Bugünkü yazımda sizlere anavatanı Ülkemiz olmamasına rağmen önemli bir üreticisi olduğumuz bir üründen söz edeceğim: Domates.

Domatesin anavatanı; Orta ve Güney Amerika’dır. Domates sözcüğü Güney Amerika’da yerlilerinin kullandığı xitomate sözcüğünden türemiştir. Zehirli olduğunun düşünülmesi tüketimini ve yaygınlaşmasını geciktirmiştir. ABD’de ancak 1800’lü yıllarda pişirilerek tüketilmeye başlanmıştır. Anadolu’da 150 yıldır tanınmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk olarak 1850 yıllarda Batılı bir büyükelçi Halep’e getirmiştir. Buradan önce güney bölgelerimize daha sonra da diğer bölgelere yayılmıştır…

Üretim…

2020 domates üretimi 13.2 milyon tondur. Bu üretimin %65’ini sofralık  (For table) (8.66 milyon ton) ve %35’ini salçalık (For processed) (5 milyon ton) domates üretimi oluşturmaktadır (TÜİK).

FAO (2019) verilerine göre Ülkemizde açıkta ve serada taze pazar veya işleme için domates yetiştiriciliği yapılmaktadır. Dünyada ve Türkiye domates üretimi sırası ile 180 ve 12.8 milyon tondur. Dünya Domates üretiminin %7.1’i Türkiye’de gerçekleştirilmektedir. Bu kadar domates üretim miktarı ile Türkiye dünya domates üretiminde Çin ve Hindistan’dan sonra  3. sıradadır. Türkiye’nin Dünya üretimindeki payı ise  %7,2’dir. Bu veriler Türkiye’nin önemli bir domates üreticisi olduğunu göstermektedir.

Domates üretiminin %65-70’i açıkta, % 30-35’i ise seralarda yapılmaktadır. Sera ürünleri arasında da domates önemli bir paya sahiptir. 2020’de toplam örtüaltı üretimi 8.5 milyon ton olup bu üretimin 7.8 milyon tonu sebze üretimine (%91.80) aittir. Örtüaltı sebze üretiminin %52.3’ünü (4.1 milyon ton) domates üretimi meydana getirir.

Türkiye’de domates üretiminde en önemli üretici bölgeler sırasıyla Akdeniz, Ege ve Doğu Marmara Bölgeleri’dir. Akdeniz Bölgesi domates üretiminin %30,7’sini karşılarken, bu üç bölge toplam üretimin %69’unu karşılamaktadır.

Domatesten açıkta dekardan 6-7 ton verim elde edilmektedir. Verim miktarı çeşide, yetiştirme tekniğine ve bakım şartlarına göre değişmektedir. Örneğin serada domates üretiminden dekara 20 tona kadar ürün almak mümkündür. Hollanda gibi bazı ülkelerde 2-3 katı verim elde edebilmekteler.

Tüketim

Türkiye’de yılda Kişi başına domates tüketimi 110 kilogramdır. Bunun ne demek olduğunu yaygın tüketilen bazı meyve ve sebzelere baktığımızda anlayabiliriz. En yaygın tüketilen sebze olan patatesin yıllık tüketimi 47.1 kg’dır.  Kuru soğanın ki ise 21.7 kilogramdır. Tüketimde soğan ve patates domatesin yanına bile yaklaşamamaktadır. Diğer bazı meyve ve sebzelerin tüketimi ise şu şekildedir: Karpuz 43.4, kavun 18.7, portakal 13.5, mandalin 10.0 kg, elma 27.1 kg’dır. Anlayacağınız yurdumun insanı her şeye domates veya ürünlerini (salça vs.) katarak tüketmektedir. “Maydanoz olmak” deyimi “domates olmak” olarak değiştirilse yeridir.

Bu tüketime rağmen Türkiye domates üretiminde kendine yeterli (%110) bir ülkedir. Hatta ihracatta da iddiası vardır.

Rekabet gücü…

Türkiye domates ihracatı için önemli bir potansiyeli vardır. Nitekim Türkiye’nin tarımsal ihracatında en önemli olan domatesin rekabet gücünün analizini yaptığımız bir araştırmamızda Türkiye’nin “domates ihracatında rekabet gücüne sahip” (bk. http://dogadergi.ksu.edu.tr/tr/download/article-file/588986) olduğu sonucu belirlenmiştir. Bu durum önemsenmelidir…

Taze sebze ihracatında 2017’de Rusya’nın ve Irak’ın payı sırasıyla %32 ve %26’dır. Tarım sektöründe de ülkemiz ekonomisi açısından bölgesel barışın ne kadar önemli olduğuna dikkat edilmelidir...

Son söz olarak şunu ifade edeyim: Domates ile ilgili ekonomik ve bilimsel anlamda yapılacak çok proje var.

Son söz: Maydanoz bu devirde domates olmak lazım dermiş.