş olanlar ve tercih edilmelidir. İsraftan kaçınalım…

“İSRAF KONUSUNDA FARKINDALIĞI ARTIRALIM”
Son olarak
Doğayı koruyalım… Teknoloji hayatı kolaylaştırır ama karın doyurmaz… İsraf konusunda farkındalığı artıralım… Bir kısım insanın açlık bir kısım insanında fazla beslenmeden şifa aradığı bir dünyaya hem birden itiraz edelim…

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz