İlerleyen teknolojiye rağmen radyolar halen dünyanın birçok yerinde en önemli iletişim aracı durumunda. Radyo yayıncıları arasındaki uluslararası işbirliğini geliştirmek ve yayın araçları üzerinden bilgiye erişim, ifade özgürlüğü ve toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek için başlıca ağların ve toplumsal radyoların teşvik edilmesi amacıyla 25 Ekim-10 Kasım 2011 tarihlerinde yapılan 36. UNESCO Genel Konferansı’nda 13 Şubat’ın “Dünya Radyo Günü” olarak ilan edilmesine karar verildi. Önceki yıllarda “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi”, “Gençlik”, “Olağanüstü Hal ve Felaket Durumlarında Radyo”, “Radyo Sensin”, “Radyo ve Spor” ve “Radyo: Diyalog, Hoşgörü ve Barış” gibi temalarla kutlanan Dünya Radyo Günü’nün 2020 yılındaki teması “Radyo ve Çeşitlilik” olarak belirlendi. Biz de Manşet Gazetesi olarak Radyo Fresh'de ki çeşitliliği ortaya koymak, programcıların pek bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmak ve onları daha yakından tanımak amacıyla 13 Şubat 2020 Dünya Radyo Gününü özel radyo programcıları ile bir araya gelip söyleşide bulunduk. Radyo Fresh'in Genel Müdürü Serdar Salma, kentin en neşeli ve başarılı radyocuları arasında ilk sıralarda yer alan Radyo Programcısı Defne ve mesleğe uzun yıllarını vermiş tecrübeli Radyo Programcısı Tolgahan gazetemize özel açıklamalarda bulundu.


“TELEVİZYON GÖRSEL AMA RADYO İŞİTSEL”

13 Şubat Dünya Radyo Günü’nün tarihçesini anlatan Radyo Fresh Genel Müdürü Serdar Salma, “Radyo 1895 yılında icat edildi ve UNESCO tarafından radyonun hayatımızdaki önemini anlatmak için 13 Şubat'ı dünya radyo günü ilan etti. Radyo iletişim araçları içerisinde Türkiye'de 1927'dan bu yana yıllardır hayatımızda olan bir olgu. En güzel taraflarından biriside televizyon gibi direk izlemen gereken bir şey olmadığı için radyo dinlerken araba sürebiliyorsun, cep telefonundan dinlerken işine gücüne bakıyorsun, evinde dinlerken işini gücünü yapabiliyorsun. Televizyondan ayrı gördüğümüz yanlarından birisi daha malum televizyon görsel ama radyo işitsel. Birincisi radyo yayınlarının olmazsa olmazı işin içerisinde mutlaka müzik var onun yanında yayıncılar var. Her birinin kültürü, sosyalitesi, yaşam tarzı, eğitimi farklı ve arkadaşlarımız yarı zamanlı olarak çalışıyor. Bu arkadaşlarımızın anlattıkları ve hayata bakış açılarıyla programlar şekilleniyor. Programlar şekillenirken dinleyenler insanlarda gerek kendilerinden bir şeyler bulma gerek ben niye açıdan bakmamışım olaya tarzındaki yaklaşımlarıyla radyocunun dünyasına konuk oluyorlar” dedi.

KAHRAMANMARAŞ'TA 1 NUMARA OLMA HAYALİYLE KURULDUK”

Yayıncıların dinleyenlerin hayatlarına çok kolay bir şekilde girip çıkabildiğine dikkat çeken Salma, Radyo Fresh’i Kahramanmaraş’ta bir numara yapma hayaliyle kurduklarını belirterek, “Radyoyu açtığı zaman frekansı 99.0'a getirdiği vakit hayatlarına doluyoruz. Kapattıkları an uçmuş gitmişiz. Yani hayatlarında olmamızda çok kolay çıkmamızda çok kolay. Biz buna değer veriyoruz. Çünkü halkımızın bize teveccühü bize sevgisi yıllardır devam ediyor çok şükür. Kahramanmaraş'ta 1 numara olma hayaliyle kurulduk ve yaklaşık 19 yıldır da bu yolda çok emin adımlarla ilerliyoruz. Radyo Fresh 2001 yılında kuruldu ve dile kolay 19 yıl olmuş. Bu 18 yıl içerisinde de ilk Radyo Fresh'te yayına çıkan adam benim. Serdari Saatler isimli programımızla yayın hayatımıza başladık öylede devam etti. Şimdide yöneticiliğini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

15 TEMMUZ’DA YAYIN YAPAN TEK RADYOYUZ”

15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin önlenmesinde radyonun önemli bir yerinin olduğuna dikkat çeken Serdar Salma, “Sosyal medyanın daha öncelikli olduğu bir dönemde yaşıyoruz. O yüzden radyonun gerek bilinirliği gerek kullanılırlığı biraz aşağılara doğru iniyormuş gibi. Yalnız 15 Temmuz gibi çok önemli bir gecede Kahramanmaraş'ta yayın yapan tek radyoyuz. Radyonun gücünü medyanın gücünü televizyonun, gazetelerin haber alma organlarının gücünü 15 Temmuz gecesinde o elim olaya karşı duruşumuzu Radyo Fresh olarak sabaha kadar yayın yaparak gösterdik. Sabaha kadar yaptığımız yayınlar içerisinde de gerçekten kanaat önderlerini, Kahramanmaraş'ın ileri gelenlerini, Sayın Mahir Ünal'ı, Hanefi Mahçiçek başkanımızı hepsini yayına aldık ve durumun ne olduğuna dair halkımızı bilgilendirdik. O yüzden radyo her ne kadar işte sosyal medya ve internet sonra televizyon sonra radyo gibi gelse de insanların farklı şeyler öğrenmek farklı sesler duymak farklı şarkılar farklı programlar duyabilmesi için en güzel kanallardan birisi” şeklinde konuştu.

"OLMAK İSTEDİĞİM YERDEYİM"

Kahramanmaraş'ta sesi ve yeteneği ile fark yaratan Radyo Programcısı Defne, kendisi ve radyoculuğa dair, "Yıllar önce hayalimdi çocukken bile sorsalar radyo programcısı olmak istediğimi söylerdim o derece konuşmayı çok seviyorum birine bir şeyler anlatmak, bir şeyler katmak farklı bilgilerden bahsetmek beni hep mutlu etmiştir. Tam olarak hayal ettiğim ve olmak istediğim yerdeyim Bir şekilde Radyo Fresh'in anonsunu duydum Fresh Akademiyi biliyordum ama hiç başvuru yapmaya cesaretim olmadı. O an artık zamanı geldi diye düşündüm ve başvuru yaptım. Belli başlı eğitimlerin ardından yayın hayatıma başladım. Sesimi konuşma tarzımı bu işe uygun buldular çok istekli oluşum ve bu konudaki yeteneğim beni bir adım ileriye taşıdı. Radyocu olmak harika bir his 3 saatlik yayınım 3 dakika gibi geçiyor. Zaman kavramı herkese ve her işe göre değişir. Ben buna çok inanırım sevmediğim bir iş yapıyor olsaydım o 3 saat işkence gibi olurdu. Ama yayın yaparken dış dünyadan o kadar uzağım ve orda o kadar mutluyum ki, kendimce eğleniyorum hep yeni şeyler üretiyorum hem yeni şeylerden bahsediyor hem de dinleyicilerimden gelen ilginç mesajlarla bende yeni şeyler öğreniyor ve sunuyorum.

"STÜDYOMU 2. EVİM BİLDİM"

Radyonun bana kattığı her şeye ve hissettirdiği haza her zaman minnettar oldum ve stüdyomu 2. evim bildim o kadar ki huzurluyum burada. İlk yayınım çok heyecanlı geçti. Çok mutlu oldum. Aynı şekilde endişe duydum karmakarışık hisler içindeydim yaklaşık 3 yıl oldu. İşte başlayalı su zamanda hissettiğim tüm duygulardan çok eminim tam olarak bu işi yapmak huzur ve tabi ki mutluluk. Radyocu olmanın diğer işlerden farkı benim için çok fazla var. Aslında burada iş gibi değil sanki düzenli geldiğim ve hep mutlu olup eğlendiğim bir yer. O yüzden bunu iş olarak görmedim hiç evden çıkarken aileme hiç işe gidiyorum demem yayınım var der çıkarım bu bile o kadar çok özel ki anlatamam. Diğer işlerde rutine binme durumu var her gün aynı şeyi yapmak insanları sıkıyor. Her gün aynı insanlarla muhatap olmak da tabi öyle. Ama ben öyle değilim her gün farklı dinleyicilerim var, her gün farklı düşünceler uçuşuyor kafamda. Bir konu belirliyoruz günlük onlardan bahsediyoruz farklı şarkılar farklı mesajlar da enerjik yayınıma renk katıyor ve tabi ki sayamadığım binlerce farkla beraber yayınımı ve diğer işlerden farkını çok seviyorum. Kesinlikle en çok mutlu olduğum yer radyo. Radyoda yayınım yokken bile radyo dinliyorum o derece seviyorum burada hep çok mutluyum. Dinlemek, izlemekten çok daha güzel ve özel bir durumdur. İnsan gördüğü şeyleri de dinlediği şeyleri de unutmaz. Bu gerçek ama dinlenmek bence daha güzel ve gizemlidir.

"EĞLENCE OLMAZSA OLMAZ"

Bende daha önce radyo dinlerdim yayın yapan kişiyi o kadar merak ederdim ki onu o kadar farklı bir yere koyardım ki gerisi kafamda kurduklarım ve hayal ettiklerim olurdu. Şimdi aynı şeyi benim dinleyicilerim benim için düşünüyor. Yayınımda ilginç haberlerden bahsediyorum sıkıcı 3.sayfa haberleri yerinde yurdun farklı kesimlerden insanların başına gelen ilginç olaylara yer veriyorum. Pratik bilgiler köşem var ev hanımlarına yönelik bir düşünce püf noktası diye de bir köşem var bu da yine aynı kitleye hitaben sanatçı köşem var bir sanatçının bilinmeyenlerini anlatıp şarkılarını dinletiyorum. Burç yorumları var astrolojiye hep merakım vardı. Bu bilgilerimi yayınımda da anlatıyorum. Sonrası mesajlar ve şarkılarla geçiyor zaten 3 saat kısa bir süre benim için. Tüm bunları yapmak için 3 saat yeterli değil. Yayınım dolu dolu geçiyor. Bir de sevdiğiniz işi yapıyorsanız zaten zaman daha da hızlı geçer ama elimden geldiği kadar her şeyden bahsetmeye çalışıyorum. Her meslek grubundan dinleyicim var aslına bakarsanız ev hanımlarından gençlere çocuklara çalışanlara kadar her birinden mesaj alıyorum. Her gün kendimi ev hanımlarına kolay gelsin deyip şoförlere yolunuz açık olsun demekle, öğretmenlere iyi dersler deyip gençlere zihniniz açık olsun demekle geçiyor. Bu çeşitlilik çok güzel, daha güzel olan bir şey varsa yayınım da hepsine hitap ediyor ve dinleniliyor olmam. Yayıncı olmak için ilk başta tabi ki bilgi olmalı bir yayın da bunun yanında eğlence olmazsa olmaz. Kimse efkarlanmak için televizyon yada radyo açmaz. Yayın yapan kişi sizi alıp uzaklara götüremiyorsa derdinizi unutturacak şeylerden bahsetmiyorsa o yayın olmaz o yüzden buna dikkat etmek lazım. Konuşan kişi enerjik olmalı kültürlü bilgili olmalı bu şekilde güzel bir yayın çıkar" ifadelerini kullandı.

"KOCAMAN BİR AİLE OLDUK"

Kentte radyoculuk denilince akla ilk gelen isimlerden olan Radyo Programcısı Tolgahan ise yaptığı mesleğin toplum için ne kadar önem bir yer teşkil ettiğinin farkında olduğunu belirtti ve sözlerine şu şekilde devam etti. "Radyo dünyasına 2010 yılında dahil oldum. Bu geçen süre içerisinde burada kocaman bir aile olduk. Mensubu olmaktan gurur duyduğum radyo programcılığı bana çok güzel şeyler kattı. Neresinden başlasak neresinden anlatsak bilmiyorum her anı heyecan ve mutluluk dolu yılları geri de bıraktık. Bu güzel günde önce radyo ailemin sonrasında bütün radyocuların dünya radyo günü kutlu olsun"

Bizde Manşet Gazetesi olarak tüm radyo emekçilerinin gününü en içten dileklerimizle kutluyoruz.

Haber: Alihan Kürşat

Editör: Mahmut Beyaz